Danıştay Kararı 12. Daire 2022/2417 E. 2022/6996 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2022/2417 E.  ,  2022/6996 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/2417
Karar No : 2022/6996

TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN TARAFLAR
1- (DAVACI) : …
2- (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, …İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken görevi sırasında yaralandığından bahisle vazife malullüğüne karar verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı açtığı davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla işlemin iptali ve bu kararın onanarak kesinleşmesi üzerine, özlük haklarına ilişkin olarak; vazife malulü sayılmadığı ve adi malul olduğuna karar verilerek Emniyet Hizmetleri Sınıfından alınarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına atanması nedeniyle 30 ay boyunca emeklilik kesenekleri, emekli ikramiyesi ve maaşında meydana gelen zararlar ile bu süreye ilişkin yıpranma payı olarak 7,5 aylık sürenin hizmet süresine eklenmesi ve bu süreye ilişkin 3 derece terfisinin verilmesi ile 04/02/2014 tarihi itibarıyla verilen ikinci emekli sicil numarasının, olay tarihi olan 24/11/2003 tarihi itibarıyla verilerek emeklilik tarihinin geri çekilmesi; parasal haklarına ilişkin olarak ise; vazife malulü sayılmamasından dolayı 124 ay alamadığı 379.668,00-TL vazife malullüğü aylığının, 33.000,00-TL tütün ikramiyesinin, çocukları için 36.770,00-TL tütün eğitim yardımı ile ödemek zorunda kaldığı 2.200,00-TL ilaç katılım payı olmak üzere dört kalemde toplam 451.638,00-TL maddi zararının 24/11/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…. K:… sayılı kararla; muhtelif tarihli ara kararlara Bolu ili, … İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından verilen 14/12/2017 kayıt tarihli ara karar cevabında, “… İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde 2008-2011 yılları arasında emniyet hizmetleri sınıfında polis memuru olarak görev yapan davacıya yapılan ödemelerde herhangi bir maddi kaybının bulunmadığı” hususuna, … Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü tarafından verilen 11/12/2017 kayıt tarihli ara karar cevabında, “… İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde polis memuru olarak görev yapmakta iken … İl Emniyet Müdürlüğü bünyesine genel idare hizmetleri sınıfında sivil memur olarak atanan davacının, görevine 01/09/2011 tarihinde başladığı, yargı kararı gereği vazife malulü sayıldığı 04/02/2014 tarihine kadar olan maaşlarını sivil memur olarak aldığı, bu dönemde 29 aylık maaş farkının 14.662,62-TL olduğu” hususuna yer verilerek ilgili aylara ait maaş bordroları ile maaş farkı tablosunun gönderildiği, buna göre davacının, vazife malulü sayılmaması nedeniyle hizmet sınıfının genel idare hizmetleri sınıfına aktarılmasından 14.662,62-TL maaş kaybının bulunduğu; ayrıca, emniyet hizmetleri sınıfında görev yapmakta iken vazife malulü olan ve aynı zamanda çalışmaya devam eden personele, görevden ayrılmalarına gerek kalmaksızın vazife malulü aylığı bağlanmasının Ağustos 2013 ödeme döneminden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun’la mümkün hale geldiği, bu tarihe kadar emniyet hizmetleri sınıfında görev yapmakta iken vazife malulü olan personele herhangi bir ek ödeme de yapılmadığı dikkate alındığında, 10/07/2008 – 15/02/2014 tarihleri arasında görevine devam eden davacının, vazife malulü sayılma istemi kabul edilmiş olsaydı, davacıya göreviyle ilişiği kesilmeksizin Ağustos 2013 ödeme döneminden itibaren vazife malullüğü aylığı bağlanacağı, yine davalı idarece verilen 23/07/2018 kayıt tarihli ara karar cevabı ekindeki tabloya göre, davacının Ağustos/2013 – Şubat/2014 dönemleri arasında 15.206,50-TL vazife malullüğü aylığından yoksun kaldığının anlaşıldığı; Mahkemenin muhtelif tarihli ara kararlarına üzerine cevaben gönderilen 05/09/2018 ve 07/12/2018 kayıt tarihli ara karar cevaplarına bakıldığında, 5434 sayılı Kanun’a tabi 17 yıl 1 ay fiili hizmeti, 3 yıl 11 ay 8 gün fiili hizmet zammı süresi olmak üzere toplam 21 yıl 8 gün hizmeti bulunan davacı adına, anılan Mahkeme kararı üzerine, 2330 sayılı Kanun kapsamında vazife malulü olarak emekli aylığı bağlandığı 15/02/2014 tarihindeki katsayılar