Danıştay Kararı 13. Daire 2007/3295 E. 2009/2843 K. – T.

13. Daire         2007/3295 E.  ,  2009/2843 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2007/3295
Karar No: 2009/2843

Davacılar : …
Davalılar : 1-Başbakanlık-ANKARA
2-Maliye Bakanlığı-ANKARA

Davanın Özeti : 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı, 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile söz konusu Kararnamelere dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından tesis olunan ihale işlemlerinin; mayın temizlemenin mutlaka ihale mevzuatına tâbi olması zorunluluğunun söz konusu olmadığı, işin öncelikle GAP idaresi koordinatörlüğünde,TSK tarafından takip ve sonuçlandırılması gerektiği, mayın temizleme ve temizlenen arazilerin işletmeye açılmasının iki ayrı bağımsız süreçten oluştuğu,birarada ihale edilmelerinin mümkün olmadığı,temizlenen arazilerin bölge halkının kullanım ve yararlandırılmasına açılması gerektiği, yabancıların mülk edinmesini engelleyen mevzuatın aşıldığı, GAP idaresinin devre dışı bırakıldığı, Maliye Bakanlığının yetkisi bulunmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Başbakanlık Savunmasının Özeti : Usul açısından; …-TBMM grubunun dava açma ehliyetine sahip olmadığı, işin esası açısından ise; Genelkurmay Başkanlığının teklifi üzerine, 2565 sayılı Yasa’nın verdiği yetki uyarınca tesis edilen Bakanlar Kurulu kararları ile bu kararlar sonrası Maliye Bakanlığınca tesis edilen ihale işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Maliye Bakanlığı Savunmasının Özeti : Bakanlar Kurulunca, Bakanlıklarına verilen göreve istinaden yapılan çalışmalar çerçevesinde hazırlanan ihale şartnamesinde, söz konusu sahaların öncelikle mayından arındırılması, akabinde tarımsal faaliyetlerde kullanılmak üzere yükleniciye bırakılması esasının benimsendiği, ihalenin esasının hazineye ait mayınlı sahaların tarımsal faaliyetlerde kullanılarak bölge ekonomisine katkıda bulunmak olduğu, ihalenin 2886 sayılı Yasa’ya tâbi olduğu, sadece taşınmazların kullandırılması söz konusu olduğundan, yabancıların taşınmaz edinimiyle ilgili düzenlemelere aykırılık oluşturmadığı, yüklenicinin ve mayınlı sahalardaki özel mülkiyete tâbi alanlarla bölge güvenliği hakkında şartnamelerde düzenlemeler yapıldığı, konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile bu kararlar uyarınca Bakanlıklarca yapılan tüm işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Dava, 04.03.1992 tarihli ve 92/2795 sayılı Kararnamenin eki “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Sınır İşaretlerinin Belirlenmesi ve Yenilenmesi İle Fiziki Güvenlik Sistemi Kurulması Konusunda Uyulacak ve Uygulanacak Esaslar”ın 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Mayın temizleme işlemi ile Genelkurmay Başkanlığı görevlidir.” hükmünü,”Mayın temizleme faaliyeti GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı koordinatörlüğünde yürütülür.Mayın temizleme faaliyetinin ihale işlemleri ise Maliye Bakanlığınca gerçekleştirilir.” şeklinde değiştiren 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile,04.03.1992 tarihli ve 92/2795 sayılı Kararnamenin eki “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Sınır İşaretlerinin Belirlenmesi ve Yenilenmesi İle Fiziki Güvenlik Sistemi Kurulması Konusunda Uyulacak ve Uygulanacak Esaslar”ın 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükmü “Mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri Maliye Bakanlığınca yürütülür.” şeklinde değiştiren 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ve 13.10.2003 tarihli ve 2003/6277 sayılı Kararname ile Türkiye-Suriye hududunda kurulan birinci derece kara askerî yasak bölgelerin sınırlarının ekli haritalar ve koordinat listelerinde gösterildiği şekilde değiştirilmesini, Milli Savunma Bakanlığı’nın yazısı üzerine, 2565 sayılı Yasa’nın 2. maddesine göre kararlaştıran 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile söz konusu Kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından tesis olunan ihale işlemlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
2565 sayılı Askerî Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasında, Genelkurmay Başkanlığının göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile askerî yasak bölgeler kurulabilir veya kaldırılabilir hükmü yer almış, 4. maddesinde, “Askeri yasak bölgeler ile özel güvenlik bölgelerinin kurulması hakkındaki Bakanlar Kurulu kararı ve askeri güvenlik bölgelerinin kurulması hakkındaki Genelkurmay Başkanlığı kararına ekli uygun ölçekli haritalar ve koordinat listelerinde bu bölgelerin sınırları da belirtilir.”, 31. maddesinde ise, “Genelkurmay Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan sınır bölgelerinde fiziki güvenlik sistemi tesis edilir. Sistemin kurulmasından ve idame ettirilmesinden Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığı sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
2565 sayılı Yasa’nın 31. maddesi ile bu maddeye dayanılarak çıkarılan 92/2795 sayılı Kararname’de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırı boyunca sınır işaretlerinin belirlenmesi ve yenilenmesi ile fiziki güvenlik sisteminin kurulması konusunda uyulacak ve uygulanacak esaslar belirlenerek, sınır belirleme ve yenileme işlemi ile sınır fiziki güvenlik sisteminin kurulmasında görevli ve sorumlu kurumların tespit edildiği; mayın temizleme işleminin ise sınır fiziki güvenlik sisteminin kurulmasıyla ilişkilendirilerek, sistem inşaatı tamamlanan bölgelerden başlanarak, sistem inşa edildikçe, Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek kritik ve hassas bölgeler hariç olmak üzere, mayın sahalarının tümünün temizlenebileceği, temizleme işlemi ile Genelkurmay Başkanlığı’nın görevli olduğu; ancak mayın temizleme işleminin yöntemi konusunda bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır.
