Danıştay Kararı 12. Daire 2020/973 E. 2020/3766 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/973 E.  ,  2020/3766 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/973
Karar No : 2020/3766

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Emniyet Genel Müdürlüğünde komiser olarak görev yapmakta iken, … Başkonsolosluğuna 7. dereceli kadroya güvenlik ataşesi unvanı ile koruma görevlisi olarak geçici süreli görevlendirilen davacı tarafından, kazanılmış hak aylık derecelerinin altında bir dereceye atandığı, görevlendirildiği süre içinde hiç terfi ettirilmediği, buna bağlı olarak da maaş ve özlük haklarında artış yapılmaması sebebiyle büyük maddi kayıplara uğradığından bahisle, koruma görevlisi olarak geçen hizmet süreleri dikkate alınarak maaş farklarından dolayı uğramış olduğu zararının yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile göreve başladığı 01/02/2008 tarihinden itibaren maaş farklarından dolayı uğradığı 24.000,00-TL zararının tahakkuk ettikleri tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesi’nin 06/02/2019 tarih ve E:2018/6454, K:2019/729 sayılı kararı ile temyize konu Mahkeme kararının davanın kısmen süre aşımı nedeniyle reddi ile kısmen esastan reddine ilişkin kısmının onanması, davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulması üzerine bozma kararına uyularak, Anayasa Mahkemesinin 07/11/2013 tarihli ve 2012/791 sayılı kararında; ”Mahkemeye erişim hakkının, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına geldiği, kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamaların mahkemeye erişim hakkını ihlal edebileceği, dava sonucundaki başarıya dayalı olarak taraflara vekâlet ücreti ödeme yükümlülüğü öngörülmesinin de mahkemeye erişim hakkına yönelik bir sınırlama oluşturacağı, böyle bir sınırlamanın meşru görülebilmesi için kamu yararı ile birey hakkı arasında makul bir dengenin gözetilmiş olması gerektiği, gereksiz başvuruların önlenerek uyuşmazlıkların makul sürede sonuçlandırılabilmesi için belli yükümlülüklerin öngörülebileceği, vekâlet ücretinin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği, buna karşılık bir hukuki uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyan başvurucuların reddedilen dava konusu miktar üzerinden hesaplanan vekâlet ücretini karşı tarafa ödemeye mahkûm edilmeleri ihtimali veya olgusunun belirli dava koşulları çerçevesinde mahkemeye başvurmalarını engelleme veya anlamsız kılma riski taşıdığının…” belirtildiği gerekçesiyle, açılan davanın reddine yönelik kararda; davalı idare lehine kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, Danıştay Onikinci Dairesince verilen bozma kararında uyularak İdare Mahkemesince verilen kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 600,00-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine hükmedildiği, ancak tazminat talebiyle açılan bir davada esastan incelenerek karar verilmiş olması halinde hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin nispi vekalet ücreti olduğu, Avukatlık Kanunu’nun 168 ve 169. maddeleri hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygun olmakla birlikte takdir hakkına sahip olmakla birlikte, mahkemeye tanınan bu takdir hakkının, vekalet ücreti miktarının belirlenmesiyle sınırlı olduğu bu nedenle, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak karar verildiği, bu nedenle temyiz talebinin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4 maddesinde, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararda, idare mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslarına uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.