Danıştay Kararı 12. Daire 2020/4092 E. 2020/3794 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/4092 E.  ,  2020/3794 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4092
Karar No : 2020/3794

TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN (TARAFLAR) :
1- (DAVACI) : …

2- (DAVALI) … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı tarafından davanın reddi yönünden, davalı idare tarafından yoksun kalınan parasal hakların ödenmesine ilişkin hüküm fıkrası yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Vergi denetmeni olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacı tarafından, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca vergi denetmeni kadro unvanının kaldırılması üzerine, aynı Kanun Hükmünde Kararname ile ihdas edilen vergi müfettişi kadro unvanı için öngörülen ek gösterge ile makam ve görev tazminatından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ile 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 10/07/2011 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal hakların ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 27/09/2019 tarih ve E:2018/5612, K:2019/7004 sayılı kararı ile Mahkeme kararının, davanın 10/01/2012 tarihinden geriye doğru 60 gün içindeki ilk uygulama tarihi ile 01/03/2012 tarihleri arasındaki makam ve görev tazminatının ödenmesi istemine ilişkin kısmının kabulü ile bu dönem içerisinde yoksun kalınan makam ve görev tazminatı farklarının hesaplanarak davacıya ödenmesine ilişkin kısmının onanması, yasal faize hükmedilmesine ilişkin kısmı ile davacının vergi müfettişleri için öngörülen ek gösterge rakamından yararlandırılmamasına ilişkin dava konusu işlemin iptaline, davacının işlem sebebiyle yoksun kaldığı ek gösterge farklarının 01/03/2012 tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısımlarının bozulması üzerine bozma kararına uyularak, 02/11/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle vergi müfettişi kadrolarına atanmış sayılanlardan halen bu kadrolarda bulunanların, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ekli (I) sayılı Ek Gösterge Cetveli’nin “I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı” bölümünün (g) bendinde öngörülen ek göstergelerden, anılan bentte belirtilen şartlar aranmaksızın yararlanacağı öngörülmek suretiyle, 15/11/2011 tarihinden sonra halen bu kadrolarda bulunanlar yönünden istisnai bir düzenleme yapıldığı, bu bağlamda, vergi müfettişi kadrolarına atanmış sayılanlardan halen bu kadrolarda bulunanlara ilişkin olarak yapılan düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarihten önce emekliye ayrılanları kapsamadığı, bu tarihten önce emekliye ayrılanların, (XXXI) sayılı Eşitlik Cetveli’nin 34. sırası ile yapılan eşitlik işlemi uyarınca, 657 sayılı Kanun’a ekli (I) sayılı Ek Gösterge Cetveli’nin “I- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı”bölümünün (g) bendinde yer alan şartları taşımaları gerektiği hususunda kuşku bulunmadığı, bu durumda, “Yeterlik sınavında başarılı olma” koşulunu taşımayan davacının, anılan bentteki ek göstergeden yararlandırılmamasına ilişkin dava konusu işlemin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile “Yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle ödenmesi” yolunda karar verilmiş ise de, davacının yoksun kalınan parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemi olmadığı anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereği faize hükmedilemeyeceği belirtilmek suretiyle, davacının vergi müfettişleri için öngörülen ek gösterge rakamından yararlandırılmamasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI: Vergi denetmeni kadro unvanından emekli olanlar ile vergi müfettişliği kadro unvanından emekli olanlar arasında hiçbir fark ve ayrım gözetilemeyeceği, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihte emekli olmamış olsa idi, tarafının da vergi müfettişi kadrosuna atanmış olacağı, ek gösterge açısından, vergi denetmeni kadrosundan, vergi müfettişi kadrolarına atananlarda aranmayan yeterlik sınavı vermiş olma şartının, aktif olarak bu görevi yapamayacak durumda olan emekli kişide aranmasının hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığı, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’deki ilgili kuralın, hak kaybına neden olacak şekilde yorumlanamayacağı, makam ve görev tazminatı ödemesinden yararlandırılırken, (3600) ek göstergenin de tarafına uygulanması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALI İDARENİN İDDİALARI: Davacının makam tazminatı ve ek göstergeye ilişkin talepleri uyarınca tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, Mahkeme kararının yoksun kalınan parasal hakların ödenmesine ilişkin hüküm fıkrası yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASININ ÖZETİ : Kesin hüküm nedeniyle davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DAVALI İDARENİN SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin ise, incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının temyiz isteminin incelenmesi;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4. maddesinde, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
