Danıştay Kararı 13. Daire 2006/4829 E. 2008/7417 K. – T.

13. Daire         2006/4829 E.  ,  2008/7417 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2006/4829
Karar No: 2008/7417

Davacı : …
Vekilleri : …
Davalı : Rekabet Kurumu
Vekili : …
İstemin Özeti : Dava; 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle idari para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete yönelik kısımlarının; sözlü savunma toplantısının öteki taraflarınkinden ayrı ve kapalı yapılmasının idari usul kurallarına aykırı olduğu ve ilgili pazar belirlenmeden idari para cezası verilmesini öngören dava konusu işlemin sebep ve konu yönlerinden hukuka aykırı olduğu, ayrıca para cezası takdir edilirken ölçülülük ilkesinin dikkate alınmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Dava konusu kararda usul ve esas yönünden Yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek, hukukî dayanaktan yoksun olduğu öne sürülen davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nin Düşüncesi : Dava; 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete yönelik kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasında; belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin hukuka aykırı ve yasak olduğu hükmüne yer verilmiş ve madde devamında bu hallerin özellikle neler olduğu sayılırken, (a) bendinde, mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesinin; (b) bendinde, mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ve kontrolünün; (c) bendinde, mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesinin yasak olduğu belirtilmiştir.
Buna göre; doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan anlaşmaların hukuka aykırı ve yasak olduğu, keza böyle bir amaç taşınmasa dahi rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama etkisi doğuran yahut doğurabilme ihtimali olan anlaşmaların yasaklandığı açıktır. Bir başka ifadeyle, bu anlaşmalar yapılırken ve uygulanırken böyle bir amaç taşınmasa dahi rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama etkisinin doğma ihtimalinin mevcut olması bile söz konusu anlaşmaların hukuka aykırı sayılması için yeterli sayılmaktadır.
Anılan Kanunun 16. maddesinin 2. fıkrasında; bu Kanunun 4. ve 6. maddesinde yasaklanmış olan davranışları gerçekleştirdiği sabit olanlara Kanun maddesinde belirtilen miktarda para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; yerinde inceleme sırasında ele geçirilen belgelerin bir kısmının … (… A.Ş.), … (… A.Ş.), … (… A.Ş.) ve ….’un (… A.Ş.) bir anlaşma ya da mutabakat içinde olduklarını açık bir şekilde ortaya koyduğu (Belge 7, 13, 18, 33, 40, 44), söz konusu belgelere göre … ve …’nin bu mutabakatın sağlanmasında temel bir rol oynadığı, Belge 7’de adı geçen teşebbüslerin üst düzey yetkililerinin …’de yaptıkları toplantıda, teşebbüsler arasındaki anlaşmayı açıkça zikrettikleri, Rekabet Kurulunun çimento ve seramik sektörlerinde verdiği idari para cezalarından bahisle Rekabet Kurulu açısından “anlaşma dökümanının” alt kademelere verilmemesi gerektiğine dikkat çektikleri, anlaşmanın kapsamı ve temel prensipleri üzerinde karşılıklı olarak görüşmelerde bulundukları, …’de ele geçirilen belgelerde “…’la anlaşma ilişkilere devam edelim” (Belge 13) ve “Kuvvetli bayilik bize uygun değil. Bayi işi getirince almak istiyor. YT mutabakatı engel teşkil ediyor” (Belge 18) ifadelerinin ve ticari parametreler üzerinde ayrıntılı bir şekilde mutabakata varıldığını gösteren belgelerin, taraflar arasındaki anlaşmanın varlığını kanıtladığı, bazı belgelerdeki ifadelerden tarafların, piyasa şartlarında oluşması gereken kararlarını doğrudan etkileyecek şekilde esaslı ticari unsurlar üzerinde görüştükleri, uzlaşmaya varmaya çalıştıkları ya da vardıkları, tarafların satış fiyatlarını ve iskonto, satış vadesi gibi fiyatı etkileyen unsurları birlikte tespit etmeye çalıştıkları, bu amaca yönelik olarak aralarında bu unsurlar hakkında müzakerede bulundukları, birbirlerinin fiyat hareketlerini çok yakından takip ettikleri ve kendi fiyat listelerini rakip teşebbüslere ilettikleri (Belge 1, 3, 6, 7, 14, 26, 33, 34, 38, 40, 43, 44, 45, 47), fiyat ve fiyatı oluşturan unsurların