Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2022/5745 E. , 2023/1394 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/5745
Karar No : 2023/1394
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı / …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığında 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 2 ve 10. maddeleri uyarınca sözleşmeli olarak görev yapan davacı tarafından, Milli İstihbarat Teşkilatı Personel Yönetmeliği’nin 126. maddesi ile Sözleşmenin 12. maddesi uyarınca sözleşmesinin feshedilerek görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali ile ilişiğinin kesildiği tarihten göreve başlatılacağı tarihe kadar olan sürede alması gereken maaş ve diğer tüm maddi haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açtığı davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak, dava konusu işlemin iptali ile açıkta geçen süredeki maddi haklarının işlemiş yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olağanüstü karar yolu olan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin Kanunda tahdidi olarak ve sayma yoluyla belirlendiği, sayılanlar dışında bir sebeple, kesin hüküm haline gelmiş bir Mahkeme kararının kaldırılmasının mümkün olmadığı, kıyas yapılarak yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin genişletilemeyeceği, bu durumda, davacı tarafından ileri sürülen sebeplerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesinde tahdidi olarak sayılan yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında bulunmadığı gerekçesiyle, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, kendisine isnat edilen performans düşüklüğü ile ilgili sözlü ya da yazılı uyarı almadığı, işlemin yasal dayanağının bulunmadığı, somut bir tespitin olmadığı, ilişiğinin kesilmesinin gerektirecek bir eylem ve davranışta bulunmadığı, performansının düşük olduğu iddia edilen dönemde sözleşmesinin yenilenerek ikinci kez sözleşme imzalandığı belirtilerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlara Karşı Başvuru Yolları” başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi” başlıklı 53. maddenin birinci fıkrasında; “Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.” kuralına yer verilmiş, “Yargılamanın yenilenmesi usulü” başlıklı 55. maddenin ikinci fıkrasında, “Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir.” kuralı, üçüncü fıkrasında da,” Yargılamanın yenilenmesi (…) istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir.” kuralı yer almaktadır.
Yargılamanın yenilenmesi müessesesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlara Karşı Başvuru Yolları” başlıklı Üçüncü Bölümünde düzenlenmiş olan ve kesinleşmiş hükmün, yine hükmü veren Mahkeme tarafından ortadan kaldırılmasına ve uyuşmazlığın esasının tekrar incelenmesine imkân tanıyan bir kanun yoludur.
Anılan Kanun’da bu kurum, bir dava olarak nitelendirilmemiş, bahsedildiği gibi, kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının, Kanun’da sayılan şartlar gerçekleştiği zaman yeniden incelenmesine imkan tanıyan bir “olağanüstü kanun yolu” olarak düzenlenmiştir. Yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine Mahkemece öncelikle yeni bir yargılamaya gidilip gidilemeyeceğine dair bir inceleme/değerlendirme yapılarak ilgili uyuşmazlığın yeniden dava konusu edilebilmesine ilişkin koşulların varlığı veya yokluğu tespit edilmektedir.
Dolayısıyla, kesinleşmiş kararlara karşı bir başvuru yolu olan yargılamanın yenilenmesi başvurusu yeni bir dava olmayıp, başvuruya konu edilen kararın verildiği yargılamanın devamı niteliğindedir. Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi halinde başvuruya konu edilen kararın kesin hüküm niteliği devam etmektedir. Kesin hüküm niteliğindeki kararın değişmesi, bu istemin kabulü ile dava dosyasının yeniden ele alınıp uyuşmazlık hakkında eski karar kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde mümkündür.
Bu kapsamda, Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunan tarafça ileri sürülen sebepler yerinde bulunmayarak istemin reddedilmesi nedeniyle yeni bir yargılama sürecinin başlamasına gerek görülmediğinden, bir başka deyişle, bu aşamaya kadar olan süreç eski yargılamanın devamı niteliğinde olduğundan, karşı taraf lehine vekalet ücreti takdirine gerek bulunmamaktadır. Kanun hükmü gereği süresinde savunma sunulmuş olması da bu durumu değiştirmemektedir.
Bu duruma göre, idarî yargı yerince, koşulları oluşmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesi halinde, vekil ile temsil edilen ve dosyaya süresinde savunma sunan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Bakılan davada, temyize konu İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasındaki, “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.040,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye verilmesine” ibaresinin “vekalet ücretine hükmedilmemesine” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.