Danıştay Kararı 13. Daire 2005/6586 E. 2007/693 K. 13.02.2007 T.

13. Daire         2005/6586 E.  ,  2007/693 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2005/6586
Karar No: 2007/693

Davacı: … A.Ş.
Vekilleri: …
Davalı: Telekomünikasyon Kurumu
Vekilleri: …

İstemin Özeti: Davacı şirketin, üç haneli kısa numaralara ilişkin usûl ve esasların gözden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması isteminin zımnen reddine yönelik işlem ile “159 Alo Karayolları” hattının ücretsiz aranabilir olmasına yönelik işlemin, bu işlemlere dayanak olduğu ileri sürülen Üç Haneli Kısa Numaralara İlişkin Usûl ve Esaslar (Usûl ve Esaslar) ile Telekomünikasyon Kurulu’nun 26.06.2003 tarih ve … sayılı, 10.10.2003 tarih ve … sayılı kararlarının; davaya konu düzenlemelerin şirketlerinin görüşü alınmadan çıkarıldığı, Usûl ve Esaslar’ın bir çok eksiklik ve belirsizliği beraberinde getirdiği, düzenlemenin, görev sözleşmesinin 14. maddesi uyarınca kullanılan numaraların azami ölçüde korunması gerektiği ilkesine aykırı bulunduğu, karayolu kullanıcılarının, asayiş ve acil yardım hizmetlerini iletebilecekleri ihtisas kurumları ve bu kurumlara aramaları ücretsiz olarak tahsis edilmiş üç rakamlı acil servis numaralarının mevcut olduğu, bu tür ihtiyaçlar için vatandaşların ücretsiz olarak acil yardım hizmetlerinden yararlanma olanaklarının bulunduğu, 159 Alo Karayolları hattının ücretsiz olarak aranmasıyla elde edilebilecek faydanın, 110, 155, 112, 156 vb. numaralarla sağlanabileceği, dava konusu işlem nedeniyle gelir kaybına uğranıldığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Telekomünikasyon Kurumunun Teşkilat ve Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 38. maddesi uyarınca, Kurum’un “…gerek görülmesi halinde…” işletmecilerin görüşüne başvurabileceği, Kurum’un kendisine tanınan takdir hakkını kullanarak herhangi bir işletmecinin görüşünü almayarak dava konusu Usûl ve Esaslar’ı yürürlüğe koyduğu, Kurum ile davacı şirket arasında imzalanan görev sözleşmesinin 9. maddesinin ve GSM işletmecileriyle imzalanan imtiyaz sözleşmelerinin 11. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi halinde, acil ve yardım gerektiren hayati durumlar kapsamında, acil aramalarda değerlendirilecek hizmetin, ücrete tabi tutulmamasında mevzuata aykırılık bulunmadığı savlarıyla davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi …’nin Düşüncesi : Davalı idare tarafından 26.02.2004 tarih ve 25385 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Numaralandırma Yönetmeliği’nin 33. maddesiyle, dava konusu Usûl ve Esaslar adlı düzenleme ortadan kaldırıldığından, Usûl ve Esaslar ile davacı şirketin Usûl ve Esaslar’ın gözden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması isteminin zımnen reddine yönelik işlemin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Usûl ve Esaslar hükümleri doğrultusunda alınan 26.06.2003 tarih ve … sayılı Telekomünikasyon Kurulu kararı ile, ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığı yapan otoyolu ile karayolu kullanıcılarının trafik kazası, yangın, sağlık hizmeti, araç arızası veya yol kapanması gibi durumlarda yardım talebinde bulunabilmelerini teminen “159” kısa numarasının Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilmesine, 10.10.2003 tarih ve … sayılı Kurul kararıyla da; … A.Ş. ve GSM işletmecileri arasında imzalanan görev, GSM görev ve imtiyaz sözleşmelerine dayanılarak, 159 Alo Karayolları hattının ücretsiz aranabilir olmasına karar verilmiştir.
Ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığı yapan otoyolu ile karayolu kullanıcılarının trafik kazası, yangın, sağlık hizmeti, araç arızası veya yol kapanması gibi durumlarda yardım talebinde bulunabilmelerini teminen, “159” kısa numarasının Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilmesine ve 159 Alo Karayolları hattının ücretsiz aranabilir olmasına yönelik alınan kararlarla, asayiş, can ve mal güvenliğinin sağlanmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Usûl ve Esaslar’ın yukarıda aktarılan 5. maddesinde ve bu madde uyarınca tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir yön görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen de davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi:Dava, davacı şirketin, üç haneli kısa numaralara ilişkin usul ve esasların gözden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması isteminin zımnen reddine yönelik işlem ile “159 Alo Karayolları” hattının ücretsiz aranabilir olmasına yönelik işlemin, bu işlemlere dayanak olduğu ileri sürülen Üç Haneli Kısa Numaralara İlişkin Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon Kurulu’nun 26.06.2003 tarih ve … sayılı, 10.10.2003 tarih ve … sayılı kararlarının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idare tarafından 26.02.2004 tarih ve 25385 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Numaralandırma Yönetmeliği’nin 33. maddesiyle, dava konusu Üç Haneli Kısa Numaralara İlişkin Usul ve Esaslara dair düzenleme ortadan kaldırıldığından davanın bu düzenlemeye yönelik kısmının konusu kalmamış bulunmaktadır.
2813 sayılı Telsiz Kanunu’nun 5. maddesiyle; bu Kanun ile 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nda belirtilen genel esaslar çerçevesinde, Kanunlarla öngörülen yetki ve sorumlulukları uygulamak ve verilen diğer görevleri yapmak üzere kamu tüzel kişiliğini ve idari ve mali özerkliği haiz özel bütçeli “Telekomünikasyon Kurumu” kurularak, Türk telekomünikasyon sektöründe genel anlamda düzenleme, denetleme ve yaptırım uygulama görevleri verilmiş, daha sonra da, 4673 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile 406 sayılı Kanun’a Ek 27. madde eklenmiş ve bu maddenin birinci fıkrasında, “Bu kanunda ve diğer mevzuatta Ulaştırma Bakanlığına, görev sözleşmesi veya imtiyaz sözleşmesi yapma veya telekomünikasyon ruhsatı veya genel izin verme yetkisi ile bu yetkiye ilişkin yapılacak düzenlemeler ile ilgili her türlü göreve yönelik yapılan atıflar Kuruma yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilerek, Telekomünikasyon Kurumu’nun yetkileri genişletilmiştir.
406 sayılı Kanun’un, 2. maddesinin (e) bendinde, “Türk Telekom’un Bakanlık ile imzalayacağı görev sözleşmesinde ve diğer sermaye şirketlerinin Bakanlık ile imzalayacakları imtiyaz sözleşmelerinde ve gerekli görülen hallerde Bakanlıkça verilen ruhsatlarda ve genel izinlerde de diğer hususların yanı sıra, makul ve ayırım gözetmeyen hüküm ve şartlar çerçevesinde şu konularda hükümlere yer verilir” denildikten sonra, “Numaralandırma ve numara taşınabilirliğine ilişkin hükümler”in görev sözleşmesinde, imtiyaz sözleşmelerinde, ruhsatlarda ve genel izinlerde yer alması gerektiğine işaret edilmiş, (g) bendinde de, Kurum tarafından 2. maddedeki hükümlerin, cezaların ve 4. maddede belirtilen ilkelerin uygulanma esaslarını göstermek üzere yönetmelik çıkarılacağı öngörülmüştür.
Belirtilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; Telekomünikasyon Kurumu’na, telefon hizmetinde kullanılan numaranın kıt kaynak olması nedeniyle, telekomünikasyon şebekelerinde kullanılan numaraların ulusal kapsamda plânlanması, plâna uygun olarak tahsis edilmesi, tahsis edilen numaraların etkin ve verimli kullanımının sağlanması, gerekli görülen hallerde geri alınması ve numaralandırma ile ilgili benzeri konularda, 2813 ve 406 sayılı Kanunlara aykırı olmamak koşuluyla düzenleme yapma veya yönetmelik çıkarma konusunda yetki verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirket ile davalı idare arasında mevcut, Telekomünikasyon Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Görev Sözleşmesinin, 9.maddesinde; davacının, asgari hizmetlerden olan acil telekomünikasyon hizmetlerini sağlamakla yükümlü olduğu, bu yükümlülük çerçevesinde, münhasıran bir acil durumun (yangın, sağlık, doğal afetler ve güvenlik gibi ….) toplumun herhangi bir bireyinin özel kullanımına veya kamu kullanımına tahsis edilmiş bir telefon aracılığıyla, ilgili acil durum kuruluşuna, her zaman ve hiçbir ücrete tabi olmaksızın bildirimini sağlanacağı belirtilmiş bulunmaktadır.
