Danıştay Kararı 13. Daire 2005/9584 E. 2007/2938 K. 14.05.2007 T.

13. Daire         2005/9584 E.  ,  2007/2938 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2005/9584
Karar No: 2007/2938

Davacı: … Derneği
Vekili: …
Davalı : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
Vekili: …

Davanın Özeti: 16.09.2005 tarih ve 25938 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 6. maddesinin (c) ve (d) bentlerinin, 7. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) ve (d) bentlerinin, 13., 40. ve 41. maddelerinin; 5307 sayılı Kanun’da sadece dağıtıcı lisansının düzenlendiği, dağıtıcı lisansı sahiplerinin depolama ve taşıma da yapabileceği, Kanunda lisans bedellerinin ne kadar olacağının açıkça belirtilmediği , gelir payının 5307 sayılı Kanun’da düzenlenmediği, katılma payını belirleme yetkisinin Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna bırakılmasının Anayasanın 73. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İptali istenilen yönetmelik maddelerinde Kanun’a aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’in Düşüncesi: Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri ile 7. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) ve (d) bentlerinin 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesinin (v) bendi, 3. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 6. maddesinin birinci fıkrası hükümlerine uygun olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Yönetmeliğin 13. ve 41. maddelerinin iptali istemine gelince;
Bu maddelerin de 5307 sayılı Kanun’un onuncu fıkrasının (a) bendi, 5307 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanun’un 10. maddesine eklenen (D) bendi ve 4628 sayılı Kanun’un 5/C maddesinin (e) bendi hükümleri doğrultusunda hükümler içerdiği görülmektedir.
Yönetmeliğin 40.maddesinin ise 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 16. maddesinin ilk dört fıkrasında yer alan düzenlemeye uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda iptali istenilen Yönetmelik maddelerinde Kanuna aykırılık bulunmadığından, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Dava; 16.9.2005 tarih ve 25938 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 6.maddesinin (c) ve (d) bentlerinin, 7.maddesinin 2.fıkrasının (c) ve (d) bentlerinin, 13.40 ve 41.maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
5307 sayılı, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kurumu ve Elektirik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un amacı; sıvılaştırılmış petrol gazlarının güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için gerekli düzenleme, yönlendirme, gözetim ve denetim işlemlerinin sağlanmasıdır.
Kanun’un 2.maddesinde, Kanunda geçen tanımlara yer verilmiş; 3.maddesinde lisansların tabi olacağı usul ve esaslar belirlenmiş; 6.maddesinde ise, taşıma, depolama dolum, tüp imalatı, tüp muayene, tamir ve bakımının lisansa tabi olduğu belirtilmiştir.
Bir gerçek veya tüzel kişinin piyasada faaliyet gösterebilmek için Kurumdan almak zorunda olduğu izin belgesi olan lisansın alınmasını gerektiren faaliyetlerin sayıldığı dava konusu Yönetmeliğin 6.maddesinin (c) ve (d) bentleri ile lisans başvuruları için gereken belgelerin düzenlendiği 7.maddesinin (c) ve (d) bentlerinde kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
5307 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin 9.fıkrasının (a) bendinde, lisanslar ile ilgili olarak; başvuru, değerlendirme, lisans verme, lisans süresi, tadili, bedeli ile sona ermesi ve süre uzatma işlemlerine ait usul ve esasların Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
5307 sayılı Yasa’nın 22.maddesi ile, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 10.maddesine eklenen (D) bendinde ise, katılma payı ve lisans onay, izin ve vize işlemleri üzerinden alınacak bedeller kurumun LPG piyasası ile ilgili gelirleri sırasında sayılmıştır.
Bu haliyle, gerçek veya tüzel kişilerin lisans alma, lisans tadili, süre uzatma ve lisans sureti çıkartmak için Kurum hesabına yatırmak zorunda oldukları lisans bedellerinin düzenlendiği dava konusu yönetmeliğin 13. ve katılma payının düzenlendiği 41.maddesinde dayanağı yasal düzenlemeye aykırılık görülmemiştir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 16.maddesi ile Kurul’a tanınan yetki çerçevesinde düzenleme yapılan dava konusu yönetmeliğin 40.maddesinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının diğer iddiaları da yönetmeliğin dava konusu edilen maddelerinin iptalini gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Belirtilen nedenle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, 16.09.2005 tarih ve 25938 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 6. maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentlerinin, 7. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) ve (d) bentlerinin, 13., 40. ve 41. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının 5307 sayılı Kanun’un Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin iddiası ciddi görülmemiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacı vekilinin LPG Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 6. maddesinin (c) ve (d) bentlerinin iptali isteminde bulunduğu ancak, öne sürdüğü iddia ve hukuka aykırılık sebeplerinden, istemin aynı maddenin (b) ve (c) bentlerine yönelik olduğu anlaşıldığından, iptal istemi 6. maddesinin (b) ve (c) bentleri yönünden incelenmiştir.
