Danıştay Kararı 12. Daire 2022/973 E. 2022/6912 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2022/973 E.  ,  2022/6912 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/973
Karar No : 2022/6912

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Sendika tarafından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile … Sendikası (… Sen) arasında 01/01/2020 – 31/12/2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanan Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesinin 3. maddesinin; 6. maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının ve 7. maddesinin (b) bendinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; sosyal denge tazminatı alan kamu görevlilerinden dayanışma aidatı kesilmesine imkan sağlayan bir düzenlemeye yer verilmediği, bu bakımdan kamu görevlilerinden herhangi bir aidat kesintisi yapılamayacağı, ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek temsilci ile sözleşme imzalanacağına ilişkin düzenleme ile tanınan yetkinin sözleşme imzalanması safhasında yürütülecek işlemler açısından hüküm ifade edeceği, anılan yetkiye dayalı olarak sosyal denge sözleşmesiyle, sözleşmeye taraf sendikaya aidat ödenmesine yönelik bir yükümlülük getirilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle, Sözleşmenin 3.maddesinin ilgili kısmı; ” (… SEN’e sözleşme aidatı ödemeyi kabul ve taahhüt edenleri kapsar.) , 6. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile 7. maddesinin (b) bentlerinin iptaline; Sözleşmenin 6. maddesinin ikinci fıkrası yönünden ise; üyeleri adına bakılan davayı açan Sendikanın, … SEN’e üye olanların üyeliklerinin sendika tarafından işverene yazı ile bildirildiği tarihten itibaren sosyal denge tazminatı sözleşmesinden faydalanacağına yönelik sözleşme hükmünün iptali istemi bakımından davacının bu yönüyle menfaati bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmının ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmının kaldırılmasına; sosyal denge tazminatı sözleşmelerinin konusunun, toplu sözleşmelerde belirlenen tavanı aşmamak kaydıyla ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışan kamu görevlilerine ödenecek sosyal denge tazminatını belirlemek olduğu; 4688 sayılı Kanun’un 28. maddesinde belirtildiği şekilde sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamayacağı, aksine bir yorumun sosyal denge tazminatının adaletli bir ücret dağılımı yoluyla ekonomik ve sosyal barışı sağlama amacına ve Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, anılan Kanun’un 32. maddesinde böyle bir ayrım yapılmasına imkan sağlayan bir düzenleme bulunmadığı gibi sosyal denge sözleşmesinde ancak görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre bir farklılığa gidilebileceği, bunun dışında sendika üyesi olan ile sendika üyesi olmayan ya da başka bir sendikaya üye olanlar arasında bir ayrıma gidilemeyeceği, bu durumda, sosyal denge sözleşmesinde taraf olan sendikanın dışında kalan sendikaların üyesi olan ve hiçbir sendikaya üye olmayan kamu görevlilerinden dayanışma aidatı veya başka adlar altında farklı oranlar üzerinden ödenti (aidat) alınmasının, sosyal denge tazminatının ödenmesinde aynı kadro veya pozisyonlarda bulunan kamu görevlileri arasında ayrım (eşitsizlik) yaratacağının açık olduğu, Anayasa Mahkemesinin 2013/5447 başvuru numaralı ve 16/10/2014 tarihli kararındaki gerekçelerin de aynı yönde olduğu gerekçesiyle bu kısma ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Sendika üyelerinden sözleşme aidatı alındığı, sözleşmeye taraf sendika üyelerinden ise üyelik ve dayanışma aidatı toplamı olarak % 0,7 oranında aidat kesildiği, sendika üyelerinin sendikalarına üyelik aidatı ödediği, ayrıca sözleşmeye taraf sendikaya %0,7 oranında sözleşme aidatı da ödedikleri, üyelerden farklı miktarda aidat kesintisi yapılmakta olduğu, ancak 4688 sayılı Kanun uyarınca sözleşme aidatını almak hususunda kamu görevlileri arasında sendika üyesi olması veya olmaması, yetkili sendika üyesi olmasına göre ayrım yapmanın mümkün olmadığı, kamu sendika gelirleri arasında böyle bir gelir kaleminin de bulunmadığı belirtilerek, temyiz konusu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Sosyal Denge Sözleşmesinin ilgili maddelerinin, toplu sözleşme mali ve sosyal haklarını düzenleyen kural koyucu bir idari işlem olduğu, toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi ile sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılmadığı, sosyal denge sözleşmesi aidatı alınmasının yasal zemine kavuşturulduğu, Anayasa Mahkemesi tarafından sözleşmeyi imzalayan yetkili sendika üyesi olmayanlardan daha fazla sözleşme dayanışma aidatı alınmasının hukuka uygun bulunduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile … Sendikası (…-Sen) arasında 01/01/2020 – 31/12/2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesi akdedilmiştir.
