Danıştay Kararı 12. Daire 2020/3225 E. 2020/3616 K. 10.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/3225 E.  ,  2020/3616 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3225
Karar No : 2020/3616

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde, 06/03/2006 tarihi itibarıyla … (…) olarak göreve başlayan davacı tarafından, 06/06/2005 tarihinde mezun olduğu lisans öğreniminin intibakında değerlendirilmesi talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve yoksun kalınan parasal hakların idareyi başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; Danıştay Onikinci Dairesinin 26/12/2018 tarih ve E:2018/3327, K:2018/6817 sayılı bozma kararına uyularak; davacının memuriyete başlangıç derece/kademesi, lise öğrenimini bitirenlere göre saptanmış ise de, memuriyete girişinden önce 4 yıllık yüksek öğrenim mezunu olduğu görüldüğünden, davacının memuriyete başlangıç derece/kademesinin lisans mezuniyetine göre belirlenerek intibakının buna göre yapılması gerektiği bu nedenle, davacının bu yöndeki talebinin reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığından, dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulüne, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının her bir ödemeyi hak ettiği tarihten itibaren ödeme tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının sözleşmeli personel ve kadrolu personel olarak atanmadan önce 06/06/2005 tarihinde yüksekokulu bitirdiği, 657 sayılı Yasa’nın 36/A maddesinin 12/d bendinde memuriyette iken veya ayrılarak yapılan yükseköğrenimin dikkate alınacağının belirtildiği, bu nedenle intibakının mümkün olmadığı belirtierek Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve Vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Yukarıda belirtilen gerekçe ile … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin iptali ve tazminat isteminin kabulü ile davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının her bir ödemeyi hak ettiği tarihten itibaren ödeme tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolundaki kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY

Bir idari işlem veya eylemlerden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davalarda, uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihi olarak;
a) idareye başvuru var ise, bu başvuru tarihinin;
b) İdareye başvuru yok ise, davanın açıldığı tarihin;
c) İdari işleme karşı açılan bir iptal davasında, sadece dava konusu işlemin iptalinin istenmesi ve bu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine süresinde açılmış (iptale dayalı) bir tam yargı davasında, ilk davanın (iptal) açıldığı tarihteki başvuru tarihinin; başvuru yok ise, anılan (iptal) davasının açıldığı tarihin;
Esas alınması gerektiği, istikrar kazanmış Danıştay İçtihatlarıyla kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, idare hukukunun yerleşik içtihatlarından olan “taleple bağlılık” ilkesi uyarınca, idari yargı mercilerinde açılan davalarda, idare mahkemelerinin davacının istemi ile bağlı olduğu, istemi genişletecek biçimde karar verilemeyeceği kuralı yer almaktadır.
Davacının memuriyete girişinden önce 4 yıllık yüksek öğrenim mezunu olduğundan derece/kademesinin lisans mezuniyetine göre belirlenerek intibakının buna göre yapılması istemiyle 18/06/2012 tarihinde yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiş olmasına karşın; İdare Mahkemesince, davacının dilekçesindeki bu istemi de gözetilerek “taleple bağlılık” ilkesi uyarınca idareye başvuru tarihi olan 18/06/2012 tarihi yerine, parasal haklarının her bir ödemeyi hak ettiği tarihten itibaren ödeme tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile ödenmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
Bu duruma göre, parasal haklara uygulanacak “yasal faizin başlangıç tarihi”nin davacının idareye başvuru tarihi olan 18/06/2012 tarihi esas alınarak, bu tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte idarece davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken; davacının faize ilişkin istemi aşılmak suretiyle ve davalı idare aleyhine olacak biçimde “her bir ödemeyi hak ettiği tarihten itibaren ödeme tarihine kadar” işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi şeklinde hüküm kurulmasında hukuka ve Danıştay içtihatlarına uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığından, kararın yasal faiz başlangıç tarihine ilişkin kısmının bozulması gerekeceği oyuyla, çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyoruz.