Danıştay Kararı 13. Daire 2007/251 E. 2007/2634 K. 01.05.2007 T.

13. Daire         2007/251 E.  ,  2007/2634 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2007/251
Karar No: 2007/2634

Temyiz İsteminde Bulunan :…
Vekili: …
Karşı Taraf: … Fonu
Vekili: …

İstemin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının; … Fonu’nun tesis etmiş olduğu işlemin îdari işlem olduğu, bu nedenle davanın görev yönünden reddedilemeyeceği, mahkemenin davanın konusunu yanlış kurduğu uyuşmazlığın iflas masasının hazırladığı süre cetvelinden değil, … Fonu işlemi ve eki ödeme cetvelinden kaynaklandığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Fon’un hukuken idare sayılamayacağı, uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak kuralların özel hukuk alanına ilişkin bulunduğu, aynı istemle idari yargıda açılan davalarda … İdare Mahkemesinin verdiği görevlilik kararlarına karşı olumlu görev itirazında bulunulması için mahkemeye başvurulduğu belirtilerek mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’in Düşüncesi: Davacının iptalini istediği; tüzel kişiliğe haiz bir kamu kurumu olan … Fonunun 25.05.2004 tarihinde Ticaret Sicil Gaazetesinde ilan edilen 13.05.2004 tarih ve 1 sayılı aracı kurum müşterilerine ödeme yapılmasına dair kararının ve eki ödeme cetvelinin; bir kısım nakit alacaklarının dikkate alınmadan hesaplama yapılması, ödeme tarihine kadar faizin işletilmemesi, ödeme üst limitinin yanlış hesaplanması, yeniden değerleme oranının farklı uygulanması ve bedelli hisse senedi bedelinin kesintiye uğratılması nedenleriyle hukuka aykırı olduğu iddiaları karşısında, dava konusu edilen işlem, tasarruf sahibi olan aracı kurum müşterilerinin (ve davacının) hukukunu tek teraflı olarak etkileyen, kesin ve yürütülmesi gereken, idari yargının hukukî denetimine tabi bir idari işlem olduğunundan , uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davayı 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca görev yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile İdare MahkemeSİ kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, müflis … A.Ş.’nin alacaklılarına ödenecek bedel ile sıralamasını gösteren sıra cetvelini, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kurulu’nun 46/A maddesine göre düzenleyen … Fonu’nun, aracı kurum alacaklarına ödeme yapılmasına dair işlemi ile eki ödeme cetvelinin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; İdare Mahkemelerinin 2576 sayılı Yasa’nın 5. maddesinde belirtilen davaları çözümlemekle görevli olduğu, dava dosyasının incelenmesinden, davacının iflas masası alacaklısı olduğundan bahisle, … İflas Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında tasfiyesi devam eden müflis … A.Ş.’nin alacaklılarının alacağı bedeli gösteren kesinleşmiş ek sıra cetveli üzerinden, davalı idarenin yapacağı ödemelere ilişkin 13.05.2004 tarih ve 1 nolu ve 25.05.2004 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen kararın ve ekindeki ödeme listesinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla bakılan davanın açıldığı, uyuşmazlığın, davacının müflis … A.Ş.’den olan alacağına ilişkin hesabın ve ödeme sıralamasının hatalı yapıldığına ilişkin iddiadan kaynaklandığının anlaşıldığı, her ne kadar taraflardan birisi idare ise de, dava konusu olayda İcra-İflas Kanunu’nun uygulanması suretiyle hazırlanmış olan sıra cetveline ve alacağın hesaplanmasına dair uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevine girdiği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Yatırımcıları Koruma Fonu” başlıklı 46/A maddesinin birinci fıkrasında; hakkında tedrici tasfiye veya iflas kararı verilen aracı kurumların ve Bankalar Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla Bakanlar Kurulu kararıyla faaliyetleri durdurulan bu Kanununun 50. maddesi (a) bendi hükmü kapsamındaki bankaların, yaptıkları sermaye piyasası faaliyetleri