Danıştay Kararı 12. Daire 2021/2166 E. 2023/856 K. 06.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/2166 E.  ,  2023/856 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/2166

Karar No : 2023/856

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Diyarbakır ili, … ilçesi, PTT Merkez Müdürlüğünde müdür olarak görev yapmakta iken, hakkında yürütülen soruşturma sonucunda Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin 74. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca işten çıkarılmasına yönelik alınan PTT A.Ş. Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve …sayılı kararının iptali ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının, 07/07/2015 tarihinde ….’nin usulsüz kredi kullanımından haberdar olmasına rağmen 04/08/2015 tarihine kadar bu durumu ilgili yerlere bildirmediği, bu tarih aralığında ise 65.500,00-TL usulsüz kredi çekilmesine sebebiyet verilmiş ise de; davacının anılan kredi tutarlarını kendisi aldığı veya kullandığı yönünde herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacının PTT müdürü olmasından kaynaklı denetim görevini ihmal ettiğinin açık olduğu ancak, bu fiilinin Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkındaki Yönetmeliğin 74. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde sayılan herhangi bir fiil içerisinde yer almadığı gibi işlenilen eyleme verilen cezanın orantılık ilkesine de aykırı olduğu anlaşılmakla, davacının işten çıkarılmasına yönelik olarak alınan PTT A.Ş. Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve .. sayılı kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, dava konusu işlem sebebiyle yoksun kalınan parasal haklar ile ilgili olarak davacıdan bilgi ve belgelerin istenilmesine yönelik 08/02/2018 tarihli ara kararı uyarınca gönderilen belgelerin dava konusu işlemin sonucu niteliğinde bulunmayan yıllık izne isabet eden tutar ve ikramiyeye yönelik olduğu anlaşılmakla, dava konusu işlem sebebiyle yoksun kalınan parasal hakların tazmininin reddi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin ise reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacı tarafından, 07/07/2015 tarihinde bankacılık işlemlerine bakan gişe görevlisi ….’nin usulsüz kredi kullandığını ve hatta adlarına kredi kullanılan kişilerden 17 tanesinin isim (kişilerin T.C. kimlik numaralarının, usulsüz kredilere ait yatırılan ve sonrasında kalan taksit miktarları ile bankaların adlarının bulunduğu ayrıntılı) listesinin de öğrenildiği, bu listedeki en erken usulsüz kredinin … adına 27/03/2014 tarihinde açıldığı, anılan liste ile ilgili olarak davacı tarafından herhangi bir incelemede bulunulmadığı gibi Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkındaki Yönetmeliğin 23. maddesi uyarınca derhal ihbarda bulunulması gerekirken ilgili makamlara ihbarda bulunmadığı, bu sebeple öğrendiği 07/07/2015 tarihinde durumu bildirdiği 04/08/2015 tarihine kadar …’nin toplamda 7 kişi adına 65.500,00-TL daha usulsüz kredi kullanmasına ve bununla birlikte toplamda 304,700,00-TL usulsüz kredinin … tarafından alınmasına sebebiyet verildiği, memurun kendisinin doğrudan neden olmadığı, denetim görevini yapmamak suretiyle neden olduğu zarara sebebiyet verme fiiline yönelik olarak Yönetmelikte doğrudan bir suç tipine yer verilmemiş ise de, Yönetmeliğin 75. maddesi uyarınca nitelik ve ağırlıkları itibarıyla benzer eylem olması nedeniyle Yönetmeliğin 74. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca davacının işten çıkarılmasına yönelik olarak alınan PTT A.Ş. Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu kararda hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının bu işlemden kaynaklı tazminat talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davacının istinaf başvurusunun ise yukarıdaki yer verilen gerekçe ile reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu kararın verildiği tarihte emekli olduğu, hakkında soruşturma yapılan zimmet fiilinin kendisi tarafından gerçekleştirilmediği ve geçmiş sicillerinin de olumlu olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacının, Diyarbakır ili, … ilçesi, PTT Merkez Müdürlüğünde müdür olarak görev yapmakta iken, memur …’nin, … ve …’ya kredi ödediği ancak herhangi bir belgenin ise bulunmadığından usulsüz kredi kullanımının … tarih ve … sayılı yazı ile İnsan Kaynakları Müdürlüğüne bildirilmesi üzerine konu ile ilgili olarak 05/08/2015 tarihli olur ile başlatılan soruşturma sonucu düzenlenen … tarih ve … sayılı disiplin soruşturma raporunda özetle; … PTT Merkez Şubesinde bankacılık konusu ile ilgilenen gişe görevlisi …’nin maaşını çekmeye gelen bir çok kişi adına 2014 ve 2015 yıllarında usulsüz olarak kredi çekmek suretiyle kredi tutarlarını aldığı, kredi çekilen bazı hesapların taksitlerinin ödendiğinin tespit edildiği, davacının …’nin usulsüz kredi çekmesi fiilini savcılık sorgusunda da belirttiği üzere 07/07/2015 tarihinde öğrendiği, usulsüz adlarına kredi çekilen listenin bilgisayarının masa üstündeki “tarayıcı” adlı dosyada olduğu, anılan listede bulunan … isimli kişi adına 2014 yılında usulsüz kredi çekildiği, davacı tarafından basit bir araştırma yapılsaydı …’nin 2014 yılından itibaren usulsüz kredi kullandığını tespit edilebileceği, 07/07/2015 tarihinde durumu öğrenmesine rağmen bu durumu bildirdiği 04/08/2015 tarihine kadar …’nin 66.500,00-TL daha usulsüz kredi kullanmasına neden olduğu, konu ile ilgili olarak yapılan suç duyurusu sonrasında hakkında tutuklama tedbirinin bulunduğu, davacının eyleminin sübuta erdiği, ancak davacının 07/09/2015 tarihinde emeklilik dilekçesi vermesi üzerine emekli olduğundan hakkında idari yönden herhangi bir işlem yapılmaması teklifi üzerine, gerekli tedbirleri almadığı, görevinde ihmalde bulunduğu, belgeleri gizlediği, zimmetin artmasına sebebiyet verdiği ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediğinden eyleminin sübuta erdiği gerekçesiyle Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkındaki Yönetmeliğin 74. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca davacının işten çıkarılmasına yönelik PTT A.Ş. Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının alındığı, bu kararın davacıya tebliği üzerine de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

