Danıştay Kararı 13. Daire 2005/7503 E. 2006/1431 K. 17.03.2006 T.

13. Daire         2005/7503 E.  ,  2006/1431 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2005/7503
Karar No: 2006/1431

Davacı: …
Vekili: …
Davalı: Sermaye Piyasası Kurulu
Vekili: …

Davanın Özeti :Davacının da aralarında bulunduğu yatırımcı grubunun … A.Ş. hisse senedinde 11.08.2000 – 19.09.2000 tarihleri arasında yapmış olduğu alım-satım işlemlerinin yapay fiyat ve yapay piyasa oluşturma suçu kapsamında olduğu belirtilerek tesis edilen Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organı’nın 30.05.2003 tarih ve 28/651 sayılı işleminin, davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, … Menkul Kıymetler Borsası (… ) ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici işlem yapma yasağı getirilmesine ve işlem yapma yasağının getirildiği tarih itibariyle sahip olduğu hisse senetlerinin Kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin kısmı ile bu işlemin dayanağı olan Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) 28.02.2001 tarih ve 11/249 ve 28.03.2002 tarih ve 16/436 sayılı ilke kararlarının; kurul kararına dayanak yapılan tespitin yanlış olduğu, davacının yapay piyasa oluşturmak için herhangi bir şahısla birlikte hareket etmediği, birlikte hareket etme kavramının davalı idarece son derece geniş yorumlanarak işlem yapıldığı, yalnızca kâr elde etme amacıyla hareket edildiği, yapay piyasa oluşturma ve birlikte hareket etme kavramları teknik bilgiyi gerektiren konular olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, davalı idarenin hem suçlayan, hem karar alan, hemde yargı kararı olmadan mülkiyet hakkını ortadan kaldıran bir organ gibi hareket ettiği, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 22. maddesinde sayılan yetkiler arasında Kurul’un işlem yapma yasağı getirmek, hisse senetlerini kurul kaydından çıkarmak gibi yetkileri bulunmamasına karşın bu yönde kararlar almasının yetki yönünden hukuka aykırı olduğu, işlemin dayanağı olarak gösterilen ilke kararlarının Sermaye Piyasası Kanunu’na aykırı olduğu, hisse senetlerinin işlem görüp görmeyeceğinin şekil şartlarının … yönetimi tarafından kararlaştırıldığı, Kurul’un … ‘nin yetkilerini kullanamayacağı, 2499 sayılı Kanun’un 30. maddesinde kanun kapsamına giren sermaye piyasası faaliyetleri sıralanırken gerçek kişilerin hisse senedi alım-satımları sayılmadığından Kurul’un bu işlemlere Sermaye Piyasası Kanunu’nu uygulayamayacağı, bu durumda genel hükümler uygulanarak ve genel mahkemelere başvurularak tedbir talep edilmesi gerekirken yargı mercii gibi davrandığı ileri sürülerek iptali, 2499 sayılı Yasa’nın 46/i maddesinin Anayasa’ya aykırı olması nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : … A.Ş. hisse senedinde 11.08.2000-19.09.2000 döneminde meydana gelen fiyat ve miktar hareketlerine ilişkin düzenlenen denetleme raporu ile davacının da aralarında bulunduğu yatırımcı grubunun söz konusu dönemde yapmış olduğu işlemlerin yapay fiyat ve yapay piyasa oluşturma suçunu oluşturması nedeniyle işlem tesis edildiği, dava konusu kurul kararlarının 2499 sayılı Kanun’a uygun olduğu, davacının 2499 sayılı Yasa’nın 46/i maddesinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasının dayanağı bulunmadığı belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’ın Düşüncesi: Dava, Sermaye Piyasası Kurulu’nun 30.05.2003 tarih ve 28/651 sayılı işleminin davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığına suş duyurusunda bulunulmasına, geçici işlem yasağı getirilmesine ve işlem yasağı getirildiği tarih itibari ile sahip olduğu hisse senetlerinin kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin kısmı ile bu işlemin dayanağı Sermaye Piyasası Kurulu’nun 28.02.2001 tarih ve … ve 28.03.2002 tarih ve … sayılı ilke kararlarının iptali istemiyle açılmıştır.