Danıştay Kararı 13. Daire 2005/9124 E. 2006/4117 K. 31.10.2007 T.

13. Daire         2005/9124 E.  ,  2006/4117 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2005/9124
Karar No: 2006/4117

Davacı: … T.A.Ş.
Vekili : …
Davalı: Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu
Vekili : …

Davanın Özeti : Davalı Kurum tarafından düzenlenen ve 24.08.2005 günlü, 25916 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 6. maddesinde yer alan “İşyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamalar yapılamaz.” hükmünün; Anayasa’nın ticaret hayatı ile haberleşme hürriyetine ilişkin maddelerine aykırı olduğu; bu yasakların sadece Türk şirketlerine uygulanabileceği; sektörün faaliyetinin %99’unun faks ve telefon iletişimi ile yapıldığı; davalı Kurum’un dava konusu düzenlemeyle getirilen yasaklamadan sadece internet yasağının denetimini yapabildiği, bu yasağın da sektöre büyük bir darbe vurduğu, telefon ve faks yoluyla yapılan ticari faaliyeti yasaklama hakkını da elinde tuttuğu; davalı idarenin dava konusu düzenlemeyle yetkisini aşarak ve ölçülülük kavramını da yok sayarak internet, telefon ve faks cihazlarının kullanılmasını yasaklamak suretiyle, alkollü içki ticaretini fiilen imkansız hale getirdiği; idarenin düzenleme yetkisini ancak alkolün toplumsal ve tıbbi yönden zararlı etkilerini önleme görevi çerçevesinde kullanabileceği; asli görevi düzenlemek olan bir kamu kurumunun yasaklamak yerine internet sitelerini belgelendirebilecek ya da teslimat anında fatura altına kimlik fotokopisi almayı zaruri kılacak önlemler alabileceği; konuya dair AB düzenlemelerinde ürün satışında kullanılan iletişim yollarının yasaklanması bir yana televizyon ve radyodan alkollü içki reklâmı yapmanın bile mümkün olduğu; uydu vasıtasıyla ulaşılan yabancı kanallardan bu reklâmların Türk halkına doğrudan ulaşabildiği; tütünle alkollü içkilerin ve alkollü içkilerin kendi arasında bir tutulmaması gerektiği; AB ülkelerinde tütün mamullerinin kullanılmasının kesin yasak olduğu yerlerde şarabın, alkolsüz içkilerle ve suyla aynı yerde satılabildiği; Danıştay Birinci Dairesi’nin bir kararında, 4250 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde yer alan kamu yayın araçları ibaresinin gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerine ait gazete, dergi, sinema salonları, bilboardlar, internet, afiş ve benzeri yayın araçlarını kapsamadığı görüşüne yer verildiği öne sürülerek iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Dava konusu düzenlemenin 4733 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin verdiği tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan zararlı etkileri önlemeye yönelik düzenleme yapma görev ve yetkisi kapsamında olduğu; Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı İle Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelik’in diğer maddelerinde, tütün mamulü ve alkollü içkilerin, perakende satışının, Kurum tarafından şartları belirlenmiş bir iş yerinden doğrudan yapılmasına ve doğrudan (elden) teslimi esasına ilişkin kurallar getirildiği; bu ürünlerin mesafeli satışı ile ürünlerin kapıda teslimi şeklinde uygulamaların mümkün bulunmadığı; anılan Yönetmelik’in 5. maddesinin (d) fıkrası, 7. maddesinin son fıkrası ve 13. maddesinde yer alan hükümlerle getirilen şartlar ve raf düzenine ilişkin kuralların tamamen, tüketicinin satın almak istediği ürünü görmesi esasına dayandırıldığı; ürünün satışının doğrudan tüketicilere yapılmasına yönelik düzenlemenin, sadece perakende satış noktalarını kapsadığı, bu düzenleme kapsamına üreticinin dağıtıcı ve toptancı ile toptancının da perakende satıcı ile ticari ilişkileri, aralarında yapacakları sözleşmeler ve bu sözleşme gereği ürünlerin teslimine ilişkin faaliyetlerin girmediği, bu nedenle davacı iddiaları değerlendirilirken