Danıştay Kararı 13. Daire 2007/3836 E. 2008/4354 K. 22.05.2008 T.

13. Daire         2007/3836 E.  ,  2008/4354 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2007/3836
Karar No: 2008/4354

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Vekili : …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; uyarı kararına konu yayında uluslararası kamuoyunu ilgilendiren bir haberin yer aldığı, ilgili hakkında yayından önce veya sonra soruşturma yapılmaması ya da yapılan soruşturmada işlem yapılmamasının suçsuz olduğu anlamına gelmeyeceği, haber yapılması için yargı kararının beklenmesi gerekmediğinin Yargıtay kararlarında da sık sık vurgulanmış olduğu, ilgili aleyhine mahkeme kararı bulunmasa da pek çok idari karar bulunduğu ve programın tüm yayın ilkeleri ve Anayasa’nın basına vermiş olduğu sınırlar dahilinde yapıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 16.10.2003 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda 3984 sayılı Yasanın 4/k bendinde düzenlenen yayın ilkesinin ihlâl edildiği belirtilerek uyarılmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 23.12.2003 tarihli kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; Danıştay Onüçüncü Dairesinin 29.04.2005 tarih ve E:2005/5901, K:2005/2434 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu haber programında …’ın “Şimdi ekranlarınıza korkunç bir iddiayı getiriyoruz.” sözleriyle başlayan haberde; Almanyada yayın yapan … kanalının “…” isimli programında, uluslararası organ mafyasına çalışan simsarlar tarafından, Moldovyalı yoksul köylülerin iş vaadiyle kandırılarak İstanbul’a getirilip burada, sağlık kontrolü diye bayıltılarak böbreklerinin alındığı ve karşılığında … dolar verildiği iddialarının yer aldığının belirtildiği, arkasından “Mafyadan söz açıldığında Türk televizyon seyircilerinin yabancı olmadıkları bir isim hemen ön plana çıkıyor. Doktor …” sözleriyle, …’nın 1999 yılında yapmış olduğu ve organ ticaretiyle ilgili olarak, her seferinde yasalardaki boşluktan faydalandığı iddia edilen …’in yakayı ele verdiği şeklindeki ifadelerle program görüntülerinin ekrana getirildiği daha sonra “Evet yıllar sonra Alman televizyonunda boy gösteren … acaba şimdi nerede? Gariban insanları kandırarak böbreklerini satmak zorunda kaldığı belirtilen ve …’nın daha önceki görüntülerinden …’i teşhis eden kişilerin görüntülerinin “Yine Yeniden …” yazısı ile ekranda verildiği ve “Anlaşılan o ki, …’nın yıllar önce maskesini düşürmeyi başardığı böbrek taciri …’in para kesen acımasız neşteri bu kez Moldovya’daki masum insanların böbreklerini doğramış” sözleriyle habere son verildiği ve bu haber nedeniyle de 3984 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (k) bendinde belirlenen “Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimsenin suçlu ilan edilmemesi veya suçluymuş gibi gösterilmemesi…” ilkesinin ihlal edildiği belirtilerek dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın, somut olayda soruşturması devam eden bir konuda, henüz iddia düzeyindeki açıklamalara, kişilerin kendilerine söz hakkı da tanınmadan tek yanlı olarak yer verilmesinin, kişilerin onurlarını ve şöhretlerini zedeleyici ve yargı erkinin fonksiyonunu anlamsızlaştıracağı, bunun kabulünün söz konusu olamayacağı, haber programında “öne sürülüyor” “iddia ediliyor” şeklinde ifadelerle konunun aktarılmasının da yayıncının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağının açık olduğu, belirtilen değerlendirmeler karşısında, içeriği aktarılan yayın nedeniyle 3984 sayılı Yasanın değişik 4. maddesinin (k) bendinde belirlenen yayın ilkesinin ihlal edildiğinin kabulü gerektiğinden, yayın kuruluşunun aynı kanunun 33/1. maddesi gereğince uyarılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 22.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.