dikkate alınarak 21 tam hizmet yılına karşılık 42.272,64-TL ikramiye tahakkuk ettirildiği, bu tutarın 11/03/2014 tarihinde Niğde Merkez … Bankasına gönderildiği, dolayısıyla davacıya, vazife malulü sayılmamasına ilişkin işlem nedeniyle yoksun kaldığı ikramiye tutarının ödendiği; davacı tarafından, vazife malulü olması sebebiyle ilaç katılım payı ödememesi gerekirken 24/11/2003 tarihinden 04/02/2014 tarihine kadar toplamda 2.200,00-TL ilaç katılım payı ödemek zorunda kaldığının ileri sürüldüğü, Mahkemenin 18/07/2017 tarihli ara kararı ile davalı idareden anılan süre içerisinde davacı tarafından kaç Türk Lirası ilaç katılım payı ödendiğinin açıkça cevaplandırılmasının istenildiği, Mahkeme kayıtlarına 23/10/2017 tarihinde giren ara karar cevabında, “15/01/2010 tarihinden önce kamu personeli reçeteleri davalı idarece ödenmediğinden belirtilen tarihten önceki kayıtlara ulaşılamadığı” hususuna yer verilerek 15/01/2010 tarihinden sonraki reçetelerin gönderildiği, Mahkemenin 23/11/2017 tarihli ara kararıyla davacıdan, “24/11/2003 tarihi ile 15/01/2010 tarihinde kadar kaç Türk Lirası ilaç katılım payı ödendiğinin sorularak buna ilişkin bilgi belge ve reçetelerin gönderilmesinin” istenildiği, bunun üzerine davacı tarafından verilen ara karar cevabında herhangi bir reçetenin sunulamadığı görülmüş olup, davalı idarece gönderilen reçetelere bakıldığında, davacının 15/01/2010 tarihinden sonra (kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için) toplam 1.109,35-TL katılım payı ücreti ödediği, dolayısıyla davacıya bu tutarın ödenmesi gerektiği, 15/01/2010 tarihinden önce ödendiği belirtilen katılım payı ücretine yönelik somut bilgi, belge ve reçete sunulamadığından bu döneme ilişkin tazminat talebinin kabul edilemeyeceği; davacı tarafından, vazife malulü sayılmaması nedeniyle çocukları için tütün eğitim ve öğretim yardımının ödenmediği ileri sürüldüğünden, Mahkemenin muhtelif tarihli ara kararlarıyla davalı idareden, yargı kararı ile iptal edilen işlemin tesis tarihi olan 10/07/2008 tarihi ile anılan yargı kararı üzerine davacının vazife malulü olarak kabul edildiği tarihi 04/02/2014 tarihi arasında davacının yoksun kaldığı tütün eğitim ve öğretim yardımı tutarının ne kadar olduğunun sorulduğu, davalı idarece gönderilen 12/01/2018 kayıt tarihli ara karar cevabı ekinde yer alan tablolara bakıldığında, davacının, vazife malulü sayılmamasına ilişkin işlem nedeniyle 2008-2009, 2009-2010, 2010-2011, 2011-2012, 2012-2013, 2013-2014 eğitim ve öğretim yıllarında çocukları için eğitim öğretim yardımından yararlanamadığı toplam tutarın 15.003,01-TL olduğu, davacıya bu tutarın ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 45.981,48-TL maddi tazminatın … İdare Mahkemesince iptal edilen işlemin tarihi olan 10/07/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin (405.656,52-TL) maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
1- Davacı tarafından; Mahkeme kararında ödenmesi öngörülen parasal tutarların olay tarihi olan 24/11/2003 tarihi itibarıyla ödenmesine hükmedilmesi gerekirken, işlem tarihi olan 10/07/2008 tarihi itibarıyla ödenmesi yöndeki kararda hukuki isabet olmadığı, kendisine ödenmesi zorunlu olan 2003-2014 tarihleri arasındaki tütün ikramiye bedellerinin ödenmediği ve talep etmesine rağmen Mahkeme kararında tütün ikramiye bedeline ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediği, 2003-2014 tarihleri arasında vazife malullüğü aylığı verilmemesinde hukuki isabet olmadığı, davalı idarenin vazife malullüğünün kabul edildiği 15/02/2014 tarihi itibarıyla 74.551.134 emekli ilk sicil numarasını iptal ederek 74.551.470 emekli ikinci sicil numarası verdiği, ikinci emekli sicil numara üzerinden 15 yıl sigorta primi yatırıldığında 15/02/2029 tarihi itibarıyla emekli olacağı, olay tarihi olan 24/11/2003 tarihi itibarıyla (özlük hakları) ikinci emekli sicil numarası verilmiş olsaydı 24/11/2018 tarihi itibarıyla, idare işlemin tesis tarihi olan 10/07/2008 tarihi itibarıyla (özlük hakları) ikinci emekli sicil numarası verilmiş olsaydı 10/07/2023 tarihi itibarıyla emekli olacağı, söz konusu emeklilik tarihinin geriye çekilmesine dair özlük hak/alacaklarına Mahkeme kararında hiç yer verilmemesinin bozma nedeni olduğu ileri sürülmektedir.
