Danıştay Kararı 12. Daire 2021/401 E. 2023/1090 K. 13.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/401 E.  ,  2023/1090 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/401
Karar No : 2023/1090

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …’ı temsilen … Sendikası
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mersin Adliyesinde zabıt katibi olan davacının, 657 sayılı Yasanın 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendini (b) ve (g) alt bentleri uyarınca uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının, facebook sosyal medya hesabında, PKK terör örgütü üyelerinin kırsal alanda giydikleri leşker isimli kıyafeti farklı yer ve zamanlarda kırsal alanlarda giydiği fotoğrafları paylaştığı, “son dakika KCK şu an itibariyle tek taraflı ateşkes anlamına gelen eylemsizlik konumuna geçti”, “PKK iyiniyetli değil, ateşkes falan ilan etmez, bunlar barış mitingi yapmıyor vs., diyen şerefsizler, her barış talebinden sonra patlayan bombaların esas ortağısınız, şerefsizsiniz”, “Türk polisinin son bir aydır Cizre’de katlettiği çocuklar Ankara yada Konya’da katledilse yine çok normal davranacak mıydı, tükürdüğümün Türk basını”… şeklindeki paylaşımların ifade özgürlüğü sınırlarını aştığı, milli güvenlik ve kamu düzenini ihlal edici, PKK terör örgütü lehine örgütü övücü ve destekler mahiyette olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile güvenlik güçlerine yönelik hakaret içerir nitelikte olduğu, bu nedenle davacının eylemine uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yüksek disiplin kurulu toplantısında kendisini sözlü olarak savunmak ve vekil bulundurmak hakkının kendisine tebliğ edilmediği, toplantı gün ve saatinin bildirilmediği, çağrı yapılmadığı ve bu yönüyle savunma hakkının sınırlandırıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyize konu kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 129. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıya son savunma hakkı tanınmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Mersin Adliyesinde zabıt katibi olarak görev yapan davacının, facebook isimli sosyal medya hesabından, bölücü terör örgütü PKK/KCK lehine örgütü övücü ve destekler mahiyette paylaşımlarda bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile güvenlik güçlerine yönelik hakaret içerir yorumlarda bulunduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma esnasında muhakkik sıfatıyla Asliye Ceza Mahkemesi hakimi tarafından 657 sayılı Kanun’un 130. maddesi uyarınca 7 günlük savunma hakkı tanınmış; davacının 25/11/2015 tarihli savunması üzerine dosya Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna gönderilmiş; anılan Kurulun … tarih ve … sayılı işlemi ile Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine temyizen bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Kanun’un 129. maddesinde, ”Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin özlük dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler. Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir.”; 130. maddesinde ise, “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 129. maddesinin 2. fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Anayasa hükmünün gerekçesinde, “yapılacak disiplin kovuşturmalarında ve disiplin cezası uygulamasında ilgiliye isnad olunan hususun bildirilmesi, dinlenilmesi, savunmasını yapma imkanı tanınması bu madde ile güvence altına alınmaktadır” ifadelerine yer verilerek, disiplin cezaları ile ilgili olarak Anayasal güvenceye bağlanan savunma hakkının içeriği belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130. maddesinde diğer cezalar bakımından memura sadece 7 günden az olmamak üzere savunma hakkı tanınmışken memuriyetten çıkarma cezası açısından 129. maddeyle, soruşturma ile ilgili evrakın incelenmesinden veya vekili vasıtasıyla sözlü savunma yapılmasına kadar, 130. maddeden farklı olarak geniş bir savunma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Yasa koyucu ilgili açısından en ağır sonuçları doğuran Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesinde, bu şekilde bir savunma hakkının tanınmasını memur statüsü açısından önemli bir güvence olarak öngörmüştür.
Anayasa hükmü ve 657 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Devlet memurunun veya diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarının verilebilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Yüksek Disiplin Kurulunca, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilen ilgiliye 657 sayılı Kanun’un 129. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak son savunma hakkı tanınması gerektiği açık olup, uyuşmazlık konusu olayda, hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası teklif edilen davacı hakkında Yüksek Disiplin Kurulunca 657 sayılı Kanun’un 129. maddesine göre son savunması alınmadan tesis edildiği görülen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, bu hususu göz ardı etmek suretiyle işin esasına girerek davanın reddine karar veren İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 13/03/2023 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.