“Sözleşmenin kapsamı” başlıklı 3.maddesinde; ”Bu sözleşme; yer olarak işverene bağlı tüm işyerleri ile bu işyerinin bağlantı ve eklerinde görev yapan ve sözleşme süresince işe alınanlar dahil …SEN üyeleri ile …SEN’e sözleşme aidatı ödemeyi kabul ve taahhüt edenleri kapsar.” hükmüne,
“Sözleşmeden Yararlanma Koşulları” başlıklı 6.maddesinde; “Bu sosyal denge sözleşmesinden …SEN üyeleri faydalanır. Ancak, …SEN’e üye olmayan çalışanların bu sözleşmeden yararlanmaları madde 7’de gösterilen oranlarda sözleşme aidatı ödemeleri ile mümkündür.
Sosyal denge tazminatı sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra …SEN’e üye olanlar üyeliklerinin sendika tarafından işverene yazı ile bildirildiği tarihten itibaren sosyal denge tazminatı sözleşmesinden faydalandırılır.
Sosyal denge tazminatı sözleşmesinin imzalanması sırasında sendikaya üye olup da sonradan üyelikten ayrılanlar ya da herhangi bir nedenle sendikadan ilişiği kesilenlerin sosyal denge tazminatı ödemelerinden yararlanabilmeleri, …SEN’e madde 7’de gösterilen oranlarda sözleşme aidatı ödemeleri ile mümkündür.
Sosyal denge tazminatı sözleşmesinin imzalandığı tarihte her ne sebeple olursa olsun …SEN’e üye olmayanların, sonradan işe başlayıp da üye olmayanların sosyal denge tazminatı sözleşmesinden yararlanabilmeleri, taraf sendika …SEN’e madde 7’de gösterilen oranlarda sözleşme aidatı ödemeleri şartına bağlıdır. Sözleşme aidatı sosyal denge tazminatı sözleşmesi ödeneğinden tevkif usulüyle kesilir….” hükmüne,
“Sözleşme Aidatları” başlıklı 7.maddesinde;
a) …SEN sendika üyesi kamu görevlisinden kadro ya da pozisyonuna bağlı ve her ay ödenmekte olan toplam brüt aylığının sosyal denge sözleşmesi tazminatı dahil %07’si oranında aidat kesilir. Mevzuat hükümleri gereğince sendikaya üye olamayan kamu görevlilerinden de aynı usule göre %07 oranında sözleşme aidatı kesilir.
b)…SEN sendika üyesi olmayan ve herhangi bir sendikaya üye olmayan kamu görevlisi, bu maddenin (a) fıkrasında belirtilen aynı unvanlı kamu görevlisinden de aynı usule göre % 0,7 oranında sözleşme aidatı kesilmesi halinde sosyal denge sözleşmesinden yararlandırılır.” hükümüne yer verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan Sözleşme’nin 3. maddesinin; 6. maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının ve 7. maddesinin (b) bendinin iptali istemiyle temyizen bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 53. maddesinde; “…(Ek fıkra: 07/05/2010-5982/6 md.) Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler.
(Ek fıkra: 07/05/2010-5982/6 md.) Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.
(Ek fıkra: 07/05/2010-5982/6 md.) Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.” kuralına yer verilmiştir.
Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında ise, “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. (Ek cümle: 07/05/2010-5982/12 md.) Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.” kuralı yer almaktadır.
11/04/2012 tarih ve 28261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6289 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen Ek 15. maddede; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 28. maddesinde; toplu sözleşmenin, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen mevcut mevzuat hükümleri dikkate alınarak kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ve diğer mali ve sosyal hakları kapsadığı, toplu sözleşme ikramiyesi hariç olmak üzere toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasında sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamayacağı, 32. maddesinde; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15. maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabileceği, bu sözleşmenin bu Kanun’un uygulanması bakımından toplu sözleşme sayılmayacağı ve bu kapsamda Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 4688 sayılı Kanun’un “Gelirler” başlıklı 24. maddesinde; sendika ve konfederasyonların gelirlerinin; “üyelerinin ödeyecekleri üyelik ödentilerinden, bu Kanun’a göre yapabilecekleri faaliyetlerden elde edilecek gelirlerden, bağış ve yardımlardan, mal varlığından elde edilen gelirlerden” oluşacağı belirtildikten sonra; “Üyelik ödentisi” başlıklı 25. maddesinin üçüncü fıkrasında da, “Sendika tüzüğüne, üyelik ödentisi dışında her ne ad altında olursa olsun, üyelerden başka bir kesinti yapılmasını öngören hükümler konulamaz.” kuralı; “Diğer kanunların uygulanması” başlıklı 43. maddesinde; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 2908 sayılı Dernekler Kanunu, 743 sayılı Türk Medeni Kanunu ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacaklar hakkında kamu görevlilerinin tabi oldukları personel kanunlarının ilgili hükümleri uygulanır.” kuralı yer almıştır.