2- Davalı … Kurumu Başkanlığı tarafından; davacının vazife malullüğüne karar verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı açtığı davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, 5. derece vazife malulü kabul edilerek idari polis olarak görevlendirilmesi ve bu göreve devam etmekte iken söz konusu Mahkeme kararı gereğince, 6495 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 14. maddesinin birinci fıkrası gereğince sınıf değiştirdiği tarihi takip eden 15/02/2014 tarihinden itibaren meslekten ilişiği kesilmeden % 25 artımlı olarak 2330 sayılı Kanun kapsamında vazife malulü olarak emekli aylığı bağlanması hususunda yapılan işlemlerde herhangi bir yanlışlık bulunmaması nedeniyle, davacının bu işlemlerden kaynaklı olarak herhangi bir maddi kaybının da bulunmadığı, dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu, davanın kısmen kabulüne ilişkin karar usul ve kanuna aykırı olduğundan istinaf talebinin kabulü gerekirken, istinaf talebini reddeden İstinaf Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, davacının vazife malullüğüne karar verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işleme karşı açtığı davanın … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla işlemim iptaline karar verilmesi üzerine, 5. derece vazife malulü olarak kabul edilerek idari polis olarak görevlendirilmesi ve bu göreve devam etmekte iken söz konusu Mahkeme kararı gereğince, 6495 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 14. maddesinin birinci fıkrası gereğince sınıf değiştirdiği tarihi takip eden 15/02/2014 tarihinden itibaren meslekten ilişiği kesilmeden % 25 artımlı olarak 2330 sayılı Kanun kapsamında vazife malulü olarak emekli aylığı bağlanması hususunda yapılan işlemlerde herhangi bir yanlışlık bulunmaması nedeniyle, davacının bu işlemlerden kaynaklı olarak herhangi bir maddi kaybının da bulunmadığı belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuş; davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacı, …Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken, 24/11/2003 tarihinde görevi sırasında yaralandığı, 02/01/2004 tarihinde Diyarbakır Devlet Hastanesinde yapılan muayenesinde “Lomber Disk” teşhisi konulduğu, Niğde Devlet Hastanesinin 03/07/2007 tarihli sağlık kurulu raporunda “Lomber Disk Hernisi” teşhisi konulduğu, bu rapor ile davacının vazife malulü olmak ya da idari polisliğe geçmek istediğine dair dilekçesi üzerine, Emekli Sandığı Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucunda rapordaki rahatsızlığın 24/11/2003 tarihinde meydana gelen olaydan sonra oluşan rahatsızlığının devamı olmadığına, malul olup olmadığına karar verebilmek için yeniden muayenesi ile hastalığın klinik bulgularının ayrıntılı olarak yazıldığı yeni bir sağlık kurulu raporunun getirilmesine karar verilmesi üzerine, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 03/01/2008 tarihli sağlık kurulu raporu ile Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 16/04/2008 tarihli sağlık kurulu raporlarının Sandığa gönderildiği, anılan raporların incelenmesi sonucunda, davacının 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 44. maddesi uyarınca malul olmadığına, Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 10/07/2008 tarihli kararına göre de, mevcut rahatsızlığının 24/11/2003 tarihinde meydana gelen yaralanma olayının devamı ve malul olmadığına, hakkında 5434 sayılı Kanun’un vazife malullüğü hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığına karar verildiği, akabinde davacı tarafından vazife malullüğüne karar verilmesi isteminin reddine ilişkin işleme karşı açılan davanın … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın “davacının rahatsızlığının, yüksekten düşme sonrası oluştuğuna ilişkin 14/09/2010 tarihli rapordaki tanı da göz önüne alınmak suretiyle, söz konusu