Danıştay Kararı 12. Daire 2022/448 E. 2022/7125 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2022/448 E.  ,  2022/7125 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/448
Karar No : 2022/7125

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
2- … Genel Komutanlığı
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İl Jandarma Komutanlığında jandarma albay rütbesinde trafik şube müdürü olarak görev yapan davacının, rütbe bekleme süresini doldurduğundan bahisle görev süresi uzatılmayarak Jandarma Genel Komutanlığı inhası ve İçişleri Bakanı onayıyla 15/09/2020 tarihinden geçerli olmak üzere resen emekliye sevk edilmesine ilişkin 28/07/2020 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun 13. maddesinde, rütbelerindeki bekleme süresinin dolması ya da kadrosuzluk nedenleri ile emekliliğe sevk edilme durumunda olan, ancak hizmetlerine ihtiyaç duyulan albayların 60 yaşına kadar İçişleri Bakanının onayıyla görevde bırakılabileceği, ayrıca personel kaynağı planlaması, iç güvenlik politikaları ve gelişen güvenlik ihtiyaçlarına göre albay ve üstü rütbelerde bekleme süreleri dolmadan kadrosuzluk tazminatı ödenmek suretiyle Cumhurbaşkanı onayı ile emekliye sevk edilebileceğinin kurala bağlandığı; bu düzenlemeye göre resen emekliye sevk edilecek personelin belirlenmesi hususunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, bununla birlikte bu yetkinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu; dosyanın incelenmesinden, davacının 2803 sayılı Kanun’un 13. maddesi kapsamında emekliye sevk edilmesi şartlarının oluştuğu ve emekliye sevk hususunda idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında ve keyfi olarak kullanıldığına dair somut bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşıldığından; davacının emekliye sevk edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 1994 yılında sınır ötesi operasyon dönüşünde mayına basma sonucu yaralanarak sol diz altı ayak kaybı nedeniyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında malul gazi sayılmakla birlikte, görevini yapmaya devam ettiği; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca görevinden ayrı kalmaksızın tarafına vazife malullüğü aylığı bağlandığı, aynı Kanun’un Geçici 52. maddesi kapsamında 16/11/2008 tarihinden itibaren ikinci memuriyet hayatının başladığı ve bu kapsamda 20 yıl sigortalı olmak ve en az 5000 gün sigorta pirimi bulunmak koşuluyla 16/11/2028 tarihinde ikinci emekliliğe hak kazanacağı; 2028 yılına kadar görevine devam etmesi gerekirken, emeklilik talebi bulunmadığı halde, özel durumu gözetilmeksizin emekliye sevk edildiği, takdir yetkisinin eşit ve objektif bir şekilde kullanılmadığı, hakkında adli ve idari bir soruşturmanın bulunmadığı halde, davalı idarelerce terör örgütüyle irtibatlı gibi gösterilmeye çalışıldığı, Cumhurbaşkanı onayıyla emekliye sevk işlemi tesis edilmesi gerekirken, İçişleri Bakanı onayıyla yapılmasının usulsüz olduğu; ayrıca Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesiz olması nedeniyle, gerekçe hakkının ihlal edildiği, yargılama sırasında silahların eşitliği, adil yargılanma ilkelerinin ihlal edildiği ve savunma hakkının kısıtlandığı belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, 2803 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca personel kaynağı planlaması, iç güvenlik politikaları ve gelişen güvenlik ihtiyaçları sebepleri olarak belirtilen üç kıstas açısından değerlendirme yapılarak resen emekliye sevk işlemlerinin tesis edildiği, tek ve belirli bir kritere göre değerlendirme yapılmadığı, albay ve üstü rütbeler için atanabilecek kadronun sınırlı olduğu; anılan maddede emekliye sevk işlemleriyle ilgili olarak rütbe bekleme süresi dolan ve dolmayan personel yönünden ikili ayrım yapıldığı, rütbe bekleme süresi dolan personelin görevine devam edebilmesi için İçişleri Bakanı onayı gerektiği, davacının 30/08/2015 tarihinde albay rütbesine nasbedildiği ve rütbe bekleme süresini 30/08/2020 tarihinde tamamladığı, 2019 ve 2020 yıllarının bir kısmında hastalık izni aldığı ve Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında idari izinli sayıldığı, görev yaptığı yerde kendisinden kıdemsiz olan komutan yardımcılarının bulunduğu, davacının görev yaptığı trafık … kadrosunun ise komutan yardımcısının alt kadrosu durumunda olduğu; hizmet gerekleri ve idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde davacının emekliye sevk edilmesine ilişkin işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2803 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca, resen emekliye sevk edilecek ve görev süresi uzatılacak personelin belirlenmesinde; ihtiyaç, mevcut kadro durumu, sicil not ortalaması, ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi ve beceri, personelin geçirdiği soruşturmalar ve aldığı cezalar gibi kriterlerin davacıyla aynı konumda (vazife malulü olmakla birlikte görevine devam etmekte) olan tüm personele eşit ve objektif bir biçimde uygulanıp uygulanmadığı hususu araştırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 29/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.