Danıştay Kararı 12. Daire 2021/3591 E. 2023/840 K. 06.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/3591 E.  ,  2023/840 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3591
Karar No : 2023/840

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …, Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Konya ili, Meram ilçesi, … No’lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunda şoför olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; Başbakan’ın devlet memurlarının üstü ve amiri konumunda olduğu ve aynı zamanda kamu görevini yürüttüğünden, davacının Başbakana yönelik hakaret boyutundaki paylaşımlarının, disiplin yönünden 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (l) alt bendinde düzenlenen, ”amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek” kapsamında kaldığı, bu doğrultuda hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda sübuta eren fiili nedeniyle ceza yargılamasında da “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçundan dolayı cezalandırıldığı, davacının eylemine uymayan kanun maddesi uygulanmak suretiyle Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacının kendisine isnad edilen fiili işlediği, idarece, davacının eyleminin 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi kapsamında değerlendirildiği, ancak belirtilen eylemin anılan suç tipine dolayısıyla da tipiklik ilkesine aykırı olduğu ve bu nedenle davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu açık olmakla beraber, işlenen fiillerin tanımının yapılması, suçun kesin bir şekilde ortaya konulması ve fiilin karşılığı olan cezanın idare tarafından belirlenmesi gerekmekte olup, hangi maddeye göre disiplin cezası uygulanacağının peşinen belirtilmesinin idari yargı yetkisinin sınırını aştığı sonucuna varıldığından, istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmemekle birlikte, istinaf başvurusunun yapılan düzeltme doğrultusunda reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının Facebook hesabından Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı … ve eşi ile Türk halkı hakkında paylaştığı yazıların içeriğinin hakaret boyutundan öte memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket olduğu, eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırıldığı da anlaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Konya İli, Meram İlçesi, … No’lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunda şoför olarak görev yapan davacının, “Facebook” adlı sosyal paylaşım sitesinde adına kayıtlı hesaptan yapmış olduğu paylaşımda; “Şakadır herhalde yaa ironi falan yapıyorsun herhalde düşük profil dediysek pezevenk demedik …sen çok yanlış anlamışsın. senin karına baksalar (gerçi maymundan 2 dk önce çıkmış gibi hanımefendi) bu kadar rahat karşılayacaksın herhalde. E buda gavatlığa giriyor bu gaf olamaz yaa muhtemelen şaka yaptı binali. Eğer şakaysa hiç komik değil yok şaka değilse komik ve harbi gavatsın binali. Bu aptallar böyle konuşurken hala bizi yönetebiliyorsa dinden imandan bahseden kuş beyinli göbeğini kaşıyan Türkiye’ye yazıklar olsun” şeklindeki hakaret içeren ifadelerde bulunduğunun öğrenilmesi üzerine hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığı, 26/10/2016 tarihli soruşturma raporuyla; 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (l) alt bendi uyarınca 3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, anılan teklifin değerlendirildiği Konya Valiliği İl Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla, paylaşımda yer alan ifadelerin hakaret boyutundan öte 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde düzenlenen “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” kapsamında olduğu ve eyleminin Devlet Memurluğundan çıkarma cezasını gerektirdiğinden bahisle, kurulun yetkisizliğine karar verilerek disiplin dosyasının değerlendirilmek üzere Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığına gönderildiği, Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla davacının 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; “Memurluk sıfat ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiilleri, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi ile ilgili olarak, 09/05/2014 tarih ve 28995 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16/01/2014 tarih ve E:2013/110, K:2014/8 sayılı kararında; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinin, Anayasa’ya aykırı olmadığına hükmedilmiş olup, kararın gerekçesinde özetle; dava konusu kuralda belirsiz olduğu ileri sürülen “memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerin” tümünün önceden öngörülmesinin ve tespitinin olanaksız olduğu ve söz konusu hareketlerin tek tek ortaya konulmasının mümkün olmadığı, normun daha kesin ve açık bir düzenlemeye olanak tanımaması nedeniyle kullanıldığı anlaşıldığından, anılan kavramların kullanılmasında belirlilik ilkesine aykırılık bulunmadığı, fıkrada genel bir belirleme yapılmadığı, disiplin cezasını gerektiren hareketlerin, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak derecede yüz kızartıcı ve utanç verici olması gerektiği düzenlenerek çerçevesinin çizildiği, kaldı ki, itiraz konusu kural dayanak alınarak tesis edilen idari işlemlere karşı yargı yolu açık olup belirsiz olduğu ileri sürülen kavramlar ve bu kavramların belirttiği hareketler yargı kararları yoluyla da somutlaştırıldığından, itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olmadığı, …, idarenin faaliyetleri çok çeşitli, karmaşık ve değişken olduğundan disiplin cezasını gerektirecek fiillerin tümünün kanunda tek tek belirlenmesinin güç olduğu, kuralın incelenmesinden de görüleceği üzere memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler denilmek suretiyle disiplin cezası gerektiren fiil ve hareketlerin çerçevesinin çizildiği anlaşıldığından, itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 38. ve 128. maddelerine de aykırı olmadığı vurgulanmıştır.