11/04/2018 tarih ve 30388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı; Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde görev yapan idari hizmet sözleşmeli personelin hak, yükümlülük ve sorumlulukları ile işe alma, unvan, pozisyon sayısı, atama, görevlendirme, eğitim, terfi, görevde yükselme, izin, ödüllendirme, disiplin, sözleşmenin yenilenip yenilenmemesi veya sona erdirilmesi ve diğer özlük haklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” hükmü, “Dayanak başlıklı” 2. maddesinde; “Bu Yönetmelik 09.05.2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 27 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” hükmü yer almaktadır. Anılan Yönetmeliğin “İşten çıkarma” başlıklı 74. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde ise; “Devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savunmaya ve devlet sırlarına karşı suç işlemek, casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık gibi görevi ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici eylemlerde bulunmak” fiilleri işten çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

Yönetmeliğin dayanağı olan 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun 27. maddesi ise 02/07/2018 tarih ve 793 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 87. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında, “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasıyla memurlar ve diğer kamu görevlileri, özlük hakları bakımından yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin ve bu kapsamda yer alan PTT A.Ş. personelinin statü haklarını doğrudan etkileyen disiplin işlemlerinin “diğer özlük işleri” kavramı kapsamına girdiğine kuşku bulunmamaktadır.

Kanuni düzenleme ilkesi, düzenlenen alanda temel ilkelerin kanunla konulmasını ve çerçevenin kanunla çizilmesini ifade etmektedir. Bu niteliği taşıyan bir yasal düzenleme ile uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntıların belirlenmesi konusunda yürütme organına yetki verilmesi, kanuni düzenleme ilkesine aykırılık oluşturmaz.

Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.” hükmü ile “suçun kanuniliği” ilkesi; üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” hükmü ile “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığının ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.

