Danıştay Kararı 13. Daire 2005/309 E. 2005/703 K. 09.02.2005 T.

13. Daire         2005/309 E.  ,  2005/703 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No: 2005/309
Karar No: 2005/703

Temyiz İsteminde Bulunan: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
Vekili: …
Karşı Taraf: …
Vekilleri: …

İstemin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: …sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi ile idare mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı …’ün Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacı vekilinin temyize cevap dilekçesindeki duruşma istemi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17.maddesinin 2.fıkrası uyarınca yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
Dava, davacının … Bankası T.A.Ş. (…) Genel Müdür Yardımcılığı görevine atanmasının uygun görülmemesine ilişkin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 03.10.2000 tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesi’nce, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 9.maddesinin 5.fıkrasında yer alan ve banka genel müdür yardımcılığı görevi de dahil madde metninde sayılan üst görevlere atanmaya engel oluşturan hüküm giyme ve cezalandırılma hallerindeki iki hususun ayrılmasının gerekli ve zorunlu olduğu, bunlardan ilkinin, Bankalar Kanunu hükümlerine aykırı hareketlerden dolayı, ikincisinin ise, 7.maddenin 2.fıkrasının (b) bendinin (bd) alt bendinde saymak suretiyle belirtilen fiiller nedeniyle cezalandırılmış olmayı öngördüğü, uyuşmazlıkta, davacının Kanunun 79/4 maddesine muhalefetten dolayı hapis cezası ile cezalandırıldığı, söz konusu cezanın 647 sayılı Yasa uyarınca ağır para cezasına çevrildiği ve ertelendiği, bu nedenle 9.maddenin 5.fıkrasında öngörülen hapis veya bir defadan fazla ağır para cezası ile cezalandırılma şartının gerçekleşmediği ve aynı Yasa’nın 7/2-(bd) maddesinde belirtilen fiillerden dolayı da herhangi bir ceza almamış olan davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 9. maddesinin 5/a fıkrasında, bu Kanun hükümlerine aykırı hareketlerinden dolayı hapis veya bir defadan fazla ağır para cezası ile cezalandırılan kimselerin, durumları bu Kanunun 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (be) alt bendi hariç olmak üzere (b) bendine uymayanların hiç bir bankada yönetim kurulu başkanı, üyesi, denetçi, genel müdür, genel müdür yardımcısı veya birinci derecede imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamayacağı, bankaların bu gibi kimselerin imza yetkisini derhal kaldırmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu kuralla yasa koyucunun, Kanun hükümlerine aykırı hareketten dolayı hapis cezası ile cezalandırılanların, hiçbir bankada, anılan maddede sayılan görevlerde çalıştırılmamalarını öngördüğü açıktır. Aynı maddenin 3.fıkrasının (a) alt bendinde yer alan, “Genel Müdürlüğe ve yardımcılıklarına atanacakların, bu maddede aranan şartları taşıdıklarını gösteren belgelerle birlikte Kuruma bildirilmesi şarttır. Bunların atanmaları, Kurum tarafından bildirimin alındığı tarihten itibaren yedi iş günü içinde gerekçeli olumsuz bir görüş bildirilmediği takdirde yapılabilir.” hükmüyle ise 5/a fıkrasından ayrı olarak, bankacılık hizmetinin özelliği dikkate alınarak genel müdür ve yardımcılarının atanmaları konusunda Kuruma takdir yetkisi tanınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, … Bankası T.A.Ş. (…) Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı 11.10.1990-18.02.1994 tarihleri arasında banka müşterisi bir şirkete birden fazla defa kredi kullandırdığı için yargılandığı ve … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 38.maddesine aykırı davranmak suçundan eylemine uyan 79/4 maddesi uyarınca altı ay hapis ve … lira ağır para cezası ile cezalandırıldığı, cezasının ağır para cezasına çevrildiği ve ertelendiği, bu kez davacının aynı bankaya genel müdür yardımcısı olarak atanmasının dava konusu işlemle uygun görülmemesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan Yasa kuralları çerçevesinde, davacının 1990-1994 yılları arasında görevde bulunduğu sırada, Bankalar Kanununa aykırı davrandığının yargı kararı ile saptandığı hususu da dikkate alınarak dava konusu işlem denetlendiğinde, davalı idarenin davacıyı yeniden aynı bankanın genel müdür yardımcılığına atamamasındaki takdir yetkisini, Kanunun belirlediği ilkelere ve hukuka uygun kullandığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından anılan işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 09.02.2005 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X-KARŞI OY
Temyiz dilkçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiğinden, bozma kararına karşıyım