olaydan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve Emniyet Sağlık Şartları Yönetmeliği uyarınca rahatsızlığının hangi dilimde yer aldığı yolunda kesin tespitler içeren bir raporla uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği” gerekçesiyle Danıştay Onbirinci Dairesinin 12/04/2013 tarih ve E:2009/7969, K:2013/3658 sayılı kararıyla bozulması üzerine, … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dava dosyasında verilen… tarihli karar ile davacının Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiği, anılan Hastanece düzenlenen 16/08/2013 tarihli raporda “davacının rahatsızlığının 24/11/2003 tarihli düşmenin devamı olduğu ve rahatsızlığının ilgili Yönetmeliğin Ek 3 V1-D-16 bendine girdiği” yolunda görüş belirtilmesi üzerine anılan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının vazife malulü sayılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptaline karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesi neticesinde Danıştay Onbirinci Dairesinin 16/06/2014 tarih ve E:2014/950, K:2014/4395 sayılı kararıyla onandığı, daha sonra davacı tarafından, 14/03/2014 tarihli dilekçeyle, … İdare Mahkemesince iptal edilen işlem nedeniyle uğradığı maddi zararının ödenmesi istemiyle başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun 04/05/2014 tarih ve 74.551.134 sayılı davalı idare işlemiyle reddi üzerine, davacı tarafından, vazife malulü olarak kabul edilmemesi nedeniyle uğradığı ileri sürülen 124 ay alamadığı 379.668,00-TL vazife malullüğü aylığı, 33.000,00-TL vazife malullüğü ikramiyesi, vazife malulü sayılmadığından dolayı ödemek zorunda kaldığı 2.200,00-TL ilaç katılım payı, 36.770,00-TL tütün ikramiyesi olmak üzere toplam 451.638,00-TL maddi zararının 24/11/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Geçici 4. maddesinde, “….Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır….” hükmü yer almıştır.
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 44. maddesinde, her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar ve veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere malül denileceği ve haklarında bu Kanunun malüllüğe ait hükümlerinin uygulanacağı, 45. maddesinde ise, 44 üncü maddede yazılı malüllüğün;
a-) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa;
b-) Vazifeleri dışında kurumların verdiği herhangi bir kuruma ait başka işleri yaparken bu işlerden doğmuş olursa;
c-) Kurumların menfaatini korumak maksadıyle bir iş yaparken o işten doğmuş olursa; (maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla);
ç-) Fabrika, atölye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel, iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o iş yerinde husule gelen ve o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa; buna (vazife malüllüğü) ve bunlara uğrayanlara da (vazife malülü) denileceği hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
‘nun “Bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar” başlıklı 5. maddesinde, “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak sigorta kolları şunlardır: …
c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış malûllerden, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez. 3713 sayılı Kanuna göre aylık bağlanmış malûller ile aynı Kanun kapsamına giren olaylar sebebiyle vazife malûllüğü aylığı alan er ve erbaşların, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olmaları halinde de aylıkları kesilmez. Aylıkları kesilmeksizin 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışanlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır. İş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulananların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, haklarında uzun vadeli sigorta kolları da uygulanır. Bu fıkra kapsamına girenlerden ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.