piyasa şartları dışında tespitine yönelik görüşme ve kararlar ile Belge 1’de olduğu gibi genel fiyat listelerinin uyumlaştırılmasının ya da Belge 6, 7 ve 34’te olduğu gibi fiyatların ve satış koşullarının bölge, il ya da müşteri bazında tespit ve takibinin amaçlandığı, …, …, … ve …’un birbirlerinin üretim ve satış miktarları, üretim kapasitelerinin kullanımı, ulusal ya da bölgesel pazar payları hakkında görüştükleri ve bu parametreleri birlikte tespit ve takip ettikleri (Belge 3, 7, 14, 16, 21, 22, 24, 27, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 39, 40, 41, 42, 43, 46), bölge ya da il bazında coğrafi pazar paylaşımına gittikleri (Belge 2, 3, 5, 7, 11, 14, 15, 21, 22, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 46), bu belgelerde, söz konusu tarafların hangi il ya da bölgede hangi teşebbüsün faaliyet göstereceğini, hangi miktarda ya da oranda satış yapacağını tespit ettikleri ve konuyla ilgili tüm bölgeler ve iller bazında ayrıntılı listeler (Belge 27, 28, 29, 30, 31) hazırladıkları, bu belgelerin bir kısmında ise eldeki veriler çerçevesinde bazı karşılaştırmaların yapıldığı, ülke genelinde bölge ya da il bazında satış miktarı, pazar payı gibi temel parametreler üzerinde taraflar arasında varılan mutabakat rakamlarının, fiilen gerçekleşen satış miktar ve oranları ile büyük ölçüde uyum gösterdiği, bir başka ifadeyle taraflar arasındaki anlaşmanın uygulama alanı bulduğu (Belge 7, 8, 14, 21, 31, 32, 33, 35, 40, 42, 46), teşebbüslerin coğrafi pazar paylaşımı dışında müşteri ya da iş paylaşımına gittikleri, müşteri bazında fiyat ve miktar bilgilerini birbirlerine aktardıkları, bu bağlamda müşteri, sipariş ve sevk bilgilerini yakından takip ettikleri (Belge 5, 6, 17, 20, 22, 23, 24, 38, 40, 47), mevcut belgelerin tamamına yakınının tarafların ticari kararlarını etkileyecek bir iletişim ve koordinasyon içinde oldukları ve bu çerçevede tarafların üst ve orta düzey yöneticilerinin sıklıkla bir araya geldikleri ve temas halinde oldukları (Belge 2, 3, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 14, 19, 24, 25, 26, 31, 33, 34, 36, 37, 38, 40, 43, 44, 45, 47), merkezi Ankara’da bulunan ve söz konusu teşebbüslerin üye olduğu … Birliği’nin (…) bu iletişim ve koordinasyonu büyük ölçüde kolaylaştırdığı, tarafların … çatısı altında yalnızca teknik ya da sektörel sorunları değil, aynı zamanda rekabeti sınırlayıcı nitelikte işbirliğine yönelik ticari konuları da görüştükleri (Belge 6, 7, 14, 33, 40, 44), …’ün İstanbul-…’de 15.1.2004 ve 20.9.2004 tarihlerinde toplantı yaptığı (Belge 8), söz konusu toplantılarda rekabeti sınırlayıcı ticari kararların alındığı (Belge 34, 40), bazı belgelerdeki ifadelerden teşebbüslerin, aralarındaki anlaşmanın etkinliğini kontrol amacıyla mutabakata varılan hususları denetledikleri, mutabakattan sapma olup olmadığını yakından izledikleri, sapmaları önlemek için zaman zaman rakip teşebbüsleri uyardıkları ve aralarında çıkan ihtilafları çözmeye çalıştıkları (Belge 3, 5, 13, 14, 16, 17, 20, 21, 22, 23, 24, 26, 30, 33, 35, 38, 39, 40, 41, 42, 43), öte yandan, anlaşmadaki sapmaların bir bölümünün bayilerin kontrol edilememesinden kaynaklandığı düşüncesinden hareketle, bayiler ile ilgili stratejiler geliştirmeye çalıştıkları, bu bağlamda Belge 18’de yer alan “Kuvvetli bayilik bize uygun değil. Bayi işi getirince almak istiyor YT mutabakatı engel teşkil ediyor. Küçük ve güdümlü bayileri tercih ediyoruz.” şeklindeki ifadeler ile Belge 33’deki “Bayi hakimiyeti sağlanamadı. Bağlantı+Bayi ilişkileri mutabakatı etkilememeli. Mutabakat bu fiyatları biraz yukarı çekti.” ifadelerinin dikkati çektiği, ihlalin 2000 yılından itibaren başlayıp beş yıl sürdüğü anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer alan tespit ve açıklamalar karşısında, …, …, … ve …’un 4054 sayılı Kanunun 4. maddesinin (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında rekabeti sınırlayıcı bir anlaşma ve eylem içinde bulundukları sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; …, …, … ve ..’un fiyat ve fiyatı oluşturan unsurları birlikte tespit etmeyi amaçladıkları; bölge, il ve müşteri paylaşımına gittikleri; üretim, satış