Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2020/4001 E. , 2022/6945 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4001
Karar No : 2022/6945
KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVALI) : … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının gerekçe değiştirerek onanmasına dair Danıştay Onikinci Dairesinin 27/11/2019 tarih ve E:2016/6552, K:2019/9298 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … PTT Başmüdürlüğünde muhasebe şefi olarak görev yapan davacının, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmelik’in 72/1-(a) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince, her ne kadar davacının teftişe başlamasını müteakip iki gün içinde kasa sayımını gerçekleştirmemesinde kusurlu olduğu, ancak 2013 yılından beri devam eden zimmet olayını ortaya çıkarması ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunması karşısında davacının kasıtlı olarak hareket ettiğinin davalı idarece somut bilgi ve belgeler ile soruşturma raporunda ortaya konulmadığı, bu nedenle davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onikinci Dairesince, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi personelinin disiplin suçları ve cezalarının kanunla düzenlenmesi öngörülen hususlar arasında yer almasına karşın, söz konusu Yönetmeliğin 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nun 27 nci maddesine dayanılarak hazırlandığı ve bu haliyle Yönetmelikte düzenlenen disiplin cezalarının, Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturduğu, üst hukuk normu olan kanun hükmü aşılarak hazırlanan Yönetmeliğe dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle temyize konu karar sonucu itibarıyla hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Temyiz aşamasında ileri sürülen iddiaların değerlendirilmediği, idari soruşturma sonucunda sabit olan eylemi karşısında davacı hakkında uygulanan disiplin işleminin usul ve esaslara uygun olduğu, idari bir işlemle de disiplin suçlarının belirlenebileceği ileri sürülerek Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onikinci Dairesinin 27/11/2019 tarih ve E:2016/6552, K:2019/9298 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, … PTT Başmüdürlüğünde muhasebe şefi olarak görev yapmaktadır.
Davacının, 26/05/2014 tarihinde … PTT Merkezi’nin teftişine başlamasına rağmen, söz konusu tarihten 27/05/2014 tarihine kadar veznedar …’nin uhdesinde bulunan müdürlük kasasını saymadığı, mevzuatın gerektirdiği tedbirleri almadığı, bu nedenle zimmet fiilinin zamanında tespit edilmesini sağlamadığı, zimmettarların 27/05/2014 tarihinde müdürlük kasa mevcudundan 100.000-TL miktarındaki bir nakdi daha zimmet amacıyla kullanmasına sebep olduğundan bahisle yürütülen soruşturma sonunda 04/10/2013 tarihli ve 28785 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmelik’in 72/1-(a) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
11/04/2018 tarihli ve 30388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan ve dava konusu işleme dayanak olan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğin Amaç ve kapsam başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı; Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde görev yapan idari hizmet sözleşmeli personelin hak, yükümlülük ve sorumlulukları ile işe alma, unvan, pozisyon sayısı, atama, görevlendirme, eğitim, terfi, görevde yükselme, izin, ödüllendirme, disiplin, sözleşmenin yenilenip yenilenmemesi veya sona erdirilmesi ve diğer özlük haklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir” hükmü, Dayanak başlıklı 2. maddesinde; “Bu Yönetmelik 09/05/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 27 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır” hükmü, Ücret kesimi başlıklı 72. maddesinde; (1) Ücret kesimi cezasının verilmesini gerektiren fiil ve haller şunlardır: a) maddesinde; “Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde PTT tarafından belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgil resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yaptırmamak, hor kullanmak” hükmü yer almaktadır.