ve işlemleri nedeniyle müşterilerine karşı hisse senedi işlemlerinden doğan nakit ödeme ve hisse senedi teslim yükümlülüklerini ve bu Kanunun 46/B maddesinde düzenlenen görevleri bu Kanunda öngörülen esaslara göre yerine getirmek ve tasfiye giderlerini karşılamak amacıyla tüzel kişiliği haiz Yatırımcıları Koruma Fonunun kurulduğu, bütün aracı kurumların Fon’a katılımının zorunlu olduğu, dördüncü fıkrasında, Fonun 2866 sayılı Devlet İhale Kanunu ile vize ve tescil açısından 1050 sayılı Muhasebe-î Umumiye Kanunu ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümlerine tabi olmadığı, Fon’un, … tarafından denetleneceği, işlemleri ve gelirlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu ve gelirlerinin hangi kalemler olduğunun belirtildiği, sekizinci fıkrasında , Fon varliğının rehnedilemeyeceği, teminat gösterilemeyeceği ve üçüncü şahıslar tarafından haczedilemeyeceği hükmünün yer aldığı, aynı Kanunun 46/B maddesinin 7. fıkrasında; Tedrici tasfiyeye tabi tutulmayan ve haklarında iflas kararı verilen aracı kurumların, sıra cetvelinde yer alan hisse senedi işlemlerinden doğan nakit ve hisse senedi alacaklarına, Fondan, Fon yönetiminin onayı ile bu cetvelde görünen alacak tutarları gözetilerek ödeme yapılacağı, fıkra uyarınca yapılacak ödemelerde, tedrici tasfiyeye tabi tutulan aracı kurumların alacaklarına ödeme yapılma esaslarının uygulanacağı, tedrici tasfiyeye tabi tutulacak aracı kurumların müşterilerine yapılacak ödemelerin belirlenmesine ilişkin usulü belirten aynı maddenin 5. fıkrasında ise; haklarında tedrici tasfiye kararı verilen aracı kurumun ödemelerinin duracağı, tüm varlığı üzerinden, bu karar tarihi itibariyle sadece Fon tarafından tasarruf edilebileceği, aracı kurumun aktif ve pasifinin Fon tarafından tespit edeceği, aracı kurumun, tasfiye kapsamında yer alan yükümlülüklerinden, nakit borçları, tedrici tasfiye kararının verildiği tarihteki anapara ve işlenmiş faizleri toplamı üzerinden; sermaye piyasası aracı teslim borçlarının ise aynen teslimin yapılamayacağı hallerde, varsa teslimde temerrüde düşülen tarihteki aksi halde tedrici tasfiye kararının verildiği gündeki piyasa değeri itibariyle bulunacak nakit değerleri üzerinden hesaplanacağı, aracı kurumun tedrici tasfiye kararının verilmesinden sonra vadesi gelen sözleşmelerinden doğan hak ve borçlarının da, vadeleri itibariyle tasfiye tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen oranda kanunî temerrüt faizinin yürütüleceği, mevzuat uyarınca aracı kurum tarafından verilmiş teminatların da, aktifin hesabında dikkate alınacağı, dokuzuncu fıkrasında, hesabında alacağını karşılamaya yetecek kadar ya da hiç hisse senedi bulunmayan saklama hesapları sahiplerinin nakit ve hisse senedi alacakları toplamının … YTL sinin tasfiye sonucunun beklenmeden Fon tarafından ödeneceği, ancak kurumdan alacaklı görünen ve birlikte hareket ettiklerine Fon tarafından kanaat getirilenlere toplamı yukarıda belirtilen tutarı aşmamak kaydıyla alacakları oranında ödeme yapılacağı, tedricî tasfiyeye tabi tutulan aracı kurumdan alacaklı görünen ortak, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyesi, imzaya yetkili personel ile bunların eşleri ve üçüncü derece dahil kan ve sıhrî hısımlara, Fon’dan ödeme yapılmayacağı, bu fıkra uyarınca yapılacak ödemelerin tutarının, her yıl ilân edilen yeniden değerleme katsayısı oranında artırılacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin incelenmesinden … Fonu’na, iflas masasının hazırlamış olduğu sıra cetvelinde belirlenen aracı kurum müşterilerine yapılacak ödeme tutarları üzerinde; alacağa hangi tarih itibariyle faiz yürütüleceği, hangi alacakların ödeme kapsamı içerisinde yer alacağı, hangi yıl yeniden değerleme oranının uygulanacağı, ödeme cetvelinde öncelikli olarak ödeme yapılacak müşterilerin ve ödeme yapılmayacak müşterilerin tespiti gibi tek taraflı olarak belirleme