Danıştay Kararı 13. Daire 2008/12927 E. 2009/9141 K. 19.10.2009 T.

13. Daire         2008/12927 E.  ,  2009/9141 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2008/12927
Karar No: 2009/9141

Temyiz Eden (Davacı) : ….
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)…
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; para cezasını gerektiren fiil suç olmaktan çıkarılması nedeniyle ödeme emrinin konusu borç ortadan kalktığı, uyuşmazlık konusu ödeme emrine konu para cezasından sorumlu … Anonim Şirketinin ortağı olarak bu şirketin yönetim kurulunda temsilen bir gerçek kişi bulundurulduğu, anılan şirketin borçlarından dolayı 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca şirketin değil bu gerçek kişinin takibinin yapılması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, yönetim kurulu üyesi bulunduğu anonim şirket hakkında 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’a muhalefet nedeniyle asliye ceza mahkemesince verilen para cezasının asıl borçludan tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle davacı şirket adına 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, ortağı ve yönetim kurulu üyesi bulunduğu … A.Ş. hakkında verilen ve kesinleşen adli para cezasının şirket malvarlığından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle söz konusu kamu alacağının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacı şirket hakkında düzenlenip tebliğ olunan dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35.maddesinde “Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” hükmü yer almıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 312. maddesinde “Anonim şirketlerin esas mukavelesiyle tayin veya umumi heyetçe intihap edilmiş en az üç kişiden ibaret bir idare meclisi bulunur. İdare meclisi pay sahibi aza ortaklardan teşekkül eder. Ancak pay sahibi olmıyan kimseler aza seçildikleri takdirde bunlar pay sahibi sıfatını kazandıktan sonra işe başlıyabilirler. Pay sahibi olan hükmi bir şahıs idare meclisi azası olamaz. Fakat hükmi şahsın temsilcisi olan hakiki şahıslar idare meclisine aza seçilebilirler. 275 inci madde hükmü mahfuzdur.”, 317. maddesinde, “Anonim şirket idare meclisi tarafından idare ve temsil olunur.” kuralları bulunmaktadır.
Bu hükümlere göre, anonim şirkette hissesi bulunan bir tüzel kişilik yönetim kurulu üyesi olamayacak, fakat bunların temsilcisi olan gerçek kişiler yönetim kurulunda görev alabilecek, genel kural olarak anonim şirket yönetim kurulu tarafından temsil edilecek ve yönetilecektir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin ortağı bulunduğu … A.Ş. hakkında 1567 sayılı Kanuna muhalefet nedeniyle asliye ceza mahkemesince verilen para cezasının asıl borçludan tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35.maddesi uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla davacı şirket adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
6762 sayılı Yasanın yukarıda sözü edilen hükümlerine göre, anonim şirketlerin kanuni temsilcisinin yönetim kurulu olduğu, yönetim kurulunun da gerçek kişilerden oluşacağı dikkate alındığında, 6183 sayılı Yasaya göre temsilci sıfatıyla ortaya çıkan sorumluluğun yönetim kurulu üyelerine ait olması gerekmektedir. Dolayısıyla … Anonim Şirketinin ortağı olan ve bu şirketin yönetim kurulunda kendisini temsilen bir gerçek kişi bulunan davacı şirketin yasal olarak yönetim kurulu üyesi olmaması nedeniyle anılan şirketin borçlarından dolayı 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca takibi mümkün değildir.
Bu itibarla, davacı şirket adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığından aksi yönde karar veren temyize konu mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 19.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.