Danıştay Kararı 12. Daire 2021/6430 E. 2023/815 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/6430 E.  ,  2023/815 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/6430

Karar No : 2023/815

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Jandarma Genel Komutanlığında J.Slh.Tek.Asb.Çvş. olarak görev yapmakta iken vazife malulü olarak emekliye ayrılan davacı tarafından; 6353 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle vazife malullüğüne neden olan olayın, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına dahil edildiğinden bahisle, vazife malullüğünün 3713 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı aylık ve diğer mali haklar farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.. , K:… sayılı kararıyla; Danıştay Onikinci Dairesinin 28/01/2020 tarih ve E:2018/3997, K:2020/654 sayılı bozma kararına uyularak, davacı tarafından 1992- 1996 yılları arasında Siirt ili, Pervari İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görev yaptığı dönemde; 01/04/1994, 29/07/1994 ve 08/08/1994 tarihlerinde terör örgütü mensuplarınca yapılan baskınlara karşı koymak amacıyla attığı roketlerin etkisiyle kulaklarında rahatsızlık başladığı ve tedavi süreci sonunda vazife malulü kabul edildiğinden bahisle, vazife malullüğünün 3713 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; Mahkeme tarafından verilen 05/02/2021 tarihli ara kararına gönderilen cevaplardan, davacının 1994 yılında Siirt ilinin Pervari ilçesinde uzman jandarma olarak görev yaptığı, 26/09/1994 tarihinde idari işlere geçtiği, dosya kapsamında roket kullandığına ilişkin belge olmadığı hususları bir arada değerlendirildiğinde; 3713 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca vazife malullüğü tanınması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Vazife malullüğüne sebep olan işitme kaybının, görevi gereği girdiği silahlı çatışmalarda attığı roketlerin oluşturduğu akustik travmadan kaynaklandığının sağlık kurulu raporuyla tespit edildiği belirtilerek temyiz konusu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dairemizin 30/03/2022 tarih ve 2021/6430 sayılı ara kararı ile; davacının Siirt ili, Pervari ilçesinde görev yaptığı 20/06/1992-26/09/1994 tarihleri arasındaki dönemde, terörle mücadele operasyonlarında görevli olup olmadığı; davacı tarafından iddia olunan, 01/04/1994 tarihinde … Köyü, 29/07/1994 tarihinde … Karakolu ve 08/08/1994 tarihinde de bir başka karakola terör örgütleri mensuplarınca baskın yapılıp yapılmadığı, bu baskınlara karşı koymak için roket ve benzeri ağır silah kullanılıp kullanılmadığı ve belirtilen tarihlerden sonra hastaneye sevk edilip edilmediğinin sorulduğu ve buna ilişkin sevk emirlerine dair bilgi ve belgelerin istenildiği; davalı idareden alınan ve 07/11/2022 tarihinde kayda giren ara kararı cevabına ekli bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde, davacının kulaklarında meydana gelen rahatsızlığın terör örgütü mensuplarınca yapılan baskınlara karşı koymak amacıyla atılan roket atışı sonucu meydana geldiğine ilişkin tevsik edici bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:.. , K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen AÇIKLAMA İLE ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, Jandarma Genel Komutanlığında J.Slh.Tek.Asb.Çvş olarak görev yapmakta iken vazife malulü olarak emekliye ayrılan davacı tarafından; 6353 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle vazife malullüğüne neden olan olayın, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına dahil edildiğinden bahisle, vazife malullüğünün 3713 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı aylık ve diğer mali haklar farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

3713 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.” şeklinde tanımlanmış, “Malul olanlarla aylığa müstehak dul ve yetimlere yardım” başlıklı 21. maddesinin birinci fıkrasında ise; ” kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, engelli hâle gelen, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Ayrıca;

a) Malul olanlarla, ölenlerin aylığa müstehak dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarı, bunların görevde olan emsallerinin almakta oldukları aylıklardan; emekli olanların öldürülmeleri halinde ise,dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarı ve Kanuna göre kendisine bağlanabilecek emekli aylığından az olamaz. Yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak ve başkasının yardım ve desteğine muhtaç olacak derecede malül olanlar ile ölenlerin dul ve yetimlerine en yüksek devlet memuru aylığı üzerinden, diğerlerine mevcut aylıkları üzerinden, 30 yıl hizmet yapmış gibi emekli ikramiyesi ödenir. Bu bent hükümlerine göre ilgililere fazla olarak yapılan ödemeler, faturası karşılığı ilgili sosyal güvenlik kuruluşlarınca Hazineden tahsil edilir…

h) (2) Erbaş ve erlerden veya geçici veya gönüllü köy korucularından; terörle mücadele görevi ifa ederken yaralanarak veya engelli hâle gelerek ilgili mevzuatına göre malullük aylığı bağlanması koşullarının oluştuğu tespit olunanlar, 2330 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması hakkından ve bu fıkranın (c), (d) ve (g) bentlerindeki haklardan, bunların eş, ana ve babaları ile bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına giren çocukları da bu fıkranın (d) bendinde düzenlenen haklardan yararlandırılır. Erbaş ve erlerden veya geçici veya gönüllü köy korucularından; aynı sebeplerle hayatını kaybedenlerin veya bu fıkra kapsamında malul olması sebebiyle aylık almakta iken hayatını kaybedenlerin dul aylığına müstehak eşi, ana ve babaları ile yetim aylığına müstehak çocukları 2330 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması hakkından ve bu fıkranın (c) ve (d) bendindeki haklardan yararlandırılır. Bu fıkra kapsamında er ve erbaşlar için bağlanacak aylıklar, bitirmiş oldukları okullar neticesinde hak kazandıkları unvanlar üzerinden yürütmüş oldukları kamu görevleri sebebiyle daha yüksek aylık bağlanmasına ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; en az dört yıllık yüksek öğrenim mezunu olanlar sekizinci derecenin birinci kademesindeki, diğerleri ise eğitim durumlarına bakılmaksızın onuncu derecenin birinci kademesindeki “Memur” unvanlı kadrolarda bulunanların emekli keseneğine esas aylıkları üzerinden hesaplanacak vazife malullüğü aylığı tutarından düşük olamaz ve bunlar için 5434 sayılı Kanunun ek 77 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre yapılacak yükseltmelerde aynı unvan ve derece başlangıç olarak esas alınır ve derece yükselmelerinde kadro şartı aranmaksızın yüksek öğrenim mezunu gibi işlem yapılır.