Usul hukukunda, dava açmakta olduğu gibi kanun yoluna başvurmada da, hukuki yarar bulunmalıdır. Diğer bir ifadeyle, kanun yoluna başvuranın, aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulmasında korunmaya değer bir menfaatinin bulunması gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, vergi denetmeni olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacı tarafından, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca vergi denetmeni kadro unvanının kaldırılması üzerine, aynı Kanun Hükmünde Kararname ile ihdas edilen vergi müfettişi kadro unvanı için öngörülen ek gösterge ile makam ve görev tazminatından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ile 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği 10/07/2011 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal hakların ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesince Danıştay Onbirinci Dairesinin bozma kararına uyularak, davacının vergi müfettişleri için öngörülen ek gösterge rakamından yararlandırılmamasına ilişkin dava konusu işlemin iptaline, davacının işlem sebebiyle yoksun kaldığı ek gösterge farklarının 01/03/2012 tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, 01/03/2012 tarihinden öncesine ilişkin ek gösterge farkı istemi yönünden davanın reddine, davanın 10/01/2012 tarihinden geriye doğru 60 gün içindeki ilk uygulama tarihi ile 01/03/2012 tarihleri arasındaki makam ve görev tazminatının ödenmesi istemine ilişkin kısmının kabulü ile bu dönem içerisinde yoksun kalınan makam ve görev tazminatı farklarının hesaplanarak dava tarihi olan 10/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, 10/01/2012 tarihinden geriye doğru 60 gün içindeki ilk uygulama tarihinden öncesine ilişkin makam ve görev tazminatı istemi yönünden ise davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın, Danıştay Onbirinci Dairesince onandığı, kararın düzeltilmesi aşamasında ise, Danıştay Onikinci Dairesinin 27/09/2019 tarih ve E:2018/5612, K:2019/7004 sayılı kararı ile anılan kararın, davanın 10/01/2012 tarihinden geriye doğru 60 gün içindeki ilk uygulama tarihi ile 01/03/2012 tarihleri arasındaki makam ve görev tazminatının ödenmesi istemine ilişkin kısmının kabulü ile bu dönem içerisinde yoksun kalınan makam ve görev tazminatı farklarının hesaplanarak davacıya ödenmesine ilişkin kısmının onanmasına, yasal faize hükmedilmesine ilişkin kısmı ile davacının vergi müfettişleri için öngörülen ek gösterge rakamından yararlandırılmamasına ilişkin dava konusu işlemin iptaline, davacının işlem sebebiyle yoksun kaldığı ek gösterge farklarının 01/03/2012 tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesin ilişkin kısımlarının bozulmasına karar verildiği, bu durum üzerine … İdare Mahkemesinin temyize konu kararı ile Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle ödenmesi yolunda karar verilmiş ise de, davacının yoksun kalınan parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemi olmadığı anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereği faize hükmedilemeyeceği belirtilmek suretiyle, yukarıda gerekçesine yer verildiği üzere davacının vergi müfettişleri için öngörülen ek gösterge rakamından yararlandırılmamasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temyizen incelenerek bozulması istenilen kararda davalı idare aleyhine herhangi bir hüküm kurulmadığı, başka bir anlatımla davalı idarenin korunması gereken hukuki bir yararının bulunmadığı, ayrıca temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hukuka aykırılık iddialarının da kesinleşen kısma yönelik olduğu dikkate alındığında, temyiz isteminin esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddi ile yukarıda özetlenen gerekçeyle davacının vergi müfettişleri için öngörülen ek gösterge rakamından yararlandırılmamasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin ise İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.