miktarı, pazar payı gibi temel ticari parametreler üzerinde mutabakata vardıkları; rekabeti sınırlayıcı bir iletişim ve koordinasyonun içinde oldukları, üzerinde uzlaşmaya varılan ticari unsurlardan sapmayı tespit etmek ve önlemek amacıyla rakip ticari faaliyetleri yakından takip ettikleri ve mutabakat hususlarına ilişkin zaman zaman aralarında çıkan ihtilafları çeşitli yollarla çözmeye çalıştıkları, bu anlamda teşebbüsler arasında rekabeti sınırlayıcı ve birçok ticari parametreyi kapsayan bir anlaşmanın mevcut olduğu ve uygulama alanı bulduğu anlaşıldığından, tesis edilen dava konusu Kurul kararının davacı şirkete ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, 4054 sayılı Kanunun 4. maddesinde “de minimis” kuralına, bir başka ifadeyle 4. maddenin uygulanmasına yönelik bir pazar payı eşiğine yer verilmediğinden; bir anlaşma, eylem veya kararın bu madde kapsamına girip girmediğinin tespitinde taraf teşebbüslerin pazar gücüne bakılmasına, dolayısıyla ilgili pazarın tanımlanmasında gerek bulunmamaktadır.
Ayrıca, davacı şirketin dava konusu Rekabet Kurulu kararının alınış usulüne ve kararın esasına yönelik diğer iddiaları da kararı kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce duruşma için önceden belirlenen 25.11.2008 tarihinde davacı … A.Ş. vekilileri Av…. ,Av….’ın ve davalı idare vekili Av. …’ın geldiği; Danıştay Savcısının hazır bulunduğu görülerek duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilip dinlendikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi de alındıktan sonra taraflara son kez söz verilerek duruşma tamamlandı. Dosya incelenip gereği görüşüldü:
Dava,4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle idari para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının davacı şirkete yönelik kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde, teşebbüslerin belirli amaçlara ulaşmak için oluşturduğu tüzel kişiliği haiz ya da tüzel kişiliği olmayan her türlü birlikler teşebbüs birliği olarak tanımlandıktan sonra, Kanun’un 4. maddesinde “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.
Bu haller, özellikle şunlardır:
a. Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,
b. Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,
c. Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,
d. Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,
e. Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,
f. Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi,
Bir anlaşmanın varlığının ispatlanamadığı durumlarda piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz ve talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin rekabetin engellendiği, bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi teşebbüslerin uyumlu eylem içinde olduklarına karine teşkil eder.
Ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayanmak koşuluyla taraflardan her biri uyumlu eylemde bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre; doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan anlaşmaların hukuka aykırı ve yasak olduğu, keza böyle bir amaç taşınmasa dahi rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama etkisi doğuran yahut doğurabilme ihtimali olan anlaşmaların yasaklandığı açıktır. Bir başka ifadeyle, bu anlaşmalar yapılırken ve uygulanırken böyle bir amaç taşınmasa dahi rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama etkisinin doğma ihtimalinin mevcut olması bile söz konusu anlaşmaların hukuka aykırı sayılması için yeterli sayılmıştır.Anılan Yasanın 16/2 maddesinde ise, bu kanunun 4. ve 6. maddesinde yasaklanmış olan davranışları gerçekleştirdiği sabit olanlara kanun maddesinde belirtilen miktarda para cezası verileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 27. maddesinin (a) bendinde, bu Kanun’da yasaklanan faaliyetler ve hukuki işlemler hakkında, başvuru üzerine veya resen inceleme, araştırma ve soruşturma yapmak; bu Kanun’da düzenlenen hükümlerin ihlâl edildiğinin tespit edilmesi üzerine, bu ihlâllere son verilmesi için gerekli tedbirler alıp bundan sorumlu olanlara idarî para cezaları uygulamak Rekabet Kurulu’nun görevleri arasında sayılmıştır.
