Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/222 E. , 2023/1452 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/222
Karar No : 2023/1452
TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN TARAFLAR:
1- DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
2- DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının taraflarca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …İcra Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, İstanbul ili, …Adliyesinde görev yaptığı döneme ilişkin olarak hakkında yapılan soruşturma sonucunda, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğundan bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun …tarih ve …sayılı işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle uğradığı maddi kayıplarının yasal faiziyle birlikte ve ayrıca manevi zararına karşılık 50.000,00-TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararla; …tarafından Küçükçekmece İcra Dairelerine gönderilen her bir evrak için 3,85-TL alınmasına rağmen, söz konusu evrakın ayrı ayrı postaya verilmediği, aynı mahalle gidecek evrakın tek postaya konulmak suretiyle posta sayısının azaltıldığı ve tahsil edilen posta bedeli ile gerçekleşen posta bedeli arasındaki farkın nöbetçi icra müdürlüğünün uhdesinde kaldığı, davacının görev yaptığı … İcra Müdürlüğünün de 2013-2014 dönemlerinde muhabere nöbetçisi olduğu, banka tarafından bu aylarda müdürlüğe gönderilen postaya ilişkin gider pusulalarının teslim alan kısmında davacının da imzasının bulunduğu, ayrıca üzerine atılı fiiller sebebiyle davacı hakkında kamu davası açıldığı, …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile zimmet suçundan dolayı neticeten 7 ay, 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği görüldüğünden, davacının sübuta eren fiiline uyan devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …İdari Dava Dairesince; olayda, davacının … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile görevi kötüye kullanma suçundan dolayı 7 ay, 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve bu cezanın 225 gün karşılığı adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, bu durumda, davacının hem ceza davasına hem de disiplin soruşturmasına konu olan fiili, ceza hukuku bakımından görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna göre disiplin hukuku açısından, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına dair Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun …tarih ve …Karar sayılı işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı, Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca dava konusu işlem hukuka aykırı olduğundan, bu işlem nedeniyle davacının dava konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığı maddi kayıplarının davalı idarece yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, davacının 50.000,00-TL manevi tazminat istemi hakkında, manevi tazminata hükmedilmesi için kişinin fizik yapısını zedeleyen, yaşama ve kazanma gücünün azalması sonucunu doğuran olayların meydana gelmesi veya idarenin hukuka aykırı bir işlem yahut eylemi sonucunda ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması gerektiği, bu durumda, manevi tazminatın, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracı olduğu, işlemin hukuka uygun olmadığı görülmekle birlikte, olayda davalı idarenin tazminat yükümlülüğünü doğurabilecek derecede ağır hizmet kusuru bulunmadığından, manevi tazminata hükmedilebilmesi için gerekli koşulların bulunmadığı, istinafa konu Mahkeme kararının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İdare Mahkemesi kararının, davacının Devlet memurluğundan çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi kayıplarının yasal faizi ile birlikte tazmini isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden kaldırılmasına, davacının Devlet memurluğundan çıkarılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun …tarih ve …Karar sayılı işleminin iptaline, yoksun kalınan maddi kayıplarının tazmini talebinin kabulüne, davacının yoksun kaldığı maddi kayıplarının herbir ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
1- Davacı tarafından; Haksız yere önce görevden uzaklaştırıldığı ardından da meslekten ihracına karar verildiğinden, bu işlemlerin ve zimmet suçuyla itham edilmiş olmasının itibarını ve tüm toplumla ilişkilerini zedelediğinden, telafisi mümkün olmayan acı ve eleme sebebiyet verdiği, zimmet suçundan dolayı yargılama sonucunda ceza almadığı ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının iptal ve maddi kayıpların tazmini talebinin kabulü kısmının onanması ile manevi tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare tarafından; Davacı hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda görevi kötüye kullanma suçundan dolayı mahkumiyet kararı verildiği, yargılamanın Bölge Adliye Mahkemesi aşamasında olup henüz kesinleşmediği, dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının iptal ve kabule ilişkin kısmın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta, davalı idarece savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ Davacının … Ağır Ceza Mahkemesi’nin zimmet suçundan dolayı açılan ceza davasından beraat ettiği, yargılamanın istinaf aşamasında devam ettiği, bu nedenle söz konusu ceza davasının sonucunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan sonra disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin davacı üzerine atılı fiillerin sübut bulmadığı kabul edilerek tesis edilen dava konu işlemde hukuka uyarlık, istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali ile maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin de reddi yönündeki Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmediğinden kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İsimsiz ve imzasız ihbar mektubu üzerine Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının …tarih ve …ile …tarih ve …sayılı olurları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında; …tarafından Türkiye genelindeki tüm icra müdürlüklerinden gelen müzekkerelere