5307 sayılı, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun (Kanun) “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin (v) bendinde “Piyasa faaliyeti: LPG’nin ithali, ihracı, depolanması, taşınması, dağıtımı ve bayiliği” olarak tanımlanmıştır.
Kanun’un “Lisansların Tabi Olacağı Usul ve Esaslar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasında; “LPG’nin dağıtımı, taşınması ve otogaz bayilik faaliyetlerinin yapılması (tüplü LPG bayiliği hariç), depolanması, LPG tüpünün imalatı, dolumu, muayenesi, tamiri ve bakımı ile bu amaçla tesis kurulması ve işletilmesi için lisans alınması zorunludur.” hükmü, ikinci fıkrasında “piyasa faaliyetinde bulunacak olan gerçek veya tüzel kişiler, LPG tesislerinin kuruluşunda ve işletilmesinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca kendi mevzuatları gereği; imar, toplum, çevre, iş sağlığı, güvenlik, teknik düzenleme ve benzeri konularda bir sakınca bulunmadığını gösteren, tesisin kuruluşuna ve işletilmesine yönelik gerekli ruhsat, izin ve belgelerin tamamlanmasını müteakip Kuruma lisans başvurusunda bulunurlar. Lisans vermede, faaliyetin icrası için gereken fizikî varlıkların temini açısından taahhüt üzerinden işlem yapılamaz.” hükmü yer almış, yine aynı maddenin son fıkrasında, lisanslara ait usul ve esasların Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceği belirtilmiştir.
Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasında ise, dökme LPG ve otogaz LPG taşıma ile depolama ve dolum faaliyetlerinin yapılması için verilecek lisanslara uygulanacak değerleme kriterleri ve lisansın verilmesini gerektirecek teknik ve malî şartların Kurumca belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü gibi LPG piyasasında LPG’nin depolanmasının ve taşınmasının piyasa faaliyeti kapsamında olduğu ve lisansların verilebilmesi için gereken şart ve nitelikler konusunda Kuruma düzenleme yetkisi verildiği anlaşılmaktadır.
Anılan Kanun uyarınca düzenlenen LPG Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 6. maddesinin birinci fıkrasında, lisansların verileceği başlık türleri belirtildikten sonra (b) bendinde, LPG taşıma lisansı, (c) bendinde, LPG depolama lisansı, (d) bendinde de, LPG otogaz bayilik lisansı sayılmıştır.
Yönetmeliğin “Lisans Başvurusu” başlıklı 7. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, lisans başvurularında ikinci fıkrada sayılanlara ek olarak lisans türlerine göre bulunması gereken şart ve nitelikler sayılmış, (c) bendinde, “LPG Taşıma Lisansı için; karayolu ile taşıma lisansı başvurularında en az bir taşıma aracının mülkiyetine sahip olunması veya finansal kiralama yoluyla edinilmiş olması gereklidir. Ancak, boru hatları, demiryolu ve denizyolu ile yapılacak taşımalarda, ilgililerle kira veya hizmet sözleşmesi yapılmış olması halinde mülkiyet veya finansal kiralama koşulu aranmaz. LPG taşıma lisansı başvurularında dağıtıcılarla yapılmış hizmet sözleşmesi Kuruma ibraz edilir.”, (d) bendinde de, “LPG Depolama Lisansı için; başvuru sahibi, teknik düzenlemelere uygun depolama tesislerinin kendilerine ait veya yapılan sözleşmeler gereği kullanım hakkına sahip olduğunu ve dağıtıcılarla ya da kullanıcılarla yapılmış hizmet sözleşmesini Kuruma ibraz eder. LPG antrepo işleticileri de depolama lisansı almak zorundadırlar.” kuralları yer almıştır.
Bu kurallarda, yukarıda belirtilen Kanun hükümlerine aykırı bir husus saptanmamıştır.
Davacı, Kanun’da sadece dağıtıcı lisansının düzenlendiği, dağıtıcı lisansı sahiplerinin depolama ve taşıma da yapabileceğini iddia etmişse de, Kanun’un 5. maddesinin ikinci fıkrasında dağıtıcı lisansı sahiplerine tanınan bir ayrıcalık olan depolama ve taşıma faaliyetlerinin yapılabilmesinin, başka gerçek veya tüzel kişilere taşıma ve depolama lisansı verilmesine engel oluşturmadığından, bu iddia hukuken geçerli görülmemiştir.
