13. Daire 2005/839 E. , 2005/935 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2005/839
Karar No: 2005/935
Kararın Düzeltilmesini İsteyen: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: … A.Ş.
İstemin Özeti: Danıştay Onuncu Dairesi’nce verilen 8.5.2003 günlü, E:2001/30, K:2003/1626 sayılı kararın; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54.maddesi uyarınca düzeltilmesi istemidir.
Savunmanın Özeti: Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dava konusu olayda, ödeme emrinin dayanağını oluşturan kur farkı ve cezai faiz tahakkukuna karşı açılan davada Mahkemece verilen “dilekçe ret” kararı üzerine yenileme dilekçesi verilmediğinden kesinleşen alacak için düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda, alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle işlemin iptali yönünde verilen kararda isabet olmayıp, karar düzeltme isteminin kabulü suretiyle bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: Türk parasının kıymetini korumaya ilişkin mevzuatta “tahakkuk zamanaşımı” öngörülmediğinden, bu konuda yapılan tahakkuk işlemlerinin zamanaşımına tabi olması söz konusu değildir.
Bu itibarla anılan mevzuattan kaynaklanan kamu alacağının 6183 sayılı Yasa’nın 37. maddesi uyarınca bir ay içinde ödenmesinin istenmesine ilişkin olarak yapılan bildirimde öngörülen sürenin sonunda tahakkuk işleminin tamamlanacağı ve söz konusu tahakkuk işlemine karşı dava açılmaması halinde sözü edilen bir aylık sürenin son günü olan vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Yasa’nın 102. maddesinde öngörülen “tahsil zamanaşımı” süresinin işlemeye başlayacağı kuşkusuzdur.
Bakılan davaya konu olayda 6183 sayılı Yasa’nın 37. maddesi uyarınca hazırlanan yazı 11.5.2000 tarihinde davacıya tebliğ edildiğinden, 6183 sayılı Yasa’nın 102. maddesinde belirtilen tahsil zamanaşımı süresinin 1.1.2001 tarihinde işlemeye başladığı ve 31.12.2005 tarihinde zamanaşımı süresinin dolacağı açık olup İdare Mahkemesi’nce esas hakkındaki kararın verildiği 8.11.2000 tarihinde tahsil zamanaşımı süresinin henüz işlemeye bile başlamadığı kuşkusuzdur. Bu itibarla henüz başlamamış olan tahsil sürecine ilişkin zamanaşımı süresinin olayda uygulanma kabiliyeti bulunmadığından, dava konusu kamu alacağının tahsil zamanaşımına uğradığından söz etmeye olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kamu alacağının 6183 sayılı Yasa’nın 102. maddesi uyarınca “tahsil zamanaşımına” uğradığı gerekçesiyle işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararının onanmasına ilişkin kararın düzeltilmesi isteminin kabulünün uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi 1. fıkrası (c) bendine göre karar düzeltme istemi yerinde görüldüğünden, Danıştay Onuncu Dairesi’nin 8.5.2003 tarih ve E:2001/30, K:2003/1626 sayılı kararı kaldırılarak işin gereği görüşüldü:
Dava, döviz alım-satım işi ile uğraşan davacının 1994/Ağustos-Kasım dönemlerine ilişkin döviz devir yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle T.C. Merkez Bankası’nın I-M sayılı Genelgesinin 7-D maddesi uyarınca hesaplanan kur farkı ve cezai faizin tahsili için Merkez Bankası’nın talimat yazısı doğrultusunda tebliğname düzenlendiği halde süresinde ödeme yapmaması nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 102.maddesine göre zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında Kanun’un 102.maddesinde amme alacağının, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıdan talep edilen miktarın zorunlu olarak devretmesi gereken döviz karşılığı meblağa ilişkin olmadığı, sonradan yapılan uyarıya rağmen devir yükümlülüğünü yine de yerine getirmemesi nedeniyle davacı adına devrin yapılması gereken son iş günündeki döviz kuru ile Merkez Bankası’nın tahsil için vergi dairesi müdürlüğüne talimat yazısı yazdığı 14.4.2000 tarihinde geçerli olan döviz kuru arasındaki fark ve devre tabi döviz cinsi üzerinden yıllık %3 oranında hesaplanan cezai faiz olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu kur farkı ve faiz, ödeme zamanı özel kanun ile belirlenmiş bir alacak olmadığından, 6183 sayılı Yasanın 37. maddesine uygun olarak önce tebliğname ile istenilmiş ve bu işlemin davacıya tebliğ edildiği 11.5.2000 tarihinde amme alacağı tahakkuk etmiştir. Bu itibarla, 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinde düzenleme konusu yapılan tahsil zamanaşımı süresi vade tarihini takip eden 2001 yılının başından itibaren başlayacağından ve yasada bunun dışında (tahakkuk zamanaşımı ile ilgili) herhangi bir düzenleme yer almadığından işlemin zamanaşımına uğraması sözkonusu değildir.
Diğer yandan, anılan tebliğnameye karşı açılan davada İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu “dilekçe ret” kararı üzerine yenileme dilekçesi de verilmediği ve bu suretle alacağın kesinleştiği görülmektedir.
Bu durumda usule ve Yasaya uygun olarak düzenlendiği anlaşılan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddi gerekirken, ödeme emrinin iptali yönünde verilen Mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerde 2577 sayılı Yasa’nın 49.maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine 22.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.