yazılacak cevabi yazıların, Küçükçekmece İcra Müdürlükleri aracı kılınarak tüm icra müdürlüklerine gönderildiği, banka tarafından nöbetçi icra müdürlüğüne günlük ortalama 2000 – 2500 adet müzekkere getirildiği, her bir müzekkere için 3,85 TL posta ücreti olmak üzere toplam 8.000,00 – 10.000,00-TL’nin günlük ve nakit olarak gider pusulası karşılığında ilgili icra müdür veya müdür yardımcısına ödendiği, müdür veya müdür yardımcısının bu müzekkereleri icra müdürlüğünde resmi olarak tutulan muhabere defterine kaydettirerek muhabere numarası verdikten sonra, her bir müzekkereyi ilgili icra müdürlüğü dosyasına ayrı ayrı göndermesi gerekirken, gelen müzekkere cevaplarını icra müdürlükleri dışında gayri resmi olarak tutulan bir deftere kaydını yaptırdıkları, muhabere evrakının dikkat çekmemesi için adliyede PTT şubesi bulunduğu halde, İstanbul’da bulunan farklı PTT şubelerinden postaya verildiği, postaya verme ve diğer işlemleri icra müdürlüğünde görevli olan avukat katiplerine veya haricen çalıştırdıkları kişilere ücret karşılığında yaptırdıkları, adliyede bulunan 4 icra dairesinin birer aylık dönemlerde nöbetleşe olarak bu muhabere işlemlerini yaptıkları, Mart 2013 – Mart 2014 arası dönem olmak üzere yaklaşık 12 aylık dönem içerisinde banka tarafından icra dairelerine toplam 652.881 adet evrakın postaya verilmek üzere teslim edildiği ve her bir evrak için 3,85 TL olmak üzere toplamda 2.513.591,85 TL’nin gider pusulası düzenlenerek imza karşılığı o sırada nöbetçi olan Müdürlüğün icra müdür veya yardımcısına verildiği, gönderilecek evraka ilişkin bilgisayar çıktılarının banka görevlisi tarafından hazırlandığı ve gönderiler ile birlikte getirildiği, her bir evrak için banka tarafından ayrı ayrı ücret ödenmesine rağmen aynı mahale gidecek evrak tek postaya konulmak suretiyle ve Banka görevlisinin de adı geçenlere yardımı ile yaklaşık 2.360.000,00-TL’nin ilgililer tarafından uhdelerine geçirildiği ve bu işlemler nedeni ile de posta evraklarını ve parayı getiren banka görevlisine de ödeme yaparak haksız menfaat sağladıkları sonucuna varılarak, davacının 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği ve bu teklif doğrultusunda tesis edilen dava konusu işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle uğradığı maddi kayıplarının yasal faizi ile birlikte ve manevi zararına karşılık 50.000,00-TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde, ”Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Aynı Kanunun 131. maddesinde, “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin kovuşturulmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Kanunun anılan hükmü kapsamında ceza mahkemesi kararlarının, disiplin cezalarına etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Disiplin cezasının sebebini oluşturan eylem ve davranışlar, aynı zamanda Ceza Kanununda da suç sayılabilir. Bu durumda, disiplin cezası yaptırımı ile birlikte ceza yaptırımı da uygulanabilir. Bu iki yaptırım türünün hukuki dayanağı, amaç ve sonuçları birbirlerinden farklıdır. Ceza yargılamasında suçun niteliği ve delillerin takdirinde uygulanan ilke ve kurallar ile disiplin hukuku açısından uygulanan ilke ve kurallar birbirinden farklı olduğundan, idarenin, kamu görevlisi hakkında disiplin cezası vermemesi, ceza mahkemelerince ceza verilmesine hukuki engel oluşturmayacağı gibi, aynı şekilde, ceza yargılaması sonucu beraat kararı verilmiş olmasının da, kuramsal olarak, disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği açıktır.
Ancak; ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı ya da suçun o kişi tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen beraat kararının, disiplin cezası bakımından da sadece aynı suç nev’i bakımından bağlayıcı olacağı; bir başka ifadeyle, ceza yargılamasının (beraat kararının) konusunu teşkil eden suç, disiplin hukuku yönünden ise aynı suç kapsamında değerlendirilerek disiplin cezası verilemeyeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan, ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat eden memurun eylem, tutum ve davranışlarının bir başka disiplin suçu kapsamına girmesi halinde, Disiplin Hukuku yönünden başka bir disiplin cezası ile cezalandırılmasına, delil yetersizliğinden dolayı beraat eden memurun eyleminin de Disiplin Hukuku yönünden değerlendirilerek aynı veya farklı cezayla cezalandırılmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile UYAP üzerinden yapılan araştırma sonucunda; davacıya isnat edilen ve disiplin soruşturmasına konu olan fiillerin aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç teşkil etmesi nedeniyle davacının, “zimmet” suçundan yargılandığı davada, …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile davacı hakkında her ne kadar zimmet nedeniyle kamu davası açılmış ise de; eylemlerinin TCK 257/1. maddesi gereğince görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle davacıya 7 ay, 15 gün hapis cezası verildiği ve bu cezanın 225 gün karşılığı adli para cezasına çevrildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde …Bölge Adliye Mahkemesi …. Ceza Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla Mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği ve bu bozma kararı üzerine …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile beraatine karar verildiği, yargılamanın istinaf aşamasında halen devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının işlediği iddia edilen fiiller sebebiyle yargılandığı ceza davasının sonucunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan sonra disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulü ile Erzurum 2. İdare Mahkemesi kararının kaldırılması, davacının Devlet memurluğundan çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali, yoksun kalınan maddi kayıplarının tazmini talebinin kabulü, davacının yoksun kaldığı maddi kayıplarının herbir ödemenin yapılması gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi, manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak 28/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.