Danıştay Kararı 13. Daire 2006/363 E. 2006/4219 K. 07.12.2006 T.

13. Daire         2006/363 E.  ,  2006/4219 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2006/363
Karar No: 2006/4219

Davacı: … Sendikası
Vekili: …
Karşı Taraf: Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
Vekili: …

İstemin Özeti: TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait … Limanı’nın özelleştirme programına alınmasına ve özelleştirme yönteminin belirlenmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (Kurul) 30.12.2004 tarih ve … sayılı kararının; söz konusu Limanın stratejik ve verimli limanlar arasında olduğu, 4046 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörülen ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak amacına aykırı olarak özelleştirme kapsamına alındığı, özelleştirme yönteminin muğlak ifadelerle belirlenmesinin 4046 sayılı Kanunun 15 ve 37. maddelerine, özelleştirme ile elde edilecek gelirlerin Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde TCDD Genel Müdürlüğü’ne (TCDD) devredilmesinin anılan Kanunun 9. ve 10. maddelerine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek iptali istemiyle dava açılmıştır.

Savunmanın Özeti : Davacı sendikanın dava açma ehliyetinin olmadığı, dava konusu işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliği taşımadığı ve davanın süresinde açılmadığı, uyuşmazlığa konu kararın eki gerekçede belirtilen gerekçelerle 4046 sayılı Kanun’un 1. maddesinde öngörülen özelleştirme amacı doğrultusunda Limanın özelleştirme programına alındığı, anılan Kanunda belirtilen yöntemler dışında bir usulün benimsenmediği, Limanın özelleştirilmesinde stratejik öneminin dikkate alındığı ve konuyla ilgili düzenlemeler getirildiği, elde edilecek gelirin TCDD Genel Müdürlüğü’ne aktarılmasında 4046 sayılı Kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürerek davanın usul ve esastan reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait … Limanı’nın özelleştirme programına alınmasına ve özelleştirme yönteminin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık konusu Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 30.12.2004 tarih ve … sayılı kararının, söz konusu Limanın özelleştirme programına alınmasına, özelleştirme yönteminin belirtilmesine ve özelleştirme işlemleri için süre belirlenmesine yönelik kısmının, dosyanın incelenmesi ve 4046 sayılı Özellleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunda öngörülen kapsam, amaç, ilke ve özelleştirme yöntemlerinin birlikte değerlendirilmesinden, anılan Kanunda yer alan ilkelere ve özelleştirme yöntemine uygun olarak, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak amacına uygun şekilde tesis edildiği, anılan Kanun’un Özelleştirme İdaresi Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri başlıklı 4.maddesi ile 17/C maddesinde ifade edilen kamu iktisadî kuruluşlarının ve bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarının özelleştirme programına alınmasına Kurulca karar verileceği, bunların mülkiyetin devri dışındaki yöntemlerle yapılacak özelleştirme işlemlerinin idare tarafından yürütüleceği, ancak bunların mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum ve/veya kuruluşlara aidiyeti ve statülerinin aynen devam edeceği hükmü dikkate alındığında Limanın özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar TCDD’nin yönetiminde kalmasına, özelleştirme sonrası bu limanları devralacak yatırımcıların bakım, onarım ve diğer yükümlülüklerine ilişkin denetim ve kontrollerin TCDD tarafından yerine getirilmesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, Limanın özelleştirilmesi sonucu elde edilecek ve Kanunun 9. maddesi gereği yasal zorunluluk olarak Özelleştirilme Fonuna aktarılacak gelirin ne kadarlık kısmının Hazineye aktarılmasını ifade eden … Limanının özelleştirilmesinden elde edilecek gelirin TCDD Genel Müdürlüğüne devredilmesini teminen Hazineye aktarılmasına karar verilmesine ilişkin kısmında da hukuka aykırı bir durum bulunmadığı gerekcesiyle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nin Düşüncesi : Dava, TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait … Limanının özelleştirme programına alınmasına ve özelleştirme yönteminin belirlenmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 30.12.2004 tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
İşin esasına gelince;
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1. maddesinin (A) fıkrasında, Kanunun amacının, bu maddede belirtilen ve Kanunun uygulanmasında kuruluş adı ile anılacak olan kuruluşların ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemek olarak belirtilmiş, aynı fıkranın (f) bendinde, bu Kanunun 35 inci maddesinin (B) fıkrasında belirtilen kamu iktisadi kuruluşlarının temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemek olduğu vurgulanmış, aynı Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde de, bu Kanunun 1. maddesinde sayılan “Özelleştirme Kapsamına” alınmasının Özelleştirme Yüksek Kurulunun görevleri arasında sayıldığı, 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, bu Kanunun 35 inci maddesinin (B) bendinde belirtilen ve kamu hizmeti gören tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri üreten kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme ve işletme birimlerinin, işletme hakkının verilmesi veya kiralanması ve mülkiyetin devri dışındaki benzeri diğer yöntemlerle özelleştirilmesinin bu Kanun hükümleri çerçevesinde yapılacağı kuralına yer verilmiş, 18. maddesinde, özelleştirme programına alınan kuruluşların özelleştirilmesine ilişkin olarak özelleştirme yöntemleri, değer tespiti ve ihale usulleri düzenlenmiş, 37. maddesinin (a) bendinde de, limanlar hakkında mülkiyetin devri suretiyle özelleştirme yapılamayacağı öngörülmüştür.
Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, Özelleştirme Yüksek Kurulunca, kamu iktisadi kuruluşu niteliğini haiz TCDD Genel Müdürlüğü tarafından işletilen limanların ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak amacıyla işletme hakkının verilmesi veya kiralanması yöntemiyle ya da mülkiyetin devri dışındaki diğer yöntemlerle özelleştirme programına alınabileceği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 30.12.2004 tarih ve … sayılı kararıyla TCDD’ye ait …, …, …, …, … ve … limanlarının özelleştirme programına alındığı, söz konusu limanların “işletme hakkı verilmesi”, “kiralama” ve/veya mülkiyetin devri dışındaki yöntemlerle özelleştirilmelerine, özelleştirme işlemlerinin 12 ay içerisinde gerçekleştirilmesine, anılan limanların özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar TCDD’nin yönetiminde kalmasına, özelleştirme sonrası bu limanları devralacak yatırımcıların bakım onarım ve diğer yükümlülüklerine ilişkin denetim ve kontrollerinin TCDD tarafından yerine getirilmesine, bu limanların özelleştirilmesi ile elde edilecek gelirlerin, Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde TCDD Genel Müdürlüğü’ne devredilmesini teminen Hazineye aktarılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı sendika tarafından, söz konusu limanların stratejik ve verimli limanlar olduğu, 4046 sayılı Kanunun 1. maddesinde öngörülen ekonomide verimlilik ve kamu giderlerinde azalma sağlamak amacına aykırı olarak alelacele özelleştirme kapsamına alındıkları, özelleştirme yönteminin muğlak ifadelerle belirlenmesinin 4046 sayılı Kanunun 15 ve 37. maddelerine aykırılık teşkil ettiği, özelleştirme ile elde edilecek gelirlerin, Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde TCDD Genel Müdürlüğü’ne devredilmesinin 4046 sayılı Kanunun 9. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının iptali istenilmekte ise de, söz konusu limanın kârlı bir işletme olmasının tek başına özelleştirme programına alınmasına engel teşkil etmeyeceği, limanların uluslararası rekabete açık olup olmadığı hususunun da önem arz ettiği, özelleştirme yönteminin alternatifli olarak belirlenmesinde de yasaya aykırılık olmadığı gibi, … Limanının TCDD Genel Müdürlüğü ile bağlantısının ve statüsünün devam etmesi nedeniyle özelleştirmeden elde edilen gelirin TCDD Genel Müdürlüğüne aktarılmasını öngören düzenlemede de yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Özelleştirme Yüksek Kurulunca 4046 sayılı Kanunun verdiği yetkiye ve özelleştirme ilkelerine dayanılarak … Limanının özelleştirme programına alınmasında ve özelleştirme yönteminin belirlenmesine ilişkin düzenlemede hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra uyuşmazlık, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 38. maddesi uyarınca Dairemizin E:2005/9308 ve 2005/9561 esaslarına kayıtlı dosyalar ile bağlantılı görülerek işin gereği görüşüldü:
Dava, TCDD Genel Müdürlüğü’ne ait … Limanı’nın özelleştirme programına alınmasına ve özelleştirme yönteminin belirlenmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 30.12.2004 tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usüle ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Anayasa’nın “Devletleştirme ve Özelleştirme” başlıklı 47. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.” hükmü bulunmaktadır.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1.maddesinin (A) fıkrasında, bu Kanunun amacının, bu maddede sayılan kuruluşların ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu belirtilmiş, aynı fıkranın (f) bendinde; genel ve katma bütçeli idarelerle bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşların, mal ve hizmet üretim birimleri ve varlıkları (baraj, gölet, otoyol, yataklı tedavi kurumları, limanlar ve benzeri diğer mal ve hizmet üretim birimleri) ile bu Kanunun 35. maddesinin (B) fıkrasında belirtilen kamu iktisadî kuruluşlarının temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi hakları özelleştirilebilecek kuruluşlar arasında sayılmıştır.