” hükmü getirilmiş iken, 02/08/2013 tarih ve 28726 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Ağustos 2013 ödeme döneminden geçerli olmak üzere 01/01/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun’un 96. maddesiyle, “c) Harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri veya 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre vazife malullüğü aylığı bağlanmış malullerden, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez. Aylıkları kesilmeksizin 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışanlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır. İş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulananların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, haklarında uzun vadeli sigorta kolları da uygulanır. Bu fıkra kapsamına girenlerden ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.” şeklinde değiştirilmiş; “Vazife malullüğü” başlıklı 47. maddesinin 6495 sayılı Kanun’un 97. maddesiyle değişik beşinci fıkrasında, “Süresi içerisinde bildirimde bulunulan vazife malûllüğü aylıkları, sigortalının ölüm ya da malûliyeti sebebiyle göreviyle ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren bağlanır. Ancak, harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenlere ise görevden ayrılmalarına ve başkaca bir müracaata gerek kalmaksızın sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır.” hükmüne yer verilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun
‘un “Aylık bağlanması” başlıklı 6495 sayılı Kanun’un 80. maddesiyle değişik 4. maddesinde, “Bu Kanun kapsamına girenlerden;
a) Engelli hâle gelerek bağlı oldukları sosyal güvenlik mevzuatına göre emekliye sevk edilenlere görev malullüğü aylığı bağlanır. …
Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanarak aylık bağlananlara aylık bağlama tarihi itibarıyla sosyal güvenlik kurumlarınca kendi sigortalılığı nedeniyle ödenmekte olan gelir ve/veya aylıkların toplamı, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesi gereğince öğrenim durumuna göre belirlenecek giriş derece ve kademesi ile 30 yıl fiili hizmet süresi esas alınarak mülga hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak vazife malullüğü aylığının %25 artırımlı tutarından az olamaz ve bu şekilde belirlenen gelir ve/veya aylıklar ilgili sigortalılık hâlindeki aylık artışları dikkate alınarak artırılır. Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamına girenler, aylıklara ilişkin hükümler hariç olmak üzere (d) bendi kapsamına girenlerin malullük hâline bağlı olarak yararlandığı haklardan da aynı esas ve usuller çerçevesinde yararlandırılır. Bu Kanuna veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanan maluller ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı ve mülga 64 üncü maddesi kapsamında aylık bağlanan malullerin, malul sayılmaları sebebiyle aylık bağlandığı tarihten önceki her türlü sigortalılık ve prim ödeme süreleri, iştirakçilik ve fiili hizmet süreleri ile bunların itibari ve fiili hizmet süresi zammı olarak değerlendirilen süreleri, malullük aylığı bağlanmasından sonra geçecek çalışma veya sigortalılık süreleriyle hiçbir sebeple birleştirilemez. Bu şekilde aylık bağlanmasından önce geçen söz konusu süreler; malullük aylığı bağlanmasından sonra geçen sigortalılık ve çalışma sürelerinin tabi olacağı sigortalılık hâli ile mülga 2829 sayılı Kanun uygulaması yönünden dikkate alınmayacağı gibi, sonradan geçen sigortalılık veya çalışma süreleri yaşlılık/emeklilik, malullük ya da ölüm/dul veya yetim aylığı bağlanmasında veya toptan ödeme yapılmasında ilgili mevzuatına göre ayrı bir çalışma veya sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Ancak, bu Kanuna göre aylık bağlandığı tarihten sonra çalışmaya başlayanlardan, aylık bağlandıktan sonraki çalışmaları 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra olanlar için 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümleri uygulanamaz. Yukarıda belirtilen kanunlara göre malullük aylığı bağlanmasına esas alınmış hastalık ya da engellilik hâlleri ve bu hastalık ya da engellilik hallerindeki ilerlemeler, sonradan geçen çalışmalar sebebiyle yaşlılık aylığına hak kazanılması koşullarının belirlenmesinde dikkate alınmaz.
Bu madde hükümleri 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi kapsamındakiler ve harp malulleri hakkında da uygulanır.” hükmü yer almıştır.
5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun mülga 32. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; asaleti onaylanmış olmak şartıyla adaylıkta geçirilen süreler dahil polis, komiser yardımcısı, komiser, başkomiser, emniyet amiri, emniyet müdürleri ile bu ve daha yukarı maaş ve derecelerdeki emniyet mensuplarının emniyet ve polis mesleğinde geçirdikleri her yıl için 3 ay ekleneceği, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Fiilî hizmet süresi zammı” başlıklı 40. maddesinin ikinci fıkrasının 14. bendinde, asaleti onaylanmış olmak şartıyla adaylıkta geçirilen süreler dahil polis memuru, başpolis memuru ve kıdemli başpolis memuru, komiser yardımcısı, komiser, başkomiser, emniyet amiri, emniyet müdürleri ile bu ve daha yukarı maaş ve derecelerdeki emniyet mensupları, Milli İstihbarat Teşkilâtı mensuplarının emniyet ve polis mesleğinde, Milli İstihbarat Teşkilâtında çalıştıkları her 360 günü için 90 günün fiili hizmet süresi zammı olarak ekleneceği hükme bağlanmıştır.