Konuya ilişkin olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 02/07/1996 tarih ve E:1996/3-144, K:1996/171 sayılı kararında, “yüz kızartıcı suç”un, yasalarda tanımlanmadığı ve tek tek sayılmadığı, toplumun yapısına göre zaman zaman değişikliğe uğrayan bu suçların tek tek sayılmasının olanaksız olduğu, “…gibi yüz kızartıcı suçlar” denildiğinde maddede sayılmamış olan diğer yüz kızartıcı suçların neler olduğunun yasaları uygulamakla görevli yargı organlarınca saptanacağı belirtilmiştir.
Buna karşın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 5525 sayılı Kanun kapsamına ilişkin bir uyuşmazlıkta verdiği 12/11/2014 tarih ve E:2012/482, K:2014/3992 sayılı kararında, “Burada yer verilen ‘gibi yüz kızartıcı suçlar’ ibaresindeki ‘gibi’ sözcüğü, yüz kızartıcı suç olarak anılan Kanunda sayma yoluyla belirtilen ‘Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas suçlarından biri’ni ifade etmek üzere kullanılmıştır. Aksi yorumla, ‘gibi’ sözcüğünün, ‘sayılanlara benzer suçları’ ifade ettiğinin kabul edilmesi, Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrası ile 657 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca memurların memurluklarının sona erdirilmesine ilişkin durumların bizzat kanunda düzenlenmesi gerektiğine ilişkin memur güvencesine aykırı olduğu gibi; idarelere, Kanunda gösterilen suçlar dışında benzer suçların yüz kızartıcı suç sayılması konusunda, ölçütleri belirsiz, geniş bir takdir yetkisi tanınması sonucunu da doğurabilecektir.” ifadelerine yer vererek, 5525 sayılı Kanunda sayma yoluyla belirtilen eylemler arasında yer verilmeyen “intihal” fiilinin yüz kızartıcı suç olarak kabul edilemeyeceğine ve bu fiile dayanılarak verilmiş dava konusu disiplin cezasının, nitelik itibarıyla 5525 sayılı Kanunun kapsamına girdiğine karar vermiştir.
Ancak, İdari Dava Daireleri Kurulu 04/03/2013 tarih ve E:2009/652, K:2013/751 sayılı bir diğer kararında, “cinsel taciz ve sarkıntılık” fiili nedeniyle hakkında kamu görevinden çıkarma cezası verilen davacının fiilinin, 5525 sayılı Kanunda sayılan suçlardan olmamasına rağmen şeref ve haysiyet kırıcı suçlar kapsamında olduğu, dolayısıyla 5525 sayılı Kanun ile öngörülen disiplin affından faydalanacak disiplin cezaları kapsamında bulunmaması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren İdare Mahkemesinin ısrar kararını onamıştır.
Görüldüğü üzere, bu konudaki tartışmalar ve görüşler çeşitlilik arz etmekle birlikte, yüz kızartıcı suçların neler olduğunun, yasaları uygulamakla görevli yargı organlarınca saptanması daha uygun olacaktır. Bu değerlendirme yapılırken de verilen disiplin cezasının sebebi, niteliği ve kapsamı göz önüne alınacaktır.
Davacının Facebook hesabından paylaştığı ifadelerin toplumun genel menfaatine katkı sağlamadığı gibi Başbakanı, Başbakanın eşini ve Türk halkını hedef alarak makul görülemeyecek aşırılığa kaçıldığı, eleştiri olarak değerlendirilemeyeceği açık olduğu gibi hakaret kapsamında olduğu, anılan söylemlerin kamu görevlilerinin sadakat ve tarafsızlık ödevleri ile bağdaşmadığı dikkate alındığında, ifade özgürlüğünün sınırlarının aşıldığı anlaşılmaktadır.
İfade özgürlüğünün sınırları aşılarak diğer haklar ve korunması gerekli değerlere karşı yapılan müdahalelerde özel hukuk alanında tazminat davaları, ceza hukuku anlamında cezai soruşturma ve kovuşturmalar öngörülmüştür. Bununla birlikte, kamu görevlilerinin ifade özgürlüğü sınırlarını aşması durumunda idare hukuku alanında da disiplin cezaları öngörülmüştür.
Davacının ilgili paylaşımların içeriğinin incelenmesinden; paylaşımların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde tanımlanan ”Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiiline nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer fiiller kapsamında bulunduğu, bu sebeple davacının sübuta eren eylemlerinin Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiiller arasında yer aldığı dikkate alındığında, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ve işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların dava tarihinden (26/09/2018) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yönündeki … İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun düzeltilerek reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ve işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların dava tarihinden (26/09/2018) itibaren işletilecek yasal faiziyle davacıya ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun düzeltilerek reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 06/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.