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 46. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde, Sermaye Piyasası Kurulu’na Yasa’nın 47/A bendinde sayılan fiillere doğrudan yada dolaylı iştirak ettikleri saptanan gerçek veya tüzel kişilere borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici veya sürekli işlem yapmalarının önlenmesini teminen gerekli tedbirleri alma yetkisi tanınmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacının 2499 sayılı Yasa’nın 46. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı bulunduğu iddiasının hukuksal dayanağı bulunmamakta olup, dosyadaki bilgi ve belgelerden dava konusu eylemin Yasa’nın 47/A maddesinin 2. bendinde belirtilen yapay fiyat ve yapay piyasa oluşturma eylemi olduğu sonucuna varıldığından dava konusu işlemin işlem yapma yasağı getirilmesine ilişkin kısmı ile dayanağı ilke kararlarının işlem yapma yasağı getirlmesi ve uygulama şekline ilişkin kısımlarında mevzuata aykırılık bulunmamıştır.
İşlemin, davacı hakkında suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kısmı ise idari davaya konu olabilecek nitelikte bulunmamaktadır.
İşlemin, işlem yasağı getirildiği tarih itibariyle davacının sahip olduğu hisse senetlerinin kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin kısmına gelince; 2499 sayılı Yasa’da davalı idareyi bu hususta yetkili kılan bir düzenleme bulunmadığı gibi, hakkında işlem yapma yasağı getirilen gerçek veya tüzel kişilerin işlem yapma yasağı süresince sözkonusu hisse senetlerinin alım veya satımını (ilke kararında satım için öngörülen istisna dışında) gerçekleştirmeleri olanağı bulunmadığına ve anılan hisse senetlerinin borsada işlem görmeleri ve borsa kaydına alınmaları ile ilgili formalitelerin ilgili şirketlerce yapılmış olması, diğer taraftan işlem yapma yasağına dayanak eylem tarihi ile işlem yapma yasağının getirldiği tarihin farklı olması nedeniyle sahip olunan hisse senetlerinin yapay piyasa veya fiyat oluşturma eylemine konu hisse senetleri olmaması karşısında, dava konusu işlemin bu kısmında yasal düzenlemeye uyarlık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, dava konusu işlemlerin suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kısmının incelenmeksizin reddi, işlem yapma yasağı getirilmesi kısmına ilişkin davanın reddi, sahip olunan hisse senetlerinin kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin kısmının iptali gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nin Düşüncesi : Dava, davacının da aralarında bulunduğu yatırımcı grubunun … A.Ş. hisse senedinde 11.8.2000-19.9.2000 tarihleri arasında yapmış olduğu alım-satım işlerinin yapay fiyat ve yapay piyasa oluşturma suçu kapsamında olduğu belirtilerek tesis edilen Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organının 30.05.2003 tarih ve 28/651 sayılı işleminin, davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, … Menkul Kıymetler Borsası ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici işlem yapma yasağı getirilmesine ve işlem yapma yasağı getirildiği tarih itibarıyla sahip olduğu hisse senetlerinin Kurul kaydından çıkartılmasına ilişkin kısmı ile işlemin dayanağı olan Sermaye Piyasası Kurulunun 28.02.2001 tarih ve … ve 28.03.2002 tarih ve … sayılı ilke kararlarının iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 46. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinin Anayasaya aykırı olduğu yolundaki iddiası ciddi görülmemiştir.
