Danıştay Kararı 12. Daire 2021/33 E. 2023/354 K. 07.02.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/33 E.  ,  2023/354 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/33
Karar No : 2023/354

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Vergi müfettiş yardımcılığı yazılı ve sözlü sınavında başarılı olan davacının, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’nin 15. maddesi uyarınca atamasının yapılmamasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/03/2020 tarih ve E:2019/2549, K:2020/716 sayılı bozma kararına uyularak; davacının işlediği iddia edilen fiillere istinaden yapılan yargılama neticesinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların kayıtlarının Adana Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü tarafından davalı idareye verildiği ve bu kayıtlar dikkate alınmak suretiyle davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandırıldığının anlaşıldığı, belirli kamu görevlerinde çalıştırılacak personel hakkında uygulanan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının kanuni dayanağının 4045 sayılı Kanun olduğu, aynı Kanun’un dava konusu işlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan halinde, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının, kamu kurum ve kuruluşlarında yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları hâlinde Devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile askerî teşkilatlarda, emniyet ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel hakkında yapılacağının düzenlendiği, kamu görevlilerinin sadakat, tarafsızlık ve Devlete bağlılık yükümlülüğü çerçevesinde Devleti temsil eden ve millî güvenlik bakımından hassasiyet içeren bazı kamu görevlerine atanacak kişiler bakımından daha sıkı nitelikler aranması ve birtakım sınırlamaların getirilmesinin doğal olduğu, bu şekilde aranan nitelikler ve kanunlarda öngörülen kısıtlamalar, kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi amacına yönelik olduğu, dolayısıyla, idarenin millî güvenlik açısından önem arz eden kadrolara atanacak kişilerin tabi olacağı güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması konusunda Kanunla temel çerçeveyi ortaya koyan kurallar getirmesinin mümkün olduğu, ancak, bu alanda yapılan düzenlemelerin diğer kanuni düzenlemelerle çelişmemesi ve diğer düzenlemelerde gözetilen amaçları ortadan kaldırır nitelikte de olmaması gerektiği, bu bağlamda, metnine yer verilen 4045 sayılı Kanun’un 1. maddesinin işlem tarihindeki hali incelendiğinde, maddede, kişilerin geçmiş ceza mahkûmiyetlerine ilişkin kayıtlar bakımından hangi suçların kamu görevine girmeye engel olacağı konusunda hiçbir belirleme yapılmadığı, suçlar arasında herhangi bir ayrım ve derecelendirme öngörülmediği, aynı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına konu kararların güvenlik soruşturması veya arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandırılmasının bir sebebi olup olmayacağı hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinin anlaşıldığı, nitekim, Anayasa Mahkemesinin 29/05/2019 tarih ve 2014/15365 başvuru numaralı “… ” kararında, özetle; işleme dayanak olan 4045 sayılı Kanun hükümlerinin temel hakkın kısıtlanması bakımından yeterli güvenceye sahip olmaması ve kanunilik ilkesine aykırı bulunması sebebiyle ve ayrıca 5352 sayılı Kanun’un 6. maddesinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hâkim, askerî hâkim, Cumhuriyet başsavcılığı veya askerî savcılık tarafından istenmesi hâlinde verileceği düzenlenmesine rağmen bu hükme aykırı şekilde yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğinin belirtildiği, yine anılan kararda, Anayasa Mahkemesinin, İdare Mahkemesince davanın kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine ilişkin karara dayanılarak hakkında herhangi bir mahkûmiyet kararı bulunmayan başvurucunun ceza yargılamasına konu eylemleri işlediğinin sabit olduğu varsayımına dayanılarak karar verildiği anlaşıldığından bahisle başvurucunun Anayasa’nın 36. ve 38. maddelerinde güvence altına alınan masumiyet karinesinin de ihlal edildiği sonucuna ulaştığı, bu durumda, 5352 sayılı Kanun’un 6. maddesine aykırı şekilde elde edilen bilgi ve belgelere dayalı olarak yapılan arşiv araştırması üzerine tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği hükümleri uyarınca oluşturulan Maliye Bakanlığı Değerlendirme Komisyonu kararı ile atamasının uygun görülmediği, davacının çalışacağı birimin stratejik öneminin bulunduğu, Maliye Bakanlığı Personeli Hakkında Yapılacak Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönergesi uyarınca Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının gizlilik dereceli birimlerden olduğu, davacının … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla, “Devletin Egemenlik Alametlerini Alenen Aşağılama” suçundan yargılandığı ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği, bu kararın davacının Mahkemece sabit bulunan eylemini değiştirmeyeceği ve söz konusu eylemi gerçekleştirmediği anlamına gelmediği, idarenin kamu yararı ve kamu hizmet gerekleri gözetilerek atama yapıp yapmama konusunda takdir yetkisine sahip olduğu ve idarenin söz konusu takdir yetkisini kaldıracak şekilde yargı kararı verilmeyeceği, bu bağlamda tesis edilen dava konusu işlemde herhangi bir hukuki isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.