Danıştay Kararı 12. Daire 2022/3375 E. 2022/7104 K. 29.12.2022 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2022/3375 E.  ,  2022/7104 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/3375
Karar No : 2022/7104

TEMYİZ EDEN TARAFLAR :
1) DAVACI : …
2) DAVALI : …
VEKİLİ : …
DİĞER DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : …
2- … Genel Komutanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Jandarma Genel Komutanlığı emrinde Bilecik İl Jandarma Komutanı olarak albay rütbesinde görev yapan davacının, resen emekliye sevkedilmesine ilişkin 13/08/2018 tarih ve 30508 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2018/99 karar sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın iptali ile dava konusu resen emekliye sevk işlemine dayanak gösterilen 2803 sayılı Kanun’un 13. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “İlgili personel, personel kaynağı planlaması, iç güvenlik politikaları ve gelişen güvenlik ihtiyaçlarına göre albay ve üstü rütbelerde bekleme süreleri dolmadan kadrosuzluk tazminatı ödenmek suretiyle Cumhurbaşkanı onayı ile emekliye sevk edilebilir.” ifadesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; uyuşmazlıkta, davacı ile aynı konumda olan 535 albaydan 13’ünün tuğgeneral rütbesine terfi ettiği, 31’inin resen emekliye sevk edildiği, davacının not ortalaması ve aldığı ödüllerin, aynı nasıplı olup görevde bulunan 43 jandarma albayın ortalamasının üzerinde olduğu, hakkında adli veya idari herhangi bir soruşturma ve cezanın bulunmadığı; bu haliyle, emekliye sevk edilmeyerek görevine devam eden personelin bir çoğundan daha yüksek performans puanına sahip olduğu anlaşıldığından; dava konusu işlemin dayanağı olan 2803 sayılı Kanun’un 13. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen personel kaynağı planlaması, iç güvenlik politikaları ve gelişen güvenlik ihtiyaçları sebebiyle davacının resen emekliye sevk edilecek personellerden sayılmasını gerektirecek eşit, objektif ve istikrarlı bir şekilde değerlendirildiğinin ve kadrosuzluk sebebiyle resen emekli edilmesinin somut gerekçelerinin davalı idarece ortaya konulamaması karşısında, davacının resen emekliye sevkine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacının rütbe bekleme süresinin dolduğu, idarenin resen emekliye sevk edilecek personelin belirlenmesinde kamu yararı amacına aykırı ve hizmet gerekleri dışında subjektif sebeplerle hareket ettiğine ilişkin bir verinin ve iddianın bulunmadığı anlaşıldığından, hangi personelin emekliye sevk edileceğinin belirlenmesi konusunda idarenin yargı kararı ile zorlanmasının hukuken mümkün olmadığı hususu da dikkate alındığında, davalı idarelere tanınan takdir yetkisi doğrultusunda kıdemli albay olarak görev yapan davacının resen emekliye sevk edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihinde belirlenen 2.550,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idarelerden İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığına ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; kamu hizmetinin iyi işlemesi veya kamu yararı amacıyla işlem tesisi için albay kadrosunda görev yapanlar yönünden bir takım ayırt edici objektif kriterlerin belirlenmesi gerektiği, söz konusu kriterlerin uygulanmasında eşit, objektif ve istikrarlı bir uygulamanın sağlanmasının hukuk devleti ilkesinin zorunlu bir sonucu olduğu, davalı idarece emekliye sevk edilecek personelin belirlenmesinde hangi kriterlerin esas alındığına dair somut bilgi veya belge sunulamadığı, albay kadrolarının yarısından fazlasının boşken toplam rütbe bekleme süresi dolmadan ve liyakat sıralamasına bakılmadan tesis edilen emekliye sevk işleminin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından; idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davalı idareler tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş; davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, davacının temyiz istemi yönünden incelendiğinde;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, davacının dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Dava, davalı Cumhurbaşkanlığının temyiz istemi yönünden incelendiğinde;
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanacağı hükme bağlanmıştır.
02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin, “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; “Hukuk birimi; İdarelerde hukuk hizmetlerini yürüten birimi ifade eder”, (b) bendinde ise; “Hukuk hizmetleri: Muhakemat hizmetleri ile hukuk danışmanlığına ilişkin her türlü iş ve işlemleri ifade eder.” düzenlemesi getirilmiştir.
Aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Takip ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması” başlıklı 6. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; “İdareler, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haizdir. İdareleri adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisi; hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlara aittir.” hükmünü, “Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrası ise, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” hükmünü içermektedir.
1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin, 6. maddesinin ikinci fıkrasında, Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının birimi olarak sayılmış, Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğünün görevlerinin düzenlendiği 7. maddesinde ise;
“… i) 26/9/2011 tarih ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre hukuk birimlerine verilen diğer görevleri yapmak,
…” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinde; “Yargılama giderleri şunlardır : ….. ğ) Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti….” hükmüne; 326. maddesinde ise, “(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. …” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda hükümlerine yer verilen 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de, hukuk birimi amirlerinin, idarelerini, adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisine sahip oldukları, yine aynı Kanun Hükmünde Kararname’de; adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edileceği hükme bağlanmıştır.
1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde ise; 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre hukuk birimlerine verilen diğer görevleri yapmakla görevli ve yetkili idari birimin Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü olduğu belirtilmiştir.
Anılan mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; Cumhurbaşkanlığı hukuk biriminin, Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü olduğu, Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürünün ise hukuk birimi amiri olduğu, hukuk birimi amirinin, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre verilen görevleri yapmakla yetkili ve görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Bu yetki ve görev kapsamında, hukuk birimi amirlerinin, idarelerini, adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisine sahip oldukları, kullandıkları bu yetkiden dolayı da, idarelerinin, ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden vekalet ücretine hak kazanacakları açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından, hukuk birimi amiri olan Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü imzasıyla yasal süresi içerisinde dosyaya savunma dilekçesi sunulduğu anlaşıldığından, anılan idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekmekte iken, hükmedilmemesine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesine yönelik söz konusu eksikliğin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca; temyize konu kararın “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihinde belirlenen 2.550,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idarelerden İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığına ödenmesine” şeklindeki hüküm fıkrasının, “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihinde belirlenen 2.550,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idarelere ödenmesine” şeklinde düzeltilerek onanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve davalı Cumhurbaşkanlığının temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılması, davanın reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihinde belirlenen 2.550,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idarelerden İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığına ödenmesine” şeklindeki ibarenin, “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihinde belirlenen 2.550,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idarelere ödenmesine” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının istek halinde davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak 29/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.