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinin (g) bendi ve 13. maddesinin (a) bendi hükümlerine göre, Devlete ait ve Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların yönetimi konusunda görevli bulunan Maliye Bakanlığı’nı, Genelkurmay Başkanlığı’nın 08.09.2004 tarih ve 431942 sayılı yazısında belirttiği, mayın temizleme faaliyetinin hizmet alımı yöntemi ile Maliye Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmesi yönündeki görüşünün gerekçesi de dikkate alındığında, mayınlı arazilerin sınıra yakın olması nedeniyle, TSK ve MSB’nı ilgilendiren konuların anılan kurumlar tarafından gerçekleştirilmek kaydıyla ve söz konusu Kararname çerçevesinde, önce mayın temizleme faaliyetinin ihale işlemleri ile daha sonra ise, mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri ile görevlendiren 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı Kararnamelerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 2565 sayılı Yasa’nın anılan hükümleri uyarınca, Genelkurmay Başkanlığı’nın göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile askerî yasak bölgelerin kurulması veya kaldırılması mümkün bulunduğundan, Genelkurmay Başkanlığı’nın anılan yazısında belirttiği, Türkiye-Suriye hududunda, 13.10.2003 gün ve 2003/6277 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile hudut hattından 100 metre derinlikte tesis edilen birinci derece kara askerî yasak bölgeleri nedeniyle, hudut bölgesinde bulunan tarım arazilerinin kullanılamadığı gerekçesine dayanılarak, söz konusu Kararname’nin Ek-3 ve Ek-4’ünde yer alan Türkiye-Suriye hududunda kurulan askerî yasak bölgelere ilişkin esasların Kararname’den çıkarılarak, dava konusu 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Kararnameyle, Türkiye-Suriye hududundaki askerî yasak bölgelerin daraltılmak suretiyle yeniden kurulmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Kararnamelere bağlı olarak, davalı Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale şartnamelerine gelince;
Mardin ve Şırnak illerinde yapılacak ihalelerin şartnamelerinin 6. maddesinde ; ihalelerin defterdarlıklarca, 2886 sayılı Yasa’nın 36. maddesi çerçevesinde mayınlı sahanın temizlenmesi ve tarımsal faaliyetlerde kullanılması için idarece belirlenmiş süreler esas alınarak önerilecek en uygun süreler üzerinden kapalı teklif usulü ile yapılacağı; 7. maddesinde ise, mayın temizleme işinin süresi ile taşınmazın tarımsal faaliyetlerde kullanılacağı azami süre belirtildikten sonra, sözleşmenin toplam süresinin, bu şartname ve eklerinde belirtilen mücbir sebepler dışında hiçbir gerekçe ile uzatılamayacağı, temizleme işinin öngörülen süreden önce tamamlanıp kabulünün yapılması halinde kalan sürenin tarımsal faaliyetler için öngörülen süreye ilave edileceği; temizleme işinin öngörülen sürede tamamlanamaması halinde ise, geçen sürenin tarımsal faaliyetler için öngörülen süreye ilave edilmeyeceği açıklanmıştır. Mardin ve Şırnak Defterdarlıkları tarafından verilen ihale ilânlarında ise, mayın temizleme işinin azami süresi belirtildikten sonra, tarımsal faaliyetlerde kullanma süresinin, mayın temizleme süresi dahil olmak üzere tespit edilerek, ihalenin, kullanma süresi açısından en uygun süreyi teklif eden istekliye yapılacağı anlaşılmıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 2. maddesinde, “Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır. Başka başka istekliler tarafından karşılanması mutat olan muhtelif işler bir eksiltmede toplanamaz. Ancak, ihalelerinin ayrı ayrı yapılacağı açıklanmak suretiyle ilanları birarada yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Olayda, mayınlı sahanın temizlenmesi ve tarımsal faaliyetlerde kullanılması için idarece belirlenmiş azami süreler esas alınarak, tarımsal alanların kullanımı için önerilecek en az süreler üzerinden ihaleye çıkıldığı anlaşılmış olup, 2886 sayılı Yasa’nın anılan 2. maddesi hükmünde belirtildiği gibi, mayınlı sahanın temizlenmesi ile temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde kullandırılması işlerinin aralarında doğal bir bağlantı bulunmadığı ve aynı istekli tarafından karşılanması mutat olmadığı için, söz konusu işlerin bir ihalede toplanması anılan 2. maddeye uygun olmadığı gibi, mayınlı arazinin temizlenmesi ve temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullanılması ihtiyaçlarının, en iyi şekilde ve uygun şartlarla karşılandığından da söz edilemeyeceğinden, anılan iki ihtiyacın bir ihale ile karşılanması hukuken ve işin niteliği gereği mümkün bulunmamaktadır.
Nitekim dava konusu şartnamelere göre yapılan ihalelerden birinde rekabetin sağlanamaması, diğerinde ise katılımın olmaması nedeniyle ihalelerin yapılamaması da ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması şartlarının gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağını göstermektedir.
Mardin ve Şırnak illeri defterdarlıklarınca ilân edilen ihaleler açısından ise; her ne kadar rekabetin sağlanamaması ve katılım olmaması nedeniyle ihalelerin yapılamadığı anlaşılmakta ise; davacılar ihale süreci sonunda işin isteklilerden birisi üzerinde bırakıldığına ilişkin ihale kararının değil, davaya konu ihale şartnameleriyle belirtilen konu ve koşullarla ihale yapılmasına (ihaleye çıkma) ilişkin işlemlerin iptali istemiyle dava açtıklarından, ihalelerin yapılamaması, bu işlemlerin hukukiliğini denetlenmesine engel olmamaktadır.
Dava konusu olayda,idare tarafından hukuka aykırılığı kabul edilip,ihaleler iptal edilmemiş,birinde katılım olmaması nedeniyle, diğerinde ise rekabet oluşmadığı gerekçesiyle ihaleler iptal edildiğinden,ihale işlemlerinde de; dayanakları şartnameler hukuka aykırı bulunduğundan,hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle iptalleri gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı, 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarına ilişkin davanın reddi gerektiği; söz konusu Kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale şartnameleri ile söz konusu şartnamelere göre ilân edilen ihale işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Dava; 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı, 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile söz konusu Kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından tesis olunan ihale işlemlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
12.03.2003 tarih ve 4824 sayılı Kanun’la Türkiye’nin katılması uygun bulunan “Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası İle İlgili Sözleşme”nin 5. maddesinde; “Taraf Devletlerden her biri, yetkisi ya da denetimi altında olan mayınlı alanlardaki bütün anti-personel mayınları bu Sözleşmenin söz konusu Taraf Devlet için yürürlüğe girmesinden sonra on yıldan daha geç olmamak şartıyla mümkün olan en kısa zamanda imha etmek ya da imha edilmesini sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir.