Yönetmeliğin 13. ve 41. maddelerinin iptali istemine gelince;
Yönetmeliğin dava konusu 13. maddesinde; “Lisans bedelleri, gerçek veya tüzel kişilerin lisans alma, lisans tadili, süre uzatımı ve lisans sureti çıkartmak için Kurum hesabına yatırmak zorunda oldukları Kurul tarafından belirlenen bedellerdir. Bir sonraki yıl için gerekli olacak bedeller her yılın Aralık ayının sonuna kadar Kurul kararıyla belirlenecek Resmî Gazete’de yayımlanır. Lisans tadili, süre uzatımı ve lisans sureti çıkartma bedelleri def’aten ödenir.”, 41. maddesinde ise; “Rafinerici Lisansı, LPG Dağıtıcı Lisansı ve LPG Otogaz Bayilik Lisansı sahipleri, her yıl katılma payı ödemekle yükümlüdür. Bir önceki yıla ilişkin katılma payının ilk taksiti Haziran, ikinci taksiti Kasım ayı sonuna kadar ödenir. Katılma payı, yükümlülerin yıllık gelir tablolarında yer alan net satışlar tutarı ile Kurulca her yıl belirlenecek katılma payı oranı çarpılarak hesaplanır. Katılma payı oranı binde biri, katılma payı tutarı ise 2 milyon ABD Dolarını aşamaz. Lisans türlerine göre; katılma payını sıfıra kadar indirmeye, farklı oranları tespite Kurul yetkilidir. Bir sonraki yıl için gerekli olacak yıllık katılma payı oranı veya oranları her yılın Aralık ayının sonuna kadar Kurul kararıyla belirlenerek, Resmî Gazete’de yayımlanır. Net satış hasılatı içinde yer alması halinde, yıl içinde LPG için ödenen gümrük vergi, resim ve harçları ile Özel Tüketim Vergisi toplamı net satışlar toplamından tenzil edilir. Lisansı kapsamında, bir veya birden fazla piyasa faaliyetini yürüten lisans sahipleri katılma payını toplam net satışları üzerinden öder. İlk defa lisans alınan yıla ilişkin katılma payı, lisans tarihi ile aynı yılın 31 Aralık tarihi arasındaki döneme ilişkin olarak gelir tablolarında yer alan net satışlar tutarından varsa beşinci fıkraya göre yapılan tenzil sonrası bulunan meblağın, katılma payı oranı ile çarpımı sonucu bulunur. Birden fazla lisans sahibi kişiler, her bir lisans için ayrı katılma payı bildirimde bulunur. Lisans türleri için farklı oranlar tespit edilmesi halinde, net satışlar tutarının bu faaliyetlere ilişkin olanları ayrı ayrı işleme alınır. Süresinde beyan edilmeyen veya hatalı beyan edilen katılma paylarına ilişkin cezaî ve idarî işlemler Kurumca tamamlanarak ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde adlî ve idarî işlemler başlatılır.” hükümleri yer almaktadır. 5307 sayılı Kanun’un 3. maddesinin onuncu fıkrasının (a) bendinde başvuru, değerlendirme, lisans verme, lisans süresi; tadili, bedeli ile sona ermesi ve süre uzatma işlemlerine ait usul ve esasların Kurumca çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
5307 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanun’un 10. maddesine eklenen (D) bendinde, Kurumun LPG piyasası ile ilgili gelirleri arasında katılma payı ve lisans, onay, izin ve vize işlemleri üzerinden alınacak bedeller de sayılmış, aynı Kanun’un 5/C maddesinin (e) bendinde de, “LPG piyasasında lisans ve lisanslarla ilgili işlem bedellerini belirlemek” görevi Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na verilmiştir.
Görüldüğü üzere, dava konusu yönetmelik maddeleri lisans bedelleri ile lisans sahiplerinin ödeyecekleri katılma payı hususunda 5307 ve 4628 sayılı Kanunlarda yapılan düzenlemelere koşut hükümler içerdiğinden bu maddelerde de Kanun’a aykırılık bulunmamaktadır.
Davacı 5307 sayılı Kanun’da lisans bedellerinin ne kadar olacağının açıkça belirtilmediğini iddia etmektedir. Ancak, yukarıda anılan 4628 sayılı Kanun’un 5/C maddesinin (e) bendi hükmü karşısında bu iddia hukuki dayanaktan yoksundur.