Anılan Kanun’un 47.maddesinin 1.fıkrasında,sözlü savunma toplantılarının açık olarak yapılacağı,genel ahlakın ve ticari sırların korunması gerekçesi ile Kurul’un sözlü savunma toplantısının gizli olarak yapılmasına karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
… A.Ş vekilinin 11.05.2006 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu 4 adet belgenin ticari sır olduğunu öne sürerek,sözlü savunma toplantısının gizli yapılmasını talep etmesi üzerine,bu talebin yerinde görülerek, … A.Ş.’nin 23.05.2006 tarihli sözlü savunma toplantısının bir bölümünün kapalı olarak yapıldığı anlaşılmaktadır.
…A.Ş ‘nin vekilinin 11.05.2006 tarihli dilekçesi ekinde de sunduğu,ancak ticari sır olarak nitelendirerek,sözlü savunma toplantısının gizli yapılması halinde toplantıda da Rekabet Kurumuna sunacağını belirttiği 4 adet yazının incelenmesinden;yazıların içeriği dikkate alındığında,ticari sır olarak yorumlanabilecek nitelikte oldukları,haklarında soruşturma yürütülen diğer teşebbüsler hakkında oluşturulan kararlara esas alınmadıkları anlaşıldığından,sözlü savunma toplantısının gizli yapılmasının,davacıların savunma hakkının özünü ihlâl eden bir eksiklik olarak değerlendirilemeyeceği kanaatına varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Rekabet Kurulu uzmanlarınca yerinde inceleme sırasında ele geçirilen belgelerden, … (… A.Ş.), … (… A.Ş.), … (… A.Ş.) ve …’un (.. A.Ş.) bir anlaşma ya da mutabakat içinde olduklarını açık bir şekilde ortaya koyduğu, söz konusu belgelere göre … ve …’nin bu mutabakatın sağlanmasında temel bir rol oynadığı,.teşebbüslerin üst düzey yetkililerinin İstanbul …’de yaptıkları toplantılarda, teşebbüsler arasındaki anlaşmayı açıkça ifade ettikleri,Rekabet Kurulunun çimento ve seramik sektörlerinde verdiği idari para cezalarından bahisle Rekabet Kurulu açısından “anlaşma dökümanının” alt kademelere verilmemesi gerektiğine dikkat çektikleri, anlaşmanın kapsamı ve temel prensipleri üzerinde karşılıklı olarak görüşmelerde bulundukları, …’de ele geçirilen belgelerde “…’la anlaşma ilişkilere devam edelim” ve “Kuvvetli bayilik bize uygun değil. Bayi işi getirince almak istiyor. YT mutabakatı engel teşkil ediyor” ifadeleri ve ticari konular üzerinde ayrıntılı bir şekilde mutabakata varıldığını gösteren belgeler, taraflar arasındaki anlaşmanın varlığını kanıtlamakta olup, bazı belgelerdeki ifadelerden tarafların, piyasa şartlarında oluşması gereken kararlarını doğrudan etkileyecek şekilde esaslı ticari unsurlar üzerinde görüştükleri, uzlaşmaya varmaya çalıştıkları ya da vardıkları, tarafların satış fiyatlarını ve iskonto, satış vadesi gibi fiyatı etkileyen unsurları birlikte tespit etmeye çalıştıkları, bu amaca yönelik olarak aralarında bu unsurlar hakkında müzakerede bulundukları, birbirlerinin fiyat hareketlerini çok yakından takip ettikleri ve kendi fiyat listelerini rakip teşebbüslere ilettikleri, fiyat ve fiyatı oluşturan unsurların piyasa şartları dışında tespitine yönelik görüşme ve kararlar ile genel fiyat listelerinin uyumlaştırılmasının ya da fiyatların ve satış koşullarının bölge, il ya da müşteri bazında tespit ve takibinin amaçlandığı, …, …, … ve …’un birbirlerinin üretim ve satış miktarları, üretim kapasitelerinin kullanımı, ulusal ya da bölgesel pazar payları hakkında görüştükleri ve bu parametreleri birlikte tespit ve takip ettikleri, bölge ya da il bazında coğrafi pazar paylaşımına gittikleri, bu belgelerde, söz konusu tarafların hangi il ya da bölgede hangi teşebbüsün faaliyet göstereceğini, hangi miktarda ya da oranda satış yapacağını tespit ettikleri ve konuyla ilgili tüm bölgeler ve iller bazında ayrıntılı listeler