Danıştay Kararı 12. Daire 2020/4017 E. 2020/5032 K. 30.12.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/4017 E.  ,  2020/5032 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4017
Karar No : 2020/5032

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Onikinci Dairesince verilen 12/02/2020 tarih ve E:2018/1443, K:2020/1198 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanunla değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme istemin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun; düzeltilmesi talep edilen kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan 54. maddesinde yazılı sebeplerden birinin varlığı ile mümkündür. Düzeltilmesi istenen karar kanun ve usule uygun olup, düzeltmeyi gerektiren bir sebep de bulunmadığından düzeltme isteminin reddine, karar düzeltme yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına 30/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
Kırşehir … Lisesi’nde beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapmakta olan davacının, 1702 sayılı Yasa’nın 27/1. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun … tarihli ve … sayılı şleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
29.06.1930 günlü ve 1532 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanunun 27/1. maddesinde, gerek talebeye karşı ve gerek hariçte muallimlik sıfat ile telif edilmeyen iffetsizliği sabit olan kişinin meslekten çıkarılma cezasıyla cezalandırılacağı kuralına yer verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin, 13/06/2013 tarihli Kürşat Eyol (Başvuru No: 2012/665) kararında; ”Ceza Muhakemesi Hukuku ve Disiplin Hukuku farklı kural ve ilkelere tabi disiplinlerdir. Kamu görevlisinin davranışı, suç tanımına uymasının yanı sıra disiplin sorumluluğunu da gerektirebilir. Böyle durumlarda ceza muhakemesi ve disiplin soruşturması ayrı ayrı yürütülür. Ceza muhakemesi sonucunda kişinin isnat edilen eylemi işlemediğine dair hükümler dışında, ceza mahkemesi hükmü disiplin makamları açısından doğrudan bağlayıcı değildir. ” ifadelerine yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 131. maddesinin birinci fıkrasında; “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez.” denilmekte, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; “Memurun ceza kanununa göre mahküm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmüne yer verilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; Kırşehir … Lisesi’nde beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapmakta olan davacı hakkında; … isimli kız öğrencisini kasım ayı içerisinde okulun koşu takımında olmasından dolayı spor hakkında konuşmak üzere evine çağırdığı ve cinsel ilişki teşebüsünde bulunduğu, anılan öğrencinin bu güne kadar hem utandığından, hem de öğretmenin sürekli kendisini tehdit etmesinden dolayı kimseye bir şey söyleyemediği, ancak öğretmenin mesaj göndererek yine birlikte olmak istediği, ayrıca; okulun 11/B sınıfı öğrencileri …, …, 11/C Sınıfını öğrencilerinden … ile 9/B Sınıfı öğrencilerinden … ve … .’yı sürekli yanına çağırdığı hususlarına ilişkin olarak açılan soruşturma sonucunda; düzenlenen soruşturma raporunda; öğretmen … ‘nin (davacının) bütün ifadelerinde hakkında ki iddiaları kabul etmemesine rağmen; mağdur öğrenci … ‘nin hem muhakkikliklerine, hem Adli İşlemler Büro Amirliğine, hem de Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ifadelerde tutarlı bir şekilde olayı doğrulaması, tanık olarak ifadesine başvurulanlardan; …’nin … ‘nin(davacının), … ’yi telefonla mesaj atarak odasına çağırdığı ve odaya beraber gittiklerinde öğretmen …’nin (davacının) kendisini dışarıya çıkararak … ile odada yalnız kaldıkları, …’nin odadan ağlayarak çıktığını söylemesi, yine öğrencilenden …’nin ifadesinde, kasım ayı içinde …’yi evine ters ve uzak olan ve o saatte orada olmaması gereken Cacabey Camisinin arka tarafında yüzü kızarmış ve telaşlı bir şekilde evi tarafına gittiğini gördüğünü, ne oluyor dediğinde ise “bana bir şey sorma” dediğini, bu olaydan sonra …’nin moralinin bozuk olduğunu ve sürekli ağladığını söylemesi, sınıf rehber öğretmeni …’nin ifadesinde …’nin problemi olduğunu, aralık ayı başında fark etmesi üzerine kendisiyle konuştuğunda “yaşamaktan zevk almadığını, evden kaçmayı düşündüğünü, eve gitmek istemediğini, yaşamak istemediğini söylediğini” yine okul öğrencilerinden … tarafından, …’nin (davacının) … isimli öğrencinin telefonuna gönderdiği mesajlardan dolayı …’ye hakaret etmesine rağmen …’nin öğrenciyi disiplin kuruluna vermeyip odasına çağırarak dövmesi, aynı okul öğrencilerinden …’nün öğretmen …’nin (davacının) bakışlarından rahatsız olduğu ve bakışlarının diğer öğretmenlerden farklı olduğunu, kendisine hayatım, cicim dediğini belirtmesi, yine …’nin (davacının) okul öğrencilerinden …’ye sürekli olarak mesaj attığı ve dışarıda görüşmek istediğini söylediği, bu durumun … ‘nin telefon kayıtlarında sabit olduğu ve …’nin bu durumdan huzursuz olduğunu ifade ettiği, atılan mesajların emniyette tutanağa geçirildiği, okul öğrencilerinden …’nin öğretmen …’nin (davacının) bazı kız öğrencileri odasına çağırdığını duyduğu, …’nin olayının duyulmasından sonra öğretmen …’nin (davacı) yeğeni tarafından ifade veren öğrencilerin ifadelerini değiştirmek için uğraştığı yönündeki tüm ifadelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı üzerine atılı fiiilerin doğru olduğu kanaatine varıldığından bahisle davacının, 1702 sayılı Kanunun 27/1. maddesi uyarınca “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılması gerektiği yönünde getirilen teklif doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun … günlü ve … sayılı kararı ile meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının aynı konuya ilişkin ceza yargılaması sonucunda üzerine atılı suçları işlediği sabit olmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesinin disiplin hükümleri açısından bağlayıcı olmadığı, davacı ile görev yapmakta olduğu okulda eğitim gören kız öğrenciler arasında yaşanan olayların öğretmen öğrenci ilişkisini aşar nitelikte olduğu, bu durumdan kız öğrencilerin açık bir şekilde rahatsız olmaları karşısında; davacının yukarıda yer alan fiillerinin öğretmenlik sıfatı ile telif edilmeyecek nitelikte bulunarak eylemine uyan disiplin cezası ile cezalandırılmasında hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığından, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.