Danıştay Kararı 12. Daire 2020/2951 E. 2020/2880 K. 21.09.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/2951 E.  ,  2020/2880 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2951
Karar No : 2020/2880

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN MÜDAHİL
(DAVALILAR YANINDA) : … Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

2- … Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

3- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Onikinci Dairesince verilen 05/02/2020 tarih ve E:2018/7200, K:2020/934 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanunla değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : İstemin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 68. maddesinin birinci fıkrasında, müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği, onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği belirtilmiştir.
Uyuşmazlıkta, davalı idare konumunda bulunan Hazine ve Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ankara Valiliğinin karar düzeltme istemi olmaksızın, davalı idareler yanında davaya katılan müdahil tarafından karar düzeltme isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yanında katıldığı taraf ile birlikte hareket etmek zorunda bulunan müdahilin karar düzeltme isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, müdahilin karar düzeltme isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE, karar düzeltme aşamasında yapılan yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 21/09/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) – KARŞI OY
Anayasanın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmü yer almakta olup, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesinin (1) fıkrasında da, herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar konusunda bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Fer’i müdahale” başlıklı 66. maddesinde, üçüncü kişilerin, davayı kazanmasında hukukî yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla müdahil olarak davada yer alabilecekleri, “Fer’i müdahilin durumu” başlıklı 68. maddesinde, müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Fer’i müdahale, görülmekte olan bir davada, hakkı, borcu, menfaati başkasının açtığı bir davanın sonucuna bağlı olan kişinin kendi hukuki yararını korumak için, davayı kazanmasında yararı bulunan tarafın yanında ve ona yardımcı olarak davaya müdahalesine ve aynı zamanda yanında katıldığı tarafın işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapmasına imkan veren bir hukuki kurumdur.
Menfaati davanın sonucundan etkilenecek olması nedeniyle davaya müdahalesi kabul edilen müdahilin, yanında katıldığı taraf kararın düzeltilmesi isteminde bulunmasa bile, yanında yer aldığı tarafın aleyhine sonuç doğurmayacak şekilde, hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkının gereği olarak kararın düzeltilmesi isteminde bulunabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; müdahilin kararın düzeltilmesi talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, müdahilin tek başına kanun yoluna başvuramayacağı gerekçesiyle karar düzeltme isteminin incelenmeksizin reddine ilişkin çoğunluk kararına katılmıyoruz.