2565 sayılı Askerî Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun 1. maddesinin (a) fıkrasında, “Bu Kanunun amacı; Yurt savunması bakımından hayati önemi haiz askeri tesisler ve bölgeler ile sınırların, güvenlik ve gizliliğini sağlamak için bunların çevrelerinde, kıyılarında ve havalarında; kara, deniz ve hava askerî yasak bölgelerinin kurulması, kaldırılması ve gerektiğinde genişletilmesine ilişkin esas ve yöntemlerin düzenlenmesidir.” hükmüne; 2. maddesinin birinci fıkrasında, “Genelkurmay Başkanlığının göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile askerî yasak bölgeler kurulabilir veya kaldırılabilir. Askerî yasak bölgeler 1 inci ve 2 nci derece askerî yasak bölge olmak üzere ikiye ayrılır.” hükmüne; 4. maddesinde, “Askeri yasak bölgeler ile özel güvenlik bölgelerinin kurulması hakkındaki Bakanlar Kurulu kararı ve askeri güvenlik bölgelerinin kurulması hakkındaki Genelkurmay Başkanlığı kararına ekli uygun ölçekli haritalar ve koordinat listelerinde bu bölgelerin sınırları da belirtilir.” hükmüne; 5. maddesinin (b) fıkrasında, “Birinci derece kara askerî yasak bölgeleri, kara sınır hattı boyunca ve lüzum görülen kıyılarda otuz ila altıyüz metre derinlikteki sahalarda tesis edilir.” hükmüne; 31. maddesinde, “Genelkurmay Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan sınır bölgelerinde fiziki güvenlik sistemi tesis edilir. Sistemin kurulmasından ve idame ettirilmesinden Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığı sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Genelkurmay Başkanlığının teklifi üzerine 2565 sayılı Kanunun 31. maddesine göre, Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan 04.03.1992 tarih ve 92/2795 sayılı Kararnamenin eki “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Sınır İşaretlerinin Belirlenmesi ve Yenilenmesi İle Fiziki Güvenlik Sistemi Kurulması Konusunda Uyulacak ve Uygulanacak Esaslar”ın 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Mayın temizleme işlemi ile Genelkurmay Başkanlığı görevlidir.” hükmü yine Genelkurmay Başkanlığının 08.09.2004 tarihli teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca 31.01.2005 tarihli Kararname Eki Esaslar ile; “Mayın temizleme faaliyeti GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı koordinatörlüğünde yürütülür. Mayın temizleme faaliyetinin ihale işlemleri ise Maliye Bakanlığınca gerçekleştirilir.” şeklinde değiştirilmiş; daha sonra GAP Bölge Kalkınma İdaresi’nin görev süresinin 31.12.2005 tarihi itibarıyla sona erecek olması nedeniyle yine Genelkurmay Başkanlığının 13.05.2005 tarihli teklifi üzerine 13.06.2005 tarihli Kararnamenin Eki Esaslar ile bu kez 6. maddenin ikinci fıkrası, “Mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri Maliye Bakanlığınca yürütülür.” şeklinde değiştirilmiştir.
2565 sayılı Kanunun 31. maddesi ile bu maddeye dayanılarak çıkarılan 92/2795 sayılı Kararname’de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırı boyunca sınır işaretlerinin belirlenmesi ve yenilenmesi ile fiziki güvenlik sisteminin kurulması konusunda uyulacak ve uygulanacak esaslar belirlenerek, sınır belirleme ve yenileme işlemi ile sınır fiziki güvenlik sisteminin kurulmasında görevli ve sorumlu kurumların tespit edildiği; mayın temizleme işleminin ise sınır fiziki güvenlik sisteminin kurulmasıyla ilişkilendirilerek, sistem inşaatı tamamlanan bölgelerden başlanarak, sistem inşa edildikçe, Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek kritik ve hassas bölgeler hariç olmak üzere, mayın sahalarının tümünün temizlenebileceği, temizleme işlemi ile Genelkurmay Başkanlığı’nın görevli olduğu; ancak mayın temizleme işleminin yöntemi konusunda bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır.
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre Devlete ait ve Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların yönetimi konusunda görevli bulunan Maliye Bakanlığı’nın, Genelkurmay Başkanlığı’nın mayın temizleme faaliyetinin hizmet alımı yöntemi ile Maliye Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmesi yönündeki görüşü ve bu görüşte belirtilen sebepler dikkate alınarak, mayınlı arazilerin sınıra yakın olması nedeniyle, Türk Silahlı Kuvvetlerini ve Mili Savunma Bakanlığını ilgilendiren konuların anılan kurumlar tarafından gerçekleştirilmek kaydıyla, mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri ile görevlendirilmesi amacıyla düzenlenen dava konusu 31.01.2005 tarihli ve 13.06.2005 tarihli Kararnamelerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 2565 sayılı Kanunun anılan hükümleri uyarınca, Genelkurmay Başkanlığı’nın göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile askerî yasak bölgelerin kurulması veya kaldırılması mümkün bulunduğundan, Genelkurmay Başkanlığı’nın teklifi doğrultusunda, Türkiye-Suriye hududunda, 13.10.2003 tarih ve 2003/6277 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile hudut hattından 100 metre derinlikte tesis edilen birinci derece kara askerî yasak bölgeleri nedeniyle, hudut bölgesinde bulunan tarım arazilerinin kullanılamadığı gerekçesine dayanılarak, söz konusu Kararname’nin Ek-3 ve Ek-4’ünde yer alan Türkiye-Suriye hududunda kurulan askerî yasak bölgelere ilişkin esasların Kararname’den çıkarılarak, dava konusu 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Kararnameyle,Türkiye-Suriye hududundaki askerî yasak bölgelerin daraltılmak suretiyle yeniden kurulmasında da hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu Kararnamelere bağlı olarak, davalı Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale şartnamelerine gelince;
İhale şartnamelerinin ve ihale ilânlarının incelenmesinden; mayınlı sahanın temizlenmesi ve tarımsal faaliyetlerde kullanılması için idarece belirlenmiş azami süreler esas alınarak, tarımsal alanların kullanımı için önerilecek en az süreler üzerinden ihaleye çıkıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu Kararnamelerle, Maliye Bakanlığı’nın mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri ile görevlendirildiği dikkate alındığında, bu amaçla çıkılan ihalede mayının temizlenmesi hizmetinin satın alınması ile temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullandırılması işinin aynı ihalede birleştirilmesi mümkün değildir.
Ayrıca 2886 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtildiği üzere, mayınlı sahanın temizlenmesi ile temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde kullandırılması işlerinin aynı istekli tarafından karşılanması mutat bir durum değildir. Söz konusu işlerin bir ihalede toplanması anılan 2. maddeye uygun olmadığı gibi mayınlı arazinin temizlenmesi ve temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullanılması ihtiyaçlarının, en iyi şekilde ve uygun şartlarla karşılandığından da söz edilemeyeceğinden, anılan iki ihtiyacın bir ihale ile karşılanması hukuken ve işin niteliği icabı mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, Mardin ve Şırnak illeri defterdarlıklarınca ilân edilen ancak, rekabetin sağlanamaması ve katılım olmaması nedeniyle yapılamayan ihalelerin iptal edilmesi nedeniyle ihale işlemlerinin iptali istemi hakkında karar verilmesine hukuken imkan bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararları’na yönelik olarak davanın reddine; söz konusu Kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale şartnamelerinin iptaline; söz konusu şartnamelere göre ilân edilen ihale işlemlerinin iptali istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin uygun olacağı gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1.Maddesi uyarınca birlikte toplanan Danıştay Onüçüncü ve Onuncu Dairelerince, Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı, 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile söz konusu Kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından tesis olunan ihale işlemlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Başbakanlığın davacıların dava açma ehliyeti olmadığına ilişkin iddiası yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi:
Dosyada bulunan ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından Başbakanlığa yazılan 08.09.2004 tarih ve 431942 sayılı yazıda, TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri) tarafından, Türkiye-Suriye sınırında 1956-1959 yılları arasında hudut geçişlerini engellemek maksadıyla döşenmiş olan 615.419 adet mayının temizlenmesi çalışmaları ile ilgili olarak, mayın temizleme faaliyetinin süratle gerçekleştirilmesi maksadıyla hizmet alımı yöntemi ile mayınların temizlenmesi seçeneğinin de incelenmesi neticesinde, diğer seçenekler olan TSK’nin mevcut imkan ve kabiliyetleri ile temizleme ve TSK tarafından modern mekanik mayın temizleme teçhizatı temini ile temizleme yöntemleri yanında, anılan yöntemin, arazinin bölümlere ayrılarak temizliğinin birden fazla firma tarafından gerçekleştirilmesine imkan sağlaması ve temizleme faaliyetinin süresini kısaltması; birinci sınıf tarım arazisi olan mayınlı alanların temizleme faaliyetini süratle gerçekleştirmesi neticesinde bölgeyi ekonomiye daha kısa sürede kazandırması ve harcanan kaynağın geriye dönüşünü hızlandırması; bölgede yaşayan vatandaşlara iş imkanı yaratması ve bölgenin ekonomik açıdan kalkınmasına olumlu katkılar sağlaması nedenleriyle en uygun seçenek olarak değerlendirildiği; ayrıca bu çalışmalara paralel olarak, Türkiye’nin 12.03.2003 tarih ve 4824 sayılı Yasa ile Ottava Sözleşmesi’ne taraf olduğu ve döşenmiş olan anti personel kara mayınlarının (APKM) 2014 yılına kadar temizlenmesi, depolarda mevcut olan APKM’nin ise 2008 yılına kadar tahribi ve hukuki alanda yapılması gereken düzenlemeler gibi konularda anılan sözleşme gereği sorumluluklar üstlendiği; bu hususlar çerçevesinde, maliyet ve etkinlik açısından Suriye sınırlarındaki mayınların süratle temizlenmesi, atıl durumda bulunan arazilerin ekonomiye kazandırılması, Ottawa Sözleşmesi gereği yapılması gereken faaliyetlerin belirlenen süre içerisinde tamamlanması maksadıyla;
a-1 inci ve 2 nci derece kara askeri yasak bölge ve karakol emniyet sınırı ile hudut emniyet yollarının tespitini müteakip arazilerin ilgili Bakanlığa (Maliye Bakanlığı veya Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı) devredilmesi,
b-Faaliyetin icrası süresince, Başbakanlık bünyesinde, TSK ve MSB (Milli Savunma Bakanlığı)’nca danışmanlık hizmetini verecek personelin de bulunduğu (GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bünyesinde teşkil edilen Suriye Sınırındaki Mayınlı Alanların Temizlenerek Tarıma Açılması ve Ekonomiye Kazandırılması Çalışma ve Koordinasyon Kurulu) bir Üst Kurul teşkil edilmesi,
c-İlgili Bakanlıkça, mayınların temizletilmesi ve temizletme faaliyetinin tamamlanmasını müteakip arazinin kontrolünün hizmet alımı ile yaptırılmasının uygun olacağının mütalaa edildiği;
Mayın temizleme faaliyetinin, öncelikle Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi (SFGS)’nin tam olarak tesis edildiği Cizre-Akçakale arasında kalan arazi bölümünde başlatılması, SFGS’nin eksik olarak tesis edildiği, Akçakale-Hassa arasında kalan bölümünde ise SFGS’nin tesisini müteakip gerçekleştirilmesi, mayın temizleme faaliyetinde, temizlenecek arazi önceliklerinin ilgi (b) Konsepte uygun olarak belirlenmesi ve bu çalışmalar kapsamında TSK tarafından;
a-Söz konusu organizasyona TSK ve MSB tarafından personel, bilgi, belge, tecrübe ve teknik desteğin sağlanması,
b-İlgi (c) ve (ç) mevzuat kapsamında, 1 nci ve 2 nci derece kara askeri yasak bölge sınırlarının belirlenmesi, hudut emniyet yollarının tespit edilmesi, 1 nci derece askeri yasak bölge sınır ve karakolların emniyeti için karakol emniyet sınırının asgari yeterli seviyeye indirilmesi ile ilgili çalışmaların yapılması, devredilecek arazilerin tespit edilmesi ve tespit edilen bu arazilerin ilgili Bakanlığa devredilmesi,
c-Faaliyetler süresince hudut emniyet hizmetlerinin aksamaması ve TSK’nin planlı faaliyetlerinin etkilenmemesi için ihtiyaç duyulan hususların belirlenmesi,
ç-Bilgisayar ortamına aktarılması çalışmaları devam eden mayın tarlası krokilerinin ilgili Bakanlığa verilmesi,
d-Mayınların temizlenmesi maksadıyla TSK’ne tahsis edilen … TL’nın, … TL (… ABD Doları) ile Akçakale-Hassa arasında eksik olarak inşa edilen SFGS’nın tamamlanması için kullanılması ve geriye kalan kısmının Maliye Bakanlığı’na iade edilmesi,
