Danıştay Kararı 12. Daire 2022/3502 E. 2022/7082 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2022/3502 E.  ,  2022/7082 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3502
Karar No : 2022/7082

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …
2- … Bakanlığı
3- … Genel Komutanlığı
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Aydın İl Jandarma Komutanlığında jandarma … olarak görev yapan davacının, 2803 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilmesine ilişkin 28/07/2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2020/373 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın kendisine ilişkin kısmının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; davalı idarelerce işlem gerekçesi olarak ileri sürülen albay sayısının toplam sayı içindeki yüzdesinin, yönetici kademelendirmesini teşkil eden rütbe dağılımına uygun olarak branş bazında ve mahrut yapılanmada birikimi önleyecek seviyede tutulmaya gayret edildiği, insan kaynağı planlamasının doğrudan ve en sıkı şekilde uygulama alanı bulduğu işlem grubunun diğer görevlere göre kritik addedilen ve üst düzey yönetici kadrosu olarak albay ve üstü rütbe şeklinde teşkil edilen İl Jandarma Komutanlığı, alay ve eşidi birlik komutanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı karargahındaki başkanlık/daire başkanlığı kadrolarına atanacak personelin belirlenmesi ve bununla bağlantılı sonraki atamalar olduğu, bu kadrolara atanan personel ile maiyeti olarak görev yapacak personelin hiyerarşik yapıya uygun belirlenmesinin zorunlu olduğu hususları kapsamında değerlendirme yapıldığında, davalı idarece albay mevcudunun yüzde on bandında tutulmasına yönelik olarak 2020 yılı listesinde yer alan toplam 299 albaydan 43’ünün emekli edilmesinin söz konusu amaca yönelik olduğu, davacının emsali personel ile arasında terfiye yönelik kriterler anlamında davacıyı öne çıkaran hususlar yanında davacının emsali personele oranla geride kaldığı özelliklerin de bulunduğu, bu anlamda davacının emsali personel ile arasında terfide göz önüne alınan kriterler bakımından bariz fark bulunmadığı, kaldı ki dava konusu işlemin emekliye ayırma işlemi olduğu göz önüne alındığında davalı idarece işlem gerekçesi olarak beyan edilen ve yukarıda yer verilen hususlar gözetildiğinde dava konusu işlemi tesis etme konusunda daha geniş bir takdir hakkına sahip olduğu hususunun yadsınamayacağı, resen emekliye sevk edilecek personelin belirlenmesinde idarenin; objektif kriterlere, kamu yararı amacına ve hizmet gereklerine aykırı işlem tesis ettiğine ilişkin bir veri bulunmadığı gibi davacının aleyhine subjektif sebeplerle hareket ettiğine ilişkin bir somut bir verinin de bulunmadığı, çalışacağı veya emekli edeceği personelin belirlenmesi konusunda idarenin yargı kararı ile zorlanmasına da hukuken olanak bulunmadığından, davalı idarelere tanınan takdir yetkisi kapsamında olduğu anlaşılan Jandarma Genel Komutanlığında mühendis albay olarak görev yapan davacının personel kaynağı planlaması, iç güvenlik politikaları ve gelişen güvenlik ihtiyaçlarına göre bekleme süreleri dolmadan kadrosuzluk tazminatı ödenmek suretiyle Cumhurbaşkanı onayı ile emekliye sevk edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe girişimi sonrasında, Jandarma Genel Komutanlığında görevli bir çok subay hakkında FETÖ suçlaması ile adli ve idari işlemlerin (tutuklama, açığa alma, ihraç) uygulandığı ve halen uygulanmakta olduğu bir dönemde, pek çok önemli görevi başarıyla yürüttüğü ve saygın görevlerde bulunduğu, yetişmiş ve başarılı bir subay olarak hakkında davalı idarelerce tesis edilen dava konusu idari işlemde takdir yetkisinin, objektif kıstaslara bağlı kalınarak, kişi yararı ile kamu yararı arasında denge gözetilerek, takip edilen kamu yararı amacına, hizmetin aksatılmadan yürütülmesi ve kamu hizmetinin etkinliği ve verimliliği prensiplerine ve eşitlik ilkesine uygun olarak kullanılmadığı, dolayısıyla dava konusu idari işlemin açıkça hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğu aşikar olduğundan, yerel mahkemece, dava konusu idari işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği halde, dava ve cevap dilekçelerinde belirtilen hususlar ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2019/1279 YD itiraz nolu kararında belirtilen hususlar göz ardı edilerek verilen davanın reddine dair karar ve bu kararın usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle verilen istinaf isteminin reddine dair karar eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olup usule, yasaya, hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğundan bozulmasına, dava konusu idari işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından, temyiz edilen kararın usule ve hukuka uygun olduğu, dilekçede öne sürülen hususların anılan hüküm karşısında kabule şayan olmadığı, davacı tarafın haksız ve mesnetsiz olan temyiz talebinin reddi ile kararın onanmasına karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Davalı idarelerden İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından, emekliye sevk edilecek personelin belirlenmesinde kamu yararı amacına aykırı ve hizmet gerekleri dışında sübjektif sebeplerle hareket edildiğine ilişkin bir veri bulunmadığı, kamu hizmetlerinin en iyi şekilde yürütülmesi için vasıta konumunda olan idarenin, bu hizmetin iyi yürütülmesi için şartları optimal düzeyde tutması, bunun için de gerekli tedbirleri alma yetkisi ile donatılmasının zorunlu olduğu, hizmetin en iyi şekilde yürütülmesi maksadıyla kamu yararı doğrultusunda hukuka uygun suretle tesis edilen dava konusu emekliliğe sevk işlemi yetki, şekil, amaç, sebep ve konu unsurlarıyla hukuka uygun olup haksız temyiz talebinin reddi gerektiği savunulmuştur,

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 29/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.