ve değerlendirmede bulunarak sıra cetvelini değiştirebilme ve müflis aracı kurum müşterilerine ödeme yapılmasına ilişkin karar ve eki ödeme cetveli hazırlama yetkisinin 2499 sayılı Yasayla verildiği görülmektedir. Bu nedenle, Sayıştay denetimine tabi, aracı kuruluşların üye olmasının zorunlu olduğu, gelirlerinin ve işlemlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu ve gelir kalemlerinin Kanunda sayma suretiyle belirtildiği ve varlıklarının rehnedilemediği ve üçüncü şahıslar tarafından haczedilemediği 2499 yasayla kurulu tüzel kişiliğe haiz bir kamu kurumu olan … Fonunun yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine dayanılarak tesis edilen işlemlerinin kişiler üzerinde tek taraflı ve doğrudan uygulanabilen nitelikleri dikkate alındığında bu işlemlerin idari işlemler olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Sermaye Piyasası Kurulunun 14.12.1998 tarih ve … sayılı kararı ile … A.Ş.’nin (aracı kurum) sermaye piyasasında faaliyet yapma izninin, varlıklarının taahhütlerini yerine getiremediği için, 15.12.1998 tarihi itibariyle geçici olarak kaldırıldığı, yine Kurul’un 09.05.2001 tarih ve… sayılı kararı ile aracı kurumun sermaye piyasasında faaliyette bulunmasına ilişkin izin belgesinin iptal edildiği, Sermaye Piyasası Kurulunun 2499 sayılı Yasa’nın 46/h maddesine dayanarak açmış olduğu iflas davasında … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve E: …,K: … sayılı kararı ile aracı kurumun iflasına karar verildiği, aracı kurumun iflas tarihi itibariyle … İflas Müdürlüğünün … Esas nolu dosyası ile tasfiye işlemlerinin başlatılarak iflas idaresinin oluşturulduğu, İflas İdaresinin İcra İflas Kanununun 232 maddesi uyarınca alacaklı başvurularını değerlendirerek 1. sıra cetvelini hazırladığı, bu cetvelin kesinleşmesi üzerine İflas İdaresi tarafından Kanunda belirtilen kesintiler yapıldıktan sonra müşteri alacaklarının ödenmesi için … Fonuna başvurulduğu, bu başvuru üzerine … Fonunun sıra cetvelindeki alacakları inceleyerek müşterilerin hisse senedinden doğan nakit ve hisse senedi bedellerini 2499 sayılı Kanunun ilgili maddelerinde belirtildiği şekilde ödediği, İflas İderesine geç yapılan başvurular üzerine İflas İdaresinin İcra İflas Kanununun 236 maddesi uyarınca 2. sıra cetvelini hazırladığı, bu sıra cetvelinin de ilan edilerek kesinleştiği, davacının bu kesinleşen 2. sıra cetvelinde belirtilen alacaklılar arasında olduğu ve kesinleşen sıra cetveli üzerinden … Fonunun hazırlamış olduğu ödeme cetvelinde kararlaştırılan alacağının eksik hesaplandığı gerekçesiyle davalı idarenin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen 13.05.2004 tarih ve 1 sayılı … A.Ş. alacaklılarına ödeme yapılmasına ilişkin işlemi ile eki ödeme cetvelinin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının iptalini istediği; tüzel kişiliğe haiz bir kamu kurumu olan … Fonunun 25.05.2004 tarihinde Ticaret Sicil Gaazetesinde ilan edilen 13.05.2004 tarih ve 1 sayılı aracı kurum müşterilerine ödeme yapılmasına dair kararının ve eki ödeme cetvelinin; bir kısım nakit alacaklarının dikkate alınmadan hesaplama yapılması, ödeme tarihine kadar faizin işletilmemesi, ödeme üst limitinin yanlış hesaplanması, yeniden değerleme oranının farklı uygulanması ve bedelli hisse senedi bedelinin kesintiye uğratılması nedenleriyle hukuka aykırı olduğu iddiaları karşısında, dava konusu edilen işlem, tasarruf sahibi olan aracı kurum müşterilerinin (ve davacının) hukukunu tek taraflı olarak etkileyen, kesin ve yürütülmesi gereken, idari yargının hukukî denetimine tabi bir idari işlem olduğundan , uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davayı 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca görev yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca, davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine, 01.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.