Kanun’un 2. maddesinde ise, özelleştirme uygulamalarındaki ilkeler düzenlenmiş, kuruluşların özelliklerine ve içinde bulundukları şartlara göre özelleştirme yöntemlerinin belirlenmesi, tekelci bir yapının olumsuz etkilerinin önlenmesi, stratejik konularda devletin sahip olacağı imtiyazlı hisse oluşturulması, özelleştirme işlemlerinin değer saptanması da dahil aleniyet içinde yürütülmesi ilkeleri maddenin (b), (d), (g) ve (ı) fıkralarında sayılmıştır. Maddenin son fıkrasında, Kanundaki amaç ve ilkeler doğrultusunda alınacak kararlarda öncelikler ile bunların tabi olacağı özelleştirme uygulamalarına ilişkin esas ve usullerin, kuruluşların nitelikleri ve ülke ekonomisinin gerektirdiği şartlar da dikkate alınarak Kurul’ca saptanacağı hükme bağlanmıştır. Kanun’un 3/c maddesinde de, kuruluşların; satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri aynî hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflar ile devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlerinden hangisi ile özelleştirileceğini belirlemenin Kurul’un görevleri arasında olduğu kuralına yer verilmiştir. Anılan Kanun’un 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, bu Kanun’un 35. maddesinin (B) bendinde belirtilen ve kamu hizmeti gören tekel niteliğinde mal ve hizmetleri üreten kamu iktisadî kuruluşları ile bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme ve işletme birimlerinin, işletme hakkının verilmesi veya kiralanması ve mülkiyetin devri dışındaki benzeri diğer yöntemlerle özelleştirilmesinin, bu Kanun hükümleri çerçevesinde yapılacağı, 37. maddesinin (a) bendinde, limanlar hakkında mülkiyetin devri suretiyle özelleştirme yapılamayacağı öngörülmüştür.
Kanun’un “Özelleştirme Fonu ve Kaynakları” başlıklı 9. maddesinde; özelleştirme uygulamaları sonucu sağlanan tüm gelirler ile idareye devredilen kuruluşlardan elde edilen temettüler ve özelleştirme uygulamaları çerçevesinde ihraç edilecek her türlü menkul kıymet ile diğer kıymetli evrakın satışından sağlanan gelirler, idareye devredilen kuruluşlara sağlanan finansmandan elde edilen gelirler ve diğer mevzuat ile tahsis edilen kaynaklar ve sair gelirlerin, ilgili kuruluşların bütçeleri dışında … Bankasında kurulacak Özelleştirme Fonunda toplanacağı belirtilmiş, Fon’un kullanım alanları ise, Kanun’un 10. maddesinde düzenlenerek anılan maddenin 23.05.2000 tarih ve 4568/2.maddesi ile değişik 3. fıkrasında, Fon’un nakit fazlasının, Hazinenin iç ve dış borç ödemelerinde kullanılmak üzere Hazine hesaplarına intikal ettirileceği, Fon’dan diğer herhangi bir fona aktarma yapılamayacağı belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, Kanun’da “kuruluş” olarak sayılanların, Kurul’ca, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesi yoluna gidebileceği, limanların da işletme hakkının verilmesi veya kiralanması ve mülkiyetin devri dışındaki benzeri yöntemlerle özelleştirilmesinin mümkün olduğu görülmektedir.