16/10/1988 tarih ve 19961 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3480 sayılı Maluller ile Şehit Dul ve Yetimlerine Tütün ve Alkol Ürünlerinin Satış Bedellerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinde, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünce imal ve ithal edilen tütün mamulleri ile ağır alkollü içkilerin satış bedellerinden yüzde iki oranında alınacak payın, bu Kanun hükümlerine göre hak sahiplerine ödeneceği belirtilmiş; “Faydalanacaklar” başlıklı 3. maddesinde, “2’nci maddede belirtilen hesapta toplanan paralardan;
a) Harp malullerine,
b) Şehit dul ve yetimlerine,
c) Barışta olağanüstü yönetim usullerinin uygulandığı haller ile talim, tatbikat veya manevra sırasında görevin veya çeşitli harp silah ve vasıtalarının sebep ve tesiri ile vazife malulü sayılan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile askeri harekatı gerektiren iç tedip hareketleri veya güvenlik veya asayişin sağlanmasında Silahlı Kuvvetlerle birlikte veya ayrı olarak görevlendirilenlerden bu görevlerin çeşitli sebep ve tesirleri ile vazife malulü sayılan jandarma ve emniyet mensupları ile sivil görevlilere,
d) (c) bendinde belirtilen görevlerin ifası sırasında, bu görevlerin çeşitli sebep ve tesirleri ile ölenlerin dul ve yetimlerine, bu Kanun hükümlerine göre ödeme yapılır.” kuralına yer verilmiş; 5217 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile 3480 sayılı Kanun’un 3. ve 4. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de aynı kural 01/01/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5217 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile 5434 sayılı Kanun’a eklenen Ek 79. maddede tekrarlanmıştır.
5434 sayılı Kanun’un dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Ek 79. maddesinde ise, “Aşağıda belirtilen kişilere bu madde uyarınca ek ödeme yapılır:
a) Harp malullerine,
b) Şehit dul ve yetimlerine,
c) Barışta, olağanüstü yönetim usullerinin uygulandığı haller ile talim, tatbikat veya manevra sırasında görevin veya çeşitli harp silah ve vasıtalarının sebep ve tesiriyle vazife malûlü sayılan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile askeri harekâtı gerektiren iç tedip hareketleri veya güvenlik veya asayişin sağlanmasında Silahlı Kuvvetlerle birlikte veya ayrı olarak görevlendirilenlerden bu görevlerin çeşitli sebep ve tesirleriyle vazife malûlü sayılan jandarma ve emniyet mensupları ile sivil görevlilere,
d) (c) bendinde belirtilen görevlerin ifası sırasında, bu görevlerin çeşitli sebep ve tesirleriyle ölenlerin dul ve yetimlerine.
Hak sahiplerine, yukarıda yazılı durumlar sebebiyle, sosyal güvenlik kurumlarınca aylık bağlanmasına esas olan tarihten geçerli olmak üzere müracaat tarihini izleyen yılın en geç ilk üç ayı içinde T.C. Emekli Sandığı tarafından ek ödeme yapılır. Ay farkları yıllık miktarın onikiye bölünmesi suretiyle hesaplanır.
Her yıl ödenecek miktar, malûllük derecelerine göre aşağıdaki yazılı göstergelerin ödemenin yapılması gereken yılın ilk dönemindeki Devlet memuru aylıklarına uygulanacak katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak tutardır.

Malûllük Derecesi
Göstergeler
1
40 000
2
36 000
3
31 000
4
28 000
5
25 000
6
22 000
(b) ve (d) bentlerinde sayılan dul ve yetimlere birinci derece malûllere uygulanan gösterge üzerinden; bunlar bir kişi ise tamamı, birden fazla ise eşit olarak paylaştırılmak suretiyle ve sosyal güvenlik kanunlarına göre dul ve yetim aylığı aldıkları sürece ödeme yapılır.
Harp veya vazife malûlü olanlara hayatta bulundukları sürece ödeme yapılır. Ancak, ölen malûlün son yıldaki pay tutarının beş katı, bir defaya mahsus olmak şartıyla kendisinden dul ve yetim aylığı bağlanacaklara eşit miktarda paylaştırılmak suretiyle yardım olarak ödenir.