İşin esasına gelince; 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 1. maddesinde, bu Kanunun konusunun, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak amacıyla, sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek olduğu, 22. maddesinin son fıkrasında da, Kurulun yetkilerini düzenleyici işlemler ve özel nitelikte kararlar alarak kullanacağı, özel nitelikteki kararlardan kamuoyunu ilgilendirenlerin Kurulun haftalık bülteni ile ilgili kişi ve kuruluşlara duyrulacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 47. maddesinin A/2 bendinde, yapay olarak, sermaye piyasası araçlarının arz ve talebini etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak, artırmak veya azaltmak amacıyla alım ve satımını yapan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenlerin cezai sorumluluğu düzenlenmiş ve 46. maddesinin 4487 sayılı Yasa ile değişik (i) fıkrasında, Kurulun, 47. maddenin (A) bendinde sayılan fiillere doğrudan ya da dolaylı olarak iştirak ettikleri Kurulca tespit edilen gerçek ve tüzel kişilerin, borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici veya sürekli olarak işlem yapmalarının önlenmesini teminen gerekli önlemleri almaya yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
Sözü edilen hükümler çerçevesinde Kurulun aldığı ve Haftalık Bültende yayınlanan 28.02.2001 tarihli, … sayılı ve 28.30.2002 tarihli, … sayılı ilke kararları incelendiğinde, haklarında işlem yasağı getirilen kişi ve kurumların … nezdindeki menkul kıymetlerine ve aracı kurumlardaki hesaplarının işleyişiyle ve işlem yasağı alınması ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasların ayrıntılarının belirlendiği ve belirleme yapılırken de Kurula tanınan yetkinin aşılmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu ilke kararlarında hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.
Davacıya borsalar ve teşkilatlanmış piyasalarda geçici işlem yapma yasağı getirilmesi ve sahibi bulunduğu hisse senetlerinin Kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin işleme gelince;
Dosyada mevcut 26.05.2003 tarih ve … sayılı Denetleme Raporunun incelenmesinden, aralarında davacının da bulunduğu kişilerce … A.Ş. hisse senedinde 11.8.2000-19.9.2000 tarihleri arasında yapay fiyat ve yapay piyasa oluşturularak manipülatif işlemler gerçekleştirdiklerinin hukuken yeterli ve inandırıcı delillerle belgelendirildiği anlaşılmakta olup, bu haliyle davacının eyleminin 2499 sayılı Kanunun 47/A-2 maddesinde düzenlenen manipülasyon suçunu oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davacı hakkında 2499 sayılı Kanunun 46. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi hükmü gereğince tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin işlem, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliği taşımadığından, davanın bu kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca reddi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar Veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dava dosyasındaki bilgi ve belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü;
Dava, davacının da aralarında bulunduğu yatırımcı grubunun … A.Ş. hisse senedinde 11.08.2000 – 19.09.2000 tarihleri arasında yapmış olduğu alım-satım işlemlerinin yapay fiyat ve yapay piyasa oluşturma suçu kapsamında olduğu belirtilerek tesis edilen Sermaye Piyasası Kurulu Karar Organı’nın 30.05.2003 tarih ve 28/651 sayılı işleminin; davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, … Menkul Kıymetler Borsası (… ) ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici işlem yapma yasağı getirilmesine ve işlem yapma yasağının getirildiği tarih itibariyle sahip olduğu hisse senetlerinin Kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin kısmı ile bu işlemin dayanağı olan Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) 28.02.2001 tarih ve … ve 28.03.2002 tarih ve … sayılı ilke kararlarının istemiyle açılmıştır.
Davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunmamıştır.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunun konusunun, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak amacıyla, sermaye piyasasının güven açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek olduğu belirtilmiştir.
Yine, Kanunun SPK’nın görev ve yetkilerini düzenleyen 22. maddesinin son fıkrasında, Kurulun yetkilerini, düzenleyici işlemler ve özel nitelikte kararlar alarak kullanacağı, özel nitelikteki kararlardan kamuoyunu ilgilendirenlerin Kurulun haftalık bülteni ile ilgili kişi ve kuruluşlara duyurulacağı kuralı yer almıştır.