Dava konusu edilen, 159 Alo Karayolları hattının, acil ve yardım gerektiren, hayati durumların iletilmesinde kullanılacağı gözönüne alındığında, bu hat ile verilen hizmetin acil aramalar kapsamında değerlendirilerek ücrete tabi tutulmaması hukuka uygun bulunmaktadır.
Bu nedenle; 159 kısa numarasının T.C.Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğüne tahsis edilmesine dair 26.6.2003 tarih ve … sayılı davalı idare işlemiyle, anılan hattın ücretsiz aranabilir olmasını belirleyen 10.10.2003 tarih ve 419 sayılı işlemde sebep ve maksat bakımından mevzuata, anılan kamu hizmetinin gereklerine ve kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının diğer iddiaları ise yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın konusu kalmayan kısımları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer kısımlarında ise davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce duruşma için taraflara önceden bildirilmiş bulunan 13.02.2007 tarihinde davacı vekili Av. …’nın, davalı Telekomünikasyon Kurumu vekili Av. …’ın geldiği, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Dava dosyası incelenip, gereği görüşüldü;
Dava, davacı şirketin, üç haneli kısa numaralara ilişkin usûl ve esasların gözden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması isteminin zımnen reddine yönelik işlem ile “159 Alo Karayolları” hattının ücretsiz aranabilir olmasına yönelik işlemin, bu işlemlere dayanak olduğu ileri sürülen Usûl ve Esaslar ile Telekomünikasyon Kurulu’nun 26.06.2003 tarih ve … sayılı, 10.10.2003 tarih ve … sayılı kararlarının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idare tarafından 26.02.2004 tarih ve 25385 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Numaralandırma Yönetmeliği’nin 33. maddesiyle, dava konusu Usûl ve Esaslar adlı düzenleme ortadan kaldırıldığından, Usûl ve Esaslar ile davacı şirketin Usûl ve Esaslar’ın gözden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması isteminin zımnen reddine yönelik işlemin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Ancak, dava konusu 26.06.2003 tarih ve … sayılı, 10.10.2003 tarih ve … sayılı Telekomünikasyon Kurulu kararları, Usûl ve Esaslar’ın 5. maddesine göre tesis edildiğinden ve Kurul kararlarının da iptali istenildiğinden, Usûl ve Esaslar’ın 5. maddesinin hukuka uygunluğunun değerlendirilmesi gerekli bulunmaktadır.
406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun, 4502 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle yeniden düzenlenen 2. maddesinin (e) bendinde, “Türk Telekom’un Bakanlık ile imzalayacağı görev sözleşmesinde ve diğer sermaye şirketlerinin Bakanlık ile imzalayacakları imtiyaz sözleşmelerinde ve gerekli görülen hallerde Bakanlıkça verilen ruhsatlarda ve genel izinlerde de diğer hususların yanı sıra, makul ve ayırım gözetmeyen hüküm ve şartlar çerçevesinde şu konularda hükümlere yer verilir” denildikten sonra, “Numaralandırma ve numara taşınabilirliğine ilişkin hükümler”in görev sözleşmesinde, imtiyaz sözleşmelerinde, ruhsatlarda ve genel izinlerde yer alması gerektiğine işaret edilmiş, (g) bendinde de, Kurum tarafından 2. maddedeki hükümlerin, cezaların ve 4. maddede belirtilen ilkelerin uygulanma esaslarını göstermek üzere yönetmelik çıkarılacağı öngörülmüştür.