Uyuşmazlığa konu Kurul’un 30.12.2004 tarih ve … sayılı kararıyla; TCDD’ye ait …, İzmir, …, …, … ve … limanlarının özelleştirme programına alındığı, söz konusu limanların “işletme hakkı verilmesi”, “kiralama” ve/veya mülkiyetin devri dışındaki yöntemlerle özelleştirilmelerine, özelleştirme işlemlerinin 12 ay içerisinde gerçekleştirilmesine, anılan limanların özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar TCDD’nin yönetiminde kalmasına, özelleştirme sonrası bu limanları devralacak yatırımcıların bakım onarım ve diğer yükümlülüklerine ilişkin denetim ve kontrollerinin TCDD tarafından yerine getirilmesine, bu limanların özelleştirilmesi ile elde edilecek gelirlerin, Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde TCDD’na devredilmesini teminen Hazineye aktarılmasına karar verilmiştir. Bu kararda gerekçe olarak, “Ulaştırma zincirinin bir halkası olan limanlar kara taşımacılık sistemi ile denizi birleştiren noktalar olup, bir ülkenin sosyo-ekonomik gelişmesine katkı sağlamakta ve bölgedeki endüstrinin büyümesine ve ticaretin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Ülkemizde ithalatın yaklaşık %90’ı, ihracatın ise %73’ü limanlar vasıtasıyla yapılmaktadır. Dünyada değişen ekonomik şartlar, siyasi olaylar ve teknolojik gelişmelere paralel olarak dünya ticaretinin ve ulaştırma sektörünün rekabetçi bir pazar içerisinde olması nedeniyle limanlarda verilen hizmetlerin etkinlik ve verimliliğini arttırmak ve dünya limanları ile rekabet edebilecek şekilde rasyonel ve çağdaş işletmecilik esasları içerisinde çalışmak gereklidir. 1990’dan günümüze konteyner taşımacılığının yaklaşık 2,5 kat arttığı görülmektedir. Dünya konteyner trafiğinin %25’i Akdeniz koridorunu kullanmaktadır. Uzakdoğu ülkeleri ile Avrupa ülkeleri arasındaki uzun mesafe konteyner taşımacılığında etkin olan taşımacılık firmaları Doğu Akdeniz’de …, …, …, …, …, … gibi limanlarını kullanmaktadır. Bu limanlar, sadece bir dağıtım merkezi olarak hizmet verdikleri aktarma konteynerlerden büyük kazanç sağlamaktadırlar. Türkiye, Limanlarının Akdeniz’deki konumunun ortaya koyduğu şansı henüz kullanamamıştır. Limanlarımız önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde artacak olan konteyner trafiğine cevap verecek yeterli altyapı ve üst yapıya sahip olmamakta, gelişen teknolojiye ve taşıma şekillerine zamanında ayak uyduramamakta, limanlarımızın rasyonel ve çağdaş işletmecilik esasları içerisinde etkin ve verimli olarak çalıştırılamaması nedeniyle liman hizmetleri zamanında ve gerektiği şekilde verilememekte, dünya standartlarında çalışamamakta ve dolayısıyla bölge limanları ile rekabet şansı düşük olmaktadır. Limanlarımızın gelişen teknoloji ve taşıma şekillerine ayak uydurarak ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlaması için Türkiye’nin ithalat ve ihracat yüklerinin etkin, verimli, güvenilir ve hızlı olarak elleçlenmesini sağlayacak şekilde geliştirilmesi, modernleştirilmesi, kapasitelerinin arttırılması, transit taşımacılık trafiğinin geçiş koridoru olma özelliğini kazanması, Akdeniz üzerinden yapılan taşımacılıkta konteyner trafiğine hizmet veren … ve Türkiye’nin batıya açılan en büyük ihracat limanı olan … Limanı’nın bölge limanlarıyla rekabet edebilecek bir ana aktarma limanı ve dağıtım merkezi konumuna getirilmesi gerekmektedir. Orta Asya Cumhuriyetleri ile yapılacak ekonomik işbirliği çerçevesinde ülkemizin bu alanda daha etkin bir rol üstlenme amacına yönelik olarak … Limanı önemli bir işlev üstlenecektir. Son yıllarda artan konteyner trafiğine paralel olarak deniz taşımacılığında önemli bir paya sahip ve uluslararası ticaret için lojistik bir platform olan Türk Limanlarının özelleştirilmesi ile liman operasyonlarının etkinliği ve verimliliği artacak, üst ve alt yapı yatırım gereksinimleri karşılanacak, limanlar çağdaş işletmecilik anlayışı ve ticarî esaslara göre işletilecek, … ve … Limanları ana aktarma ve dağıtım merkezi konumuna gelebilecek ve bunun sonucunda da limanların bölge limanları ile rekabet şansı artacak olup, bölgesel ve ulusal ekonomiye daha fazla katkı sağlayacak ayrıca istihdam artışı sağlanmış olacaktır. Bu çerçevede TCDD’na ait …, …, …, …, … ve … limanlarının özelleştirme programına alınarak özelleştirilmesi uygun görülmüştür.” denilmiştir. Daha sonra değer tespit amacıyla danışmanlık hizmeti veren … Bankası A.