j) Terör eyleminin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı olanlar bu faaliyetlerinden dolayı hayatını kaybettikleri, yaralandıkları veya engelli hâle geldikleri; ilgili valinin teklifi üzerine Nakdi Tazminat Komisyonu tarafından karara bağlanan sivillerden Sosyal Güvenlik Kurumunca ilgili mevzuatına göre malullük aylığı bağlanması koşullarının oluştuğu tespit olunanların kendileri, 2330 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması hakkından ve bu fıkranın (c), (d) ve (g) bentlerindeki haklardan, bunların eş, ana ve babaları ile bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamına giren çocukları da bu fıkranın (d) bendinde düzenlenen haklardan yararlandırılır. Yukarıda sayılanlardan aynı sebeplerle hayatını kaybedenlerin veya bu fıkra kapsamında malul olması sebebiyle aylık almakta iken hayatını kaybedenlerin dul aylığına müstehak eşi, ana ve babaları ile yetim aylığına müstehak çocukları 2330 sayılı Kanun hükümlerine göre aylık bağlanması hakkından ve bu fıkranın (c) ve (d) bendindeki haklardan yararlandırılır.

Kamu görevlileri ile birinci fıkranın (h) ve (j) bentleri kapsamına girenlerden terör olaylarını önlemek amacıyla her türlü patlayıcı maddeye bağlı olarak meydana gelen olaylar sonucunda ya da her ne şekilde olursa olsun terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hale getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler sırasında veya bu görevlere gidiş dönüşler esnasında meydana gelen kazalar sonucunda yaralanan, engelli hâle gelen, hastalanan veya hayatını kaybedenler, birinci fıkranın durumlarına uygun hükümlerinden yararlandırılır” düzenlemesine yer verilmiştir.

Anılan hükümler uyarınca sağlanan haklardan, terör olaylarını önlemek amacıyla her türlü patlayıcı maddeye bağlı olarak meydana gelen olaylar sonucunda ya da her ne şekilde olursa olsun terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hale getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler sırasında görevlere gidiş dönüşler esnasında meydana gelen kazalar da geçmişe yönelik ödeme yapılmamak suretiyle Kanunun yayımı tarihini takip eden aybaşından geçerli olmak üzere kapsama alındığı dolayısıyla ilgililerin yaralanma, sakatlanma, hastalanma veya ölüm hallerinin 3713 sayılı Kanunun 21 inci maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için, bulunduğu görevin terör olaylarının önlenmesine yönelik olması koşullarını sağlamasının yeterli olduğu, söz konusu yeni düzenleme ile de bu amacın gerçekleşmesine hizmet edildiği sonucuna varılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının uzun yıllar J. Shl. Tek. Astsb. Olarak görev yaptığı, bu sırada rahatsızlanması üzerine GATA’ya sevkinin yapıldığı, Sağlık Kurulu’nun … gün ve … sayılı raporu ile davcıya “Bilateral ileri derecede sensörinöral işitme kaybı” tanısı konulduğu, verilen raporun 18/12/2003 tarihinde onaylandığı, sonrasında ise davacının, Emekli Sandığı Sağlık Kurulu’nun 19/02/2005 tarihli kararı maluliyetine karar verildiği, 12/07/2012 tarihinde 3713 sayılı Kanunun 21. maddesinde değişiklik yapılması üzerine davacı tarafından, maluliyetinin bu madde kapsamında sayılması istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar, Dairemizce yapılan ara kararı gereğince davalı idarece gönderilen belgelerin incelenmesinden; davacının kulaklarında meydana gelen rahatsızlığın terör örgütü mensuplarınca yapılan baskınlara karşı koymak amacıyla atılan roket atışı sonucu meydana geldiğine ilişkin tevsik edici bilgi ve belge bulunmadığı görülmekte ise de söz konusu yıllarda terörün yoğun olarak yaşandığı bölgede, terörle mücadele amacıyla görevli bulunan davacının, görev öncesinde işitme rahatsızlığı bulunduğuna dair davalı idarece herhangi bir bilgi belge, rapor vs sunulamadığı dikkate alındığında; söz konusu rahatsızlığın terörle mücadele sırasında meydana geldiğinin kabulü gerekir.

Bu durumda, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü uyarınca, kamu görevlisinin her ne şekilde olursa olsun terör olaylarının önlenmesi, takibi veya etkisiz hale getirilmesi amacıyla ifa edilen görevler sırasında yaralanması veya zarar görmesi üzerine, 3713 sayılı Kanun uyarınca maluliyet hükümlerinden yararlanabileceği açık olup, davacının rahatsızlığının; terörle mücadelede görevli iken, görevi gereği girdiği silahlı çatışmalarda atılan roketlerin oluşturduğu akustik travmadan kaynaklanan işitme kaybı olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ve iptali gerektiğinden, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.