düzenlemenin sadece perakende satış noktalarını kapsadığı hususunun göz önünde bulundurulması gerektiği; tütün mamulleri ve alkollü içkiler piyasasında kayıt dışı üretim ve ticaretden doğacak rantın çok büyük olduğu; oldukça kolay gerçekleştirilebilen kaçak, kayıt dışı ve sahte üretim ile ticareti önlemek amacıyla, sektördeki tüm faaliyetlerin koşul ve kurallarla düzenlendiği; ticari sınırlamaların kaldırılmasının rekabetin büyümesine ve dolayısıyla fiyatların düşmesine, daha fazla reklâm ve promosyon yapılmasına ve talebi pekiştiren etkinliklerin artırılmasına yol açtığı; sigara ve alkol alışkanlığı ile mücadele edilirken bunun yaygınlaşması için çaba gösteren çok güçlü bir endüstrinin “karşı taraf” olarak mücadelede yer aldığı, 4207 ve 4250 sayılı Yasa’larda 18 yaşından küçüklere ürün satışı yapılamayacağına dair hüküm bulunduğu, mesafeli satışların tütün mamulü ve alkollü içkilerin tüketiminden kaynaklanan zararları ortadan kaldırmak için alınan tedbirleri etkisiz hale getirecek riskler taşıdığı; davalı Kurum tarafından, tebliğle yapılan dava konusu düzenlemenin yürütülmesinin Danıştay kararıyla durdurulması üzerine aynı konunun dava konusu Yönetmelik’le düzenlenmesinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi : Dava, “Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 6. maddesinde yer alan, “İşyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamalar yapılamaz.” hükmünün iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 58. maddesinin 2. fıkrasında, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alma görevi Devlete verilmiştir.
4733 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, Kanun’un amacı; Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kurulması, bu Kurum’un görev ve yetkilerinin düzenlenmesi ile tütün ve tütün mamullerinin Türkiye’de üretimi, iç ve dış alım ve satımına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak öngörülmüş; 2. maddesinde, bu Kanunla ve diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu’nun kurulduğu belirtilmiş; 3. maddenin (d) fıkrasında, 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbi nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak, bunlarla ilgili kararları almak; (e) fıkrasında, bu Kanun’un uygulanmasıyla ilgili sektörel düzenlemeleri yapmak; (k) fıkrasında, 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu ile Genel Müdürlüğe verilmiş olan görevleri yürütmek Kurul’un görev ve yetkiler arasında sayılmış; Kanun’un 9. maddesinin (B) fıkrasında, tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin iç ve dış ticareti, sigara fabrikalarının kurulmasının izin ve şartları, üretilecek tütün mamullerinin teknik özelliklerinin belirlenmesi, üretim şartını karşılamayan firma mamullerinin fiyatlandırılması, dağıtılması, satışı ve kontrolü ile bayilikler verilmesi ve 4250 sayılı Kanun ile bu Kanun’un uygulanmasıyla ilgili diğer usul ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 1. maddesinde, her türlü ispirto ve ispirtolu içkilerin üretimi, iç ve dış alım ve satımı, dağıtımı ve fiyatlandırılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla bu Yasa’nın hazırlandığı belirtildikten sonra, kamu kurum ve kuruluşlarına mer’i mevzuatla denetim, kontrol ve diğer hususlarda verilen yetkiler saklı kalmak kaydıyla, yukarıdaki faaliyetlere ilişkin iş ve işlemlerin Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütüleceği kurala bağlanmış, 19. maddesinin 4. fıkrasında da, alkol, bira ve şarap dahil her çeşit alkollü içkinin televizyon, kablolu yayın, radyo ve kamu yayın araçlarıyla reklamının yapılması, ayrıca içki satış yerleri ile tüm ticari ve kamuya açık yerlerde, tüketilmek veya beraberinde götürülmek üzere onsekiz yaşından küçüklere alkollü içecek satılması veya sunulmasının yasak olduğu hükme bağlanmıştır.
Tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin iç ve dış ticareti, dağıtımı, satışı, kontrolü konularının Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenmesini öngören, 4733 sayılı Kanunun 9. maddesinin (B) hükmü esas alınarak, yürürlüğe konulan “Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı İle Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelik”in diğer maddelerinde, yurt içinde üretilen ve ithal edilen tütün mamulü, alkol ve alkollü içkilerin toptan ve perakende satışları ile satış belgelerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiş bulunmaktadır.
Anılan Yönetmelik hükümlerinden; tütün mamulü, alkol ve alkollü içkileri toptan, perakende ve açık olarak satmak isteyenlerin, açık ve tam adresi belli bir işyerine sahip olmalarının ve bu işyerinden satış yapabilmeleri için Kurum’dan satış belgesi almalarının zorunlu olduğu ve Yönetmelik’in 7. maddesinin, son fıkrasında “Satış belgeleri alındığı yıl için geçerli olup satış belgesinde belirtilen işyeri ve dağıtım alanları dışında satış yapılamaz.” hükmüne yer verilerek, alkollü içkilerin, satış belgesinde yazılı işyerinden doğrudan tüketicilere satılması esasının benimsendiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca anılan Yönetmelik’İn “Yasaklar” başlıklı 12. maddesinde; tütün mamulü ve alkollü içki satıcılarının 4250 ve 4733 sayılı Kanunlar ile Kurum tarafından yapılan düzenlemelere uymalarının zorunlu olduğu, içki satış yerleri ile tüm ticari ve kamuya açık yerlerde, tüketilmek veya beraberinde götürülmek üzere 18 yaşından küçüklere alkollü içecek satılmasının ve sunulmasının yasak olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu düzenlemelerde, tütün mamulü ve alkollü içkilerin satışı konusunun, 4733 ile 4250 sayılı Yasa’nın verdiği yetki çerçevesinde ayrıntılı olarak düzenlendiği ve öncelikli olarak bu ürünlerin satışının yapılabilmesi için belli bir işyerinin olması ve bu işyeri için Kurum’dan, satış izin belgesinin alınması gerektiğinin ilkeye bağlandığı ve satış yöntemi olarak da doğrudan işyerinden tüketicilere satış yönteminin benimsendiği açıktır.
Dava konusu Yönetmelik hükmünde de; işyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamalar yapılamayacağının belirtilmesi ile Yönetmelik’in diğer maddelerinde yer alan, tütün mamulü ve alkollü içkilerin, Kurum’dan satış izin belgesi almış işyerlerinden tüketicilere doğrudan satışına ilişkin yöntemi “açıklayıcı” hükümler taşıdığı, işyerinden doğrudan satış yöntemi dışında kapıda teslim gibi bir yöntemle satışın mümkün olmadığını ortaya koyduğu anlaşıldığından, bu düzenleme ile tütün mamulü ve alkollü içkilerin satışı konusunda yeni bir yöntem getirildiğinden ya da satış yeri ve yöntemi ile ilgili yeni bir düzenleme yapıldığından söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan, 4207 ve 4250 sayılı Yasalar ile 18 yaşından küçüklere tütün mamulü ve alkollü içkilerin satışının yasaklanmış olması nedeniyle söz konusu Yönetmelik’in davalı Kurum’un toplumu alkollü içkilerin zararlı etkilerinden koruma hedefine uygun bir nitelik taşıdığı, Yönetmelik’in bu açıdan da hukuka uygun olduğu görülmektedir.
Bu durumda, işyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticari araçları kullanılarak, her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ile satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamaların mümkün bulunmadığının dava konusu Yönetmelik’le öngörülmesinde, dayanağı mevzuata aykırılık görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi : Dava, Tütün Mamülleri, Alkol ve Alkollü İçeceklerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin yönetmeliğin 12. maddesinin 6. fıkrasına 24.8.2005 gün ve 25916 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğin 6. maddesi ile eklenen fıkranın iptali istemiyle açılmıştır.