Ş. tarafından hazırlanan değerleme raporunda ise; gerek … ili, gerekse Türkiye ekonomisi için önemli bir işletme olan … Limanının faaliyet performansının bölgedeki diğer sektörleri de doğrudan etkilediği, halihazırda … Limanının önemini koruduğu, ancak bu öneme rağmen alt yapısal, teknolojik ve yönetimsel sorunlarla boğuşan bir yapı içerisinde bulunduğu, günümüz rekabet şartlarında, sorunların ertelenmesi veya çözüm bulunmaması durumunda, gerekli yatırımların yapılmayarak teknolojik olarak geride kalma, yüksek ücretli ancak vasıfsız işgücü istihdam etme, nitelikli hizmet vermeme, yasal çerçeve ve mevzuat eksikliği, mal ve hizmet güvenliğini sağlayamama, finansal ödenek yetersizliği, merkezi ve bürokratik yapı diğer unsurların etkisiyle işletmenin ekonomik öneminin de zaman içerisinde azalmaya mahkûm olduğu, bu nedenlerden dolayı, yasal altyapı da oluşturacak çözüme yönelik adımların bir an önce atılmasının ülkemiz ekonomisi için öncelik taşıdığı belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi, … Limanının özelleştirme programına alınmasına ve özelleştirme yönteminin belirlenmesine ilişkin dava konusu işlem, 4046 sayılı Kanun’un öngördüğü, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak amacıyla ve özelleştirme ilkesiyle uyumludur. Ayrıca anılan Limanın işletme hakkı verilmesi yöntemiyle özelleştirilmesi de Kanuna uygun bulunmaktadır.
Ayrıca, Kanun’un 17/C maddesinde; kamu iktisadî kuruluşlarının ve bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarının özelleştirme programına alınmasına Kurulca karar verileceği, bunların mülkiyetin devri dışındaki yöntemlerle yapılacak özelleştirme işlemlerinin idare tarafından yürütüleceği, bunların mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum ve/veya kuruluşlara aidiyeti ve statülerinin aynen devam edeceği hükmü ile Limanın özelleştirme yöntemi ve Kanunda Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kuruluş ve görevleri ve işletme hakkı devri süresi bitimi sonrası limanın bağlı olduğu kuruluşa dönmesi zorunluluğu dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu işlemin, Limanın özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar TCDD’nın yönetiminde kalmasına, özelleştirme sonrası bu limanları devralacak yatırımcıların bakım, onarım ve diğer yükümlülüklerinin denetim ve kontrollerin TCDD tarafından yerine getirilmesine ilişkin kısmında da hukuka aykırılık görülmemiştir. Öte yandan, Kanun’un yukarıda anılan 9. maddesi gereği, özelleştirme uygulamaları sonucu sağlanan tüm gelir ve kaynaklarının Özelleştirme Fonu’nda toplanmasının zorunlu olmasına ve yine Kanunun 10. maddesinde gösterilen Özelleştirme Fonu’nun kullanım alanları ile Özelleştirme Fonu’nun nakit fazlasının, Hazinenin iç ve dış borç ödemelerinde kullanılmak üzere Hazine hesabına intikal ettirileceği kuralı ve Limanın özelleştirme programına alınmış olmakla birlikte, TCDD ile bağlantısının ve statüsünün devam etmesi durumu birlikte değerlendirildiğinde, ilgili kuruluş olan TCDD’na nakit devrinin gerçekleştirilebilmesini sağlamak için elde edilecek ve esasen Fon’da toplanacak gelirlerin ne kadarlık kısmının ilgili kuruluşa devri anlamında Hazineye aktarılmasına karar verilmesinde de hukuka aykırılık saptanmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-YTL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta giderinin istemi halinde davacıya iadesine, 07.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.