Danıştay Kararı 12. Daire 2022/4048 E. 2023/1304 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2022/4048 E.  ,  2023/1304 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/4048
Karar No : 2023/1304

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : … mirasçıları
1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Siirt ili, Eruh ilçesi, … köyünde geçici … olarak görev yapmakta iken 27/10/2008 tarihinde emekliye ayrılarak 14 yıl 8 ay 20 gün hizmeti üzerinden emekli aylığı bağlanan babaları müteveffa …’ın, hizmet süresinin 15 yılın üzerinde olduğundan bahisle dikkate alınmayan hizmet sürelerinin emekliliğe esas hizmet süresinden sayılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının 27/10/2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, 02/06/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5673 sayılı Köy Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, davacının görevine son verilmesi noktasında işlem yapılması yükümlülüğünü idareye yüklediği, Kanun’un amir hükmü gereği durumu maddeyle örtüşen ilgililerin idaredeki kayıtlarının incelenerek haklarında işlem yapılması yükümlülüğünün idareye ait olduğu, Kanun’da ilişiğinin kesilmesi gereken ilgililere bu hususta bir başvuru zorunluluğu getirilmediği, buna göre; ilgili idarenin yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davacılar murisini görevine devam ettirmesinin sonuçlarının davacılara yüklenemeyeceği, davacılar murisinin bu hususta kasten ilişiğini kestirmeyerek çalışmaya devam ettiği hususunda davalı idarece ileri sürülen bir hususun veya ispatlanan bir durumun olmadığı, davacılar murisinin idarenin iradesi sebebiyle fiilen görev yaptığı bu sürenin bağlanacak aylığın hesabında dikkate alınmamasının hakkaniyetle bağdaşmayacağı, böyle bir uygulamanın davacılar murisinin fiili çalışmasının karşılığını alamaması sonucunu doğuracağı ve Anayasa’da güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkının ihlali anlamına geleceği sonucuna varıldığından, davacılar murisinin, Kanun’un yürürlük tarihi olan 02/06/2007 tarihi ile görevine son verildiği 27/10/2008 tarihi arasında geçen hizmet sürelerinin aylık hesabında dikkate alınması gerektiği halde, bu yöndeki talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, davalı idarece davacının bu işlem nedeniyle oluşan özlük haklarının iadesi ile parasal kayıplarının ilk dava tarihi olan 24/02/2014 itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalı idarece hesaplanarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 02/06/2007 tarih ve 26540 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan ve yayım tarihinde yürürlüğe giren 27/05/2007 tarih ve 5673 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi gereğince, davacılar murisinin 12/09/1992 tarihinde göreve başladığı, 27/10/2008 tarihinde görevden ayrıldığı, 55 yaşını 01/01/2007 tarihinde doldurduğu anlaşılmış olup, hizmet süresi, Kanun’un yürürlük tarihi olan 02/06/2007 tarihine kadar alındığından, 12/09/1992-02/06/2007 tarihleri arası 14 yıl 8 ay 20 gün hizmeti üzerinden aylık bağlandığı ve kanun gereği, Kanun’un yürürlük tarihi olan 02/06/2007 tarihinden sonraki hizmetlerinin dikkate alınmadığı, 6495 sayılı Kanun’la Geçici 1. maddedeki gösterge rakamında herhangi bir değişiklik yapılmadığı, davacılar murisine 5673 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi kapsamında aylık bağlanmış olması nedeniyle davacılar murisinin durumunun 6495 sayılı Kanun’un 75. maddesi kapsamına girmediğinden Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, ayrıca aleyhlerine harca hükmedilmesinin de açıkça yasaya aykırı olup, bozma nedeni olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali ile davacının bu işlem nedeniyle oluşan özlük haklarının iadesi ile parasal kayıplarının ilk dava tarihi olan 24/02/2014 itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesi yolundaki … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.