31.12.2002 tarih ve 24941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı İle Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelik”in 1. maddesinde, bu yönetmeliğin amacının, yurt içinde üretilen ve ithal edilen tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin toptan ve perakende satışları ve satış belgelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, bu yönetmeliğin tütün mamulleri, alkol ve alkollü içkilerin toptan ve perakende satışı ile alkollü içkilerin açık satışına ait satış belgelerinin verilmesi, sürelerinin uzatılması, yenilenmesi, iptali ve satıcıların uymaları gereken esaslar ile satış yerlerinin haiz olmaları gereken hükümleri kapsadığı; 3. maddesinde bu yönetmeliğin, 4733 sayılı Kanun ve 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’na dayanılarak hazırlandığı, dava konusu yönetmeliğin 6. maddesi ile eklenen 12. maddesinin 7. fıkrasında ise, işyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamaların yapılamayacağı belirtilmiştir.
İdarelerin ilgili bulundukları sektörde düzenleme, denetleme görevi üstlendikleri, bu kuruluşların temel işlevinin, toplumsal ve ekonomik yaşamın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlarındaki kamusal ve özel kesim etkinliklerini, bir takım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemek görevinin bulunduğu kuşkusuzdur.
Anayasa’nın 58. maddesinin 2. fıkrasında, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alma görevi Devlete verilmiştir.
Anılan mevzuat ile idareye verilen görev çerçevesinde, yasal düzenleme ile belirlenen tütün mamulleri ve alkollü içkilerin satıcılığının ayrıntılarının davalı kurum tarafından düzenlenmesi, 4733 ve 4250 sayılı Kanunların anılan hükümleriyle davalı idareye verilen açık yetkiye dayanmaktadır.
Dava konusu düzenleme ile getirilen kuralların anılan kamu hizmetinin gereklerine, kamu yararına ve dayanağı yasa hükümlerine uygun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının diğer iddiaları ise yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, 24.08.2005 günlü, 25916 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 6. maddesinde yer alan, “İşyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamalar yapılamaz.” hükmünün iptali istemiyle açılmıştır.
4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3. maddesinin (d) fıkrasında, 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbî nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak, bunlarla ilgili kararları almak; (e) fıkrasında, bu Kanun’un uygulanmasıyla ilgili sektörel düzenlemeleri yapmak; (k) fıkrasında, 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu ile Genel Müdürlüğe verilmiş olan görevleri yürütmek Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu’nun görev ve yetkileri arasında sayılmış; Kanun’un 9. maddesinin (B) fıkrasında, tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin iç ve dış ticareti, üretim şartını karşılamayan firma mamullerinin fiyatlandırılması, dağıtılması, satışı ve kontrolü ile bayilikler verilmesi, 4250 sayılı Kanun ile bu Kanun’un uygulanmasıyla ilgili diğer usul ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
4250 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde, her türlü ispirto ve ispirtolu içkilerin üretimi, iç ve dış alım ve satımı, dağıtımı ve fiyatlandırılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla bu Yasa’nın hazırlandığı belirtildikten sonra, kamu kurum ve kuruluşlarına mer’i mevzuatla denetim, kontrol ve diğer hususlarda verilen yetkiler saklı kalmak kaydıyla, yukarıdaki faaliyetlere ilişkin iş ve işlemlerin Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütüleceği kurala bağlanmış, 19. maddesinin 4. fıkrasında da, içki satış yerleri ile tüm ticari ve kamuya açık yerlerde, tüketilmek veya beraberinde götürülmek üzere onsekiz yaşından küçüklere alkollü içecek satılması veya sunulmasının yasak olduğu; 4207 sayılı Yasa’nın 3/2. maddesinde ise, onsekiz yaşından küçüklere tütün ve tütün mamulleri satışı yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Düzenleyici kurumların ilgili bulundukları sektörde düzenleme, denetleme görevi üstlendikleri, bu kuruluşların temel işlevinin, toplumsal ve ekonomik yaşamın temel hak ve özgürlükler ile yakından ilişkili alanlarındaki kamusal ve özel kesim etkinliklerini, bir takım kurallar koyarak düzenlemek, konulan kurallara uyulup uyulmadığını izlemek ve denetlemek görevinin bulunduğu aşikardır. Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu’nun, tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkiler piyasası ile ilgili düzenlemeler yapma konusunda sahip olduğu bu yetkiyi Yasa’nın gösterdiği çerçevede kullanabileceği hususu da tartışmasızdır.
