Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/1601 E. , 2023/1327 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1601
Karar No : 2023/1327
TEMYİZ İSTEMİNDE
BULUNAN TARAFLAR : 1- (Davacı) …
2- (Davalı) …Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İcra Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, …Adliyesinde görev yaptığı dönemdeki fiili nedeniyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 125. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca bir alt ceza olan üç yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası olarak uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının aynı adliyede görevli icra müdür yardımcıları … ve … hakkında, soruşturma konusu ihbar mektubunu gönderdiği sabit olmakla birlikte, olayın gelişimi, fiilin niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında, disiplin cezasının dayanağı bu fiilin hizmet içinde memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket olarak nitelendirilebilecek ağırlıkta bulunmadığı, anılan fiilin hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlar kapsamında kaldığı anlaşıldığından davacının eylemine uymayan disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİALARININ ÖZETİ :
1- Davacı tarafından; disiplin soruşturmasına konu eylemin iftira suçu olduğu, bu suçu işlediği gerekçesiyle verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, idari yargı makamlarınca ceza mahkemeleri yerine geçerek iftira suçunun sübut bulduğundan bahisle hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu, disiplin cezası verilmesi gerektiği düşünülen fiilin hizmet içinde gerçekleşmediği, ihbar mektubunu gönderenin kendisi olduğunun şüpheden uzak, kesin bir delille ortaya konulamadığı, Anayasa’nın 141. maddesi uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiği, isnat edilen suçun unsurları itibarıyla oluşmadığından bahisle verilen beraat kararını dosyaya ibraz etmesine rağmen Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığı, kararın gerekçesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek kararın gerekçesinin değiştirilerek onanması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare tarafından; Soruşturma aşamasında alınan tanık beyanları, CD incelemesi, görüntü analizine dair bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacıya isnat edilen fiilin sabit olduğu, bu nedenle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı üzerine Dairemize devredilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı, … Adliyesinde icra müdür yardımcısı olarak görev yapmaktadır.
… Adliyesinde icra müdür yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde, aynı adliyede icra müdür yardımcısı olarak görev yapan … ve … hakkında, kendi görüşüne sahip çıkanları el üstünde tuttukları, kendi görüşüne katılmayan iş sahiplerinin işlerini sürüncemede bıraktıkları ve Fethullah Gülen’e destek olmak için kendi evlerinde davet tertip ettiklerinden bahisle ihbar mektubu gönderdiği iddiasıyla başlatılan soruşturma sonunda, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (f) alt bendi uyarınca 2 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması teklif edilmiştir.
Teklifin görüşüldüğü Adalet Bakanlığı Disiplin Kurulunca davacının eyleminin 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi kapsamında olduğundan bahisle dosya Yüksek Disiplin Kuruluna gönderilmiş, Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun … gün ve …sayılı kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 125. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca bir alt ceza olan üç yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması olarak uygulanmasına karar verilmiş; bu işlemin iptali istemiyle temyizen bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir…” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Anayasa’nın 36. maddesinde “Hak arama hürriyeti” olarak tanımlanan haklar, yargı mercileri önünde hak arama, ihbar ve şikayet ve dava açma özgürlüklerini de kapsayan bir hak grubudur. Bu haklar da, kişilik hakları gibi herkese karşı ileri sürülebilen ve kaynağını Anayasa’dan alan ve Anayasa’nın teminatı altında bulunan mutlak haklardır. Kuşkusuz sözü edilen bu hak ve özgürlükler, tüm diğer haklar gibi sınırsız değildir.
Kişilik haklarının ihlali görünümünü taşıyan ihbar ve şikayetler, başkalarının ya da kamunun üstün çıkarlarını korumak amacıyla yapılmışsa, doğru amaca yönelik olduklarından, hukuka aykırı sayılamaz. Bu açıdan adli suçları veya disiplin suçlarını soruşturmaya yetkili makamlara yapılan şikayetler, ihbarlar, kişisel ceza davaları, yetkili merciler nezdinde yapılan icra kovuşturmaları, açılan hukuk davaları kural olarak hukuka aykırı değildir. Zira, hukukça korunan haklı bir çıkarın elde edilmesi için hareket edildiği sırada, bir başkasının kişilik hakkı saldırıya uğramış ise, artık kişilik hakkı üzerindeki hukuki himaye, başkalarının hak ve özgürlüğü yararına ortadan kalkmalıdır.
Hak arama özgürlüğünün kullanım şekillerinden biri olan şikayet, hukuka aykırı eylemleri ortaya çıkarmanın ve bunların müeyyidesiz kalmasını engellemenin başlangıcı mahiyetinde olduğuna göre serbestçe dile getirilebilmelidir. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için, şikayet edenin elinde, şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların olması zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların, zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Zira bu kanıtlar, soruşturmaya yetkili makamlarca toplanacak ve sonrasında yeterli delilin varlığı halinde kovuşturma aşamasına geçilecektir. Kaldı ki, yapılan bir şikayetin ciddi bulunarak soruşturma veya kovuşturmaya konu edilip edilmeyeceği de yetkili makamların takdirindedir. Bu nedenle, şikayet konusu olayın ciddiyeti araştırıldıktan sonra, var olmadığının yetkili makamlarca tespiti halinde, şikayet edenin eylemi, kastı ispat edilmediği sürece disiplin hukukunun konusunu oluşturmayacaktır.
Bakılan olayda, davacının aynı adliyede icra müdür yardımcısı olarak görev yapan … ve … hakkında kendi görüşüne sahip çıkanları el üstünde tuttukları, kendi görüşüne katılmayan iş sahiplerinin işlerini sürüncemede bıraktıkları, Fethullah Gülen’e destek olmak için kendi evlerinde davet tertip ettiklerinden bahisle ihbar mektubu göndermesi şeklindeki fiilinin, hak arama özgürlüğü ile bağlantılı olarak ihbar ve şikayet hakkı kapsamında kaldığı, bu nedenle davacının disiplin cezasıyla cezalandırılmasına hukuki olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.