Danıştay Kararı 13. Daire 2007/7553 E. 2008/965 K. 21.01.2008 T.

13. Daire         2007/7553 E.  ,  2008/965 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2007/7553
Karar No: 2008/965

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf: Orman Bakanlığı … AGM Başmühendisliği

İstemin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarihli, E: …, K: … sayılı kararın; işlemleri kabul ettiğine dair dilekçeyi verebilmesi için davacıya yapılması gereken tebligatın yapılmadığı öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Temyiz başvurusu; davacı ile davalı idare arasında 27.03.2001 tarihinde imzalanan “…-… Mikrohavzasında İşçi ile Toprak İşleme, Kuru Duvar Eşik Yapımı” işine ait sözleşmenin feshine dair 11.08.2001 tarihli “Tasfiye (Fesih) Kabul Tutanağı”nın iptali istemiyle açılan davanın açılmamış sayılmasına karar veren İdare Mahkemesi kararının bozulmasına istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı ile davalı idare arasında 27.03.2001 tarihinde imzalanan “…-… Mikrohavzasında İşçi ile Toprak İşleme, Kuru Duvar Eşik Yapımı” işine ait sözleşmenin feshine dair 11.08.2001 tarihli “Tasfiye (Fesih) Kabul Tutanağı”nın iptali istemiyle açılan davada, dava dilekçesi ekinde sunulan vekâletnamede pulun noksan olduğunun tespiti üzerine söz konusu eksikliğin giderilmesi için davacı vekiline verilen 10 günlük süreye rağmen anılan eksikliğin giderilmediği gerekçesiyle, 2577 sayılı Yasa’nın 31/1. maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşıldığından, verilen süreye rağmen vekâlet pulunun tamamlanmaması davacının hak kaybına uğraması sonucunu doğuracağından, davanın vekil olmaksızın sürdürülen bir dava olarak, bu tarihten sonra dava ile ilgili tüm işlemlerin davacı tarafından yürütülmesini sağlamak üzere bildirim yapılması gerekirken, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu’nun 67. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulüyle, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nin Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde: “14. maddenin 3/g bendinde yazılı halde otuz gün içinde 3 ve 5 inci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak yahut (c) bendinde yazılı hallerde, ehliyetli olan şahsın avukat olmayan vekili tarafından dava açılmış ise otuz gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla dava açılmak üzere dilekçelerin reddine” karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 27/3. maddesinde: “Avukatlarca vekâletname sunulan merciler, pul yapıştırılmamış veya pulu noksan olan vekâletname ve örneklerini kabul edemez. Gerektiğinde ilgiliye on günlük süre verilerek bu süre içinde pul tamamlanmadıkça vekâletname işleme konulamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; Avukatlık Kanunundaki “işleme konulmama” yaptırımının, maddi hukuk bakımından vekâlet akdinin geçerliliği için değil, o eksikliği taşıyan bir vekâletnameyi sunan vekilin, yargılamada vekil sıfatıyla görev yapabilmesi açısından sonuç doğuracağı, aksine bir yaklaşım tarzının, yasanın vekile yüklediği pul yapıştırma yükümlülüğünün mahkemece verilen yasal süreye rağmen yerine getirilmemesi halinde bu konudan haberi olmayan, bu hususta hiçbir yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunmayan asılın, salt bu nedenle hak kaybına uğramasına yol açacağı, bu durumun ise Anayasada (m.36) teminat altına alınan hak arama özgürlüğüne aykırı düşeceği, böyle bir durumda otuz gün içinde bizzat veya yasada belirtilen kuralları haiz vekâlet ilişkisinin kurulduğu bir vekil aracılığıyla dava açılmak üzere dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Buna göre, avukat tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan vekâletnamede pulun bulunmaması ve verilen süreye rağmen anılan eksikliğin giderilmemesi üzerine vekil kılınan kişinin avukat olsa bile yargılamada vekil sıfatıyla görev yapabilmesi usul hukuku açısından mümkün olmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca, otuz gün içinde bizzat veya yasada belirtilen kuralları haiz vekâlet ilişkisinin kurulduğu bir vekil aracılığıyla dava açılmak üzere dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 67. maddesi uyarınca davanın açılmış sayılmasına karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle idare mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı ile davalı idare arasında 27.03.2001 tarihinde imzalanan “…-… Mikrohavzasında İşçi ile Toprak İşleme, Kuru Duvar Eşik Yapımı” işine ait sözleşmenin feshine dair 11.08.2001 tarihli “Tasfiye (Fesih) Kabul Tutanağı”nın iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; olayda, 1136 sayılı Yasa’nın 27/3. maddesinde öngörülen vekâletname pulunun noksan olduğunun saptandığı, on gün içerisinde tamamlanması aksi takdirde vekâletnamenin işleme konulamayacağı ve ayrıca asil tarafından, vekilin yaptığı işlemlerin kabul edildiğine ilişkin bir dilekçe de verilmediği takdirde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca işlem yapılacağına dair Mahkemelerince verilen ara kararına davacı vekilince verilen cevapta, vekâletname aslının ibrazı ile yetinilerek vekâletname pulunun yapıştırılmadığı ve ayrıca davacı tarafından da vekilinin yaptığı işlemleri kabul ettiğine dair bir dilekçenin verilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 27/3. maddesinde, “Avukatlarca vekâletname sunulan merciler, pul yapıştırılmamış veya pulu noksan olan vekâletname ve örneklerini kabul edemez. Gerektiğinde ilgiliye on günlük süre verilerek bu süre içinde pul tamamlanmadıkça vekâletname işleme konulamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Yasa hükmü ile getirilen düzenleme uyarınca hukuken mevcut olan bir vekâletnameye dayalı olarak ilgili merci önünde işlem yapılabilmesi pul yapıştırılma şartına bağlı kılınmış olup, bu şartın yokluğunun vekâletnamenin varlığını ortadan kaldırıcı bir sonuç doğurması öngörülmemiştir.
Yargılama hukuku yönünden de Avukatlık Kanunu’nun yukarıda değinilen maddesindeki “işleme konulmama” yaptırımı, maddi hukuk bakımından vekâlet akdinin geçerliliği açısından değil, o eksikliği taşıyan bir vekâletnameyi sunan vekilin, yargılamada vekil sıfatıyla görev yapabilmesi açısından, yani usul hukuku yönünden sonuç doğurur. Aksine bir düşünce, yasanın vekile yüklediği pul yapıştırma yükümlülüğünün mahkemece verilen yasal süreye rağmen yerine getirilmemesi halinde bu konudan haberi olmayan, bu konuda hiçbir yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunmayan davacının, salt bu nedenle hak kaybına uğraması sonucunu doğurur ki, bunun da Anayasa’da teminat altına alınan hak arama özgürlüğüne aykırı düşeceği açıktır.
Bu itibarla Avukatlık Kanununun yukarıda yer alan hükmü uyarınca yapılan bildirime rağmen, pul noksanlığı tamamlanmamış bir vekâletnamenin hukuken mevcut olması ve vekil edenin iradesinin belirlenmiş olması karşısında vekâletname verilmeden açılan davalarda uygulanan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 67. maddesinin bu tür durumlarda uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Anılan Yasa’nın 27/3. maddesinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 67. maddesinin uygulanacağına ilişkin bir atfın yapılmadığı da göz önüne alındığında, açılan davada vekâlet görevi sürmeyeceğinden, davanın davacı tarafından sürdürülmesini sağlamak üzere tebligatların davacıya yapılması gerekliliği ortaya çıkar.
Olayda, davacı ile davalı idare arasında 27.03.2001 tarihinde imzalanan “…-… Mikrohavzasında İşçi ile Toprak İşleme, Kuru Duvar Eşik Yapımı” işine ait sözleşmenin feshine dair 11.08.2001 tarihli “Tasfiye (Fesih) Kabul Tutanağı”nın iptali istemiyle açılan davada, dava dilekçesi ekinde sunulan vekâletnamede pulun noksan olduğunun tespiti üzerine söz konusu eksikliğin giderilmesi için davacı vekiline verilen 10 günlük süreye rağmen anılan eksikliğin giderilmediği gerekçesiyle 2577 sayılı Yasa’nın 31/1. maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmakta olup, yukarıda açıklandığı üzere verilen süreye rağmen vekâlet pulunun tamamlanmaması nedeniyle vekil olmaksızın sürdürülen bir dava olarak, bu tarihten sonra dava ile ilgili tüm işlemlerin davacı tarafından yürütülmesini sağlamak üzere bildirim yapılması gerekirken, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununu’nun 67. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar veren … İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca davacının temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarihli, E: …, K: … sayılı kararın bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 21.01.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.