Danıştay Kararı 13. Daire 2005/800 E. 2005/2304 K. 25.04.2005 T.

13. Daire         2005/800 E.  ,  2005/2304 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2005/800
Karar No: 2005/2304

Temyiz İsteminde Bulunan: Sermaye Piyasası Kurulu
Vekili: …
Karşı Taraf: … T.A.Ş.
Vekili: …

İstemin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarihli ve E: …, K: … sayılı kararının ; 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 16. ve 22/(e) maddeleri uyarınca Sermaye Piyasası Kurulunun malî tabloların düzenlenmesinde yetkili olduğu, Seri XI No: 1 sayılı Tebliğin 9. maddesinde ihtiyatlılık kavramının tanımlandığı ve işletmelerin muhtemel giderleri, zararları ve borçları için karşılık ayırmaları gerektiğinin belirtildiği, 41. maddede şarta bağlı olayların tanımlandığı, Tebliğin 2 numaralı ekindeki açıklamada şarta bağlı olaylardan biri olarak davam eden davaların gösterildiği, Kurulun dava konusu kararları almaya yetkili olduğu, DSİ tarafından açılan davanın aleyhe sonuçlanması kuvvetle muhtemel olduğundan karşılık ayrılmasının zorunlu olduğu, ihtiyatlılık kavramı gereği işletmenin risklere ve belirsizliklere karşı korunmasının amaçlandığı, karşılık ayrılmasının davanın aleyhe sonuçlanması halinde ödeme imkânı tanıdığı, yargı kararlarının bu yönde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: DSİ Genel Müdürlüğünün davacı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığı, işletme aleyhine açılan hukuki davanın seyri ve geçmiş deneyimlerin dikkate alınması gerektiği, tutarı tahmin edilmeyen zararların dipnotlarda açıklanacağı, usul ve kanuna uygun bulunan Mahkeme kararının onanması gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından davacı şirket aleyhine açılan alacak davası nedeniyle davacı şirket tarafından hazırlanacak 31.12.2001 tarihli malî tablolarda dava konusu alacak tutarının tamamı için karşılık ayrılmasına ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organının 14.11.2001 tarih ve … sayılı kararı ile bu karara yapılan itirazın reddine ilişkin 28.12.2001 tarih ve … sayılı kararın iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; 2499 sayılı Yasayla, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasının amaçlandığı, sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin korunmasını düzenlemek ve denetlemek görevinin Sermaye Piyasası Kuruluna verildiği, Kurulca, sözü edilen hususlara ilişkin çeşitli düzenlemeler yapıldığı, bu bağlamda tasarruf sahiplerinin tercihlerini belirleyecek ve tasarruflarında meydana gelebilecek değişiklikler konusunda tasarruf sahipleri, ortaklar ve diğer ilgililerin zamanında bilgilendirilmesini temin etmek amacıyla kimi zaman genel kabul görmüş muhasebe kavram, ilke ve standartlarının kullanılmasının, kimi zaman da ihraçcılar ve sermaye piyasası kurumlarının konsolide olanlar dahil malî tabloların kamuya açıklanmasının öngörüldüğü, bu düzenlemelerle ihraçcıların şirket yönetimi ve geleceğine yönelik risklerinin bertaraf edilerek tasarruf sahipleri, ortaklar ve diğer ilgililerin korunmasının amaçlandığı, ancak davalı idareye yüklenen bu görevin tasarruf sahipleri, ortaklar ve diğer ilgililerin zamanında bilgilendirilmesini temin etme ile sınırlı olup, şirketlerin yönetim ve sorumluluk esaslarının belirlenmesine ve karar olma yöntemine ilişkin kuralları ve serbestiyi ortadan kaldırmaması gerektiği, nitekim Türk Ticaret Kanununun 336. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk halleri düzenlenmiş olduğu, davalı idarece öngörülen yükümlülükleri yerine getiren yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarının kalktığını söylemenin mümkün olmadığı, Sermaye Piyasasında Malî Tablo ve Raporlara İlişkin Tebliğde açıklandığı üzere, malî tabloların düzenlenmesi sırasında şarta bağlı olayların dikkate alınması zorunlu ise de, şarta bağlı zararın tahmin edilebilmesi halinde tahakkuk ettirilmesi ve malî tablolara yansıtılması gerektiği, tutarı belli edilemeyen zararların ise dipnotlarda açıklanabileceğinin öngörüldüğü, malî tablolarda gösterilecek ve karşılık ayrılacak zararların, şirket bilançosunda değişiklikler yapacağı, kâr – zarar durumunu etkileyeceği ve piyasaya sunulan hisse senetlerinin değerini etkileyeceği gözönüne alındığında şarta bağlı zararların “muhtemel” niteliğinin titizlikle irdelenmesi gerektiğini ortaya koymakta olup şirket aleyhine açılan her davanın şarta bağlı zarar kabul edilmesinin davalı idarece yapılan düzenlemelerin özüne aykırılık oluşturduğu, davacı şirket tarafından… Barajı HES tesislerinin inşa edilip işletilmesi ve buna karşılık taşkın tesislerinin masraflarından kurtulan DSİ tarafından ödenecek kamulaştırma masraflarının Bakanlar Kurulu kararı ve taraflar arasında imzalanan protokol uyarınca bölüştürülmesi öngörüldüğünden tarafların yaptığı masrafların bütünüyle belirlenmesi ve borçlu olan tarafın ortaya konulmasından sonra mahsuplaşma işleminin yapılmasının mümkün olduğu, davalı idarenin ihraçcılar aleyhine açılmış alacak davalarına konu muhtemel zararların bilançoda gösterilmesi ve karşılık ayrılmasını isteme yetkisi bulunmakla beraber bu yetkinin kullanımında zararın niteliğinin incelenmesi, dipnotlarda gösterilecek nitelikte bir zarar olup olmadığının veya “özel durum açıklama” yoluyla tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunması gerekirken, miktarını DSİ Genel Müdürlüğünün belirlediği alacak davasındaki miktarın doğrudan doğruya muhtemel zarar kabul edilerek malî tablolarda gösterilmesi ve karşılık ayrılması gerektiği yolundaki dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarihli ve E: …, K: … sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının onanmasına, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 25.04.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.