Kanunun 47. maddesinin A/2 bendinde, yapay olarak, sermaye piyasası araçlarının arz ve talebini etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak, artırmak veya azaltmak amacıyla alım ve satımını yapan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenlerin cezai sorumluluğu düzenlenmiş ve 46. maddesinin 4487 sayılı Yasa ile değişik (i) fıkrasında, Kurulun, 47. maddenin (A) bendinde sayılan fiillere doğrudan ya da dolaylı olarak iştirak ettikleri Kurulca tespit edilen gerçek ve tüzel kişilerin, borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici veya sürekli olarak işlem yapmalarının önlenmesini teminen gerekli önlemleri almaya yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
Dava konusu edilen ve Haftalık Bültende yayınlanan 28.2.2001 günlü 11/249 sayılı ve 28.3.2002 günlü … sayılı ilke kararlarının incelenmesinden, bunların haklarında işlem yasağı getirilen kişi ve kurumların … nezdindeki menkul kıymetlerine ve aracı kurumlardaki hesaplarının işleyişine ve işlem yasağı alınması ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasların ayrıntılarını belirlediği yasaya aykırı veya yasal çerçeveyi aşan bir yönünün bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu ilke kararlarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Davacıya borsalar ve teşkilatlanmış piyasalarda işlem yapma yasağı getirilmesi ve sahibi bulunduğu hisse senetlerinin Kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin işleme gelince; … A.Ş. hisse sentlerinde 11.08.2000-19.09.2000 döneminde meydana gelen fiyat ve miktar hareketlerine ilişkin olarak, … Menkul Kıymetler Borsası Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan 19.01.2001 tarih ve … sayılı inceleme raporu ihbar kabul edilerek, Sermaye Piyasası Kurulu uzmanları tarafından yapılan denetim sonucunda düzenlenen 26.05.2003 tarih ve … sayılı denetleme raporuyla tespit edilen eylemleri nedeniyle 30.05.2003 tarihli Kurul toplantısında davacıya eylemlerinin Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/A-2 maddesinde tanımlanan manipülasyon suçunu oluşturması nedeniyle aynı Yasanın 46.maddesinin 1.fıkrasının (i) bendi uyarınca 30.05.2003 tarihinde mesai bitiminden itibaren geçerli olmak üzere borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici olarak işlem yasağı getirilmesine ve işlem yasağının getirildiği tarih itibariyle sahibi bulunduğu hisse senetlerinin Kurul kaydından çıkarılmasına karar verildiği anlaşılmış olup, davacının 26.05.2003 tarih ve … sayılı Denetleme Raporu’nda tespit edilen eylemleri nedeniyle 2499 sayılı Yasa’nın 46/i maddesi uyarınca tesis edilen işlemin davacı hakkında geçici işlem yasağı getirilmesine ve işlem yasağının getirildiği tarih itibariyle sahip olduğu hisse senetlerinin kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin kısmında hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kısmının idari davaya konu olabilecek nitelikte bir işlem olmaması nedeniyle esasının incelenmesi olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın, Sermaye Piyasası Kurulu İlke Kararları ile 30.05.2003 tarih ve 28/651 sayılı işlemin davacıya geçici işlem yasağı getirilmesi işlem yasağı getirildiği tarih itibarı ile sahip olduğu hisse senetlerinin kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin kısmının reddine oyçokluğu; davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kısmının incelenmeksizin reddine, aşağıda dökümü yapılan … YTL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … YTL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, oybirliği ile 17.03.2006 tarihinde karar verildi.