hazırladıkları, bu belgelerin bir kısmında ise eldeki veriler çerçevesinde bazı karşılaştırmaların yapıldığı, ülke genelinde bölge ya da il bazında satış miktarı, pazar payı gibi temel parametreler üzerinde taraflar arasında varılan mutabakat rakamlarının, fiilen gerçekleşen satış miktar ve oranları ile büyük ölçüde uyum gösterdiği, bir başka ifadeyle taraflar arasındaki anlaşmanın uygulandığı, teşebbüslerin coğrafi pazar paylaşımı dışında müşteri ya da iş paylaşımına gittikleri, müşteri bazında fiyat ve miktar bilgilerini birbirlerine aktardıkları, bu bağlamda müşteri, sipariş ve sevk bilgilerini yakından takip ettikleri, mevcut belgelerin tamamına yakınının tarafların ticari kararlarını etkileyecek bir iletişim ve koordinasyon içinde oldukları ve bu çerçevede tarafların üst ve orta düzey yöneticilerinin sıklıkla bir araya geldikleri ve temas halinde oldukları, merkezi Ankara’da bulunan ve söz konusu teşebbüslerin üye olduğu … Birliği’nin (…) bu iletişim ve koordinasyonu büyük ölçüde kolaylaştırdığı, tarafların … çatısı altında yalnızca teknik ya da sektörel sorunları değil, aynı zamanda rekabeti sınırlayıcı nitelikte işbirliğine yönelik ticari konuları da görüştükleri,aralarındaki anlaşmanın etkinliğini kontrol amacıyla mutabakata varılan hususları denetledikleri, mutabakattan sapma olup olmadığını yakından izledikleri, sapmaları önlemek için zaman zaman rakip teşebbüsleri uyardıkları ve aralarında çıkan ihtilafları çözmeye çalıştıkları, öte yandan, anlaşmadaki sapmaların bir bölümünün bayilerin kontrol edilememesinden kaynaklandığı düşüncesinden hareketle, bayiler ile ilgili stratejiler geliştirmeye çalıştıkları,dolayısıyla …, …, … ve …’un 2000 yılından itibaren başlayıp beş yıl süreyle, 4054 sayılı Kanunun 4. maddesinin (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında rekabeti sınırlayıcı bir anlaşma ve eylem içinde bulundukları anlaşılmaktadır.
Bu durumda; …, …, … ve …’un fiyat ve fiyatı oluşturan unsurları birlikte tespit etmeyi amaçladıkları; bölge, il ve müşteri paylaşımına gittikleri; üretim, satış miktarı, pazar payı gibi temel ticari parametreler üzerinde mutabakata vardıkları; rekabeti sınırlayıcı bir iletişim ve koordinasyonun içinde oldukları, üzerinde uzlaşmaya varılan ticari unsurlardan sapmayı tespit etmek ve önlemek amacıyla rakip ticari faaliyetleri yakından takip ettikleri ve mutabakat hususlarına ilişkin zaman zaman aralarında çıkan ihtilafları çeşitli yollarla çözmeye çalıştıkları, bu anlamda teşebbüsler arasında rekabeti sınırlayıcı ve birçok ticari unsuru kapsayan bir anlaşmanın mevcut olduğu ve uygulama alanı bulduğu anlaşıldığından, tesis edilen dava konusu Kurul kararının davacı şirkete ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, 4054 sayılı Kanunun 4. maddesinde “de minimis” kuralına, bir başka ifadeyle 4. maddenin uygulanmasına yönelik bir pazar payı eşiğine yer verilmediğinden; bir anlaşma, eylem veya kararın bu madde kapsamına girip girmediğinin tespitinde taraf teşebbüslerin pazar gücüne bakılmasına, dolayısıyla ilgili pazarın tanımlanmasında gerek bulunmamaktadır.
İdari Para cezasının takdirinde, …’nin ve …’un aktif ve belirleyici bir rol oynaması nedeniyle,ağırlaştırıcı unsur olarak dikkate alınarak,davacıya 2004 yılı net satışları üzerinden takdiren %3 oranında … YTL idari para cezası verildiği anlaşıldığından,para cezasının belirlenmesinde ölçülülük ilkesine de aykırılık bulunmadığı görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-YTL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,artan … YTL posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 25.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.