e-Bölgenin hassasiyeti de dikkate alınarak temizleme, kontrol ve tarım için faaliyet gösterecek firmaların güvenilirliğinin Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı ile koordineli olarak belirlenmesinin uygun mütalaa edildiği ifade edilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi projesi ile ilgili olarak, yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde, TSK ve MSB’nı ilgilendiren hususların TSK ve MSB tarafından gerçekleştirilmesinin, mayın temizleme faaliyetinin Başbakanlık bünyesinde teşkil edilecek bir Üst Kurul ve ilgili Bakanlık vasıtasıyla yürütülmesinin uygun olacağının değerlendirildiği; ilgili Devlet Bakanı’nın başkanlığında, Genelkurmay Başkanlığı, Maliye Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve GAP Bölge İdaresi Başkanlığı’nın temsilcileriyle kurulan komisyon toplantısında, çalışma ve koordinasyon kurulu çalışmalarına devam edilmesi, mayın temizleme ihalesinin Maliye Bakanlığı’nca yapılması ve Maliye Bakanlığı’nın mayın temizleme ihalesini yapabilmesi amacıyla Başbakanlık’ca görevlendirilmesi konularında karar alındığı; Devlet Bakanlığı tarafından Başbakanlığa hitaben yazılan … tarih ve … sayılı yazıda; mayın temizleme ihalesinin Maliye Bakanlığı’nca yapılması konusunda Bakanlar Kurulu kararı alınması ve Genelkurmay Başkanlığı uhdesindeki projenin bütçesi ile birlikte Maliye Bakanlığı’na aktarılması, Milli Savunma Bakanlığı tarafından Başbakanlığa hitaben yazılan … tarih ve .. sayılı yazıda da, Suriye sınırında döşeli bulunan mayınlı arazilerin temizlenerek tarıma açılması çalışmaları ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı, Maliye Bakanlığı ve GAP Bölge İdaresi Başkanlığı’nın, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun 31. maddesi gereği olarak, 04.03.1992 gün ve 92/2795 sayılı Kararname ekinin 6. maddesinin değiştirilmesinde mutabakata varıldığından, anılan Kararname ekinin 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Mayın temizleme işlemi ile Genelkurmay Başkanlığı görevlidir.” ifadesinin, “Mayın temizleme faaliyeti GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı koordinatörlüğünde yürütülür. Mayın temizleme faaliyetinin ihale işlemleri ise Maliye Bakanlığınca gerçekleştirilir.” şeklinde değiştirilmesi için gerekli Bakanlar Kurulu Kararının çıkartılması hususunda bilgi verilmesinden sonra, Bakanlar Kurulunca, dava konusu 31.01.2005 tarihli ve 2005/8450 sayılı Kararnamenin Eki Esaslar’ın yürürlüğe konulmasına karar verilmek suretiyle, 04.03.1992 tarihli ve 92/2795 sayılı Kararnamenin eki “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Sınır İşaretlerinin Belirlenmesi ve Yenilenmesi İle Fiziki Güvenlik Sistemi Kurulması Konusunda Uyulacak ve Uygulanacak Esaslar”ın 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükmün, “Mayın temizleme faaliyeti GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı koordinatörlüğünde yürütülür. Mayın temizleme faaliyetinin ihale işlemleri ise Maliye Bakanlığınca gerçekleştirilir.” şeklinde değiştirildiği;Devlet Bakanlığı tarafından Başbakanlığa hitaben yazılan … tarih ve … sayılı yazıda, 31.01.2005 tarihli ve 2005/8450 sayılı kararname ekinin birinci maddesinde yer alan ifadenin,”Mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri Maliye Bakanlığı koordinatörlüğünde yürütülür.” şeklinde değiştirilmesi için gerekli Bakanlar Kurulu kararının çıkarılması hususunda; Genelkurmay Başkanlığı’nın 13.05.2005 tarih ve 4311653 sayılı teklifine dayanan ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından Başbakanlığa hitaben yazılan … tarih ve … sayılı yazıda da, GAP Bölge Kalkınma İdaresi’nin görev süresinin 31.12.2005 tarihi itibarıyla sona ereceğinden bahisle, 04.03.1992 tarihli ve 92/2795 sayılı Kararname’nin eki Esasların, 31.01.2005 tarih ve 8450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükümde,Devlet Bakanlığınca yapılan öneri ile aynı doğrultuda değişiklik yapılması için Bakanlar Kurulu Kararının çıkartılması hususunda bilgi verilmesinden sonra, Bakanlar Kurulunca, dava konusu 13.06.2005 tarihli ve 2005/8982 sayılı Kararnamenin Eki Esaslar’ın yürürlüğe konulmasına karar verilmek suretiyle, 04.03.1992 tarihli ve 92/2795 sayılı Kararnamenin eki “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Sınır İşaretlerinin Belirlenmesi ve Yenilenmesi İle Fiziki Güvenlik Sistemi Kurulması Konusunda Uyulacak ve Uygulanacak Esaslar”ın 6. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hükmün “Mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri Maliye Bakanlığınca yürütülür.” şeklinde değiştirildiği; Genelkurmay Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı teklifine dayanan ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından Başbakanlığa hitaben yazılan … tarih ve … sayılı yazıda ise; Türkiye-Suriye hududunda 13.10.2003 gün ve 2003/6277 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile birinci ve ikinci derece askerî yasak bölgeler kurulduğu, söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı ile hudut hattından 100 metre derinlikte tesis edilen birinci derece kara askerî yasak bölgeleri nedeniyle, hudut bölgesinde bulunan tarım arazilerinin kullanılamadığı; bu durumun ülke ekonomisini olumsuz etkilediği; söz konusu arazilerin tarıma kazandırılması maksadıyla söz konusu Bakanlar Kurulu Kararının Ek-3 ve Ek-4 Esaslarındaki birinci derece askerî yasak bölgelerin,ekte koordinatları belirtildiği şekilde daraltılmak suretiyle güncelleştirilmesine ihtiyaç duyulduğu bildirildiğinden, Genelkurmay Başkanlığınca teklif edilen, anılan hududa ilişkin harita, koordinat listesi, gerekçe ve Bakanlar Kurulu Kararı taslaklarının ilişikte sunulduğu belirtilerek, 2565 sayılı Kanun uyarınca söz konusu hududa ilişkin değişiklik içeren gerekli Bakanlar Kurulu Kararının alınması ve 13.10.2003 gün ve 2003/6277 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın Ek-3 ve Ek-4’ünde yer alan 1 inci derece askerî yasak bölgelere ilişkin harita paftası ve koordinat listelerinin kararname kapsamından çıkarılması hususunda bilgi verilmesi üzerine, Bakanlar Kurulu’nun dava konusu 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Kararı ile; 13.10.2003 tarihli ve 2003/6277 sayılı Kararname ile Türkiye-Suriye hududunda kurulan birinci derece kara askerî yasak bölgelerin sınırlarının ekli haritalar ve koordinat listelerinde gösterildiği şekilde değiştirilmesinin, Milli Savunma Bakanlığı’nın anılan yazısı üzerine, 2565 sayılı Yasa’nın 2 nci maddesine göre kararlaştırıldığı; söz konusu üç Bakanlar Kurulu Kararının yürürlüğe girmesinden sonra, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mardin ve Şırnak illeri ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan ve şartname çerçevesinde ihalesi yapılacak alanlardaki, mayın ile patlamamış mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması işlemlerinin yürütülmesinde uygulanacak genel esas ve usulleri belirlemek üzere ihale işlemlerinin parçası olan dava konusu şartnamelerin hazırlandığı; anılan şartnamelerde, “Kapsam”ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mardin ve Şırnak illeri ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan alanlardaki mayın ile patlamamış mühimmatın temizlenerek, mayınlı arazilerin Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlarda olması halinde bu taşınmazların tamamının, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması halinde ise sadece temizlenen alanların tarımsal amaçlı kullanılması olduğu; şartnamelerin uygulanmasında, 2886 sayılı Yasa ile bu Yasa’nın 74. maddesine dayanılarak yürürlüğe konulan Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinde yer alan tanımların aynen geçerli olduğu; şartnamede nitelikleri belirtilen alanların mayın ile patlamamış mühimmattan temizlenerek elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması amacıyla, Mardin Defterdarlığınca 15.02.2006 tarihinde ve Şırnak Defterdarlığınca 09.03.2006 tarihinde ihale yapılacağı; mayın temizleme işi tamamlandıktan sonra, 27.06.2005 tarihli ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince belirlenen askerî yasak bölge ile sınır hattı boyunca tesis edilecek sınır fiziki güvenlik sistemi için ihtiyaç duyulacak alanlar dışında kalan temizlenmiş alandan mülkiyeti Hazineye veya Suriye uyruklulara ait olmakla birlikte, Hazinece idaresi yapılan taşınmazlarla birlikte müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taşınmazlarla bütünlük arzeden Hazineye ait diğer taşınmazların, sınırları ve yüzölçümü belirtilmek suretiyle bir tutanakla yükleniciye idare ve kadastro müdürlüğü teknik elemanları tarafından teslim edileceği; söz konusu alanda yapılacak tarımsal faaliyetin, ilgili olduğu yerlerde 2565 sayılı Kanun ile Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yönetmeliği hükümlerine göre yürütüleceği, ayrıca organik tarım yapılması mümkün olan alanlarda yapılacak organik tarım faaliyetlerinin bahsedilen Kanun ve Yönetmelik ile 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına ilişkin Yönetmelik hükümlerine göre yürütüleceği konusunda ortak hükümlerin bulunduğu; söz konusu şartnamelere dayanılarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan, Mardin İli sınırları içerisinde kalan ve Mardin İli, Merkez, Nusaybin ve Kızıltepe İlçelerinde bulunan 125 adette toplam 49.482.967 m² yüzölçümlü taşınmazların 45.326.447 m² ölçümlü kısmında bulunan mayınların temizlenerek kullanılmak üzere, 2886 sayılı Yasa’nın 36. maddesi uyarınca Mardin Valiliği’nce (Defterdarlık) ihaleye çıkarılmasının Bakanlık Makamının 17.10.2005 tarihli ve 1119 sayılı Olur’u ile uygun görülmesinden sonra, söz konusu taşınmazlarda bulunan mayınlar (anti personel-anti tank mayınları) ile patlamamış mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullandırılması işi için Mardin Valiliğince (Defterdarlık) 15.02.2006 tarihinde ihale yapılacağının ilân edildiği, son teklif verme tarihi olan 24.01.2006 tarihi mesai bitimine kadar üç şirket tarafından, mayın temizleme işi ihalesi ile ilgili olarak oluşturulan komisyona müracaat edildiği, anılan şirketlerden iki tanesine ait geçici teminat mektuplarının süreli olduğu, bu durumun ihale şartnamesinin 10. maddesinde öngörülen şartları taşımadığından, ihale dışı bırakıldıkları, dolayısıyla teklifi değerlendirilebilecek bir şirket kaldığından ve bu sebeple de gerekli rekabet ortamı sağlanamadığından, daha geniş bir katılımın olacağı yeni bir ihale yapılabilmesi için, 2886 sayılı Kanunun 29. maddesi ile ihale şartnamesinin 15. maddesine göre, söz konusu ihalenin yapılmamasına karar verildiği, bunun üzerine, konunun Bakanlık tarafından incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda, Bakanlık Makamının 24.02.2006 tarihli ve 114 sayılı Olur’u ile söz konusu ihalenin yapılmaması yönündeki kararın onaylanmasının uygun görüldüğü; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırında bulunan, Şırnak İli sınırları içerisinde kalan ve Şırnak İli, Cizre ve İdil ilçelerinde bulunan 43 adette toplam 16.580.503,36 m² yüzölçümlü taşınmazların mayınlardan temizlenerek kullanılmak üzere, 2886 sayılı Kanunun 36. maddesi uyarınca Şırnak Valiliğince (Defterdarlık) ihaleye çıkarılmasının, Bakanlık Makamının 09.11.2005 tarihli ve 1185 sayılı Olur’u ile uygun görülmesinden sonra, söz konusu taşınmazlarda bulunan mayınların (anti personel-anti tank mayınları) ile patlamamış mühimmatın temizlenmesi, imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin tarımsal amaçlı kullanılması işinin ihaleye çıkarıldığı, ancak son başvuru tarihi olan 22.02.2006 tarihi mesai bitimine kadar teklif veren olmadığı; bu suretle yapılamayan iki ihaleden sonra mayın temizleme işi ile ilgili olarak yeni bir ihale yapılmadığı da,Maliye Bakanlığının 02.04.2007 tarih ve 18033 sayılı ara karar cevabından anlaşılmaktadır.
12.03.2003 tarih ve 4824 sayılı Kanun’la Türkiye’nin katılması uygun bulunan “Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası İle İlgili Sözleşme”nin 5. maddesinde; “Taraf Devletlerden her biri, yetkisi ya da denetimi altında olan mayınlı alanlardaki bütün anti-personel mayınları bu Sözleşmenin söz konusu Taraf Devlet için yürürlüğe girmesinden sonra on yıldan daha geç olmamak şartıyla mümkün olan en kısa zamanda imha etmek ya da imha edilmesini sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir.
2565 sayılı Askerî Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun 1. maddesinin (a) fıkrasında, “Bu Kanunun amacı; Yurt savunması bakımından hayati önemi haiz askeri tesisler ve bölgeler ile sınırların, güvenlik ve gizliliğini sağlamak için bunların çevrelerinde, kıyılarında ve havalarında; kara, deniz ve hava askerî yasak bölgelerinin kurulması, kaldırılması ve gerektiğinde genişletilmesine ilişkin esas ve yöntemlerin düzenlenmesidir.” hükmüne; 2. maddesinin birinci fıkrasında, “Genelkurmay Başkanlığının göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile askerî yasak bölgeler kurulabilir veya kaldırılabilir. Askerî yasak bölgeler 1 inci ve 2 nci derece askerî yasak bölge olmak üzere ikiye ayrılır.” hükmüne; 4. maddesinde, “Askeri yasak bölgeler ile özel güvenlik bölgelerinin kurulması hakkındaki Bakanlar Kurulu kararı ve askeri güvenlik bölgelerinin kurulması hakkındaki Genelkurmay Başkanlığı kararına ekli uygun ölçekli haritalar ve koordinat listelerinde bu bölgelerin sınırları da belirtilir.” hükmüne; 5. maddesinin (b) fıkrasında, “Birinci derece kara askerî yasak bölgeleri, kara sınır hattı boyunca ve lüzum görülen kıyılarda otuz ila altıyüz metre derinlikteki sahalarda tesis edilir.” hükmüne; 31. maddesinde, “Genelkurmay Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan sınır bölgelerinde fiziki güvenlik sistemi tesis edilir. Sistemin kurulmasından ve idame ettirilmesinden Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığı sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarıyla değişiklik yapılan 04.03.1992 tarih ve 92/2795 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında;