Yönetmeliğe dayanak, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 27 nci maddesi ise 02/07/2018 tarihli ve 703 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 87. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin düzenlendiği Yirmisekizinci Bölümünün “Kuruluş” başlıklı 385. maddesinde, anılan Şirketin Türk Ticaret Kanunu’na ve özel hukuk hükümlerine tabi olarak kurulduğu ve sermayesinin tamamının Hazineye ait olduğu belirtildikten sonra “Sözleşmeli personel” başlıklı 391. maddesinde PTT personelinin, 27/6/1989 günlü, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 26 ve 27. maddelerine göre istihdam edileceği hükme bağlanmış, 389. maddesinin (h) bendinde ise; faaliyetlerin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli organizasyonu ve çalışma usullerini tespit etmek ve Genel Müdürlükçe hazırlanan Yönetmelik ve yönergeleri onaylamak, Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Sözleşmeli personel istihdamı” başlıklı Ek 27. maddesinin 1. fıkrasında; “14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi kapsamında personel istihdam edilmeyen kamu kurum ve kuruluşlarından teşkilatlanmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde öngörülenlere ait hizmetler 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlere bağlı olmaksızın idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edilen personel eliyle yürütülür.” hükmü; 4. fıkrasında ise, “Bu kapsamda istihdam edilecek personelde kurumsal hizmetlerin gerektirmesi halinde aranacak öğrenim ve yabancı dil şartı ile diğer şartlar, bunların işe alınmaları, sınav ve istisnaları, sözleşme süre, usul ve esasları, görev, yetki ve yükümlülükleri, sözleşmelerinin feshi ile istihdamlarına dair diğer hususlar Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşü alınarak kurumlarca çıkarılacak Yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan madde uyarınca Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmelik hazırlanmış, 19/11/2019 tarih ve 30953 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Davacıya disiplin cezası verilen hüküm, yeni Yönetmelik’te de aynı şekilde farklı bir maddede düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında, “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.” düzenlemesine yer verilmek suretiyle memurlar ve diğer kamu görevlileri, özlük hakları bakımından yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin statü haklarını doğrudan etkileyen disiplin işlemlerinin “diğer özlük işleri” kavramı kapsamına girdiğine kuşku bulunmamaktadır.
Kanuni düzenleme ilkesi, düzenlenen alanda temel ilkelerin kanunla konulmasını ve çerçevenin kanunla çizilmesini ifade etmektedir. Bu niteliği taşıyan bir yasal düzenleme ile uzmanlık ve teknik konulara ilişkin ayrıntıların belirlenmesi konusunda yürütme organına yetki verilmesi, kanuni düzenleme ilkesine aykırılık oluşturmaz.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.” hükmü ile “suçun kanuniliği” ilkesi; üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” hükmü ile “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
“Suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca suç ve cezalara ilişkin düzenlemelerin yalnızca kanun metninde yer alması yeterli değildir. Anayasa Mahkemesinin 14/01/2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, söz konusu düzenlemelerin içerik bakımından da belirli amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gerekir. Bu açıdan kanunun metni, bireylerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkân verecek düzeyde kaleme alınmış olmalıdır. Bu nedenle, belirli bir kesinlik içinde kanunda hangi fiile hangi hukuksal yaptırımın bağlandığının bireyler tarafından bilinmesi ve eylemlerin sonuçlarının öngörülebilmesi gerekir.
Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş, yapma veya yapmama biçiminde beliren davranış kurallarının ihlali hâlinde uygulanan, yasal olarak düzenlenmiş idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış, bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmaları ilgili kanunlarda öngörülmüştür.
Bu duruma göre, disipline ait yaptırımların sadece kanunla düzenleneceği, kanun dışında yönetmelik ve diğer alt düzenleyici işlemlerle disiplin cezasını gerektiren fiil ve hareketlerin ve bunlara uygulanacak cezaların belirlenmesinin ve buna göre disiplin cezası verilmesinin hukuken mümkün olmadığı görülmektedir.
Bu itibarla üst hukuk normu olan kanun hükmü aşılarak hazırlanan Yönetmeliğe dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacının 04/10/2013 tarihli ve 28785 sayılı Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmelik’in 72/1-(a) maddesi uyarınca 1/30 oranında ücret kesimi cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca SONUCU İTİBARIYLA ONANMASINA,
3.Davalı idare tarafından temyiz ve karar düzeltme aşamasında yapılan yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.