Danıştay Kararı 12. Daire 2022/732 E. 2023/728 K. 20.02.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2022/732 E.  ,  2023/728 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/732
Karar No : 2023/728

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … mirasçısı …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; yapılan adli ve idari soruşturmalar kapsamında davacının menfaat karşılığında görev yaptığı cezaevine bazı mahkumların kullanması için Bonzai diye tabir edilen maddeyi soktuğu, bu eyleminin memuriyet sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici bir davranış olduğu, bunun karşılığının da dava konusu disipin cezası olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Cezaevine birlikte yasak madde soktuğu kişilerin belirlenmesi, hangi yöntemle yaptığının ortaya konulması gerektiği, ceza yargılamasında beraat ettiği belirtilerek, İdare Mahkemesi kararının bozulmasına kararı verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
… Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 27/05/2011 tarihinde mahkumlar koğuşunda çıkan kavga ile ilgili olarak başlatılan soruşturma kapsamında mahkumlardan bazılarının esrar içtikleri ve bu esrarın infaz koruma memuru olan davacının aracılığı ile getirildiği yönünde ifadelerde bulunmaları nedeniyle davacı hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmıştır.
Disiplin soruşturmasında özetle; davacının bazı mahkumların arkadaşı olan … isimli şahısla Eminönü’nde buluşup görüştükleri, bu kişinin Bonzai diye tabir edilen uyuşturucu niteliğindeki maddeyi cezaevindeki mahkumlara götürmesi için davacıya verdiği, bunun karşılığında davacıya para verdiği, bu kişinin … ile cezaevinde yaptığı kapalı görüşme dökümünde de davacıdan bahsettikleri, bu bahis içerisinde davacıya verilen para ve uyuşturucuya (kitap kod adıyla) aracılık ettiğinin vurgulandığı, davacının bu şahısla yaptığı görüşmeyi AKBİL kayıtlarının da doğruladığı, hangi tarihlerde gidip geldiğinin akbil dökümlerinden anlaşıldığından, davacı hakkında “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiilini işlediğinden bahisle, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilmiştir. Getirilen teklif doğrultusunda davacının bahsedilen disiplin cezası ile cezalandırılması üzerine, temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak”, fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmayı gerektirecek fiil ve haller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Disiplin soruşturması yapılırken, olayın oluş şeklinin tüm boyutlarıyla tarafsız ve bağımsız bir şekilde ve iddia edilen disiplin suçunun açık ve net olarak somut deliller ile tereddüte yer bırakmayacak şekilde tanık ifadeleriyle ortaya konulması gerekmektedir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının görev yaptığı cezaevindeki bir koğuşta çıkan kavga sonrasında mahkumlardan bazılarının verdiği ifadede, davacının dışarıdan uyuşturucu temin ederek bazı mahkumlara uyuşturucuyu verdiği ve onların da bu maddeyi kullandıklarından söz edilse de, aynı kişilerin gerek disiplin soruşturmasında gerekse de ceza yargılamasında bu yönde ifade vermedikleri, davacının yasak madde temin ettiği hususunda herhangi bilgilerinin bulunmadığı şeklinde ifade verdikleri görülmektedir.
Ayrıca; disiplin soruşturması raporunda, davacının cezaevine bonzai diye tabir edilen yasak maddeyi soktuğuna dair bir kanıt bulunmadığı gibi, uyuşturucu madde kullandıkları yönünde ifadelerinde isimleri geçen mahkum veya tutukluların üzerlerinde ya da cezaevinde yapılan aramada herhangi yasak bir maddenin ele geçirilemediği, anılan kişilerin bu maddeyi kullandıklarını ortaya koyabilecek olan bir tahlilin yapılmadığı anlaşılmakla birlikte, davacının Kadıköy’den Eminönü’ye vapurla yaptığı 5 yolculukta kullandığı AKBİL kaydından yola çıkarak, Eminönü’nde … ile buluştuğu ve o kişiden yasak maddeyi alarak cezaevine götürdüğü ve bunun karşılığında menfaat temin ettiği yönünde varsayımsal sonuçlara ulaşılmaktadır.
Davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına neden olan eyleminin, disiplin soruşturması ile açık ve net olarak somut deliller ile tereddüte yer bırakmayacak şekilde tanık ifadeleriyle ortaya konulamadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan; davacının “rüşvet alma, uyuşturucu madde ticareti yapma ve cezaevine uyuşturucu madde sokma” suçlarından yargılandığı ceza davasında, “uyuşturucu madde ticareti yapma ve cezaevine uyuşturucu madde sokma” suçlarını işlediğine dair aleyhinde mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunamadığından beraatine, “rüşvet” suçundan da suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmiş olup, Yargıtay tarafından da anılan kararın onanmasına karar verilmiştir.
Bu duruma göre, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.