Danıştay Kararı 12. Daire 2022/1327 E. 2023/388 K. 08.02.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2022/1327 E.  ,  2023/388 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/1327
Karar No : 2023/388

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Şırnak ili, Uludere ilçesi … Komutanlığında uzman çavuş olarak görev yapan davacı tarafından, mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde 7 gün ve daha uzun süre ile göreve gelmediğinden bahisle sözleşmesinin feshine dair Kara Kuvvetleri Komutanlığı … Komutanlığınca tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile 21/01/2021 tarihli ara kararına cevaben gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, 06/07/2020 tarihli komutanlık işlemi ile görevine son verilen davacının, göreve geri dönmeyeceği yönündeki beyanının 26/06/2020 tarihli tutanakla tespit edildiği; her ayın 15. gününde almakta olduğu aylığı Temmuz 2020 ayı itibarıyla kesildiğinden, dava konusu sözleşmenin feshi işlemini en geç 15/07/2020 tarihinde öğrenmiş olduğunun kabulü gerektiği, 15/07/2020 tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca 60 gün içerisinde doğrudan ya da süresi içerisinde anılan Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak başvuru sonrasında kalan yasal süresi içerisinde açılacak dava ile uyuşmazlığın yargısal makamların önüne getirilmesi mümkün iken, bu süreler geçtikten çok sonra 11/01/2021 havale tarihli dilekçe ile açılan davanın esasının incelenmesine imkân bulunmadığı; her ne kadar, davacı tarafından, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle tedavisinin halen devam ettiği ve bilincinin de yerinde olmadığı ileri sürülmüş ise de, Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesince verilen bilgi yazısından, davacının sözleşme fesih tarihinden sonra 27/11/2020-29/11/2020-31/12/2020 tarihlerinde hastaneye başvurduğu, aynı gün tedavi olup, çıkış yaptığı ve bilincinin yerinde olmadığına dair hastane raporlarının dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından, söz konusu iddiaya itibar edilmeyerek davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; 07/07/2020 tarihli tutanakta, sözleşmesinin feshedildiği hususunun davacının cep telefonu defalarca aranmak suretiyle tebliğ edilmeye çalışıldığı, ancak tebliğ edilemediği, bunun üzerine 08/07/2020 tarihinde terhis belgesinin düzenlendiği; her ne kadar, davacıya tebliğ edilmemiş ise de, terhis belgesinin düzenlenmesi ile birlikte davacının askerlik ile ilişiğinin kesildiği, dolayısıyla 08/07/2020 tarihinde dava konusu işlemin öğrenildiğinin kabulü gerekeceği, bu tarihten itibaren altmış günlük dava açma süresi içerisinde dava açılması ya da dava açma süresi içerisinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca idareye başvuruda bulunularak idarece talebinin reddedilmesi halinde kalan dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken, anılan süreler içerisinde dava açılmadığından ve dava açma süresi geçirildikten çok sonra 11/01/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiğinden davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek, hukuka uygun bulunan İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Bilincini kaybetmesi üzerine komutanı tarafından Şırnak Devlet Hastanesine gönderildiği, sonrasında kendisine haber verilmeksizin sözleşmesinin feshedildiği, fesih bildiriminin ise, … Köyü/ Osmaniye adresindeki bilinen adresine tebliğ edilmesi gerekli iken adres araştırması yapılmaksızın Mernis adresine gönderildiği, usulsüz tebligat nedeniyle dava açma süresi işlemediğinden temyize konu kararın bozulması gerektiği, sözleşmesinin feshini gerektirecek nitelikte herhangi bir disiplinsizliğinin bulunmadığı ve idarece savunmasının alınmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının, hayatın olağan akışına göre en geç 15/07/2020 tarihinde sözleşmesinin feshini öğrenmiş olduğu, dava açma süresinin son günü olan 14/09/2020 tarihine kadar açılması gereken davanın, 10/01/2021 tarihinde açılmış olması nedeniyle davanın süre aşımı nedeniyle reddinin hukuka uygun olduğu belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Şırnak ili, Uludere ilçesi … Komutanlığında uzman çavuş olarak görev yapmaktayken, hastanedeki tedavisi bittikten sonra 27/06/2020 ilâ 03/07/2020 tarihleri arasında birliğine katılmadığı hususu tutanak altına alınan davacının sözleşmesi, … tarih ve … işlemle mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde 7 gün ve daha uzun süre ile göreve gelmediğinden bahisle feshedilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrasında;
“Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.”, 11. maddesinde ise,
“1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.” hükmü öngörülmüştür.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen adrese tebligat” başlıklı 10. maddesinde,
“Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.” kuralına yer verilmiş; aynı Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinde,
“Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat
yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.” açıklaması yapılmıştır.
