Danıştay Kararı 12. Daire 2020/2746 E. 2020/2988 K. 24.09.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/2746 E.  ,  2020/2988 K.
T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No:2020/2746

Karar No: 2020/2988

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Onikinci Dairesince verilen 11/11/2019 tarih ve E:2019/1198, K:2019/8533 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanunla değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Daire kararının makam ve görev tazminatına ilişkin kısmında, davacı aleyhine bir hüküm bulunmadığından, bu kısım yönünden kararın düzeltilmesi isteminin incelenmeksizin reddine; Daire kararının, faize ilişkin kısmı yönünden ise kararın düzeltilmesi isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde taraflarca kararın düzeltilmesi isteminde bulunabileceği kurala bağlanmıştır.

Usul hükümleri uyarınca, dava açmada olduğu gibi kanun yoluna başvurmada da, hukuki yarar bulunması; bir başka ifadeyle, kanun yoluna başvuranın kararın bozulmasında korunmaya değer bir menfaatinin bulunması gerekir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME

Dosyanın incelenmesinden; vergi denetmeni olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacının, 10/07/2011 tarihinde yürürlüğe konulan 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca vergi denetmeni kadro unvanının kaldırılması üzerine, aynı Kanun Hükmünde Kararname ile ihdas edilen vergi müfettişi kadro unvanı için öngörülen ek gösterge ile makam ve görev tazminatından yararlandırılması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 10/07/2011 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı; yargısal süreçte, davanın “ek göstergeye” ilişkin kısmının “ret” ile sonuçlandığı ve kesinleştiği; “01/03/2012 tarihinden sonraki döneme ilişkin makam ve görev tazminatının ödenmesi” istemi yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği ve bu kısmın da kesinleştiği; 10/07/2011-01/03/2012 dönemine ilişkin makam ve görev tazminatının ödenmesi istemi yönünden ise davanın devam ettiği görülmektedir.

… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 10/07/2011- 01/03/2012 dönemine ilişkin makam ve görev tazminatının ödenmesi istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden geriye doğru 60 gün içinde ilk uygulama tarihinden (15/12/2011) itibaren yoksun kalınan parasal hakların hesaplanarak başvuru tarihinden (03/08/2011) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, makam ve görev tazminatının bu tarihten (15/12/2011) önceki döneme ilişkin kısmı yönünden ise davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği; bu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Onikinci Dairesinin 11/11/2019 tarih ve E:2019/1198, K:2019/8533 sayılı kararıyla, “15/12/2011-01/03/2012 dönemine ilişkin makam ve görev tazminatının davacıya ödenmesine” ilişkin kısmının (davacı lehine) onandığı, “10/07/2011-15/12/2011 dönemine ilişkin makam ve görev tazminatı yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine” ilişkin kısmının (davacı lehine) bozulduğu, ayrıca “başvuru tarihinden (03/08/2011) itibaren yasal faiz işletilmesine” ilişkin kısmının da (dava dilekçesinde davacının faiz talebi bulunmadığından bahisle, davalı idare lehine) bozulduğu anlaşılmaktadır.

Davacı tarafından, 10/07/2011 tarihinde yürürlüğe konulan 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca vergi müfettişlerine makam ve görev tazminatı ödenmesinin öngörülmesi nedeniyle, 10/07/2011 tarihinden itibaren makam ve görev tazminatından yararlandırılması gerektiği, bu nedenle, Danıştay Onikinci Dairesince, “makam ve görev tazminatı” yönünden verilen bozma kararının usule ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, anılan kararın düzeltilmesi talep edilmektedir.

Davacının, kararın düzeltilmesi istemi, “makam ve görev tazminatı” yönünden incelendiğinde;

Danıştay Onikinci Dairesince verilen 11/11/2019 tarih ve E:2019/1198, K:2019/8533 sayılı karar, gerekçe ve hüküm fıkralarıyla birlikte bir bütün olarak incelendiğinde; kararda, davacı lehine olacak biçimde ve dava dilekçesindeki talebine uygun olarak, yoksun kalınan makam ve görev tazminatının, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 10/07/2011 tarihinden itibaren ödenmesi yönünde gerekçeye yer verildiği; hüküm fıkrasıyla da, Mahkeme kararının makam ve görev tazminatının “kabule” ilişkin kısmının (davacı lehine) onandığı, “süre aşımı nedeniyle reddine” ilişkin kısmının ise (yine davacı lehine) bozulduğu; bu yönüyle düzeltilmesi istenen Daire kararının makam ve görev tazminatına ilişkin kısımlarının davacının lehine olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, düzeltilmesi istenilen Daire kararının makam ve görev tazminatına ilişkin kısımlarında, davacı aleyhine herhangi bir hüküm kurulmadığı gibi; dilekçede bu hususta ileri sürülen hukuka aykırılık iddialarının, Daire kararının davacının lehine olan kısımlarına ilişkin olduğu; dolayısıyla, Daire kararının bu kısmının düzeltilmesinde, davacının korunması gereken hukuki bir yararının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, bu aşamada kararın düzeltilmesi isteminin esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

Davacının, kararın düzeltilmesi istemi, “yasal faiz” yönünden incelendiğinde;

Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun; düzeltilmesi talep edilen kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan 54. maddesinde yazılı sebeplerden birinin varlığı ile mümkündür.

Bakılan uyuşmazlıkta, davacının başvuru ve dava dilekçesinde faiz istemi bulunmadığı halde, İdare Mahkemesince, yoksun kalınan parasal hakların başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiği; Danıştay Onikinci Dairesince, “taleple bağlılık” ilkesi gereği, idari yargı mercilerinde açılan davalarda, idare mahkemelerinin davacının istemi ile bağlı olduğu, istemi genişletecek biçimde karar veremeyeceği; bu nedenle davacının talebi aşılarak yasal faize hükmedilmesinde usul kurallarına uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, bu kısım yönünden bozma kararı verildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, düzeltilmesi istenen kararın “yasal faize” ilişkin kısmı, usul ve hukuka uygun olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar, kararın yasal faize ilişkin kısmının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARARIN SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.Danıştay Onikinci Dairesinin 11/11/2019 tarih ve E:2019/1198, K:2019/8533 sayılı kararının “makam ve göreve tazminatına ilişkin kısmı” yönünden, davacının kararın düzeltilmesi isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,

2.Kararın “faize ilişkin kısmı” yönünden, kararın düzeltilmesi isteminin esastan REDDİNE,

3.Karar düzeltme yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 24/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.