Yine davacı, katılma payının hasılat üzerinden alınmasının firmaları mükerrer malî yükümlülük altına sokacağını ve 41. maddedeki “net satış hasılatı içinde yer alması halinde” ibaresinin firmalar arasında adaletsizliğe yol açacağını iddia etmişse de, buna ilişkin Yönetmelik kurallarında Kanunu aşan bir husus bulunmadığından, davacının iddiası geçerli görülmemiştir.
Yönetmeliğin 40. maddesinin iptali istemine gelince;
Yönetmeliğin 40. maddesinde, “5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu gereğince tahsil edilecek gelir payı, LPG için ton başına 3 YTL (3 Milyon TL)’dir. Hesaplamalarda ton kesirleri dikkate alınmaz. Dağıtıcı lisans sahipleri ithal ettikleri LPG için hesapladıkları gelir payını, Ulusal Petrol Stoku Komisyonunca belirlenen usul ve esaslara göre rafinericilere öder. Rafinericilerin satış bedeline yansıttıkları gelir payı ile dağıtıcıların rafinericilere yaptığı ödemenin karşılığı olarak tahsil edecekleri gelir payları, düzenlenen faturalarda ayrı başlık altında gösterilir.” hükmü yer almıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 16. maddesinin ilk dört fıkrasında “Piyasada sürekliliğin sağlanması, kriz veya olağanüstü hallerde risklerin önlenmesi ve uluslararası anlaşmalar gereği olağanüstü hal petrol stokları ile ilgili yükümlülüklerin ifası amaçlarıyla bir önceki yıl günlük ortalama kullanımının içindeki net ithalatın en az doksan günlük miktarı kadar petrol stoğu tutulur. Ulusal petrol stoğu, rafineri, akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin ikmal ettiği günlük ortalama ürün miktarının minimum yirmi katını kendi depolarında veya lisanslı depolama tesislerinde topluca veya statülerine göre ayrı ayrı bulundurma yükümlülüğü ile sağlanır. Rafinerilere ve depolara boşaltılmak üzere karasularında bulunan yüklü tankerler ile rafinerilerdeki ham petrol ve yarı mamul ürünler, ürüne tahvil edilerek ulusal stok mükellefiyetine sayılır. Ulusal petrol stoğu, depolanan yerin durumuna ve mevzuatın müsaadesi şartı ile vergisiz tutulabilir. Akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin, tank dibi hariç toplam stoğunun yirmi günlük kısmı şirketlerin minimum işletme stoğu olarak alınır ve ulusal petrol stoğundan sayılır. Ayrıca, bir tüketim tesisinde her bir cins üründen yılda 20.000 ton ve üzeri akaryakıt kullanan serbest kullanıcılar, tüketimlerinin onbeş günlük kısmını karşılayacak miktarda kendi depolarında stok bulundurmak mecburiyetindedir ve bunlar ulusal petrol stoğu içinde mütalâa edilir. Ulusal petrol stoğunun tamamlayıcı kısmı rafinericiler tarafından tutulur ve tamamlayıcı kısmın edinilmesi nedeniyle oluşabilecek kaynak ihtiyacı, finansman giderleri ve bu kısım stokların depolama ve idame maliyeti, tüketici fiyatlarına ilave edilen (Kurul tarafından azami 10 ABD Dolar/ton’a kadar belirlenir.) ve rafinericilerin kullanımında kalan gelirler ile karşılanır. Rafinericilerin haricinde ithalat durumunda bu gelir rafinericiye ithalatçı tarafından ödenir. Rafinericiler tarafından her yıl bu gelirin muhasebesi hakkında Kuruma bilgi verilmesi zorunludur. Gelir, yeterli depolama tesisi ve stok sağlandıktan sonra idame giderlerini sağlayacak seviyeye çekilir.” hükümleri yer almıştır.
Buna göre, LPG dağıtıcı lisansı sahiplerinin ikmal ettikleri günlük ortalama ürün miktarının minimum yirmi katını ulusal petrol stoğu olarak bulundurma yükümlülükleri olduğu, ulusal petrol stoğunun tamamlayıcı kısmının rafinericiler tarafından tutulacağı ve bu kısmın edinilmesi nedeniyle oluşabilecek kaynak ihtiyacı, finansman giderleri ve bu stokların depolama ve idame maliyetinin tüketici fiyatlarına ilave edilen ve Kurul tarafından azami ton başına 10 ABD Dolar’ına kadar belirlenecek gelirler ile karşılanacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, Kurul’un Kanun’dan aldığı yetki kapsamında ulusal petrol stoğuna ilişkin olarak alınacak gelir payını düzenleyen Yönetmeliğin dava konusu 40. maddesinde de Kanun’a aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … YTL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta giderinin istemi halinde davacıya iadesine, 14.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.