Danıştay Kararı 12. Daire 2020/501 E. 2020/4343 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/501 E.  ,  2020/4343 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/501
Karar No : 2020/4343

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Anonim Şirketi / …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …PTT Merkez Müdürlüğünde memur olarak görev yapmaktayken açılan soruşturma neticesinde, “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğu” belirlendiğinden bahisle 399 sayılı KHK’nın 45. maddesi ile hizmet sözleşmesinin 15/b maddesi uyarınca “Sözleşmenin Feshi” cezasıyla cezalandırılan davacının, bu cezanın uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ve söz konusu cezaya 06/02/2019 tarihli dilekçeyle yaptığı itirazın zımnen reddine ilişkin işlem ile görevinden ayrı kaldığı dönemde yoksun kaldığı parasal ve ve özlük hakları ile sosyal ve maddi yardımların ödenmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle ve anılan işlem nedeniyle 50.000,00- TL manevi tazminatın idareye yaptığı ilk başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: davanın, davacının sözleşmenin feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı PTT Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulu kararına dair kısmı yönünden; sözleşmenin feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, mahkeme kararının 26/04/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, söz konusu disiplin cezasının iptaline yönelik olarak aynı konuda açılan iş bu davanın disiplin cezasına ilişkin kısmının kesin hüküm nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine; anılan disiplin kurulu kararına yönelik 06/02/2019 tarihinde yapılan idari itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklara ilişkin maddi ve 50.000,00-TL olmak üzere manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte tazminine ilişkin kısmı yönünden ise; davacının sözleşmenin feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işleme karşı açtığı davanın 26/04/2014 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten itibaren 60 gün içinde 25/06/2014 tarihine kadar tam yargı davası açması ya da aynı süre içerisinde idareye başvuru yaparak bu başvurunun reddi üzerine dava açması gerekirken, bu sürenin geçirilmesinden çok sonra, söz konusu disiplin cezasına 06/02/2019 tarihinde yapılan itirazın, bu süreyi ihya ederek davacıya yeni bir süre kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hakkında zimmet suçlaması ile açılan davada beraat kararı verildiği, buna karşın göreve iadesinin yapılamadığı, ceza yargılaması sonucu verilen kararın disiplin cezasında dikkate alınmadığı, hakkında yapılan disiplin soruşturmasında bağımsız bir soruşturmacı atanmadığı belirtilerek temyiz isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 657 sayılı Kanunun 131. maddesinde aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olmasının, disiplin kovuşturmasını geciktirmeyeceği, PTT Merkez Müdürlüğünde memur olarak görev yapan davacının … Adliyesi PTT Şubesine giderek burada görevli memurun tebligatlara 6,00-TL’lik pul yerine aynı pula benzeyen 1,00-TL’lik pulun yapıştırmasına ve 1 rakamını kazıyarak tahrifat yapmasına bizzat yardım ettiği, bu eylemin gizli kalması karşılığında aylık 300,00-TL aldığı, bu nedenle eyleminin sabit olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı …PTT Merkez Müdürlüğünde memur olarak görev yapmakta iken “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiilinin sübuta erdiğinden bahisle 399 sayılı KHK’nın 45. maddesi ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E-(g) maddesi uyarınca ve davacının sözleşmeli personel olması nedeniyle hizmet sözleşmesinin 15/b maddesi uyarınca sözleşmenin feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı PTT Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile söz konusu cezaya 06/02/2019 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ile görevinden ayrı kaldığı dönemde yoksun kaldığı parasal ve özlük hakları ile sosyal ve maddi yardımların ödenmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle ve anılan işlem nedeniyle 50.000,00- TL manevi tazminatın idareye yaptığı ilk başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Kesin Hüküm” başlıklı 303. maddesinde, “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davacının sözleşmenin feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı disiplin kurulu kararı hakkında 06/02/2019 tarihinde yapılan idari itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklara ilişkin maddi ve 50.000,00-TL olmak üzere manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte tazminine ilişkin kısmı yönünden;
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, anılan kararın, davacının sözleşmenin feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı PTT Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulu kararı hakkında 06/02/2019 tarihinde yapılan idari itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklara ilişkin maddi ve 50.000 TL olmak üzere manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin süre aşımı yönünden reddine ilişkin mahkeme kararının onanmasına dair Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının sözleşmenin feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı PTT Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulu kararına dair kısmı yönünden ise;
Kesin hüküm, yargı yerince yasada gösterilen usullerle verildikten; olağan kanun yollarından geçerek veya kanun yollarına başvurma süreleri geçirilmek suretiyle uyuşmazlığı nihai olarak sonuçlandırıp kesinleştikten sonra, anılan kararın kimse tarafından değiştirilemeyeceğini ifade eden kanuni bir gerçekliktir.
Hukuk düzeninde istikrarı ve hukuk güvenliğini sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, doktrinde de şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olmak üzere iki başlıkta ele alınmaktadır. Şekli anlamda kesin hüküm, yargı yerince verilen karara karşı olağan kanun yollarına başvurulamayacağını ifade etmektedir. Dolayısıyla söz konusu terim ile görülmekte olan davanın şeklen sona ermesi kastedilmektedir.
Maddi anlamda kesin hüküm ise; uyuşmazlığın esasını çözen nihai yargı kararlarının, kimse tarafından değiştirilememesini ve daha sonra açılan dava bakımından bağlayıcı olmasını, diğer bir anlatımla taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir daha dava konusu yapılamamasını ifade etmektedir. Buna göre, bir kararın maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıması halinde tarafları, sebebi ve konusu aynı olan yeni bir dava açılması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
İptal davalarında davanın reddine ilişkin kararların davacı açısından kesin hüküm niteliği taşımadığı, idare hukukunun genel ilkelerinden olup, Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu yöndedir.
Uyuşmazlık konusu olayda; her ne kadar daha önce davacı hakkında tesis edilen 19/09/2012 tarihli işleme karşı açılan dava reddedilmiş ise de; davanın reddine ilişkin kararların davacı açısından kesin hüküm niteliği taşımadığından, sözleşmenin feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 19/09/2012 tarihli işleme karşı 07/06/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; davanın, davacının sözleşme feshi cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı PTT Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulu Kararının iptali istemi yönünden kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının onanmasına dair Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bu kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen incelenmeksizin reddi kısmen süreaşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile SONUCU İTİBARIYLA ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :

Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, temyize konu kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın aynen onanması gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.