Danıştay Kararı 12. Daire 2021/2030 E. 2023/1480 K. 29.03.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/2030 E.  ,  2023/1480 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2030
Karar No : 2023/1480

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan davacının, … D Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda görev yaptığı dönemde uyuşturucu ticareti yapan yasadışı bir örgütün nakliye organizatörü olduğu iddiası kapsamında yapılan soruşturma sonucu 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125.maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; 12/12/2013 tarihinde yakalanan uyuşturucu maddelerin sevkiyatı ile ilgili ve malların yakalanma tarihinden önceki günlerde davacının teknik takibe takılan telefon görüşmelerinin olduğu, dosya içerisindeki tape kayıtlarının tümünün içeriğinden davacıya atfedilen suçun sabit olduğu anlaşılmakta olup eylemine uyan disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmadığı, savunma yapmasına yeterli ve makul oranda imkan tanınmadığı, işlediği iddia edilen suçun göreviyle ilgisi bulunmadığı, ceza yargılaması dosyasındaki delillerin hukuka aykırı ve gerçek dışı olması nedeniyle ilk duruşmada tahliye edildiği, davalı idarenin ceza yargılamasını beklemesi gerektiği, işlediği iddia edilen eylem ile ceza arasında adil bir denge bulunmadığı, alt ceza değerlendirmesi yapılmadan ceza verildiği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulu ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının … D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yaptığı dönemde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma kapsamında ”Suç işlemek amacıyla örgüte üye olma, örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçlamasıyla ilgili olarak 12/12/2013 tarihi saat 18:05 sıralarında Diyarbakır ilinde yakalandığı, İstanbul 3 nolu Hakimliği’nin … tarih ve … Soruşturma nolu kararıyla tutuklandığı, Üsküdar/Paşakapısı Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ekinde gönderilen tutuklama müzekkeresi ile davacının ”uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama” suçuyla ilgili olarak tutuklandığının … D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna bildirilmesi üzerine davacı hakkında idari soruşturma başlatıldığı, yapılan soruşturma neticesinde Diyarbakır Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının … tarih ve … sayılı kararı ile davacı hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının ”E” bendinin ”g” alt bendinde ”memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,” eyleminden dolayı “Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası ile Cezalandırılmasına” karar verilmesi istemiyle Adalet Bakanlığı Bakanlık Disiplin Kurulu Başkanlığına teklifte bulunulduğu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısıyla geniş kapsamlı olarak yeniden bir soruşturmanın yaptırılmasının istenildiği, yeniden yapılan soruşturma neticesinde Diyarbakır Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının … tarih ve … sayılı kararı ile davacı hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının ”E” bendinin ”g” alt bendinde belirtilen ”Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,” eyleminden dolayı “Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası ile Cezalandırılmasına” karar verilmesi istemiyle Adalet Bakanlığı Bakanlık Disiplin Kurulu Başkanlığına teklifte bulunulduğu, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığının … tarih ve … sayılı kararıyla davacının ”Devlet memurluğundan Çıkarma Cezası ile Cezalandırılmasına,” karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Aynı Kanunun 131. maddesinde, “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin kovuşturulmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
657 sayılı Kanun’un anılan hükmü kapsamında ceza mahkemesi kararlarının, disiplin cezalarına etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Disiplin cezasının sebebini oluşturan eylem ve davranışlar, aynı zamanda Ceza Kanununda da suç sayılabilir. Bu durumda, disiplin cezası yaptırımı ile birlikte ceza yaptırımı da uygulanabilir. Bu iki yaptırım türünün hukuki dayanağı, amaç ve sonuçları birbirlerinden farklıdır. Ceza yargılamasında suçun niteliği ve delillerin takdirinde uygulanan ilke ve kurallar ile disiplin hukuku açısından uygulanan ilke ve kurallar birbirinden farklı olduğundan, idarenin, kamu görevlisi hakkında disiplin cezası vermemesi, ceza mahkemelerince ceza verilmesine hukuki engel oluşturmayacağı gibi, aynı şekilde, ceza yargılaması sonucu hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya beraat kararı verilmiş olmasının da, kuramsal olarak, disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği açıktır.
Ancak; ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı ya da suçun o kişi tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen beraat kararının, disiplin cezası bakımından da sadece aynı suç nev’i bakımından bağlayıcı olacağı; bir başka ifadeyle, ceza yargılamasının (beraat kararının) konusunu teşkil eden suç, disiplin hukuku yönünden de aynı suç kapsamında değerlendirilerek disiplin cezası verilemeyeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan, ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat eden memurun eylem, tutum ve davranışlarının bir başka disiplin suçu kapsamına girmesi halinde, disiplin hukuku yönünden başka bir disiplin cezası ile cezalandırılmasına, delil yetersizliğinden dolayı beraat eden memurun eyleminin de disiplin hukuku yönünden değerlendirilerek aynı veya farklı cezayla cezalandırılmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır.
Bir memura isnat olunan disiplin cezasına konu fiillerin, Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılmasının gerekli olması durumunda, disiplin cezası hakkında karar verilmesi için mevcut deliller yeterli görülmeyerek ceza mahkemesi kararına ihtiyaç duyulduğu kanaati hasıl olmuş ise, disiplin cezasına konu fiilin hukuki denetiminden önce ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda; disiplin cezasına konu fiillerin aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç olması nedeniyle, davacının ” suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaret yapma veya sağlama” suçundan yapılan yargılama sonucunda, sanıkların üzerlerine atılı eylemleri gerçekleştirdiklerine dair her türlü şüpheden uzak mahkûmiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden davacının beraatine karar verilmiştir.
UYAP ortamında yapılan araştırmada, davacıya isnad edilen ve soruşturma konusu eylemleri nedeniyle hakkında … Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının, … Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, bu ceza davasının sonucunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonucuna göre disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin ve ceza yargılaması sonucu beklenilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) 29/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.