AZLIK OYU
Dava konusu karar ile Sermaye Piyasası Kanununun 46.maddesinin 1/i bendi uyarınca alınan işlem yapma yasağının, ne şekilde uygulanacağına ilişkin ilkeler getirilirken, 8.maddesinde işlem yapma yasağı getirilen kişilerin sahip oldukları hisse senetlerinin kurul kaydından çıkarılarak kendilerine teslimi uygulamasına devam edilmesi düzenlenmiş bulunmaktadır.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 46.maddesinin (i) bendinde yer alan düzenlemeyle, Kanunun 47 nci madde (A) bendi hükmünde sayılan fiillere doğrudan ya da dolaylı olarak iştirak ettikleri Kurulca tespit edilen gerçek veya tüzel kişilerin, borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda geçici veya sürekli olarak işlem yapmalarının önlenmesini teminen gerekli tedbirleri almak konusunda kurula yetki verilmiştir.
İdarenin madde hükmü ile kendisine verilen tedbir alma yetkisini, menkul kıymetler borsasında yasanın 47/A maddesinde belirtilen eylemlere katılan kişilerin, borsada işlem yapmalarının önlenmesini temine yönelik kullanması gerekmektedir. Tedbirlerin işlem yapmayı önleme yeterliğinde olması, bir yaptırıma dönüşmemesi takdirin hukuki sınırını çizecektir.
Bu itibarla, uyuşmazlıkta, yasanın 47/A maddesinde eylemlere katılan kişilere borsada tedbiren işlem yapma yasağı getirildiğinde, o kişilerin sahip oldukları hisse senetlerinin kurul kaydından çıkarılmasının, işlem yapma yasağının uygulanabilmesi için maddi ve hukuksal bir gereklilik olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 2. maddesinin ( c ) bendin de halka arzın hisse senetlerinin borsalar veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda devamlı işlem görmesini ifade ettiği , 4.maddesinde, halka arz olunacak sermaye piyasası araçlarının Kurul’a kaydettirilmesi zorunlu olduğu hükümlerine yer verilmek suretiyle kurula kaydına alınmanın, hisse senetlerinin bir sermaye piyasası aracı olabilmeleri için en önemli unsur olduğu düzenlenmiştir. … menkul Kıymetler Borsası Kotasyon Yönetmeliğinin 6. maddesinde de Borsa’da Sermaye piyasası Kurulu tarafından kaydı yapılan sermaye piyasası araçlarının kote edilebilmesi mümkün olduğu belirlenmiştir.
Yasanın 5.maddesinde de kayıt başvurularının ne şekilde yapılıp, sonuçlandırılacağı düzenlenmiş olup, açıklamaların yeterli olmadığı ve gerçeği dürüst bir biçimde yansıtmayarak halkın istismarına yol açacağı sonucuna varılırsa, gerekçe gösterilerek, başvuru konusu, sermaye piyasası aracının Kurul kaydına alınmasından imtina edilebileceği hükmüne yer verilmek suretiyle belirtilen bu hal dışında kayda almama konusunda idareye takdir alanı bırakılmamıştır. Yasada, kaydı yapılan sermaye piyasası araçlarının, kayıttan ne şekilde çıkarılacağı yolunda bir düzenlemeye de yer verilmediğinden, kayda almada takdir yetkisi olmayan idarenin, takdirine bağlı olarak kayıttan çıkarma konusunda bir serbestiye sahip olmayacağı, ancak, kayda alınma şartlarının mevcut olmadığının sonradan anlaşılması halinde işlemini geri alabileceği aşikardır.
