Danıştay Kararı 12. Daire 2021/4322 E. 2023/1297 K. 16.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/4322 E.  ,  2023/1297 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/4322
Karar No : 2023/1297

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Ceza İnfaz Kurumunda, İnfaz ve Koruma Başmemuru olan davacının, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca “Devlet Memurluğundan Çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu olaya ilişkin olarak mağdur/müşteki statüsünde bulunan şahısların alınan ifadesinde davacıya ilişkin olarak herhangi bir alacak verecek ilişkilerinin olmadığını, pek fazla tanımadıklarını belirttikleri anlaşılmış olmakla birlikte; … Başsavcılığı tarafından hazırlanan … sayılı iddianame kapsamında davacı ve yukarıda ayrıntılı olarak bahsi geçen şahıslar hakkında yapılan araştırma ve buna istinaden ilgili Mahkemelerin izni ile iletişimlerinin dinlenmesi sonucu kayda alınan telefon görüşmelerinde; davacı ve diğer şahısların örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen … isimli şahsa “dayı” diye hitap ettikleri, ayrıca senet ve çeşitli değerli evraka “fatura” dediklerinin anlaşıldığı, söz konusu konuşmalarda suç örgütü yöneticisi olduğu iddia edilen şahsın emlak ofisi diye nitelendirilen bir işyerinden bahsedildiği, yine dava konusu olaya ilişkin olarak … ile davacı arasında yapılan telefon görüşmesinden özetle; konuşmanın ilk başında …’nin davacının numarasını ve sesini tanımadığı, davacının da kendisini ….’nın ordan, emlakçı olarak tanıttığı, konuşmanın ilerleyen aşamalarında ise, davacının …’ye daha önceden… ile anlaştığı bir ödemeyi neden geciktirdiğini sorduğu ve bu konu ile ilgili olarak kendisini idare etmekte zorlandığını, böyle davrandığı sürece şahsının zor duruma düşeceğinden bahsettiği, ….’nin da bu konuyla ilgili elinden geleni yaptığını ifade ettiği, durumu izah etmesi amacıyla …’nin yanına gideceğini belirttiği ve konuşmanın sonlandığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının anılan suç örgütünün içinde yer aldığı ve bu örgütün faizle verdiği paranın tahsili aşamasında bizzat görev aldığı ve tahsilatçılık yaptığı anlaşılmış olup; davacının üzerine atılı fiili işlediği sübuta erdiğinden, eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu …. İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ceza hukukunun temel prensiplerinden biri olan masumiyet karinesinin davalı idare tarafından yok sayıldığı, hakkındaki ceza davasının henüz sonuçlanmadığı, davacıya isnat edilen fiillerin gerçeği yansıtmadığı, soruşturma kapsamında alınan tanık ifadelerinden de anlaşılacağı üzere davacı ile akrabası arasında geçen ve günlük hayatın akışında meydana gelen bir takım olaylarda ve telefon kayıtlarında davacının memuriyet hayatı ile bağdaşmayacak herhangi bir durumun söz konusu olmadığı, bu nedenle dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuk ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirici bir sebep bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Ceza davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan sonra disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin verilen davanın reddine dair … İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacı Mersin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, İnfaz ve Koruma Başmemuru olarak görev yapmaktayken, hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve örgüt kapsamında tefecilik” suçunu işlediği iddiasına ilişkin olarak yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen … tarih ve …sayılı soruşturma raporuyla; “davacının çıkar sağlamak amacıyla kurulan suç örgütünün bir mensubu olduğu, görev haricinde kalan zamanlarının çoğunu örgüt lideri İbrahim Halil Bucak’ın yanında geçirdiği ve talimatlarına göre hareket ettiği, suç örgütünün faizle para verme eyleminde aracılık ettiği ve yine söz konusu paraların tahsili aşamasında bizzat görev aldığı ve tahsilatçılık yaptığı, bir kısım icraya konu senetlerde(ki bu senetlerin faizle verilen paralar karşılığı alınan senetler olarak değerlendirildiğinde) davacının alıcı konumunda olduğu, böylelikle söz konusu örgüt adına tahsilatçılık yaptığı şüphesinin güçlenmesine sebep olduğu, suç örgütünün tüm tefecilik faaliyetlerinden bilgisinin olma ihtimalinin yüksek olduğu, bahsedilen olaylarda aktif rol oynadığı” hususunun tespit edildiğinden bahisle getirilen teklif doğrultusunda, … tarih ve … sayılı Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca “Devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılmıştır.
Bunun üzerine temyizen bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,” fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 131. maddesinde, “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin kovuşturulmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesince, maddi olayın açıklığa kavuşturulması için yapılacak hukuki denetimin; ceza mahkemesi kararından bağımsız olarak, dava dosyasında bulunan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan soruşturma raporu ile soruşturma raporuna ekli bilgi, belgeler ve alınan ifadeler doğrultusunda yapılması gerektiği açık ise de, re’sen araştırma yetkisi kapsamında ceza yargılaması sırasında alınan sanık ve tanık ifadeleri, bilirkişi raporları gibi maddi delillerin ve yargılama sonucunda verilen ceza mahkemesi kararının ve bu karardaki tespitlerin kullanılması ve disiplin soruşturma raporu ile ilgili yapılan inceleme neticesinde disiplin suçuna konu fiil ya da fiillerin sübuta erip ermediğinin tespitine yönelik olarak ilave gerekçe olacak şekilde hükme esas alınması gerektiği açıktır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacının dava konusu işleme gerekçe olan eylemi sebebiyle ceza mahkemesinde tefecilik ve silahla birden fazla kişi ile birlikte yağma suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama neticesinde …. Ağır Ceza Mahkemesinin …. tarih E:…, K:… sayılı kararı ile davacının hakkında mahkumiyet kararı verildiği, verilen kararın … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararı ile bozulduğu, bozma kararı üzerine …. Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyası üzerinden yargılamanın halen devam ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesince, davacıya isnat edilen fiiller sübut bulduğundan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de; davacının üzerine atılı fiililerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda açıkça tanımlanan fiillerden olması ve ceza yargılamasına da konu edilmesi nedeniyle, davacının anılan fiili işleyip işlemediği ancak ceza mahkemesince verilecek kararın kesinleşmesi üzerine belirlenebileceği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, söz konusu ceza davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan sonra disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin verilen davanın reddine dair Mersin 1. İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …. Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak 16/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.