Danıştay Kararı 12. Daire 2020/3010 E. 2020/3615 K. 10.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/3010 E.  ,  2020/3615 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3010
Karar No : 2020/3615

TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN TARAFLAR :
1-(DAVACI): …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

2-(DAVALI): … Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde … kadrosunda görev yapmakta iken Alaşehir ilçesi Sosyal Güvenlik Merkezi … görevini yürütmesi için vekâleten görevlendirilen davacı tarafından, vekâleten yürüttüğü görev nedeniyle vekâlet aylığı ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile vekâlet ücretinin hak edildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; Danıştay Onikinci Dairesi’nin 19/06/2019 tarih ve E:2018/3376, K :2019/5138 sayılı bozma kararına uyularak, Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde şef kadrosunda görev yapmakta iken Alaşehir ilçesi Sosyal Güvenlik Merkezi … görevini vekâleten yürütmekle 657 sayılı Kanun’un 86. maddesi uyarınca asili atamaya Makamca görevlendirilen, bu görevi 08/12/2009 – 26/11/2012 tarihleri arasında fiilen ücretsiz yürüten, sosyal güvenlik merkezi müdürü kadrosuna atanabilmek için asilde aranan şartları taşıyan ve bu görev için açılacak yazılı sınava girme koşullarına haiz olan davacıya, ilk uygulama tarihi olan 15/08/2012 tarihinden itibaren ödenmeyen vekâlet aylıklarının ödenmesi gerektiğinden, dava konusu işlemin iptali ve davacının tazminat isteminin 15/08/2012 tarihinden (bu tarih dahil) sonrasına ilişkin kısmının kabulüne, kabul edilen döneme ilişkin vekâlet aylıklarının hakediş tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi ve davacının tazminat isteminin 15/08/2012 tarihinden önceki kısmının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TARAFLARIN İDDİALARININ ÖZETİ :
1- Davacı tarafından, süre yönünden ret kararı ile karşı taraf avukatı lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulması gerektiği ileri sürülmekredir.
2- Davalı idare tarafından, vekâlet ücreti ödenebilmesi için, gerek 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu, gerekse Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde, asaleten atanma şartlarının taşınması gerektiği, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “Atanılamayacak Hizmet Yerleri” başlıklı 21. maddesinde belirtilen şartları taşımadığından, vekalet ücreti ödenmesine imkan bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

TARAFLARIN SAVUNMASININ ÖZETİ :
1- Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
2- Davalı idaretarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve Vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle, dava konusu işlemin iptali ve davacının tazminat isteminin 15/08/2012 tarihinden (bu tarih dahil) sonrasına ilişkin kısmının kabulü, kabul edilen döneme ilişkin vekâlet aylıklarının hakediş tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi ve davacının tazminat isteminin 15/08/2012 tarihinden önceki kısmının süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Posta gideri avansından artan tutarın istemleri halinde taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Faiz bir idari işlem nedeniyle hakları ihlal edilen ilgililerin bu işlem nedeniyle uğradıkları parasal kayıplarının veya yoksun kaldıklarını öne sürdükleri mali haklarının gecikerek ödenmesi ya da hiç ödenmemesi durumunda bu gecikmeden doğacak zararı karşılayan bir meblağ olup, bu niteliği itibariyle yasal faiz, asıl alacağa bağlı fer’i bir alacak niteliğindedir.
Bir idari işlem veya eylemlerden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davalarda, uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihi olarak;
a) idareye başvuru var ise, bu başvuru tarihinin;
b) İdareye başvuru yok ise, davanın açıldığı tarihin;
c) İdari işleme karşı açılan bir iptal davasında, sadece dava konusu işlemin iptalinin istenmesi ve bu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine süresinde açılmış (iptale dayalı) bir tam yargı davasında, ilk davanın (iptal) açıldığı tarihteki başvuru tarihinin; başvuru yok ise, anılan (iptal) davasının açıldığı tarihin;
Esas alınması gerektiği, istikrar kazanmış Danıştay İçtihatlarıyla kurala bağlanmıştır.
Bu duruma göre, İdare Mahkemesince hukuka aykırılığı tespit edilen idari işlem nedeniyle, yoksun kalınan parasal haklara uygulanacak “yasal faizin başlangıç tarihi”nin davacı tarafından başvurunun yapıldığı 04/09/2012 tarihi esas alınarak, bu tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte idarece davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken; söz konusu parasal hakların “hakediş tarihinden itibaren” işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi şeklinde hüküm kurulmasında hukuka ve Danıştay içtihatlarına uyarlılık bulunmadığından; davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile kararın yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının bozulması gerekeceği görüşüyle, çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyoruz.