Danıştay Kararı 13. Daire 2007/4442 E. 2010/10 K. 05.01.2010 T.

13. Daire         2007/4442 E.  ,  2010/10 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2007/4442
Karar No: 2010/10

Davacı : …
Vekili : …
Davalı : Rekabet Kurumu
Vekili : …
Davanın Özeti : … merkezli şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan aralarında davacı şirketin de bulunduğu teşebbüslerin, bilet fiyatlarının tespiti konusunda anlaşarak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettikleri belirtilerek, aynı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrası ve 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete yönelik kısımlarının; kararda başvuru yollarının gösterilmemesinin hukuka aykırı olduğu, savunma hakkının kısıtlandığı, Kurul kararında belirtilen davranışların, 4054 sayılı Kanun kapsamında bir anlaşmanın varlığını ortaya koymadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 4054 sayılı Kanun’un 55. maddesinde, Kurul kararlarına karşı yargı yolu gösterildiğinden, kararda ayrıca başvuru yollarının gösterilmesine gerek olmadığı, savunma hakkı verilmeyen konuların karara dayanak yapılmadığı, aralarında davacı şirketin de bulunduğu teşebbüslerin rekabet ihlâlinde bulunduğunun yapılan soruşturma sonucunda saptandığı, davacılara en düşük ceza miktarının uygulandığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’nin Düşüncesi : Olayda; aralarında davacı şirketin de bulunduğu teşebbüslerin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettikleri sonucuna ulaşılmaktadır.
Davacı şirkete, 4054 sayılı Kanun’un işlemin tesisi tarihinde yürürlükte olan 16. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, süregelen eylemin saptandığı tarih olan, soruşturmanın açıldığı 15.09.2005 tarihinden bir önceki mali yıl için uygulanan 2004/1 sayılı Tebliğ uyarınca …-TL para cezası verilmesi gerektiği, Kurul tarafından ise Rekabet Kurulu tarafından davacı şirkete karar tarihinde uygulanan 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca …-TL idarî para cezası verildiği, ancak anılan maddede 5728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, nihaî karar tarihi olan 26.12.2006 tarihinden bir önceki mali yıl için uygulanan 2005/1 sayılı Tebliğ uyarınca davacı şirkete uygulanması gereken söz konusu cezanın …-TL olması nedeniyle, 2005/1 sayılı Tebliğ hükmü uyarınca para cezası verilmesinin davacı şirketin lehine bulunduğu, diğer bir deyişle, 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasında daha sonra yapılmış olan değişikliğin davacı şirket lehine bir durum yarattığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Kanun’un 4. maddesini ihlâl eden davacı şirketin, Kurul tarafından 2005/1 sayılı Tebliğ uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesi gerekirken, karar tarihi esas alınarak 2006 yılı için uygulanan 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi : Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin ihlâl edildiği belirtilerek verilen Rekabet Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının davacı … A.Ş.’ ye yönelik kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde belirli bir mal veya hizmet piyasasında rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmaların, uyumlu eylemlerin ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin hukuka aykırı ve yasak olduğu belirtildikten sonra altı bent halinde özelliği olan haller sayılmış, 16 ve 17. maddelerinde ise verilecek idari para cezaları belirlenmiştir.
4054 sayılı Yasanın 16. maddesi ikinci fıkrasında öngörülen cezanın alt sınırı, “2005/2 Nolu 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 16 ve 17 nci Maddelerinde Düzenlenmiş Olan İdari Para Cezalarının 31/12/2005 Tarihine Kadar Geçerli Olmak Üzere Artırılmasının Duyurulmasına İlişkin Tebliğde” 1.6.2005- 31.12.2005 tarihleri arası için … TL; 2006/1 Nolu Tebliğde ise, 1.1.2006 – 31.12.2006 tarihleri arası için … TL olarak belirlenmiştir.
Bartın merkezli şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan firmaların, anlaşarak bilet fiyatlarına zam yaptıkları şikayeti üzerine açılan soruşturma yürütülürken Güzergah Fiyat Listesinin bulunduğu, bu fiyat anlaşmasında; fiyatların 20.5.2005 tarihinden itibaren geçerli olup, fiyat tarifesi dışına çıkan yazıhaneye … YTL ceza verileceği, tekrarı halinde ise yazıhane işletme hakkının feshedileceğinin belirtildiği, söz konusu tarifesinin üzerinde Metro adına o zamana kadar bu firmanın acenteliğini yapan “… Şirketi”nin imzası ve kaşesinin olduğu, yerinde incelemeler sırasında elde edilen bilet fiyatlarının Listede yer alan fiyatlar ile örtüştüğü, anlaşmanın taraflarının rekabeti kısıtlamak için anlaşma yaptıklarını ifade ettikleri görülmektedir.
Rekabetin kısıtlanmasına ilişkin anlaşma yapılmış olduğunun açık olması karşısında Kararın; dava konusu kısmının, davacının 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiği, anlaşma ve karar tarihinde yürürlükte anılan Yasanın 16. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca asgari ceza miktarı ile cezalandırılması, bunun yasal sonucu olarak 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal eden eylemlerinden dolayı, rekabetin tesisi ve ihlalden önceki durumun korunmasını teminen yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışların ve ihlale son verilmesi gereğinin, aynı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, ilgili teşebbüslere bildirilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan; mülga 25.2.2004 tarihli ve 25384 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 38. maddesi uyarınca, Ulaştırma Bakanlığı’nın fiyat belirleme yetkisi bulunmadığı, taban ücretleri belirlediği ve yetki belgesi sahiplerince hazırlana tarifelere “görülmüştür” şerhi verdiği, yetki belgeleri sahiplerinin bu tarifelere uymak zorunda oldukları tespit edilen fiyatların üzerine çıkamayacakları ancak Ulaştırma Bakanlığı’na sundukları tarife üzerinden firmaların %20’lik bir indirim yapma imkanları bulunduğu, firmaların ücret tarifelerindeki fiyatların anlaşmadaki fiyatlardan yüksek olması veya Ulaştırma Bakanlığ’ının belirlediği taban ücret tarifesinden düşük olması hali, rekabetin kısıtlanmış olduğu sonucunu değiştirmemektedir.
Davacının anlaşmanın tarafının acentesinin olduğu ve diğer iddialarında ise isabet bulunmamaktadır.
Kararın, İdari para cezası tutarının belirlenmesine ilişkin kısmına gelince;
4054 sayılı Yasanın işlem tarihinde yürürlükte bulunan 16. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…yasaklanmış olan davranışları gerçekleştirdiği, bir yıl önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayri safi gelirinin yüzde onuna kadar para cezası ” verilebileceği yolundaki hüküm, 8.2.2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 472. maddesi ile “…nihai karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihai karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar idarî para cezası verilir.” şeklinde değiştirilmiş,
Yine 5728 sayılı Yasanın 474. maddesi ile 4054 sayılı Yasanın 55. maddesinde yapılan düzenleme sonucu ise “Kurul kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması kararların uygulanmasını ve idarî para cezalarının takip ve tahsilini durdurmaz.” kuralı getirilmiştir.
5326 sayılı Kabahatlar Kanunu’nun “Genel Kanun Niteliği” başlıklı 3. maddesinde;
Bu Kanunun; İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
Diğer genel hükümlerinin, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında da uygulanacağı ;
“Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının gönderme yaptığı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanu’nunun 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü yer almıştır.
İdari para cezasının verilmesine neden olan anlaşmasının 2006 yılında da varlığını sürdürdüğü, Kurulun kararı 2006 yılı içinde alındığı dikkate alındığında, gerek kararın tesisi itibariyle yürürlükteki mevzuat, gerek ise kararın verilmesinden sonra yapılan yasal değişiklik uyarınca, 2005 yılı esas alınarak idari para cezası hesaplanması gerektiği, rekabeti engelleyici fiilin sürüyor olması halinin bu sonucu değiştirmediği halde, Kararda 2006 yılını esas alınarak ceza tutarının belirlendiği, konuya ilşkin Tebliğler incelendiğinde, 4054 sayılı Yasanın 16. maddesi ikinci fıkrası için öngörülen cezanın alt sınırının, 2005 yılı sonu itibariyle, 2006 yılı için öngörülenden düşük olduğunun görülmektedir.
Bu durumda; 2005 yılının esas alınarak idari para cezası verilmesi halinde durumun davacının lehine olduğu görülmekte olup, bu hususun değerlendirilerek idari para cezası tutarı yönünden, Kurulca yeniden bir karar verilmesinin gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete verilen idari para cezası tutarı yönünden iptali, davaya konu diğer kısımları yönünden ise davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, duruşma için önceden belirlenen 05.01.2010 tarihinde davacıyı temsilen gelen olmadığı, davalı Kurum vekili Av. …’ın geldiği, Danıştay Savcısının hazır bulunduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Gelen tarafa usulüne uygun olarak söz verilip dinlendikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra, gelen tarafa son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü;
Dava; Bartın merkezli şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan aralarında davacı şirketin de bulunduğu teşebbüslerin, bilet fiyatlarının tespiti konusunda anlaşarak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettikleri belirtilerek, aynı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrası ve 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca idarî para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete yönelik kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.
Bu haller, özellikle şunlardır:
a) Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,
b) Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,
c) Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,
d) Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,
e) Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,
f) Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi…” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümle, belirli bir mal ve hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma veya kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı bulunarak açıkça yasaklanmıştır.
4054 sayılı Kanun’un davaya konu eylem ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan “Para Cezaları” başlıklı 16. maddesinin ikinci fıkrasında ise, bu Kanun’un 4. ve 6. maddesinde yasaklanmış olan davranışları gerçekleştirdiği Kurul kararı ile sabit olanlara, ikiyüz milyon liradan aşağı olmamak üzere, ceza verilecek teşebbüs niteliğindeki gerçek ve tüzel kişiler ile teşebbüs birlikleri ve/veya bu birliklerin üyelerinin bir yıl önceki malî yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan gayri safî gelirinin yüzde onuna kadar para cezası verileceği öngörülmüş olup, maddede yer alan maktu para cezaları her yıl yeniden belirlenmekte ve Rekabet Kurulu tebliğleri ile duyurulmaktadır.
Bu yasal düzenleme karşısında, Rekabet Kurulu’nca 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinde belirtilen yasak fiil ve davranışlarda bulunduğu saptananlara, eylem tarihi dikkate alınarak para cezası verileceği açık olup, para cezası uygulamasının; yasak fiil ve davranışın saptanarak soruşturmanın açıldığı tarihte devam eden ihlaller yönünden, soruşturmanın açıldığı tarihin eylem tarihi olarak kabul edilerek, bu tarihten bir yıl önceki malî yıl sonunda oluşan yıllık gayri safî gelirleri üzerinden, yasak fiil ve davranışın belli bir dönemi kapsadığı, diğer bir deyişle, soruşturmanın açıldığı tarihden önce yasak fiil ve davranışın sona erdiği durumda ise, son eylem tarihinden bir yıl önceki malî yıl sonunda oluşan yıllık gayri safî gelirleri üzerinden yapılması gerekli bulunmaktadır.
Dava ve işlem dosyasının incelenmesinden; … merkezli şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan teşebbüslerin aralarında anlaşarak fiyat tespit edip etmedikleri ve tespit edilen bu fiyatlara uyulup uyulmadığının araştırılması amacıyla Kurum tarafından söz konusu teşebbüslerden bir kısım bilet örnekleri ve yolcu listelerinin istenildiği, konuya ilişkin olarak … İlinde şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan teşebbüslerde 20.05.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere imzalanan “güzergah fiyat tarifesi”nin bulunduğu, bu tarifede ayrıca fiyat tarifesi dışına çıkan yazıhaneye …-TL cezanın, tekrarı halinde ise yazıhanenin işletme hakkının fesh edileceği yönünde yaptırım uygulanacağının taraflarca kararlaştırıldığı ve elde edilen bilet fiyatlarının “güzergah fiyat tarifesi”nde yer alan fiyatlar ile örtüştüğü, dolayısıyla tarafların aralarında anlaşarak belirlediği fiyatların uygulandığı anlaşıldığından, içlerinde davacı şirketin de bulunduğu teşebbüslerin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettiği sonucuna varılmıştır.
Dava konusu Rekabet Kurulu kararıyla, … İşletmesi ve … İşletmesi firmalarının sahibi …’in, … İşletmesi sahibi … Şirketi’nin ve davacı … A.Ş.’nin 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl etmeleri nedeniyle, aynı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrası ve 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca her bir teşebbüse asgari ceza tutarı olan …-TL idarî para cezası verildiği görülmektedir.
Ancak, 4054 sayılı Kanun’un işlem tarihinde yürürlükte bulunan 16. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, yasaklanmış olan davranışların gerçekleştirildiği tarihten bir yıl önceki malî yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirinin yüzde onuna kadar para cezası verileceği yolundaki hüküm, 08.02.2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 472. maddesi ile ” Bu Kanunun 4, 6 ve 7 nci maddelerinde yasaklanmış davranışlarda bulunanlara, ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin nihaî karardan bir önceki malî yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihaî karar tarihine en yakın malî yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar idarî para cezası verilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Diğer taraftan, 5326 sayılı Kabahatlar Kanunu’nun “Genel Kanun Niteliği” başlıklı 3. maddesinde; bu Kanun’un idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı, “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının göndermede bulunduğu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesinin 2. numaralı fıkrasında ise; suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümlerinin farklılığı halinde, failin lehine olan kanunun uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu yasal düzenlemeler uyarınca, 4054 sayılı Kanun 16. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğin davacı lehine bir sonuç doğurup doğurmadığı önem arzetmektedir.
Davacı şirkete, 4054 sayılı Kanun’un işlem tesis tarihinde yürürlükte olan 16. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, süregelen eylemin saptandığı tarih olan, soruşturmanın açıldığı 15.09.2005 tarihinden bir önceki mali yıl için uygulanan 2004/1 sayılı Tebliğ uyarınca …-TL para cezası verilmesi gerektiği, Kurul tarafından ise karar tarihinde uygulanan 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca …-TL idarî para cezası verildiği, ancak anılan maddede 5728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, nihaî karar tarihi olan 26.12.2006 tarihinden bir önceki mali yıl için uygulanan 2005/1 sayılı Tebliğ uyarınca davacı şirkete uygulanması gereken söz konusu cezanın … TL olması nedeniyle, 2005/1 sayılı Tebliğ hükmü uyarınca para cezası verilmesinin davacı şirketin lehine bulunduğu, diğer bir deyişle, 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasında daha sonra yapılmış olan değişikliğin davacı şirket lehine bir durum yarattığı saptanmıştır.
Bu durumda; 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl ettiği saptanmış olan davacı şirkete, Kurul tarafından 2005/1 sayılı Tebliğ uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesi gerekirken, karar tarihi esas alınarak 2006 yılı için uygulanan 2006/1 sayılı Tebliğ uyarınca …-TL idarî para cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Rekabet Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptaline, aşağıda dökümü gösterilen …-TL yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 05.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.