Menkul Kıymetler Borsası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 10. maddesinde yer alan ” Menkul Kıymetler Borsalarında işlem görecek menkul kıymetlerin borsa kotuna alınması ile ilgili esaslara ait yönetmelik sermaye piyasası kurulunca hazırlanacak Maliye Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar kurulunca yürürlüğe konulur” hükmü gereğince çıkarılan, Menkul Kıymetler Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmeliğin 35 inci maddesinde ” Borsada işlem görecek menkul kıymetlerden, bu yönetmelikte belirlenen şartları taşıyanlar borsa kotuna alınır. Menkul Kıymetlerin borsa kotuna alınıp alınmayacağı konusunda yetkili mercii borsaya yönetim kuruludur….” hükmü, 47 inci maddesinde” Aşağıdaki hallerde menkul kıymetler, kotasyon komitesinin görüşü alınarak veya bu komitenin teklifi üzerine, borsa yönetim kurulu kararı ile, sürekli yada geçici olarak borsa kotundan çıkarılabilir. Borsa yönetim kurulu gerekli gördüğü hallerde, çıkarma kararından önce ilgili kuruluşu, durumu düzeltmesi için süre vererek uyarabilir ” hükmüne yer verilmekte ve 47 inci maddede çıkarmayı gerektiren haller 12 bent halinde sayılmaktadır.
Menkul kıymetlerin … Menkul Kıymetler Borsası kotuna alınması, kotta kalması, kottan geçici veya sürekli çıkarılması, Borsa pazarlarında işlem görmesi ve işlemlerin sürekli veya geçici olarak durdurulması esaslarını düzenleyen, … menkul Kıymetler Borsası Kotasyon Yönetmeliğinin 24. maddesinde de Borsa kotundan çıkarmayı gerektiren durumlar 14 bent halinde belirlenmiştir.
Anılan mevzuat hükümleri uyarınca, sermaye piyasası araçlarının kurula kaydedildikten sonra kote edilerek, borsada işlem yapılmasına olanak sağlanması ise, borsa yönetim kurulunun yetkisine verilmiş olup, Borsa Yönetim kurulunca kote edilmiş sermaye piyasası araçlarının, borsa kotundan çıkartılmasının ise ancak, yönetmeliklerde belirlenen hallerin ortaya çıkmasına bağlı olarak, borsa yönetim kurulu kararı ile gerçekleştirilebilmesinin mümkün olduğu, Borsa kotundan çıkartılmayı gerektiren hallerin ise çoğunlukla hisse senetlerinin ait olduğu şirketlerin durumlarına ilişkin bulunduğu bunlar içerisinde borsada işlem yapanların eylemlerine yönelik bir düzenlemenin yer almadığı görülmektedir.
Bu itibarla, bir kişinin yasanın 47/A maddesinde eylemlere katılması nedeniyle, sahip olduğu hisse senetlerinin kayıttan çıkarılması, 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunundaki şartları yerine getirdiği için, hisse senedi ihraççısının başvurusu üzerine kayda alınan şirketin hisse senetlerinin, kayda alınma şartları ile ilgili olmaksızın, mevzuatta öngörülen haller dışında, kurul kaydından, buna bağlı borsa kotundan çıkarılması sonucu doğurmaktadır ki bunun da mevzuatta öngörülmediği aşikardır.
İdari tedbirleri, idarelerin yetkileri dahilinde tesis edebilecekleri işlemlerin sonuçlarına uygun şekilde alınabilmesinin mümkün olması karşısında, borsada manipülatif işlem yaptığı iddia edilen bir kişi hakkında, Sermaye Piyasası Kurulunca, borsaya bildirilmesi suretiyle, kişilerin işlem yapmalarının önlenmesi mümkün iken, kişinin hesabında bulunan bütün hisse senetlerinin, kurul kaydından çıkarılması yolundaki işlemin, tedbir olarak nitelendirilmesine olanak bulunmamakta, söz konusu işlemin kişiyi ve hatta işleme konu olan hisse senetlerini cezalandırma amacına matuf olduğu sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu ilke kararının, işlem yapma yasağı getirilen kişilerin sahip oldukları hisse senetlerinin kurul kaydından çıkarılması yolundaki hükümlerinin ve davacı hakkında tesis edilen işlemin davacıya ait hisse senetlerinin Kurul kaydından çıkarılmasına ilişkin kısmı yönünden iptali gerektiği oyu ile kararın belirtilen kısımlarına katılmıyorum.