25/01/2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesinde;
“1) Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır.
(2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda açık metnine yer verilen 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine ikinci fıkranın eklenmesine ilişkin 19/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanun’un gerekçesinde; daha önce, sağlıklı bir adres veri sistemi mevcut değil iken, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca merkezi ve kapsamlı bir adres kayıt sisteminin oluşturulduğu, bu nedenle bir kişinin adresinin bilinmemesinin çok düşük bir ihtimal olarak karşımıza çıkacağı, bu sistemi düzenleyen 5491 sayılı Kanun’a göre, yürütülecek iş ve işlemlerde bu sistemdeki adresin esas alınacağı hususunun da hükme bağlandığı, yani adres kayıt sisteminde belirtilen adresi kabul etmenin, hem fiili, hem de kanuni bir zorunluluk olduğu; yapılan değişiklikle, adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği, kayıt sistemindeki adresin son adres olarak kabul edildiği, tebligatı çıkaran mercii ile posta memurunun başka bir adres araştırması yapmasına gerek olmadığı vurgulanmıştır.
Adres kayıt sisteminde adresi bulunmayan muhataplara bilinen adreste tebligat yapılamaması halinde, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinde belirtilen usule göre tebliğ ile 28. maddesinde belirtilen ilanen tebliğ usulleri uygulanacak olup, muhatabın Mernis sistemine kayıtlı adresinin bulunması halinde ise, Tebligat Kanunu’nun lafzı ile 6099 sayılı Kanun’la Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişikliğin gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, tebligatı çıkaran merciin bilinen diğer bir adrese tebligat gönderme veyahut başka bir tebligat adresinin varlığını araştırma yükümünün bulunmadığı, muhatabın Mernis sisteminde kayıtlı adresine usulüne uygun şekilde yapılacak tebligatla birlikte, dava açma süresinin işlemeye başlayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, geçirmiş olduğu psikolojik rahatsızlık nedeniyle 16/06/2020 tarihinde tedavi amacıyla Ankara GATA Hastanesine giden davacının, tedavisi bitmesine karşın birliğine katılmadığı, birliğinde bulunan askeri personel tarafından davacıyla yapılan telefon görüşmesinde, davacının geri dönmeyeceğini ve mesleğine devam etmeyeceğini beyan ettiği, anılan görüşmenin 6 askeri personel tarafından 26/06/2020 tarihinde tutanak altına alındığı; bu tarihten sonra davacının 27/06/2020 – 28/06/2020 – 29/06/2020 – 30/06/2020 – 01/07/2020 – 02/07/2020 – 03/07/2020 tarihlerinde birliğine katılmadığı hususunun tutanak altına alınarak, 06/07/2020 tarih ve 1634984 sayılı işlemle ile mazeretsiz olarak bir sözleşme yılı içerisinde 7 gün ve daha uzun süre ile göreve gelmediğinden bahisle sözleşmesinin feshedildiği; fesih işleminin tebliği için davacı telefonla aranmasına rağmen ulaşılamadığı, bu durumun 07/07/2020 tarihinde 5 askeri personel imzası ile tutanak altına alındığı; davacının Mernis adresine çıkarılan ve açıklama kısmında, “04 Temmuz 2020 tarihli tebliğ tebellüğ vardır” yazılı mazbatanın, 26/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Bu itibarla, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere bilgisi dahiline giren dava konusu işlemin, davacının Mernis adresine 26/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği dikkate alındığında, anılan tarihten itibaren en geç 60 gün içinde veya bu süre içinde davalı idareye yapılan başvurunun reddi üzerine süresi içerisinde dava açılması gerekirken, bu süreler geçirildikten çok sonra 11/01/2021 tarihinde açılan davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine yönelik İdare Mahkemesine karşı yapılan istinaf başvurusunu yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, bu husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunu kararın gerekçesini değiştirmek suretiyle reddeden … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden, temyiz giderlerinin davacıdan tahsili için İdare Mahkemesince ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2023 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.