Danıştay Kararı 12. Daire 2021/3978 E. 2023/1451 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/3978 E.  ,  2023/1451 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3978
Karar No : 2023/1451

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Kartal ilçesi, … Devlet Hastanesinde doktor olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının D bendinin (c) ve (h) alt bentleri uyarınca, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına; ancak, cezaların sicilden silinme süresi içerisinde aynı fiili işlediğinden tekerrür hükümlerinin uygulanması suretiyle Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; olayda; davacının, KBB uzmanı olarak davalı idarede görev yaptığı sırada, hastası …’yi, özel bir hastaneye yönlendirdiği ve 07/06/2016 tarihinde ameliyat etmek üzere hazırlık yaptığı, özel hastaneden rendevu aldığı ve hastanın o tarihte hastanede olması için yönlendirdiği, bunun üzerine hasta, …’nin davalı idareye şikayette bulunduğu, olay günü ise davalı idare denetim elemanlarının özel hastaneye giderek davacının ameliyat yapmak üzere hazır olduğunu tutanakla tesbit ettikleri, bunun üzerine soruşturma yapıldığı, yapılan soruşturma sonucu hazırlanan rapor uyarınca, tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle dava konusu işlemin tesis edildiği, diğer taraftan, davacı hakkında görevi kötüye kullanma suç isnadı ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257/1. maddesi uyarınca, eylemi sabit görülerek 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davacı hakkında, işlem tarihinden önce yapılan soruşturma uyarınca, cezaların sicilden silinmesi süresi içerisinde aynı fiil ve eylem nedeniyle … tarih ve … sayılı İl Disiplin Kurulu kararı ile kademe ilerlemesinin 3 yıl süreyle durdurulması cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ancak, öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği kadrosunun son kademesinde olduğundan, 657 sayılı Kanun’un 125/5 maddesi uyarınca brüt aylığının 1/2 oranında kesilmesine karar verildiği, sonrasında ise davacı hakkında yeniden soruşturma yapıldığı, yapılan bu soruşturmada ise; hastaları özel sağlık kuruluşlarına yönlendirmek suretiyle kazanç getirici faaliyette bulunduğu, görevi nedeniyle çıkar sağladığı ve ticaret yaptığının subuta erdiği, esasen bu durumun davacı tarafından da kabul edildiği, diğer taraftan, davacı hakkında açılan kamu davasında da mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmakla, davacının, tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler, ilgili mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapılan soruşturmada davacıya atfedilen tek bir eylem olduğu halde, disiplin cezası vermeye yetkili merci tarafından sübuta erdiği değerlendirilen bu eylemin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin 1. fıkrasının (D) bendinin hem (c) hem de (h) alt bendinde düzenlenen disiplin suçları kapsamında olduğu belirtilmek suretiyle idarenin, davacının “Kademe ilerlemesinin durdurulması” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin iradesini maddi aleme yansıttığı dava konusu işlem ile bir yandan söz konusu disiplin cezasının ilgili yasal düzenlemenin hangi hükmüne istinaden tesis edildiği noktasında belirsizliğe yol açarak “Hukuki belirlilik” ilkesinin ihlal edildiği, hem de bu belirsizlik neticesinde, davacının sabit bulunan eylemi karşılığında iki ayrı mevzuat hükmü esas alınarak ceza uygulanmış gibi hukuken kabul edilemez bir görünüme yol açıldığı, bu eksikliklerin ise uyuşmazlığın çözümü için gerekli olduğu halde tekerrür hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınacak mevzuat hükümlerini netleştirmeyi olanaksız kıldığı, bu durumda, hukuki belirlilik ilkesinin ihlali sonucu tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, İdare Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Hastasının şikayeti üzerine özel hastanede rutin dışı denetimde davacı hakkında tutulan tutanak, hastanede hasta yatış defterindeki kayıt ve davacının hastanede ameliyat kıyafetiyle görülerek tutanak tutulması, hastanın beyanları, cep telefonundaki SMS kayıtları, Devlet hastanesindeki tetkikler birlikte değerlendirlmek suretiyle yapılan souşturma sonucunda dava konusu işlemin tesis edildiği, davacı hakkındaki adli yargılama neticesinde eylemi sabit olduğundan görevi kötüye kullanma suçundan ceza tesis edilip HAGB kararı verildiği, idarelerince yapılan işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Eyleminin “Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak” disiplin suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği, aksine “Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, halbuki muhakkikin ilk raporuna göre teklif edilen 657 sayılı Kanun’un 125/D-c bendindeki çıkar sağlama nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, 2014 yılında 125/D-h bendinden ticaret yapmak fiilinden ceza verildiği, buna dayanarak tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı, çünkü bu eyleminin görev ile ilgili çıkar sağlamak olduğu, kendisinin tekerrür hükümlerinden cezalandırılması için bu şekilde tek bir eylemi hakkında iki farklı maddeden cezalandırılması hem hukuki belirlilik ilkesinin ihlali hem de işlemin hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü, İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak 28/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.