Danıştay Kararı 13. Daire 2007/1538 E. 2007/3459 K. – T.

13. Daire         2007/1538 E.  ,  2007/3459 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2007/1538
Karar No: 2007/3459

Temyiz İsteminde Bulunan: …
Vekili: …
Karşı Taraf: Maliye Bakanlığı

İstemin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının; ita amirinin onayıyla kesinleşerek, hukuki süreci tamamlanmış bir ihale olduğu için ihaleyi onaylayan ita amirinin dışında, herhangi bir kimsenin ve ihale komisyonunun ihaleyi iptal yetkisinin bulunmadığı, davalı idarenin yetki devri yaptığı ve yetkilerini her zaman her aşamada kullanabileceği iddiasının hukuki olmadığı, davalı idarenin devrettiği yetkiyi geri aldığına ilişkin herhangi bir kararı ve yazısının bulunmadığı, davalı idarenin ihalelerinde muhammen bedelin aşılmasının yeterli olduğu, davalı idarenin hiçbir ihalesinde, ihaleye tek katılım olmasının ihale onaylandıktan sonra iptal gerekçesi yapılmadığı, arazi fiyatlarının kontrolörler kurulu ve … Milli Emlak Dairesi Başkanlığınca kapsamlı bir çalışma yapılarak tespit edildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nin Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Maliye Bakanı’nın imzasıyla tesis edilen 17.11.2004 tarih ve 39844 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden, … Malmüdürlüğü tarafından yapılan ve 25 adet taşınmazın davacı üzerinde kaldığı ihalede yeterli katılım olmaması nedeniyle rekabet ortamının oluşmadığı, ihalesi yapılan taşınmazların fiyatlarının objektif bir şekilde belirlenmediği anlaşıldığından, geçici ihalesi yapılarak ita amirinin onayıyla kat’i ihalesi uygun görülen ihalenin iptaline ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 13. maddesinin, 03.07.2003 tarih ve 4916 sayılı Yasa’nın 23. maddesiyle değişik (b) fıkrasında, “Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satışı, kiralanması, trampası ve üzerinde sınırlı ayni hak tesisi, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve bu yerler için gerekli görülen hallerde kullanma izni verilmesi işlemleriyle ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki diğer yerler ile Devletin özel mülkiyetindeki yerlerde bulunan taş, kum, çakıl ve toprak ocaklarının kiraya verilmesi işlemlerini yapmak,” Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasında sayılmış; 40. maddesinde, “Bakanlık, Müsteşar ve her kademedeki Bakanlık ve kuruluş yöneticileri, sınırlarını açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir. Yetki devri, yetki devreden amirin sorumluluğunu kaldırmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 74. maddesinin “Tarihi ve bedii değeri olanlar hariç Hazinenin özel mülkiyetindeki yerlerin satışı, kiraya verilmesi, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiraya verilmesi, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi esasları Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” denilmiş olup, bu maddenin verdiği yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliği’nin 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin uygulanmasında, “İta Amiri”nin “İllerde Defterdar (Milli Emlak Dairesi Başkanlığı kurulan illerde Milli Emlak Dairesi Başkanı) ve ilçelerde Kaymakamı” ifade edeceği belirtilmiş; 3. maddesinde ise, “Bu Yönetmelikte yazılı işleri yaptırmaya ve ihaleye, ita amirleri yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu düzenlemelerden, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satışı konusunda yapılan yetki devrinin, devredenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, yetki devri yapılan astla birlikte, yetkisini devredenin sorumluluğunun da devam edeceği, devredilen yetkinin geri alınmamasının, yetkisini devredenin, yasal sorumluluk nedeniyle, ast yerine geçerek işlem tesis etmesine engel teşkil etmediği gibi, bu işlem nedeniyle devredilen yetkinin sona erdiği anlamına da gelmeyeceği; yasayla verilen sorumluluk çerçevesinde yetkiyi devredenin tesis edeceği işlemlerde kullandığı takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle sınırlı olduğu, yetkiyi devreden tarafından kullanılan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının mercîince değerlendirileceği sonucuna varılmaktadır.
Olayda, içinde davacıya satışı yapılan taşınmazların da bulunduğu Hazine’ye ait taşınmazların satış işlemlerinin, söz konusu raporda belirtilen nedenlerle ve 2886 sayılı Yasa’nın verdiği sorumluluk çerçevesinde Maliye Bakanı tarafından iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin tesisinde yetki yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden, anılan gerekçeyle davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının yukarıdaki gerekçenin ilavesi suretiyle onanmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 25.05.2007 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU : 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 31. maddesinde “İhale komisyonları tarafından alınan ihale kararları, ita amirlerince karar tarihinden itibaren en geç 15 işgünü içinde onaylanır veya iptal edilir. İta amirince karar iptal edilirse ihale hükümsüz sayılır.” hükmüne; 32. maddesinde ise, “İta amirince onaylanan ihale kararları, onaylandığı günden itibaren en geç 5 işgünü içinde, üzerine ihale yapılana veya vekiline, imzası alınmak suretiyle bildirilir veya iadeli taahhütlü mektupla tebligat adresine postalanır. Mektubun postaya verilmesini takip eden yedinci gün, kararın istekliye tebliğ tarihi sayılır. İhale kararlarının ita amirince iptal edilmesi halinde de, durum istekliye aynı şekilde bildirilir.” hükmüne yer verilmiş; 74. maddesinin “Tarihi ve bedii değeri olanlar hariç Hazinenin özel mülkiyetindeki yerlerin satışı, kiraya verilmesi, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiraya verilmesi, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi esasları Maliye Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmündeki yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliği’nin 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin uygulanmasında, “İta Amiri”nin “İllerde Defterdar (Milli Emlak Dairesi Başkanlığı kurulan illerde Milli Emlak Dairesi Başkanı) ve ilçelerde Kaymakamı” ifade edeceği belirtilmiş; 3. maddesinde ise, “Bu Yönetmelikte yazılı işleri yaptırmaya ve ihaleye, ita amirleri yetkilidir.” hükmü yer almıştır.
Anılan Yasa’da, ihale kararlarının ita amirince onaylanabileceği veya iptal edilebileceği konusunda düzenleme yapılmakla birlikte, söz konusu ihale kararlarının ita amiri tarafından onaylanmasından sonra nasıl iptal edilebileceği konusunda düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Anılan yasal düzenlemeye göre ihale kararları, ita amirince onaylanmasından sonra geçerlilik kazanabileceğinden, usulde paralellik ilkesi gereği, ihale işlemlerinde bir hukuka aykırılık saptandığında, ancak ita amiri tarafından iptal edilebileceği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, davacı adına geçici ihalesi yapılarak … Kaymakamı tarafından onaylanıp kat’i ihalesi uygun görülen taşınmazların satışının Maliye Bakanı tarafından iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık görülmediğinden, temyiz isteminin kabulü ile davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.