Anayasa’nın 38. maddesinde idari suç ve cezalar ile adli suç ve cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından, her ikisi de bu maddede öngörülen ilkelere tabidir. Adli ve idari suçlarda davranış normlarına aykırı ve haksızlık teşkil eden bir fiille, kanun koyucunun koruma altına aldığı bir hukuki değerin ihlali söz konusu olup adli ve idari cezaların her ikisi de cebir içermektedir.

Korunan hukuki değer ile ihlalin neden olduğu hukuki sonuçların aynı olmaması ise idari suç ve cezalar ile adli suç ve cezalar arasındaki temel farklılığı oluşturmaktadır. Adli para cezalarından daha yüksek miktarlarda idari para cezalarının verilebilmesine olanak tanıyan düzenlemeler de bulunmakla birlikte adli suçlar için öngörülen cezaların idari suçlar için öngörülen cezalardan genellikle daha ağır olması, hürriyeti bağlayıcı cezaların kural olarak adli suçlar yönünden geçerli olabilmesi, idari suçlarda kanun koyucunun daha az önem atfettiği bir hukuki değerin ihlal edilmesi ve öngörülen yaptırımın da genellikle idari bir makam tarafından idari usuller izlenerek uygulanması nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesindeki ilkelerin aynı boyut ve kapsamıyla idari suçlara da uygulanması, işin mahiyetine uygun düşmemektedir. Bu bağlamda, yasama organının ağır işleyen yapısı ile ekonomik ve teknik hayatın hızla değişen ve gelişen şartları gözetilerek, suç ve cezalarda kanunilik ilkesinin idari suçlar yönünden daha esnek uygulanması gerekmektedir.

Buna karşılık, “suçta ve cezada kanunilik” ilkesinin daha esnek uygulandığı idari suçlar yönünden de suç ve cezalara ilişkin düzenlemelerin yalnızca kanun metninde yer alması yeterli değildir. Anayasa Mahkemesinin 14.01.2015 tarihli ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, söz konusu düzenlemelerin içerik bakımından da belirli amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gerekir. Bu açıdan kanunun metni, bireylerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkân verecek düzeyde kaleme alınmış olmalıdır. Bu nedenle, belirli bir kesinlik içinde kanunda hangi fiile hangi hukuksal yaptırımın bağlandığının bireyler tarafından bilinmesi ve eylemlerin sonuçlarının öngörülebilmesi gerekir.

Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş, yapma veya yapmama biçiminde beliren davranış kurallarının ihlali hâlinde uygulanan, yasal olarak düzenlenmiş idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış, bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmaları ilgili kanunlarda öngörülmüştür.

Yukarıda açıklananlar ışığında, disipline ait yaptırımların sadece kanunla düzenleneceği, kanun dışında tüzük, yönetmelik gibi ve diğer alt düzenleyici işlemlerle disiplin cezasını gerektiren fiil ve hareketlerin belirlenmesinin ve buna göre disiplin cezası verilmesinin hukuken mümkün olmadığı görülmektedir.

Dava konusu olayda, davacının; Diyarbakır … PTT Merkez Müdürü olarak görev yaptığı dönemde işlediği ileri sürülen disiplin suçu nedeniyle 04/10/2013 tarih ve 28785 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 11/04/2018 tarih ve 30388 sayılı Resmi Gazete’de Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin 74/1-(g) maddesi uyarınca işten çıkarma cezası ile cezalandırıldığı, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi personelinin disiplin suçları ve cezalarının kanunla düzenlenmesi öngörülen hususlar arasında yer almasına karşın, söz konusu yönetmeliğin 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun 27. maddesine dayanılarak hazırlandığı ve bu haliyle Yönetmelikte düzenlenen disiplin cezalarının, Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturduğu açıktır.

Bu durumda, üst hukuk normu olan kanun hükmü aşılarak hazırlanan Yönetmeliğe dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali, yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin reddi yönündeki … İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü, istinafa konu mahkeme kararının kaldırılması, davanın reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptali, yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusunun davalı idare yönünden kabulü ile istinafa konu mahkeme kararının kaldırılması, davanın reddi, davacının istinaf başvurusunun ise gerekçeli reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 06/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.