Danıştay Kararı 12. Daire 2021/2138 E. 2023/928 K. 08.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/2138 E.  ,  2023/928 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/2138

Karar No : 2023/928

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) :… Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Gaziantep İli, … İlçesi’nde İcra Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, İstanbul… … İcra Müdürlüğünde İcra Müdür yardımcısı olduğu döneme ilişkin olarak hakkında yapılan soruşturma sonrasında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararla; davacı hakkında düzenlenen soruşturma raporu ve ekindeki ifade tutanaklarının birlikte incelenmesinden; davacıya isnat edilen fiillerin sübuta erdiği kanaatine varıldığından, davacının söz konusu fiileri nedeniyle eylemine uyan 657 sayılı Kanun’un 125/E-g maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasında yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :İşlediği iddia edilen fiillere ilişkin karara esas alınan ceza yargılaması sonucunda verilen kararın kesinleşmediği, ilgili mevzuat gereği, Yüksek Disiplin Kurulunun salt çoğunlukla toplanması ve oy çokluğu ile karar vermesi gerekmekte iken, Kurulda oy çoğunluğunun sağlanılmadığı, Kurula teklif verenlerin katılmadığı belirtilmişse de, mevzuata aykırı olarak katıldıkları, belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

İsimsiz ve imzasız ihbar mektubu üzerine Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın … tarih ve … ile … tarih ve … sayılı görev emirleri uyarınca başlatılan soruşturma kapsamında; Türkiye genelindeki tüm icra dairelerinin … Genel Müdürlüğüne yazmış olduğu müzekkerelere ilgili Banka cevap verirken, cevabın müzekkerenin geldiği daireye doğrudan gönderilmeyip Küçükçekmece İcra Dairelerine elden teslim edildiği, Türkiye genelinde dağıtımın Küçükçekmece İcra Dairelerinden yapıldığı, bu uygulamanın 01/12/2011 tarihinde başladığı, 2013 yılı Mart ayına kadar Banka tarafından posta masrafının pul olarak ödendiği, o tarihe kadar aylık ortalama 5.000 adet posta gönderisi yapılırkan Mart ayından itibaren bu sayının ortalama 54.000’e çıktığı, aynı anda icra müdürlerinin talebi üzerine posta ücretlerinin pul olarak değil de para olarak ödenmeye başlandığı, soruşturmanın başladığı 03/03/2014 tarihine kadar da bu uygulamanın devam ettiği, ödemelerin nakit olarak yapıldığı Mart 2013’den Mart 2014’e kadar olan 12 aylık dönem içerisinde Banka tarafından icra dairelerine toplam 652.881 evrakın postaya verilmek üzere teslim edildiği ve her bir evrak için 3,85 TL olmak üzere toplamda 2.513.591,85 TL’nin gider pusulası düzenlenerek imza karşılığı o anki icra müdür ve yardımcısına verildiği, dairedeki normal tutulan maharebe defterinden ayrı olarak klasör şeklinde bilgisayar çıktılarından oluşan muharebe kartonunun tutulduğu, bilgisayar çıktılarının banka görevlisi tarafından hazırlandığı ve gönderiler ile birlikte getirildiği, bazen de dairede çalışan görevliler tarafından deftere kaydının yapıldığı, yine posta irsaliyelerinin de ayrı bir kartonda muhafaza edildiği, müzekkere cevaplarının gidecekleri icra müdürlüklerine göre ayrımının yapılarak her bir evrak için ayrı posta ücreti alınmasına rağmen, aynı yere gidenlerin tek zarf içerisine konularak gönderildiği, bazı posta gönderilerinin 3.100 gramı bulduğu, belirtilen dönem içerisinde 652.881 evrak alınmasına rağmen toplu gönderiler sonucunda 28.862 adet posta yapıldığı, Bankadan posta gideri olarak 2.513.591,85 TL alınmasına karşılık 153.578,62 TL posta ücreti ödenip 2.360.013,23 TL’nin zimmete geçirildiği ve bu işlemler nedeni ile de haksız menfaat sağladıkları sonucuna varılarak, davacının 657 sayılı Kanun’un 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılma cezasıyla cezalandırılması yönünde teklif getirildiği ve bu teklif doğrultusunda tesis edilen dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı görülmüştür.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde, ”Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak”, Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesini gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış; aynı Kanun’un 131. maddesinde ise, “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davacıya isnat edilen ve disiplin soruşturmasına konu olan fiillerin aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç teşkil etmesi nedeniyle, “zimmet” suçundan yargılandığı … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davacı hakkında mahkumiyet kararı verildiği, 5271 sayılı CMK uyarınca ceza artırımları ve indirimleri uygulandıktan sonra neticede davacıya 9 yıl, 4 ay ve 15 gün hapis cezası verildiği; ancak, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla Mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği ve bu bozma kararı üzerine … Ağır Ceza Mahkemesinin … esasına kaydedilen dosyada; zimmet suçundan kamu davası açılmışsa da, yapılan yargılama sonucunda davacının eyleminin, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu belirtilerek, … tarih ve K:… sayılı karar ile davacının mahkumiyetine karar verilerek, neticede 6 yıl 3 ay hapis ve 100.000,00-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, söz konusu ceza davasının sonucunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan sonra disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin, davacının üzerine atılı fiillerin sübut bulduğu kabul edilerek tesis edilen dava konu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine dair temyize konu kararda ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 08/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.