“1-Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti, Irak Cumhuriyeti Devleti ve İran İslam Cumhuriyeti Devleti arasında andlaşmalarla tespit edilmiş kara sınır hattında sınır işaretlerinin müştereken, bu mümkün olmadığı taktirde Türkiye tarafından belirlenerek yenilenmesi ve Türkiye tarafından sınır hattı boyunca fiziki güvenlik sistemi kurulması,
2-Birinci maddede yazılı konuların uygulanmasıyla ilgili olarak düzenlenen ekli Esasların yürürlüğe konulması
3-01/11/1984, 30/10/1985 tarihli ve 84/8783, 85/10006 sayılı Kararnamelerin yürürlükten kaldırılması, Genelkurmay Başkanlığının teklifine dayanan Milli Savunma Bakanlığının yazısı üzerine 2565 sayılı Askerî Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununun 31. maddesine göre Bakanlar Kurulu’nca 4/3/1992 tarihinde kararlaştırılmıştır.” denildikten sonra, Kararname’nin Eki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Sınır İşaretlerinin Belirlenmesi ve Yenilenmesi ile Fiziki Güvenlik Sistemi Kurulması Konusunda Uyulacak ve Uygulanacak Esaslar’da; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınır işaretlerinin yerlerinin Türkiye tarafından belirleneceği ve yenileneceği; sınır işaretlerini yerini belirleme ve yenileme işlerinin, sınırın Akdeniz’deki başlama noktasından Irak sınırına kadar Genelkurmay Başkanlığının Milli Savunma Bakanlığı ile yapacağı koordine sonucunda belirleyeceği öncelik bölgelerine göre yapılacağı, sınırın belirleme işleminin Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları tarafından teşkil edilecek komisyonlarca, yenileme işleminin ise, İçişleri Bakanlığı ile koordine edilerek Milli Savunma Bakanlığınca yapılacağı; sınır işaretlerinin yerini belirleme ve yenileme işlemi ile birlikte sınır hattından başlamak üzere birinci derece kara askerî yasak bölge içinde 2565 sayılı Yasa’nın 31. maddesine göre fizikî güvenlik sisteminin tesis edileceği; fiziki güvenlik sisteminin, Askerî Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Yönetmeliği’nin öngördüğü şekilde işaretleri yenilenmiş sınır hattından itibaren tesis edileceği, ayrıca mayınlı sahaların gerisinde halen mevcut fiziki engel sisteminin geliştirilip, ıslah edilerek kullanılacağı, sınırlardaki arazi topoğrafik yapısının fiziki güvenlik sisteminin sınır hattı üzerinde tesisine imkan vermediği veya fiziki sistemin korunmasını mümkün kılmadığı yerlerde fiziki güvenlik sisteminin, Genelkurmay Başkanlığının teklifi üzerine İçişleri Bakanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin olumlu görüşleri alındıktan sonra Milli Savunma Bakanlığınca mayınlı sahaların gerisinde tesis edilebileceği; dava konusu iki Kararname ile değişikliğin yapıldığı 6. maddesinde, sınır işaretlerinin yerlerinin belirlenmesi ve yenilenmesi ile fiziki güvenlik sisteminin tesisi sırasında gerek engellerin konulması ve gerekse emniyet kuşağı oluşturulması bakımından mayınlı sahadan istifade gerektiğinde, ayrıca sınır hattındaki karakolların geri ile irtibatlarının sağlanmasında yol kenarı emniyet mesafesi de dikkate alınarak 10 metre genişliğinde irtibat yollarının açılması için mayın temizleme işleminin yapılacağı, Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek kritik ve hassas bölgeler hariç olmak üzere, mayın sahalarının tümünün, sınır fiziki güvenlik sistemi inşaatı tamamlanan bölgelerden başlanması kaydıyla, sistem inşa edildikçe temizlenebileceği, mayın temizleme işlemi ile Genelkurmay Başkanlığı’nın görevli olduğu; Kararname’nin devamı maddelerinde ise, sınır işaretlerinin yerlerinin belirlenmesi ve yenilenmesi ile fiziki güvenlik sisteminin tesisi sırasında her türlü can ve mal emniyetinin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından sağlanacağı; rodemarkasyon çalışmalarındaki Dışişleri Bakanlığı’na ait görev ve sorumluluklar saklı kalmak şartıyla, sınır işaretlerinin yerlerinin belirlenmesi ve yenilenmesi, fiziki güvenlik sisteminin kurulması çalışmalarının Milli Savunma Bakanlığı’nın görev, sorumluluk ve koordinesinde bulunduğu, çalışmaların gerektirdiği hallerde görevli bakanlık ve kuruluşların temsilcilerinden oluşan teknik çalışma, planlama, uygulama koordinasyon vb. komisyonların Milli Savunma Bakanlığı’nın isteği üzerine kurulacağı; anılan Bakanlığın, bu Kararnameyle üstlendiği görevleri kısmen veya tamamen ilgili bakanlık ve kuruluşlar eliyle gerçekleştirebileceği gibi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 44 ve 89 uncu maddelerine göre ihaleye çıkarabileceği, gereken hallerde malzeme ithali yoluna gidebileceği; ihtiyaç ve hizmetlerin diğer bakanlık veya kuruluşlar eliyle karşılanması durumunda da kontrol ve onay makamının Milli Savunma Bakanlığı olacağı, ilgili bakanlıkların, bu kararname ile üstlerine düşen görevleri yerine getireceği gibi, Milli Savunma Bakanlığınca istenen işlerin yerine getirilmesinde de gerekli duyarlığı gösterecekleri belirtilmiştir.
2565 sayılı Yasa’nın 31. maddesi ile bu maddeye dayanılarak çıkarılan 92/2795 sayılı Kararname’de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti arasındaki kara sınırı boyunca sınır işaretlerinin belirlenmesi ve yenilenmesi ile fiziki güvenlik sisteminin kurulması konusunda uyulacak ve uygulanacak esaslar belirlenerek, sınır belirleme ve yenileme işlemi ile sınır fiziki güvenlik sisteminin kurulmasında görevli ve sorumlu kurumların tespit edildiği; mayın temizleme işleminin ise sınır fiziki güvenlik sisteminin kurulmasıyla ilişkilendirilerek, sistem inşaatı tamamlanan bölgelerden başlanarak, sistem inşa edildikçe, Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek kritik ve hassas bölgeler hariç olmak üzere, mayın sahalarının tümünün temizlenebileceği, temizleme işlemi ile Genelkurmay Başkanlığı’nın görevli olduğu; ancak mayın temizleme işleminin yöntemi konusunda bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır.
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinin (g) bendinde, “Devlete ait malları yönetmek, kamu malları ile kamu kurum ve kuruluşlarının taşınmaz malları konusundaki yönetim esaslarını belirlemek ve bunlara ilişkin diğer işlemleri yapmak” Maliye Bakanlığı’nın; 13. maddesinin (a) bendinde ise, “Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz malların yönetimine ilişkin hizmetleri, gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği yaparak yürütmek” Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasında sayılmıştır.