Sözü edilen hükümler uyarınca davalı idare tarafından Numaralandırma Yönetmeliği çıkarılmış olup, Telekomünikasyon Kurumu ile davacı şirket arasında 11.02.2002 tarihinde imzalanan Telekomünikasyon Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Görev Sözleşmesi’nin “Asgari Hizmetler” başlıklı 9. maddesinde, maddede sayılan asgari hizmetlerin Türk Telekom tarafından yürütüleceği belirtilerek, maddenin (b) bendinde, Türk Telekom’un, acil telekomünikasyon hizmetlerini sağlamakla yükümlü olduğu, bu yükümlülük çerçevesinde, münhasıran bir acil durumun (yangın, sağlık, doğal afetler ve güvenlik gibi…) toplumun herhangi bir bireyinin özel kullanımına veya kamu kullanımına tahsis edilmiş bir telefon aracılığıyla, ilgili acil durum kuruluşuna, her zaman ve hiçbir ücrete tabi olmaksızın bildirimi sağlayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Görev sözleşmesi gereği, acil telekomünikasyon hizmetlerini sağlamakla yükümlü bulunan Türk Telekom’un, yukarıda belirtilen acil durumlar için tahsis edilen telefonlarla iletişimi sağlayacağı ve bu hizmeti ücretsiz karşılayacağı taraflarca kararlaştırılmıştır.
Ulusal numaralandırma planı kapsamında bulunan üç haneli kısa numaraların; adil, şeffaf ve ayrımcı olmayan kriterlere uygun olarak tahsis, kullanım ve geri alımına yönelik usûl ve esasları belirlemek amacıyla Telekomünikasyon Kurumu tarafından çıkarılan Üç Haneli Kısa Numaralara İlişkin Usûl ve Esaslar’ın 5. maddesinde, kısa numaraların; milli güvenlik, kamu sağlığı, kamu düzeni, asayiş, can ve mal güvenliği, acil durum hizmetleri gibi kamu yararının azami düzeyde görüldüğü, kullanıcıların az sayıda rakam çevirmesi suretiyle kolay erişimlerinin gerekli olduğu değerlendirilen hizmetler için tahsis edileceği kurala bağlanmıştır.
Usûl ve Esaslar hükümleri doğrultusunda alınan 26.06.2003 tarih ve … sayılı Telekomünikasyon Kurulu kararı ile, ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığı yapan otoyolu ile karayolu kullanıcılarının trafik kazası, yangın, sağlık hizmeti, araç arızası veya yol kapanması gibi durumlarda yardım talebinde bulunabilmelerini teminen “159” kısa numarasının Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilmesine, 10.10.2003 tarih ve … sayılı Kurul kararıyla da; … A.Ş. ve GSM işletmecileri arasında imzalanan görev, GSM görev ve imtiyaz sözleşmelerine dayanılarak, 159 Alo Karayolları hattının ücretsiz aranabilir olmasına karar verilmiştir.
Ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığı yapan otoyolu ile karayolu kullanıcılarının trafik kazası, yangın, sağlık hizmeti, araç arızası veya yol kapanması gibi durumlarda yardım talebinde bulunabilmelerini teminen, “159” kısa numarasının Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilmesine ve 159 Alo Karayolları hattının ücretsiz aranabilir olmasına yönelik alınan kararlarla, asayiş, can ve mal güvenliğinin sağlanmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Usûl ve Esaslar’ın yukarıda aktarılan 5. maddesinde ve bu madde uyarınca tesis edilen Kurul kararlarında hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir yön görülmemiştir.
Diğer yandan, Usûl ve Esaslar’ın geçici 1. maddesinde, Kurum tarafından hazırlanacak numaralandırma konularını kapsayan bir yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar, halihazırda tahsisli bulunan kısa numaraların geçerliliğini sürdüreceği kuralı karşısında, davacı şirketin, görev sözleşmesinin 14. maddesinden hareketle, düzenlemenin kullanılan numaraların azami ölçüde korunması gerektiği ilkesine aykırı bulunduğu iddiasına ve diğer iddialarına itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenle, Üç Haneli Kısa Numaralara İlişkin Usûl ve Esaslar ile davacı şirketin Usûl ve Esaslar’ın gözden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması isteminin zımnen reddine yönelik işlemin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın, 26.06.2003 tarih ve … sayılı, 10.10.2003 tarih ve … sayılı Telekomünikasyon Kurulu kararları yönünden reddine, aşağıda dökümü yapılan …-YTL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı idare vekili için takdir olunan …-YTL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine 13.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.