Öte yandan, 01/09/2019 tarih ve 30875 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 28/08/2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı’nın “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Mali ve Sosyal Haklar” başlıklı dördüncü bölümünün “Sosyal Denge Tazminatı” başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine, 4688 sayılı Kanun’un 32. maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’üdür. Sosyal denge tazminatının verilmesi yönünde yapılabilecek sözleşmelerde, tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre farklı olarak belirlenebilir.” kuralı; dava konusu edilen ikinci fıkrasında da, “Sosyal denge sözleşmesinin taraf sendikası, üyesi olmayan kamu görevlilerinden, aynı unvanlı üyesinden aldığı aidatın iki katına kadar sosyal denge sözleşmesi aidatı alabilir. Bu aidatı ödeyen kamu görevlileri, söz konusu sözleşmeden aynı usul ve esaslar dahilinde yararlanır.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinden; sosyal denge tazminatı sözleşmelerinin konusunun, toplu sözleşmelerde belirlenen tavanı aşmamak kaydıyla ilgili kurum ve kuruluşlarda çalışan kamu görevlilerine ödenecek sosyal denge tazminatını belirlemek olduğu, yine 4688 sayılı Kanun’un 28. maddesinde belirtildiği şekilde sendika üyesi olan ve sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında ayrım yapılamayacağı, aksine bir yorumun sosyal denge tazminatının adaletli bir ücret dağılımı yoluyla ekonomik ve sosyal barışı sağlama amacına ve Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu, kaldı ki; Kanun’un 32. maddesinde böyle bir ayrım yapılmasına imkan sağlayan bir düzenleme bulunmadığı gibi sosyal denge sözleşmesinde ancak görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre bir farklılığa gidilebileceği; başka bir kriter oluşturularak sosyal denge tazminatından kesinti yapılamayacağı açıktır.
Bu durumda, Sözleşmenin imzalandığı tarihte; ilgili Kanun’dan kaynaklı sendika üyesi olmayanlar, bir başka sendika üyesi olanlar ya da 4688 sayılı Sendikalar Kanunu’na göre sendika üyesi olabilecekler arasında olduğu halde herhangi bir sendikaya üye olmayan çalışanlardan, yetkili sendikaya üye olanlardan alınan üyelik aidatı kadar ya da bu miktarın altında veya üstünde dayanışma aidatı alınmasına ilişkin yasal bir düzenlemeye yer verilmediği ve bu nedenle Sosyal Denge Sözleşmesini imzalayan sendikaya üye olmayanlardan dayanışma aidatı kesintisi yapılamayacağı açık olduğundan, Sosyal Denge Sözleşmesinden yararlanma şartı olarak dayanışma aidatı kesilmesine ilişkin dava konusu düzenlemelerde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Nitekim, benzer mahiyetteki uyuşmazlıklarda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 27/11/2019 tarih ve E:2018/1834, K:2019/5921 sayılı; 08/02/2021 tarih ve E:2020/2047, K:2021/211 sayılı kararlar da bu yöndedir.
Bu itibarla, dava konusu Sözleşmenin 3. maddesinde yer alan “…SEN’e sözleşme aidatı ödemeyi kabul ve taahhüt edenleri kapsar.” düzenlemesi yönünden; 6.maddesinin birinci , üçüncü, dördüncü fıkraları ile 7. maddesinin (b) bentleri yönünden davanın reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu Sözleşmenin 3. maddesinin ilgili kısmı, (…SEN’e sözleşme aidatı ödemeyi kabul ve taahhüt edenleri kapsar.), 6.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile 7. maddesinin (b) bentlerinin iptaline, Sözleşmenin 6. maddesinin ikinci fıkrası yönünden ise davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının kaldırılması, bu kısımlar yönünden davanın reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.