Danıştay Kararı 12. Daire 2020/2853 E. 2020/3806 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/2853 E.  ,  2020/3806 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2853
Karar No : 2020/3806

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, … Orman İşletmesinde geçici işçi pozisyonunda görevli iken, sürekli işçi kadrosuna geçirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin … İdare Mahkemesince iptal edilmesi üzerine, 5620 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 20/06/2007 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrosuna geçirilmemesi nedeniyle uğradığı 50.000,00-TL maddi zararın iptal davasının açıldığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 16/12/2016 tarihli ve E:2014/5994, K:2016/6496 sayılı bozma kararına uyularak; hak kazanılan tazminat miktarının dava açılmadan önce tam olarak bilinememesi ve öngörülememesi de göz önünde bulundurulduğunda, idarenin ara karar cevabı olarak gönderdiği bilgi ve belgelerin, adil yargılanma hakkının sağlanması açısından davacıya tebliğ edilmesi gerekirken bunun yapılmaması, nitekim kanun yolu aşamasında davacının İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasındaki ıslah hakkından yararlandırılması talebinde bulunması karşısında, davacının ıslah talebi ile Mahkememizin 19/02/2014 tarih ve E:2013/2130, K:2014/368 sayılı kararında hükmedilen 50.000,00 TL tazminatın, Danıştay Onikinci Dairesi’nin 16/12/2016 tarih ve E:2014/5994, K:2016/6496 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiş olması da dikkate alınarak, arttırılan 10.766,60-TL tazminata ıslah tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.766,60 TL’nin ıslah tarihi olan 05.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının aylık prim ve hizmet süresinin 180 günün altında kaldığı, 2006 yılında usulüne uygun vizesi yapılmış geçici iş pozisyonlarında toplam 6 ay çalışma şartını taşımadığından sürekli işçi kadrosuna geçiş işlemleri dışında bırakıldığı, aksi yöndeki mahkeme kararının temyiz edildiğinden henüz kesinleşmediği, ayrıca yürütmeyi durdurma kararı üzerine davacının kadro tahsisi ve atamasının gerçekleştirildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının … Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı … Orman İşletmesinde geçici işçi olarak görev yapmakta iken 22.11.2007 günlü dilekçeyle 5620 sayılı Kanun kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilmesi istemiyle davalı idareye başvurduğu, anılan başvurunun … Orman İşletme Müdürlüğü’nün … günlü ve …sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptal edildiği, söz konusu işlem nedeniyle boşta geçirdiği sürelere ilişkin maaş ve diğer maddi kayıplarına ilişkin 50.000,00-TL zararın iptal davasının açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda, …. İdare Mahkemesinin E:… sayılı dava dosyasında 19.02.2014 tarihinde karar verildikten sonra davacı tarafından 05.03.2014 havale tarihli dilekçe ile 50.000,00 TL olan dava miktarının 10.766,60 TL arttırarak 60.766,60 TL olarak ıslah edildiği görülmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrası; “Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler.” hükmünü içermekte iken, anılan maddeye, 30/04/2013 tarih ve 28633 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6459 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” hükmü eklenmiştir.
Yine 6459 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle 2577 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 7. maddenin 1. fıkrasında ise; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 6459 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile eklenen ikinci cümlenin gerekçesi incelendiğinde, söz konusu yasal düzenleme ile, idari yargıda açılan tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun davanın devamı sırasında anlaşıldığı durumlarda, davacıya talep miktarını artırım hakkı tanınmamasının sebep olduğu adil yargılanma hakkı ihlallerinin engellenmesi ve bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ülkemiz aleyhine verilen hak ihlali kararlarının da önüne geçilmesinin amaçlandığı görülmektedir.
Tam yargı davalarında miktar artırımına olanak tanıyan yasa değişikliğinin gerekçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, davanın açıldığı tarihte gerçekte hak ettiği tazminat miktarını tam olarak belirleyemeyen davacının, yasa gereği belirli bir miktar göstermek suretiyle açtığı tam yargı davasında, gerçek zararının tazmin edilmesine engel olacak usule ilişkin engellerin, hak arama özgürlüğünü orantısız biçimde kısıtlamasına veya engellemesine mani olmak, adil yargılanma ilkesinin en temel bir gereğidir.

Bilindiği üzere, tam yargı davalarında talep edilen maddi tazminatın miktarının davacı tarafından dava açılırken tam olarak tespit edilmesi çoğunlukla mümkün olamamaktadır. Bu da, dava konusu tazminat miktarının belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi ve benzeri araştırmaların yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Bu bağlamda; açılan bir tam yargı davasında, davacının gerçek zararının ortaya çıkartılarak tam olarak tazmin edilebilmesi bakımından, mahkemece davacının hakettiği tazminat tutarı belirlendikten sonra, davacıya tazminat miktarını artırma olanağının tanınması, davacı tarafından miktar artırımı dilekçesi sunulması halinde ise, harcın tamamlanması ve dilekçenin karşı tarafa tebliğine ilişkin usuli işlemlerin tamamlanarak, davacının miktar artırım talebi de dikkate alınarak hüküm kurulması gerekmektedir.
Bu durumda Mahkemece, tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin ara karar üzerine belirlenen miktar konusunda davacıya bildirim yapılmaksızın dosyanın karara bağlandığı, bilahare davacının ıslah talebinde bulunduğu gözönüne alındığında, adil yargılama hakkının ihlali niteliğindeki, davacının ıslah hakkını kullanmasının engellenmesine ilişkin usulde hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Bu itibarla, uyuşmazlıkta, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 7. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığından, temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamakta ise de, sonuç itibarıyla ıslah talebi dikkate alınarak hüküm kurulmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın kabulüne ilişkin … İdare Mahkemesince verilen …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile SONUCU İTİBARIYLA ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4 maddesi uyarınca, İdare Mahkemesi kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde yeniden verilecek kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularının İdare Mahkemesince bozma esaslarına uyulmuş olup olmadığı yönünden incelenmesi mümkündür.
Olayda, İdare Mahkemesince Danıştay Onikinci Dairesi Başkanlığı’nın 16/12/2016 tarih ve E:2014/5994, K:2016/6496 sayılı bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşıldığından kararın bu gerekçe ile onanması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.