Danıştay Kararı 12. Daire 2020/969 E. 2020/3345 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/969 E.  ,  2020/3345 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/969
Karar No : 2020/3345

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : … Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmeni olan davacı tarafından, 1702 sayılı Kanun’un 22/4. maddesi uyarınca bir günlük maaş kesilmesi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 04/10/2011 tarihli ve 37 sayılı işlemin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İdare Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 28/11/2018 tarihli ve E:2016/6409, K:2018/5730 sayılı bozma kararına uyularak; 1702 sayılı Kanun uyarınca verilen maaş kesim cezasının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 126. maddesi uyarınca disiplin amiri tarafından verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, doğrudan disiplin kurulunca tesis edilen dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline ve işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 1702 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerinden, ihtar, tevbih ve ders ücretlerinin kesilmesi cezası dışındaki disiplin cezalarının İl Milli Eğitim Disiplin Kurulunca verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, kararın bozulması istenilmiştir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ:Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4 maddesi uyarınca, İdare Mahkemesi kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde yeniden verilecek kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularının İdare Mahkemesince bozma esaslarına uyulmuş olup olmadığı yönünden incelenmesi mümkündür.
Olayda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21/10/2020 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
… Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmeni olan davacının, 1702 sayılı Kanun’un 22/4. maddesi uyarınca bir günlük maaş kesilmesi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarihli ve … sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
1702 sayılı İlk ve Orta Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun’un 14.03.2014 gün ve 28941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6528 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 27. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı görülmektedir.
1702 sayılı Kanun, fiilin işlendiği tarih ile işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte ise de, işlemin iptali istemiyle açılan dava süreci devam etmekte iken 14.03.2014 tarihinde yürürlükten kaldırıldığından, “suç ve cezaların kanuniliği” ilkesi uyarınca, suç olmaktan çıkarılan eylem nedeniyle ilgilinin cezalandırılamayacağı ve devam eden yargılamalar bakımından kişinin lehine olan yeni hukuki durumun dikkate alınması gerekmektedir.
Dolayısıyla, 1702 sayılı Yasa hükümleri uyarınca verilen disiplin cezalarının iptali isteğiyle açılan davalarda; 1702 sayılı Yasanın uygulanması ve yargısal denetimin 1702 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılması hukuken mümkün değildir.
Uyuşmazlıkta, hangi düzenlemenin uygulanacağı hususuna gelince;
1930 yılında kabul edilen 1702 sayılı Yasa hükümleriyle, ilk ve ortaöğretim öğretmenlerinin terfi ve tecziyelerine ilişkin özel düzenlemeler getirilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1965 yılında yürürlüğe konulmasıyla, sözü edilen öğretmenlerin de kural olarak genel personel kanununu (657 s.Kanun) hükümlerine tabi olmasına karşın, anılan Yasanın 125. maddesinde yer alan “Özel kanunların disiplin suçları ve cezalarına ilişkin hükümleri saklıdır” hükmü uyarınca, 1702 sayılı Yasanın disiplin cezalarına ilişkin hükümlerinin geçerliliği korunmuştur.
Öte yandan, 1702 sayılı Yasanın 32. maddesinde yer alan; “Bu kanunda tasrih edilmeyen ahval Memurun Kanunu ahkamına tabidir” hükmü dikkate alınarak, disiplin cezalarına ilişkin hüküm bulunmayan hallerde 657 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasına devam edilmiştir.
Kapsamda bulunan öğretmenler için, disiplin cezaları bakımından 657 sayılı Yasa hükümlerinden önce 1702 sayılı Yasa hükümlerine tabi tutulmasının dayanağının da, yürütülen hizmetin niteliğinden kaynaklanan özel suç tanımları olduğu (Talebenin vazifelerini tashih etmemek; kabule şayan mazereti olmadan derse girmemek veyahut girdiği halde dersten başka bir şeyle meşgul olmak; bir ay zarfında iki defadan ziyade derse geç gelmek; talebeyi dövmek; imtihanlarda not takdirinde bitaraflıktan ayrılmak… gibi) görülmektedir.
Görüldüğü üzere; 1702 sayılı Yasa kapsamında bulunan öğretmenler, disiplin suç ve cezaları bakımından öncelikle 1702 sayılı Yasanın disiplin suç ve cezalarına ilişkin hükümlerine tabi iseler de, kural olarak 657 sayılı Yasa hükümlerine tabi personeldir. Bir başka ifadeyle; 1702 sayılı Yasanın mevcut olmaması halinde, anılan kapsamdaki kamu personelinin 657 sayılı Yasada yer alan disiplin suç ve cezalarına tabi olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Nitekim, kanun koyucu tarafından; 14.03.2014 gün ve 28941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6528 sayılı Yasa ile 1702 sayılı Yasa yürürlükten kaldırılmış, Kanunun madde gerekçesinde de; “eğitim personelinin disiplin konularına ilişkin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda benzer düzenlemelerin bulunması sebebiyle artık uygulama alanı bulunmayan … 1702 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılması” ifadesine yer verilmiştir.
Belirtilen açıklamalar ışığında; 1702 sayılı Yasa hükümleri uyarınca verilmiş olan disiplin cezalarının yargısal denetiminin; özel düzenlemenin yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle genel personel kanunu olan 657 sayılı Yasa hükümlere göre yapılması, bu bağlamda; 657 sayılı Yasanın 125. maddesinde yer almayan suç ve cezalar bakımından, kanunilik şartının oluşmaması nedeniyle disiplin cezasının iptal edilmesi; 657 sayılı Yasada daha hafif bir ceza öngörülmesi halinde, lehe düzenleme kabul edilerek cezanın iptal edilmesi, aynı nitelikte suç tanımının ve cezanın bulunması halinde de, işin esasının incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, uyuşmazlığın; 1702 sayılı Yasa hükümlerinin işlem tarihinde yürürlükte olduğundan bahisle anılan Yasa hükümlerine göre çözümlenmesine ilişkin temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Ancak; yukarıda açıklandığı üzere, 1702 sayılı Yasanın kapsamında bulunan personele, 1702 sayılı Yasanın yürürlükten kaldırılmasından sonra doğrudan doğruya 657 sayılı Yasanın disipline ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekeceğinden, bu durumda da, disiplin amirince verilmesi gereken maaş kesim cezasının disiplin kurulunca verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, temyize konu kararın belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.