(Değişiklik 17/4/2008-5754/75 md.) Yukarıda sayılan şehit ve malûllerin çocuklarına; ilköğretim öğrencileri için (1250), lise öğrencileri için (1875) ve yüksek öğrenim öğrencileri için (2500) gösterge rakamlarının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar her ay eğitim ve öğretim yardımı yapılır. Bu yardımlar 1 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında yılda bir kez olmak üzere ve ilgili eğitim öğretim yılında öğrenci olduklarını gösterir belge ile müracaat edenlere, talepte bulunduğu yılın Eylül ayında geçerli olan memur aylık katsayısına göre hesap edilerek başvurularını izleyen ay içinde toptan ödenir.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, temyize konu Mahkeme kararının davacının, vazife malulü sayılmaması nedeniyle hizmet sınıfının genel idare hizmetleri sınıfına aktarılmasından dolayı maaş farkı tutarı olan 14.662,62-TL., davacının Ağustos 2013 – Şubat 2014 dönemleri arasında yoksun kaldığı vazife malullüğü aylığı tutarı olan 15.206,50-TL., davacının 2008 yılından itibaren ödemek zorunda kaldığı katılım payı karşılığı 1.109,35-TL, 2008-2014 eğitim ve öğretim yıllarında çocukları için yararlanamadığı tütün eğitim ve öğretim yardımı karşılığı olan 15.003,01-TL olmak üzere toplam 45.981,48-TL maddi tazminatın …İdare Mahkemesince iptal edilen işlem tarihi olan 10/07/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmında 49. maddede belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından kararın bu kısmına yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

Karar, 405.656,52-TL maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısım yönünden incelendiğinde;
Davacının 13/04/2016 tarihinde kayıtlara alınan dilekçesinde, yoksun kaldığı parasal haklarından, 33.000,00-TL gazi ikramiye tutarının ödenmesi isteminde bulunduğu, Mahkeme tarafından, davacıya 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesi gereğince 21 hizmet yılına karşılık 42.272,64-TL ikramiye tahakkuk ettirilerek ödendiği ifade edilmiş olmakla birlikte, davacının gazi ikramiyesi olarak adlandırdığı ikramiyenin 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun Ek 79. maddesi gereğince ödenmesi gereken ek ödeme (tütün ikramiyesi) istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından, davacıya tütün ikramiyesi ödenip ödenmeyeceği, ödenecekse ne kadar ödeneceği hususlarının açıklığa kavuşturulması ve buna göre hüküm kurulması gerektiğinden, Mahkeme tarafından davacının isteminin yanlış nitelendirilerek tütün ikramiyesine ilişkin kısım yönünden davanın reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Karar, davacının özlük haklarına ilişkin istemlerinden, yıpranma payı (fiili hizmet süresi zammı) olarak 7,5 aylık sürenin hizmetinden sayılması istemi ile 04/02/2014 tarihi itibarıyla verilen ikinci emekli sicil numarasının olay tarihi olan 24/11/2003 tarihi itibarıyla verilerek emeklilik tarihinin geri çekilmesi istemine ilişkin kısmı yönünden incelendiğinde;
Davacının 13/04/2016 tarihinde kayıtlara giren dava dilekçesinde; Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yaptığı 30 aylık süre boyunca yıpranma payı olarak 7,5 aylık sürenin hizmet süresine eklenmesi ile 04/02/2014 tarihi itibarıyla verilen ikinci emekli sicil numarasının olay tarihi olan 24/11/2003 tarihi itibarıyla verilerek emeklilik tarihinin geri çekilmesi istemlerinde bulunmuş olmasına karşın Mahkemece bu istemlere ilişkin hüküm kurulmamasında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 45.981,48-TL maddi tazminatın … İdare Mahkemesince iptal edilen işlem tarihi olan 10/07/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair kısmının ONANMASINA,
2. Davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın, davacının fazlaya ilişkin 405.656,52-TL maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı ile davacının Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yaptığı 30 aylık süre boyunca yıpranma payı (fiili hizmet süresi zammı) olarak 7,5 aylık sürenin hizmet süresine eklenmesi ve 04/02/2014 tarihi itibarıyla verilen ikinci emekli sicil numarasının olay tarihi olan 24/11/2003 tarihi itibarıyla verilerek emeklilik tarihinin geri çekilmesi istemleri yönünden hüküm kurulmamasına ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 27/12/2022 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.