Danıştay Kararı 12. Daire 2021/7894 E. 2023/1356 K. 27.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/7894 E.  ,  2023/1356 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7894
Karar No : 2023/1356

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İcra Müdürlüğünde icra müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) alt bendinin (g) alt bendi uyarınca “Devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 30/03/2021 tarih ve E:2021/637, K:2021/1762 sayılı bozma kararına uyularak; Devlet memurluğundan çıkarma cezasını vermeye yetkili makam tarafından, davacının hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fiillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu bulunmasına karşın, olayda; disiplin soruşturması tamamlandıktan ve Yüksek Disiplin Kuruluna Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması yönünde teklif getirildikten sonra Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile davacının 7 gün içinde son savunmasını vermesinin istenildiği, bu yazının 02/07/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği; ancak, savunma verilmesi için belirlenen süre beklenilmeksizin 09/07/2015 tarihinde Yüksek Disiplin Kurulunca davacının Devlet memurluğundan çıkarılmasına karar verildiğinin görüldüğü, bu durumda, davacının soruşturma kapsamında anayasal güvence altında bulunan son savunması alınmaksızın, yalnızca muhakkike verdiği ifadesi dikkate alınarak, tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, öte yandan; Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrası gereğince, işlemin hukuka aykırılığının tespiti ve iptali sebebiyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile tazminat isteminin kabulüne, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında düzenlenen soruşturma dosyası ve eklerinin incelenmesinden; davacıya isnat edilen fiillerin sübuta erdiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek, temyize konu Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; icra müdür yardımcısı olan davacı hakkında, Adana Barosu avukatlarınca, Adalet Bakanlğı Personel Genel Müdürlüğüne hitaben yazılan tarihsiz şikayet dilekçesi üzerine yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen 22/06/2015 tarihli raporla; 19/07/2013, 22/07/2013, 31/07/2013, 01/08/2013 tarihlerinde avukat katibinden elden para aldığının teknik araçlarla izleme tutanakları ile sabit olduğundan bahisle 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) alt bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası teklif edildiği, bu teklife istinaden değerlendirme yapılmak üzere dosyası Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 4026 sayılı işlemi ile Bakanlık Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edildiği, Yüksek Disiplin Kurulunca yapılan değerlendirme sonucunda, davacının, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) alt bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet Memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine, anılan işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde, “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
657 sayılı Kanun’un 129. maddesinde, ”Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin özlük dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler. Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir.” hükmüne; 130. maddesinde ise, “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, temyize konu Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmında 49. maddede belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, kararın bu kısmına yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Dava, temyize konu kararın “tazminat isteminin kabulüne, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine” kısmı yönünden incelendiğinde;
Davacının devlet memurluğundan çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle iptali yolundaki Mahkeme kararı, davacının doğrudan görevine başlatılması sonucunu doğurmayıp, devlet memurluğundan çıkarma cezası konusunda, idare tarafından, davacıya 657 sayılı Kanun’un 129. maddesi uyarınca son savunma hakkı tanınarak yeniden bir değerlendirme yapılarak hakkında işlem tesis edilecek olması nedeniyle, bu aşamada davacının parasal hak kaybının varlığından söz edilemeyeceğinden, Mahkeme kararının “tazminat isteminin kabulüne, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine” ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddi ile İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliğiyle,
2. Kısmen kabulü ile tazminat isteminin kabulüne, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA oyçokluğuyla,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27/03/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyize konu Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu görüldüğünden, kararın, “işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının, dava tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine” ilişkin kısmının da onanması gerektiği görüşüyle, Daire kararının bozmaya ilişkin kısmına katılmıyorum.