Danıştay Kararı 12. Daire 2020/1645 E. 2020/3118 K. 12.10.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/1645 E.  ,  2020/3118 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1645
Karar No : 2020/3118

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, iptale ve kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Geçici köy korucusu olarak görev yapan davacı hakkında 2330 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin işlemin iptali ile 01/06/2003 tarihinden itibaren ödenmeyen 6.400,00-TL tutarındaki aylığın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Mahkemesince, davanın reddi yönünde verilen ısrar kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14/03/2019 tarih ve E:2017/3508, K:2019/1120 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyulmak suretiyle davacının geçici köy korucusu olarak, …-… kara yolunun fiziki emniyetini sağladığı sırada, görev yerine giderken, uçurumdan düşmesi sonucunda yaralandığı sabit olduğundan ve düşme olayının, hemen ardından alınan sağlık kurulu raporunda epilepsi hastalığı tanısı konulduğu, köy koruculuğu yapmasına engel olan rahatsızlığının vazifesini yaptığı sırada, vazifenin neden ve etkisiyle oluştuğunun kabulü gerekeceği, rahatsızlığının başına gelen kazadan önce de mevcut olma ihtimali vazife malulü sayılmasına engel teşkil edecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davanın açıldığı 11/05/2005 tarihinden geriye doğru 120 gün için belirlenen 2.570,20-TL tazminat için her ay maaşının ödenmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, bu tarihten öncesine ilişkin tazminat isteminin ise süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, Kuruma atfedilecek bir kusur bulunmadığından ve mevzuatında Kurumdan alacaklı olanlara faiziyle birlikte ödeme yapılacağına dair hüküm bulunmadığı, Kurum aleyhine harçlara hükmedilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan idare mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali ile davanın açıldığı 11/05/2005 tarihinden geriye doğru 120 gün için belirlenen 2.570,20-TL tazminat için her ay maaşının ödenmesi gereken tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi, bu tarihten öncesine ilişkin tazminat isteminin ise süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz edilen kısmının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Hukuka aykırı işlem nedeniyle yoksun kalınan maddi ve manevi zararın karşılanmasında zaman içinde gecikme olması ve bu gecikmeden doğan zararın telafisi için davacıya ödenecek tazminata uygulanacak faizin, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanması gerekeceği açık olmakla birlikte, davalı idarece davacıya ödenmesi gereken parasal haklara uygulanacak faizin başlangıç tarihinin de ayrıca incelenmesi gerekli görülmüştür.
Bir idari işlem veya eylemden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davalarda, uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihi olarak;
a) idareye başvuru var ise, bu başvuru tarihinin;
b) İdareye başvuru yok ise, davanın açıldığı tarihin;
c) İdari işleme karşı açılan bir iptal davasında, sadece dava konusu işlemin iptalinin istenmesi ve bu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine süresinde açılmış (iptale dayalı) bir tam yargı davasında, ilk (iptal) davanın açıldığı tarihteki başvuru tarihinin; başvuru yok ise, anılan (iptal) davanın açıldığı tarihin;
Esas alınması gerektiği, istikrar kazanmış Danıştay İçtihatlarıyla kurala bağlanmıştır.
Bu durumda, davacının yoksun kaldığı parasal haklara yürütülecek yasal faizin başlangıç tarihi olarak, işbu davanın açıldığı 11/05/2005 tarihinin esas alınması gerektiğinden; İdare Mahkemesince verilen kararın, davacıya ödenecek tazminat için her ay maaşının ödenmesi gereken tarihten itibaren ödeme tarihine kadar ay be ay yasal faiz işletilmesine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile kararın anılan kısmının düzeltilerek onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.