Danıştay Kararı 12. Daire 2020/3246 E. 2020/3557 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/3246 E.  ,  2020/3557 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3246
Karar No : 2020/3557

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri Av. …,
Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… Temyiz No:… sayılı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 48. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca verilen temyiz isteminin reddine ilişkin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/1-A bendindeki şartlarını taşımadığından bahisle atanmamasına ilişkin … tarih ve … sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı hakkında yaptırılan güvenlik soruşturması sonucunda ilgili hakkında edinilen “2017 yılında verilen ifade de hakkında PDY/FETÖ’ye müzahir sohbetlere katılan şahıslardan olduğu şeklinde iddialarda bulunulduğu” yönündeki bilginin, davacının bu örgüte aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olup olmadığı, örgütle sıkı işbirliği içinde bulunup bulunmadığı, bunları destekleyip desteklemediği, sempatizanı olup olmadığı yönünden de titizlikle araştırılması, bu yöndeki kanaatin mümkün olduğunca farklı bilgi ve delillerle desteklenmesi, ancak bu durumun sabit görülmesi halinde davacının kamu görevlisi mensubu olmasına izin verilmemesi gerektiği, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın, başkaca bir delil yada bilgi sunulmaksızın, başka bir ifadeyle başka hiç bir ek delil yada bilgi ile desteklenmeksizin, sadece “PDY/FETÖ’ye müzahir sohbetlere katılan şahıslardan olduğu” yönündeki 2017 yılında verilen ifadeye dayanan bilgiden yola çıkılarak doğrudan Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) destekçisi yada sempatizanı olduğu sonucuna ulaşılmasının, hukuki temeli olmayan bir genellemeye dayalı olduğu, sadece kardeşleri hakkında öne sürülen yasadışı görüş ve eylemlerinden, Anayasa’nın 38. maddesinde de yer alan ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi gereği, davacının sorumlu tutulamayacağı, dava konusu işlemin hukuka aykırı bulunmuş olmasının, davacının doğrudan güvenlik soruşturması yönünden sakınca taşımadığı ve doktor kadrosuna atanması sonucuna yol açmadığı, ilgilinin PDY/FETÖ’ye müzahir sohbetlere katılan şahıslardan olduğu yolundaki 2017 yılında verilen ifade de gözetilerek, kendisinin ve kendisini etkileyebilecek yakın çevresinde bulunan kişilerin FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olup olmadığı, örgütle sıkı işbirliği içinde bulunup bulunmadığı, bunları destekleyip desteklemediği, sempatizanı olup olmadığı yönünden de idarece araştırma yapılması gerektiği, ancak bu yönden bir sakınca görülmemesi ve Yönetmelikteki diğer şartları da taşıması halinde davacının doktor kadrosuna atamasının yapılabileceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine, Bölge İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; temyizin kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren mercinin, temyiz isteminin reddine karar vereceğine ilişkin düzenleme uyarınca davalı idarenin temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2577 sayılı Kanun’un 46/c. maddesi uyarınca, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz edilebilecek kararlar arasında olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istinaf kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle temyiz isteminin reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… Temyiz No:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 05/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.