Söz konusu hükümlere göre, Devlete ait ve Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların yönetimi konusunda görevli bulunan Maliye Bakanlığını; Genelkurmay Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazısında belirttiği,mayın temizleme faaliyetinin hizmet alımı yöntemi ile Maliye Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmesi yönündeki görüşünün gerekçesi de dikkate alındığında, mayınlı arazilerin sınıra yakın olması nedeniyle, TSK ve MSB’nı ilgilendiren konuların anılan kurumlar tarafından gerçekleştirilmek kaydıyla ve söz konusu Kararname çerçevesinde, önce mayın temizleme faaliyetinin ihale işlemleri ile daha sonra ise, mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri ile görevlendiren 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı Kararnamelerde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Diğer taraftan, 2565 sayılı Yasa’nın anılan hükümleri uyarınca, Genelkurmay Başkanlığı’nın göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile askerî yasak bölgelerin kurulması veya kaldırılması mümkün bulunduğundan, Genelkurmay Başkanlığı’nın anılan yazısında belirttiği, Türkiye-Suriye hududunda, 13.10.2003 gün ve 2003/6277 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile hudut hattından 100 metre derinlikte tesis edilen birinci derece kara askerî yasak bölgeleri nedeniyle, hudut bölgesinde bulunan tarım arazilerinin kullanılamadığı gerekçesine dayanılarak, söz konusu Kararname’nin Ek-3 ve Ek-4’ünde yer alan Türkiye-Suriye hududunda kurulan askerî yasak bölgelere ilişkin esasların Kararname’den çıkarılarak, dava konusu 27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Kararnameyle,Türkiye-Suriye hududundaki askerî yasak bölgelerin daraltılmak suretiyle yeniden kurulmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Kararnamelere bağlı olarak, davalı Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale şartnamelerine gelince;
İhale şartnamelerinin 6. maddesinde, ihalelerin defterdarlıklarca, 2886 sayılı Yasa’nın 36. maddesi çerçevesinde mayınlı sahanın temizlenmesi ve tarımsal faaliyetlerde kullanılması için idarece belirlenmiş süreler esas alınarak önerilecek en uygun süreler üzerinden kapalı teklif usulü ile yapılacağı; 7. maddesinde ise, mayın temizleme işinin süresi ile taşınmazın tarımsal faaliyetlerde kullanılacağı azami süre belirtildikten sonra, sözleşmenin toplam süresinin, bu şartname ve eklerinde belirtilen mücbir sebepler dışında hiçbir gerekçe ile uzatılamayacağı, temizleme işinin öngörülen süreden önce tamamlanıp kabulünün yapılması halinde kalan sürenin tarımsal faaliyetler için öngörülen süreye ilave edileceği; temizleme işinin öngörülen sürede tamamlanamaması halinde ise, geçen sürenin tarımsal faaliyetler için öngörülen süreye ilave edilmeyeceği açıklanmıştır. Mardin ve Şırnak Defterdarlıkları tarafından verilen ihale ilânlarında ise, mayın temizleme işinin azami süresi belirtildikten sonra, tarımsal faaliyetlerde kullanma süresinin, mayın temizleme süresi dahil olmak üzere tespit edilerek, ihalenin, kullanma süresi açısından en uygun süreyi teklif eden istekliye yapılacağı anlaşılmıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrasında, idarelerin satım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisinin bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütüleceği öngörülmüş; 2. maddesinde ise, “Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır. Başka başka istekliler tarafından karşılanması mutat olan muhtelif işler bir eksiltmede toplanamaz. Ancak, ihalelerinin ayrı ayrı yapılacağı açıklanmak suretiyle ilanları birarada yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Olayda, mayınlı sahanın temizlenmesi ve tarımsal faaliyetlerde kullanılması için idarece belirlenmiş azami süreler esas alınarak, tarımsal alanların kullanımı için önerilecek en az süreler üzerinden ihaleye çıkıldığı anlaşılmış olup, dava konusu Kararnamelerle, mayın temizleme faaliyeti ve ihale işlemleri ile görevlendiren Maliye Bakanlığı’nca, mayının temizlenmesi hizmetinin satın alınması ile temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullandırılması işinin aynı ihalede birleştirilmesi durumunda, söz konusu ihtiyaçların en iyi şekilde ve uygun şartlarla karşılandığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu ihale şartnamelerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Nitekim dava konusu şartnamelere göre yapılan ihalelerden birinde rekabetin sağlanamaması, diğerinde ise katılımın olmaması nedeniyle ihalelerin yapılamaması da ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması şartlarının gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağını göstermektedir. 2886 sayılı Yasa’nın anılan 2. maddesi hükmünde belirtildiği gibi, mayınlı sahanın temizlenmesi ile temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde kullandırılması işlerinin,aralarında doğal bir bağlantı bulunmadığı ve aynı istekli tarafından karşılanması mutat olmadığı için,söz konusu işlerin bir ihalede toplanması anılan 2. maddeye uygun olmadığı gibi mayınlı arazinin temizlenmesi ve temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullanılması ihtiyaçlarının, en iyi şekilde ve uygun şartlarla karşılandığından da söz edilemeyeceğinden, anılan iki ihtiyacın bir ihale ile karşılanması hukuken ve işin niteliği icabı mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, Mardin ve Şırnak illeri defterdarlıklarınca ilân edilen ancak, rekabetin sağlanamaması ve katılım olmaması nedeniyle yapılamayan ihalelerin davalı Bakanlıkça iptal edilmesi nedeniyle, davanın ihale işlemlerine yönelik kısmı hakkında karar verilmesine ise hukuken olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 31.01.2005 tarih ve 2005/8450 sayılı, 13.06.2005 tarih ve 2005/8982 sayılı,27.06.2005 tarih ve 2005/9076 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları’na ilişkin davanın reddine oybirliğiyle; söz konusu Kararnamelere dayalı olarak Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale şartnamelerinin iptaline oyçokluğuyla; davanın söz konusu şartnamelere göre ilân edilen ihale işlemlerine yönelik kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına oybirliğiyle, aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin, dava; kısmen ret, kısmen iptal ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına ile sonuçlandığından … TL’sının davacılar üzerinde bırakılmasına, … TL.’sının davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine,11.03.2009 tarihinde karar verildi.
K A R Ş I O Y
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 4. maddesinde, “şartname” yapılacak işlerin genel, özel, teknik ve idari esas ve usullerini gösteren belge veya belgeler olarak tanımlanmış; 7. maddesinde ise, şartnamelerde gösterilmesi zorunlu genel koşullar sayılıp, ihale konusu işin niteliğine göre konulacak özel ve teknik şartların ihaleyi yapan idare tarafından belirleneceği belirtilmiştir.
Bu itibarla; yapılması düşünülen ihaleye göre ilgili idare tarafından özel ve teknik koşullar belirlenerek hazırlanan ihale şartnamelerinin, ihale öncesindeki hazırlık işlemlerinden olduğu kuşkusuz olup, ihale şartnamelerinin hukuka aykırılığının bu şartnamelere göre yapılan ihalenin iptali istemiyle açılan davalarda irdelenmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, özel ihale şartnameleri tek başına idarî davaya konu olabilecek nitelik taşımamaktadır.
Bu durumda; dava konusu edilen birisi Mardin ilindeki, diğeri ise Şırnak ilindeki kara sınırlarında bulunan mayınların temizlenmesi ve temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde kullandırılması işlerine ilişkin ihale şartnamelerinin, idarî davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idarî işlemler olmaması nedeniyle, davanın ihale şartnamelerine ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-d ve 15/1-b maddeleri uyarınca incelenmeksizin reddi gerektiği düşüncesiyle, kararın ihale şartnamelerinin iptaline ilişkin kısmına katılmıyorum.