Dava konusu Yönetmelik hükmünde sayılan elektronik ticaret araçları kullanılarak satılan ürünün kapıda teslim edilmesinin yasak olduğunun belirtilmesinden, düzenlemenin, tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkiler piyasasında faaliyet gösteren perakende satıcılara yönelik olduğu, bu düzenlemenin toptan satıcıları kapsamadığı anlaşılmaktadır.
Anılan Yönetmelik’in dayanağı olan ve tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin iç ve dış ticareti, dağıtımı, satışı, kontrolü ile bayilikler verilmesine ilişkin konuların Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenmesini öngören 4733 sayılı Kanunun 9. maddesinin (B) fıkrasında, tütün mamulleri ve alkollü içkilerin, satış belgesinde yazılı işyerinden doğrudan tüketicilere satılması gerektiği yolunda bir düzenlemeye yer verilmediği, Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelik’te, yurt içinde üretilen ve ithal edilen tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkilerin toptan ve perakende satışları ve satış belgelerine ilişkin usul ve esaslar düzenlenerek, alkol ve alkollü içkileri toptan, perakende ve açık olarak satmak isteyenlerin, açık ve tam adresi belli bir işyerine sahip olmalarının ve bu işyerinden satış yapabilmeleri için Kurum’dan satış belgesi almalarının zorunlu olduğu düzenlemesine yer verilmesine karşın, elektronik ticaret araçları kullanılarak satılan ürünün kapıdan teslim edilmesini engelleyen bir hükme yer verilmediği saptanmaktadır. Bu durumda, işyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamalar yapılamayacağı yolundaki dava konusu düzenlemenin yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Davalı idarece, dava konusu Yönetmelik’in diğer maddelerinde yer alan hükümlerle getirilen şartlar ve raf düzenine ilişkin kuralların tamamen, tüketicinin satın almak istediği ürünü görmesi esasına dayandırıldığı öne sürülmekte ise de, tüketicinin, tütün mamulü ve alkollü içkileri tanımadan ve bilmeden, söz konusu elektronik araçları kullanarak ürün siparişi veremeyeceği kuşkusuzdur. Diğer taraftan, mesafeli satışların tütün mamulü ve alkollü içkilerin tüketiminden kaynaklanan zararları ortadan kaldırmak için alınan tedbirleri etkisiz hale getirecek riskler taşıdığı öne sürülmekte ise de, düzenlemede belirtilen elektronik ticaret araçları kullanılarak yapılacak satışın da, Yönetmelik’te belirtildiği gibi, Kurum’dan satış belgesi almış, açık ve tam adresi belli bir işyerine sahip bir perakende satıcı tarafından yapılacağı aşikar olduğu gibi, söz konusu araçlar kullanılarak yapılacak satış yöntemi düzenlenirken, tütün mamulü ve alkollü içkilerin 18 yaşından küçükler tarafından satın alınmasını engelleyecek tedbirlerin de kolaylıkla alınabileceği hususunda kuşku bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 24.08.2005 günlü, 25916 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in dava konusu 6. maddesinde yer alan “İşyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamalar yapılamaz.” hükmünün iptaline, aşağıda dökümü gösterilen …-YTL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-YTL avukatlık ücretinin de davalı idareden alınarak davacı vekiline verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, 31.10.2006 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Dava, 24.08.2005 günlü, 25916 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 6. maddesinde yer alan, “İşyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamalar yapılamaz.” hükmünün iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 124. maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hükme bağlanmış; 58. maddesinin 2. fıkrasında ise, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alma görevi Devlete verilmiştir.
Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü İçkilerin Toptan ve Perakende Satışı ile Satış Belgelerine İlişkin Yönetmelik hükümlerinden; alkol ve alkollü içkileri toptan, perakende ve açık olarak satmak isteyenlerin, açık ve tam adresi belli bir işyerine sahip olmalarının ve bu işyerinden satış yapabilmeleri için Kurum’dan satış belgesi almalarının zorunlu olduğunun kurala bağlandığı ve Yönetmelik’in 7. maddesinin, 13.11.2004 tarihli, 25642 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik’in 1. maddesiyle değişik son fıkrasında “Satış belgeleri alındığı yıl için geçerli olup, satış belgesinde belirtilen işyeri ve dağıtım alanları dışında satış yapılamaz.” hükmüne yer verilerek, alkollü içkilerin, satış belgesinde yazılı işyerinden doğrudan tüketicilere satılması esasının benimsendiği anlaşılmaktadır.
4207 ve 4250 sayılı Yasalarla ile 18 yaşından küçüklere tütün mamullerinin ve alkollü içkilerin satışının yasaklanmış olması nedeniyle, söz konusu Yönetmelik ile uygulamaya konulan “tüketicilere işyerinden doğrudan satış yöntemi”nin, anılan yasağın denetiminin sağlanması amacıyla kabul edilmiş ve üst hukuk normlarına aykırılık taşımayan bir yöntem olduğu dikkate alındığında, dava konusu Yönetmelik’le, bu satış yöntemi dışında internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları ile alkollü içki satışının, satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamanın mevzuata göre mümkün olmadığı yolunda yapılan açıklamanın, davalı Kurum’un toplumu tütün mamulleri ile alkollü içkilerin zararlı etkilerinden koruma hedefine uygun bir nitelik taşıdığı, dava konusu Yönetmelik’in bu nedenle hukuka uygun olduğu görülmektedir.
Diğer taraftan, davacı tarafından dava konusu düzenlemenin, Anayasa’nın özel teşebbüslerin çalışma özgürlüğü ile haberleşme hürriyetine ilişkin maddelerine aykırı olduğu öne sürülmekte ise de, Anayasa’nın 58. maddesi hükmü ile alkolün insan sağlığı, çevre ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri gözetilerek, çalışma özgürlüğü ve haberleşme hürriyeti ile toplum sağlığı arasında denge kurulduğu, bu konuda ölçülü bir sınırlama yapıldığı, yapılan sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine ters düşmediği gibi öngörüldüğü amaç dışında kullanılmadığı da anlaşıldığından, dava konusu düzenlemede bu yönden de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, piyasayı düzenlemek, denetlemek ve kural koymakla görevlendirilen idarenin, toplumu tütün mamulleri ile alkollü içkilerin zararlı etkilerinden koruyabilme hedefi, her aşamada denetimin gerçekleştirilmesini zorunlu kıldığından, tütün mamulleri ve alkollü içkilerin satış yönteminin belirlenmesi hususundaki düzenlemenin takdirinin idareye tanınmasında ve bu doğrultuda, her türlü tütün mamulü ve alkollü içkinin perakende satışının, Kurum’dan satış belgesi almış olanlar tarafından, satış belgelerinde yazılı işyerlerinde doğrudan tüketicilere yapılması, işyerlerinden veya sanal bir işyerinden internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik ticaret araçları kullanılarak her türlü tütün mamulü ve alkollü içki satışı ve bu yöntemle satılan ürünün kapıda teslim edilmesi şeklindeki uygulamaların yapılamayacağının dava konusu Yönetmelik’le öngörülmesinde, dayanağı mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği oyuyla, aksine verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.